GENEL - 20 Nisan 2012 Cuma 14:45

BAKAN ŞAHİN`DEN `GÜÇLÜ TOPLUM` VURGUSU

A
A
A
BAKAN ŞAHİN`DEN `GÜÇLÜ TOPLUM` VURGUSU

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, güçlü toplum olmadan ekonomik verilerin toplumsal huzur ve barışı getirmeyeceğini söyledi.
Bakan Şahin, Adana`nın merkez ilçe Yüreğir Belediyesi ile İktisadi Araştırmalar Vakfı iş birliğinde HiltonSA Adana Oteli`nde organize edilen `Türkiye`de İç Göçün Sosyo-Ekonomik Sonuçları: Adana Özelinde Değerlendirme Sempozyumu`na katıldı. Burada konuşan Şahin, bakanlık koltuğuna ilk oturduğunda kendisine görev alanının sorulduğunu hatırlatarak, "Ben de kadın, çocuk, yaşlı, engelli saydım ve dedim ki, `Güçlü erkekler alanın dışında gözüküyor ama bu kadar sorunu çözebilmem için güçlü erkeklerin desteği
gerekiyor.` Herkesin yaşam alanı içinde benim bakanlığımın çok önemli görevi var. İdari olarak kendimizi güçlendirdik, mali olarak güçlendirdik. Sosyal yardımlaşmayla, sosyal hizmetlerin birleştiği yeni bir idari kadrodayız" dedi.
"İŞ BİTİP TESTİ KIRILIYOR VE BİZ HUKUKU BUNA GÖRE OLUŞTURUYORUZ"
Kadını kollayıp korurken aileyi de koruyup kollamayı en önemli görevlerden biri olarak gördüklerinin altını çizen Şahin, bu kapsamda da AK Parti hükümetinin en önemli projelerinden birinin de `Aile ve Sosyal Destek Uzmanlığı Projesi` olduğunu, bu konudaki çalışmaların da artık son aşamaya geldiği bilgisini verdi. Devlet olarak her zaman sonuçlarla uğraştıklarını kaydeden Şahin, "İş bitiyor, yangın çıkıyor, testi kırılıyor, hukukumuzu, sistemimizi buna göre oluşturuyoruz. Oysa modern ve çağdaş devlet
yönetimi sonucu görebilmek, baştan müdahale edebilmektir. Bunun maliyeti çok daha ucuzdur. Koruyucu ve önleyici tedbirlerle devlet yönetimi bakanlığımızın temel yönetim felsefesidir. O yüzden aile sosyal destek uzmanlığı dediğimiz şey, nasıl her ailenin hekimi varsa, sağlık ne kadar önemli, sağlıkta dönüşüm nasıl olduysa, sosyal hizmet dediğimiz insan odaklı kişilerin merkeze alındığı yönetim anlayışında da sosyal devlet olmak, sosyal adaleti, barışı sağlamak için de bizim koruyucu tedbirleri hayata
geçirmemiz gerekiyor" diye konuştu.
"KİMSESİZLERİN KİMSESİ, SESSİZ YIОINLARIN SESİ OLACAОIZ"
Bilim ve tekniği kullanıp kendini yetiştirmiş akademisyenlerle ortak bir çalışma ortaya koyduklarını dile getiren Şahin, `Aile ve Sosyal Destek Uzmanlığı Projesi`nin şu anda Kırıkkale ve Karabük`te yürütüldüğü bilgisini verdi. Projeyle birlikte iki ayrı model üzerinde durduklarını belirten Şahin, yapılan modellemenin ardından bölgesel olarak Adana`da ve tüm Türkiye`de projenin hayata geçirileceğini açıkladı. Şahin, "Peki bu çalışmalar neler? Verdiğimiz ekonomik destek tek başına yeterli değil. Sosyal
yardımlaşmayla birlikte son 10 yılda 10 kat artmış bir bütçemiz var. Çünkü Sayın Başbakanımızın bize verdiği talimatla, `Kimsesizlerin kimsesi, sessiz yığınların sesi olacağız` dedik. Bize gelip başvuran değil, ben hakikaten bu işin hakkını vereceksem, gidip benim onu bulduğum, ihtiyacı olanı yerinde tespit ettiğim bir sistemi hayata geçirmek zorundayız. İşte o yüzden aile sosyal destek uzmanlığı önemli. Artık tüm Türkiye`nin aile ve kişi bazlı sosyal ve ekonomik haritasını 3 saniye içinde düğmeye basınca
çıkaran bir iktidarın bakanlığıyız ve genel müdürlüğüyüz. Kişilerin adını koyduğun zaman o kişiye ait bütün ekonomik ve sosyal verilere bakıyoruz. Düğmeye basıp alıyoruz. Bu tespit yeterli mi, elbette ki değil" diye konuştu.
"GÜÇLÜ TOPLUM OLAMAZSAK EKONOMİK VERİLER HUZUR GETİRMEZ"
Ailelere ulaşıp verilen desteklerin sorunu çözüp çözmediğini, zihinsel engelli bir anne, alkol ile mücadele eden bir baba, evde şiddet varsa o aileye ulaştırılacak desteğin, işi daha da büyütebileceğini dile getiren Şahin, "Beraberinde sosyal hizmetle bütünleşmesi, o ailenin temel ihtiyacının ne olduğunun analiz edilmesi, kağıt üzerinde kalmadan hemen geriye dönük gerekli tedbirleri alabilmek önemli. Bugün gerekli tedbirleri alabilmek ve gerekli yetkiyi koyabilmek için her şeyimiz var" ifadelerini
kullandı.
İthalatı, ihracatı, ekonomik kalkınmayı tamamlarken, insani gelişmiş nitelikleri ve göçü de beraber yönetebilmenin tek yolunun güçlü toplum olmaktan geçtiğinin altını çizen Şahin, güçlü toplum olunmadığı zaman, bu ekonomik verilerin toplumsal huzur ve barışı getirmeyeceğini savundu.
"TÜRK TOPLUMUNUN YÜZDE 70`İ MUTLU VE ÇOK MUTLU"
Zengin ve fakir arasındaki farkın devam ettiği bir toplumun mutlu ve huzurlu olamayacağını ifade eden Şahin, bu nedenle ham petrol zengini ülkelerde olduğu gibi euro ve dolar zengini ülkelerde de büyük bir huzursuzluğun hakim olduğuna dikkat çekti. Adaletli kalkınma hamlesi kapsamında yapmış oldukları Türkiye araştırmasında Türk toplumunun yüzde 70`inin mutlu ve çok mutlu olduğunun açıkça görülebileceğini kaydeden Şahin, konuşmasının devamında da şu görüşleri dile getirdi: "Bu önemli bir şey. Toplumsal
huzur ve barış, sürdürülebilir kalkınma ve beraberinde insanımızı merkeze alan yönetim anlayışıyla engellimizin birinci sınıf vatandaş olduğu, 74 milyonun, `Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, bu kimlikle onur duyuyorum` dediği bir Türkiye bizim temel hedefimiz."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Bitlis’te hayatını kaybeden vatandaşın organları iki kişiye umut oldu Bitlis’te beyin ölümü gerçekleşen 44 yaşındaki hastanın iki böbreği Diyarbakır’daki iki hastaya umut oldu. 5 gün önce evinde iki defa epilepsi nöbeti geçiren vatandaş, Bitlis-Tatvan Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavisine başlanıldı. Durumu kritik olan 44 yaşındaki erkek hasta bir süre yoğun bakımda kaldıktan sonra beyin ölümü gerçekleşti. Bunun üzerine hayatını kaybeden vatandaşın yakınları hastane yönetimine başvuruda bulunarak organların bağışlanmasını istediler. Hemen harekete geçen hastane yönetimi Sağlık Bakanlığı ile gerekli yazışmaları yaparak Diyarbakır Dicle Üniversitesinden gelen Prof. Dr. Mehmet Yılmaz tarafından yapılan başarı bir operasyonla hastanın her iki böbreği alındı. Konuyla ilgili olarak gazetecilere açıklamalarda bulunman Prof. Dr. Mehmet Yılmaz, böbreklerin birinin Dicle Üniversitesinden diğerinin ise Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki hastalara nakledileceğini söyledi. Prof. Dr. Yılmaz, “Bitlis-Tatvan Devlet Hastanesi’nde 44 yaşında erkek hastamızın beyin ölümü teşhisi konulması sonucu Sağlık Bakanlığına bilgi verilmesi sonucu her iki böbreğini çıkarttık. Hastanemizin hekim arkadaşlarına çok teşekkür ediyorum. Çünkü beyin ölümü teşhisi koymak bir sağlık hastanesinde sağlık hizmetlerinin en yüksek seviyede yapıldığının göstergesidir. Organ bağışı hayat kurtarıyor çünkü sonuçta organlarımız toprak oluyor veya karbonhidrojen moleküllerine ayrılıyor. Bu yüzden organ bağışına katkıda bulunmak insanlık adına bir borç olarak görüyoruz. Beyin ölümü gerçekleşmiş olan hastamızın her iki böbreğini Dicle Üniversitesi ve Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesinde böbrek bekleyen hastalarımıza nakledilecek. Yakınlarının gösterdiği bu candan bağış insanlar için umut oluyor ki bu ülkemizde yaygın bir şekilde gerçekleşmesini istiyoruz. Batı ülkelerinde bu organ naklinin yüzde 90’ı kadavradan sağlanmakta ülkemizde ise tam tersi bir oran mevcut” diye konuştu. Bitlis-Tatvan Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Gökmen Reyhanlı, hayatını kaybeden hasta yakınlarına bu duyarlı davranışlarından ötürü teşekkür ederek organ bağışının ne denli önemli olduğuna değindi. Reyhanlı, "Organ nakli sağlık durumları nedeniyle organ yetmezliği yaşayan insanların hayatını kurtarmanın en etkili yollarından biridir. Bu işlem, yalnızca tıbbi bir başarı değil, aynı zamanda insanlığın dayanışma ve yardımlaşma duygusunun somut bir ifadesidir. Bugün hastanemizde beyin ölümü gerçekleşen bir vatandaşımızın iki böbreğini başka vatandaşlarımıza umu olduğuna vesile olduğumuz için muyluyuz. Ekiplerimiz dün geceden beri özveri ile çalışıyor. Gerekli yazışmalardan sonra bakanlığımızdan da onayları alarak ve yine bakanlığımızın gönderdiği bir ekip sayesinde başka insanlara umut ve sağlık olmanın gururunun yaşadık. Ülkemizde ve dünyada binlerce insan organ bağışı sayesinde ikinci bir yaşam şansı elde ediyor. Ancak ne yazık ki organ bağışına duyulan ihtiyaç bağış oranlarından çok daha yüksek durumda. Her bağış bir hayatın kurtulması, ve bir ailenin umutla dolması anlamına gelmektedir. Organ bağışı hem bilimsel hemde etik açıdan son derece güvenli bir süreçtir. Üstelik bağışçı olmak için sadece birkaç dakika ayırmak yetiyor. Bugün buradan herkesi organ bağışı için bilinçlenmeye ve bir adım atmaya davet ediyorum. Daha önce hastanemizde son birkaç yılda 10-15 beyin ölümü tanısı koyduk. Ancak ilk defa bir organ nakline vesile oluyoruz. Bu duyarlı davranışları sebebi ile hayatını kaybeden vatandaşımızın ailesine şükranlarımı sunuyorum” dedi.