YEREL HABERLER - 08 Mart 2012 Perşembe 13:26

YARDIMLAR YERİNİ BULDU

A
A
A
YARDIMLAR YERİNİ BULDU

2006 yılında eşini kolan kanserinden kaybeden ve üç kız çocuğunda da aynı genetik rahatsızlık görülen Beyhan Demirtaş, yapılan yardımlarla hayata daha sıkı sarıldı.
Hayırsever Zehra Söylemez’in girişimleri ile 2006 yılında başlatılan kampanya sonucunda Deniz Feneri, Hanımeli Derneği ve hayırsever işadamları ve vatandaşların destekleriyle toplanan para ile alınan evin anahtarı Vali İzzettin Küçük tarafından Beyhan Demirtaş’a teslim edildi. Demirtaş ailesini yeni evlerinde ziyaret eden Vali İzzettin Küçük, kendisinin Kaymakamlık yaptığı dönemde evin pazarlığının yapıldığını ve bugün evin anahtarını Demirtaş ailesine teslim etmenin mutluluğunu yaşadığını belirterek, "Beyhan Hanım eviniz hayırlı uğurlu olsun. Burada çocuklarınla mutlu ve sağlıklı bir şekilde oturun. Zehra Hanıma ben çok teşekkür ediyorum. Bu evin alımında, finansmanının karşılanmasında çok büyük emekleri geçti. Böyle eşleri olmayan hanımefendileri desteklemeye devam edeceğiz. Çıkan bir kanun ile de eşleri vefat etmiş hanımefendilere aylık 250 TL sosyal nakdi yardımda bulunulacak. Ama bir yuva sahibi olmaları çok önemli. Benim Safranbolu Kaymakamlığım döneminde buranın pazarlığını yapmıştık. Bugün bu daireyi hanımefendiye teslim ediyoruz. İnşallah çocuklarınla birlikte güzel günler geçirirsin" dedi.
Vali İzzettin Küçük, ziyarette çocuklara da çeşitli hediyeler verdi. Vali Küçük ayrıca, Beyhan Demirtaş’a çocuklarının tedavisi konusunda ellerinden gelen yardımı yapacaklarını söyledi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan Çetesi üyeleri savunma yapıyor: "Basında linç edildim" İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine beşinci gününde devam ediyor. Bağcılar Medilife Hastanesi’nde yenidoğan yoğun bakım sorumlu doktoru olarak çalışan ve 4 bebeğin ölümünde sorumluluğu olduğu iddianamede belirtilen Dursun Eryılmaz, verilen aranın ardından savunma yaptı. Eryılmaz savunmasında, bir bebeğin ölümü ile ilgili basın tarafından linç edildiğini söylerken, ölümünden sorumlu tutulduğu bir başka bebeği ise hatırlamadı. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava beşinci gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada, Bağcılar Medilife Hastanesi’nde yenidoğan yoğun bakım sorumlu doktoru olan; ayrıca Melek Süleymanoğlu, Öykü Helvacı, Havanur Karakoç ve Ayaz Karaduman bebeğin ölümünde sorumluluğu olduğu iddianamede belirtilen Dursun Eryılmaz savunma yaptı. “Basında linç edildim” Eryılmaz savunmasında, “Karakoç bebek Yalova’da doğdu. Bağırsaklarında çürüme olduğu söylendi. 112 tarafından bize sevk oldu ve yatışı yapıldı. Gerekli tetkik ve tedavileri alındı. Çocuk cerrahisi değerlendirdi. Hasta ameliyat edildi, entübe şekilde yatıyordu. Gözlemden sonra beslenmeye başlandı. Çocuk kilo almadı, kilo kaybetti. Bağırsaklarının emilimi bozuk çocuğun. Bu bebek de eks oldu. Bebeğin başında da ben vardım. Bebeği entübe ettim. Müdahale ettim, toparladım, döndü. Sonra genel durumu bozuldu. Canlandırma işlemi yaptık ama 2 saat sonra eks oldu. Akşam polis geldi. Ben sonradan geldiğimde polisi görmedim. Polis çıkıp gitmişti. Basında en çok Karakoç bebek tarafından linç edildim” dedi. Karaduman bebeğin ölümüne ilişkin ise sanık Eryılmaz, “KSS Eğitim Araştırma Hastanesi’nde doğuyor. Solunum sıkıntısı, kan şekeri düşüklüğü nedeniyle hastanemize 112 aracılığı ile sevk edildi. Hastaya damar yolu açıldı. Tedavisine başlanıyor. Bebek yatışı devam ederken eks oluyor. 45 dakika canlandırma işlemi sürüyor nöbetçi doktor var o saatte. Bana hiç haber verilmiyor. Bana olayı anlattılar. Bu bebek de bu şekilde eks oldu” diye konuştu. Ölümünde sorumluluğunun bulunduğu bebeği duruşmada hatırlamadı Dursun Eryılmaz, “Melek Süleymanoğlu bebek hatırlayamadığım bir bebek. Ama anladığım kadarıyla bebek solunum sıkıntısı ile başka bir hastaneden bize geliyor” dedi. Çalıştığı şirketin sahibini bilmediğini iddia etti Sanık Eryılmaz savunmasının devamında, “Benim maaşım şirketten yatıyordu. Şirketin kimin olduğunu bilmiyordum. Tutuklanmadan birkaç ay önce Fırat Sarı’yı gördüm. ‘Ben buranın işletmesini devraldım’ dedi. Ben o şekilde Fırat Sarı’dan maaş aldığımı anladım. Bizde günlük epikriz yazacağız diye bir kural yok. Notlar alıyorduk. Sonrasında da yazabilirdik” ifadelerini kullandı. Mahkeme başkanı tarafından İlker Gönen ile Çağla Durmuş arasında geçen “Dursun ağabeyle ağzın bir olsun yani” konuşması Eryılmaz’a soruldu. Sanık bu konuşmaya ilişkin “Polis geldiği için o gün tedirgin olduklarından böyle söylemişlerdir” dedi.