GENEL - 23 Nisan 2012 Pazartesi 16:07

ULUSLARARASI ENERJİ VE ENERJİ POLİTİKALARI KONGRESİ

A
A
A
ULUSLARARASI ENERJİ VE ENERJİ POLİTİKALARI KONGRESİ

İstanbul Kültür Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Durmuş Dündar, enerji sektörünün dünya ekonomisi ve siyasi ortamında her geçen gün biraz daha önemini artırdığını belirterek, yenilenebilir enerji kaynaklarına önem verilmesi gerektiğini söyledi.
Antalya`nın Kemer ilçesi Kriş turizm bölgesinde İstanbul Kültür Üniversitesi`nin ev sahipliğinde organize edilen Uluslarası Enerji ve Enerji Politikaları Kongresi devam ediyor. Kongrenin açılış konuşmasını yapan İstanbul Kültür Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Durmuş Dündar, enerji sektörünün dünya ekonomisi ve siyasi ortamında her geçen gün biraz daha önemini artırdığına işaret etti.
Devletin ve hükümetin temel sorununun enerji olması gerektiğine vurgu yapan Dündar, şöyle konuştu: "Enerji sektörünün yapısı gelecekle ilgili politikaları ve sorunlarının bir iplik yumağı kadar girift olduğu ortadadır. İKÜ, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi bu konunun uluslararası platformda görüşülmesi için bu kongreyi düzenliyor. Uluslararası Enerji ve Enerji Politikaları Kongresi`nde enerji ekonomisi, enerjinin finansmanı, enerji güvenliği, petrol, nükleer enerji, doğalgaz, madencilik, çevre
ekonomileri, sürdürülebilir enerji, enerji verimliliği, fiyat oluşumu ve rekabet, enerji vergilendirilmesi dünyadaki gelişmeler konuşulacaktır."
Doğuş Enerji Üretim ve Yatırım A.Ş Ceo`su Kutsal Atıl, elektrik sektörü ile ilgili gözlem ve görüşlerini aktardı. Modern dünyada enerji güvenliği, enerjiye ulaşılabilirlik, sürdürülebilir ekonominin temel taşlarından birini oluşturduğunu söyledi.
Atıl, kısıtlı ve tükenmekte olan doğal kaynakların sektörün en büyük sorunu olduğu gibi aynı zamanda yeni teknolojiler geliştirme konusunda da en büyük ilham kaynağı olduğunu anlattı. Geçen yıllarda ağırlıklı olarak petrol ve madenler aracılığıyla yapılan elektrik üretiminin, günümüz dünyasında zamanla yerini rüzgar, güneş ve nükleer kaynaklara bırakıldığını anlatan Atıl, şöyle konuştu: "Enerji verimliliği gelişen teknolojiyle doğru orantılı olarak, insanların enerji tüketimini de artırmaktadır. Hızlı
büyüyen ekonomimizin enerji talebindeki artış dünya ortalamasının çok üzerindedir. Bu talebin karşılanması için hem kamunun hem özel sektörün üzerine düşen ayrı ayrı sorumluluklar vardır"
Özel sektörün temel sorumluluğunun her anlamda doğru ve sürdürülebilir yatırım gerçekleştirmek olduğuna vurgu yapan Atıl, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yatırımlarını bu doğrultuda hayata geçiren özel sektör yatırımcılarının yerli kaynak kullanımına özen göstermelerini, çevreye duyarlı projeler geliştirmelerini, üniversiteler ortak çalışmalara hız vermelerini bekliyoruz"
Ekonomimizin cari açığı olduğunun herkes tarafından ifade edildiğini anlatan Atıl, konuşmasına şöyle devam etti: "Ülkemizin petrol ve doğalgaz ithalatının kontrol altına alınması, cari açığında kontrol altına alınmasını sağlayacaktır. Bu nedenle biz enerji yatırımcıları, yerli kaynak yatırımına önem vermeliyiz. Türkiye yerli ve sürdürülebilir enerji kaynakları bakımından bölgesindeki diğer ülkelerden avantajlı konumdadır. Yenilenebilir kaynaklar 2000 yılında toplam kurulu güç içinde yüzde 40`lık paya
sahipken bu pay 2011 yılı sonu itibari ile yüzde 35`e gerilemiştir. Bu durum ülkemizde doğalgazın enerji üretimindeki payının her geçen yıl arttığının en önemli göstergesidir."
Ülkemizdeki enerji santrali kurulumunada değinen Atıl, şunları söyledi: "Doğalgazın enerji üretimindeki payının gelişimine bakarsak bugün 55 bin megavatlık doğalgaz santrali kurulumuna yönelik lisans başvurusu bulunmaktadır. Buna karşılık hidroelektrik santrali kurulumuna yönelik lisans başvurusu 27 bin megavat seviyesindedir. Bu nedenle özel sektörün cari açıkla mücadele noktasında yerine getirmesi gereken daha fazla sorumluluğun olduğu inancındayım"
Yaptıkları yatırımlar hakkında da bilgi veren Atıl, Doğuş Grubu olarak yerel ve doğal kaynaklardan en etkin ve çevreci şekilde yararlanmayı hep öncelikli gördüklerini söyledi. Bu bağlamda önümüzdeki aylarda faaliyete geçecek olan Boyabat Hidroelektrik Santrali ile yatırımları devam eden Artvin ve Arslancık Hidroelektrik santrallerinin ülkemiz enerji piyasasına olumlu katkı sağlayacağını öngördüklerini anlatan Atıl, şöyle konuştu: "Kamudan bir yatırımcı gözüyle liberalleşme sürecinin aynı kararlılıkta
sürdürülmesini, yatımcıların önünü açacak şekilde regülasyonların geliştirilmesini beklemekteyiz"
Küresel Kaynaklar Anonim Şirketi Başkanı Mehmet Öğütçü de, Türkiye`nin enerji politikası ve yenilenebilir enerji kaynaklarının nasıl değerlendirilmesi noktasında bilgi verdi. Konuşmaların ardından İKÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Durmuş Dündar, Öğütçü ve Atıl`a plaket takdim etti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Tarım girdi maliyetleri son dört yılın en düşük seviyesinde Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Antalya Tarım Konseyi (ATAK) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, eylül ayı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi’nin (Tarım-GFE) aylık ve yıllık olarak 2020 yılından bu yana en düşük seviyesinde olduğunu söyledi. Ali Çandır, Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı eylül ayı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi’ni değerlendirdi. Çandır, eylül ayı Tarım-GFE’nin alt kalemlerine bakıldığında tarımda kullanılan mal ve hizmetlerin fiyatlarında aylıkta yüzde 1.58 ve yıllıkta ise yüzde 29.71’lik artış olduğunu belirtti. Çandır, tohumda aylık yüzde 6.10, enerjide yüzde eksi 1.84, gübrede yüzde 2.14, ilaçta yüzde 0.94, veteriner hizmetlerinde yüzde 2.70, yemde yüzde 2.22 ve diğer kalemlerde ise yüzde 1.96’lık değişimlere dikkat çekerken, yıllıkta ise tohumda yüzde 58.03, enerjide yüzde 19.80, gübrede yüzde 8.64, ilaçta yüzde 22.89, veteriner hizmetlerinde yüzde 74.12, yemde yüzde 28.10 ve diğer kalemlerde ise yüzde 66.23’lük artış olduğunu kaydetti. Tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetlerin fiyatlarında aylık yüzde 2.87, yıllık yüzde 45.28’lik artış ilan edildiğini belirten Çandır, şu değerlendirmede bulundu: “Eylül ayında Tarım-GFE alt kalemlerindeki değişimler, yılbaşından bu yana derece derece düşüş eğilimi gösterirken, eylül ayında bu düşüş hız kazanmıştır. Bu düşüşte en ciddi olan, enerji kalemindeki aylık yüzde eksi 1.84’lük düşüş olmuştur. Yıllıkta ise uzun bir aradan sonra ilk defa tek haneye düşen gübre kalemi dikkat çekmiştir. Yıllık yüzde 8.64’lük enflasyonla ilk tek haneli kalem olma özelliği ortaya çıkmıştır. Çoğu kalemde manşet enflasyonun altında rakamlar ilan edilirken, veterinerlik kaleminin yüzde 74.12’lik ve diğer kaleminin yüzde 66.23’lük enflasyonları yüksek seyredişleri ile dikkat çekmiştir.” “Üreticinin tek maliyeti girdi kalemleri değil” TÜİK’in açıkladığı eylül ayı tarımsal üretici fiyat endeksi Tarım-ÜFE’nin aylık yüzde 2 ile 10 yıllık eylül ortalamasının 1.72 üzerinde ilan edildiğini kaydeden Çandır, yıllıkta yüzde 31.09 ile 10 yıllık ortalamanın 25.07 üzerinde açıklandığına dikkat çekti. Çandır, “Tarımsal faaliyetlerde bulunanlar açısından son bir yıllık eğilim, genel olarak üretici aleyhine seyretmiştir. Ancak mayıs, haziran ve eylül aylarında bu aleyhte eğilim yerini üretici lehine çevirmiştir. Yıllık girdi maliyetleri artışı ise nispi olarak üretici fiyatları artışının yüzde 30 altında seyretmiştir. Üretici, eylül ayında aylıkta lehte bir durum yaşarken yıllıkta ciddi zarar etmeye devam etmiştir. Esasen hem aylıkta hem de yıllıkta üretici fiyatlarının nispi olarak tarımsal girdi fiyatlarından ciddi bir yükseklikte seyretmesi sürdürülebilirlik bakımından önem taşımaktadır. Çünkü üreticinin tek maliyet grubu girdi kalemleri değil en az onun kadar da diğer maliyetleri söz konusudur” değerlendirmesinde bulundu. Yurtiçi ve yurtdışı üretici enflasyonlarının tarım sektörünü dolaylı olarak etkilediğini vurgulayan Ali Çandır, yurtdışı üretici enflasyonu YD-ÜFE’nin eylülde aylık yüzde 2.25 ve yıllıkta yüzde 32.35 arttığını, yurtiçi üretici enflasyonu Yİ-FE’nin de aylık yüzde 1.37, yıllık yüzde 33.09 ilan edildiğini kaydetti. Çandır, üretici düzeyindeki gıda kaleminin aylık yüzde 1.76, yıllık ise yüzde 43.96 arttığını belirterek, “Bu durum, eylül ayında tarıma dayalı imalat sanayiindeki enflasyonun tarımdan daha yüksek seyrettiğini göstermektedir” dedi. Eylül ayında üretici kesimdeki bu enflasyonlara karşılık tüketici enflasyonu TÜFE’nin aylık yüzde 2.97, yıllık yüzde 49.38 arttığını kaydeden Ali Çandır, “Son 10 yıllık eylül ayı ortalamalarının aylıkta yüzde 1.43 ve yıllıkta ise yüzde 16.84 olduğu hatırlanırsa manşet enflasyonların hala ne kadar yüksek seyrettiği daha iyi anlaşılır” dedi. Çandır, tüketici tarafındaki gıda enflasyonunun eylül ayında aylık yüzde 2.48, yıllık yüzde 43.72 ilan edildiğini belirterek, “İşlenmemiş gıda enflasyonu eylülde aylık yüzde 3.54 ve yıllık yüzde 43.34 düzeyinde ilan edilmişti. Yaş meyve sebze enflasyonu ise aylık yüzde 3.17 ve yıllık 32.79 artış olarak ilan edilmişti. Tüketici taraftaki bu rakamlar, üreticilerin maruz kaldığı enflasyonun üzerinde bir tüketici enflasyonu olduğunu göstermeye devam etmektedir” değerlendirmesinde bulundu.
Adıyaman Sağlık müdürlüğünde değerlendirme toplantısı Adıyaman İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Mehmet Şirik başkanlığında ’Değerlendirme toplantısı’ düzenlendi. Adıyaman İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Mehmet Şirik başkanlığında İlçe sağlık müdürlükleriyle 2024 yılı ilk 9 aylık çalışmaları değerlendirme toplantısı gerçekleştirildi. İl Sağlık Müdürlüğü Toplantı Salonunda gerçekleştirilen toplantıda ilçe sağlık müdürlüklerinin katılımıyla 2024 yılı ilk 9 aylık dönemde yapılan çalışmalar masaya yatırıldı. Toplantıda, ilçelerdeki aile sağlığı merkezlerinde sunulan gebe, bebek izlemleri, riskli gebelerin takibi, aşılamalar, meme kanseri, kadınlarda rahim kanseri, kalın bağırsak kanseri tarama çalışmaları hakkında bilgi alışverişinde bulunuldu. Toplantıda İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Mehmet Şirik’e toplum taraması örnek çalışması olarak Besni ilçesinde yürütülen ve bu güne kadar yaklaşık bin kişiyi kapsayan 50 yaş üzeri erkeklerde prostat spesifik antijen taramalarının tanıtımı aktarıldı. Ayrıca toplantıda ilçe sağlık müdürlükleri tarafından mobil hizmet kapsamında yapılan taramalar ve halk sağlığı açısından kazanımlar ele alınırken, aşılama çalışmaları sırasında kaçırılmış fırsatların değerlendirilmesi, eksik aşıların tamamlanması gibi konular da istişare edildi. Toplantı sonunda bir konuşma yapan İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Mehmet Şirik,"Bugün ilk olarak 2024 yılı ilk 9 aylık dönemde yapılan çalışmaları masaya yatırdık. İlçe Sağlık Müdürlüklerimizle birlikte ilçelerdeki sağlık hizmetlerinin işleyişi ile çalışmaları sunum eşliğinde değerlendirdik. Vatandaş ile sağlık çalışanının memnuniyetini artırmayı, sağlık sisteminin sürdürülebilirliğini sağlamayı, vatandaşlarımıza erişilebilir, etkili, etkin ve kaliteli sağlık hizmeti sunmayı kendimize amaç edinmeyi hedef koyduk. Hedeflerimizi ve bu hedeflere ulaştıracak stratejilerimizi ortaya koyarak yol haritamızı belirliyoruz. Ayrıca sağlık hizmetlerinde vatandaşımızın memnuniyetine odaklandığımızı söylemek istiyorum. Sağlık hizmetlerini mevcut gelinen noktanın bir üst seviyesine çıkartmak, bu hizmetleri sunumunda imrenerek bakılan bir kent olma yolunda gayret sarf edeceğiz” diye konuştu.