Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, güçlü toplum olmadan ekonomik verilerin toplumsal huzur ve barışı getirmeyeceğini söyledi.
Bakan Şahin, Adana`nın merkez ilçe Yüreğir Belediyesi ile İktisadi Araştırmalar Vakfı iş birliğinde HiltonSA Adana Oteli`nde organize edilen `Türkiye`de İç Göçün Sosyo-Ekonomik Sonuçları: Adana Özelinde Değerlendirme Sempozyumu`na katıldı. Burada konuşan Şahin, bakanlık koltuğuna ilk oturduğunda kendisine görev alanının sorulduğunu hatırlatarak, "Ben de kadın, çocuk, yaşlı, engelli saydım ve dedim ki, `Güçlü erkekler alanın dışında gözüküyor ama bu kadar sorunu çözebilmem için güçlü erkeklerin desteği
gerekiyor.` Herkesin yaşam alanı içinde benim bakanlığımın çok önemli görevi var. İdari olarak kendimizi güçlendirdik, mali olarak güçlendirdik. Sosyal yardımlaşmayla, sosyal hizmetlerin birleştiği yeni bir idari kadrodayız" dedi.
"İŞ BİTİP TESTİ KIRILIYOR VE BİZ HUKUKU BUNA GÖRE OLUŞTURUYORUZ"
Kadını kollayıp korurken aileyi de koruyup kollamayı en önemli görevlerden biri olarak gördüklerinin altını çizen Şahin, bu kapsamda da AK Parti hükümetinin en önemli projelerinden birinin de `Aile ve Sosyal Destek Uzmanlığı Projesi` olduğunu, bu konudaki çalışmaların da artık son aşamaya geldiği bilgisini verdi. Devlet olarak her zaman sonuçlarla uğraştıklarını kaydeden Şahin, "İş bitiyor, yangın çıkıyor, testi kırılıyor, hukukumuzu, sistemimizi buna göre oluşturuyoruz. Oysa modern ve çağdaş devlet
yönetimi sonucu görebilmek, baştan müdahale edebilmektir. Bunun maliyeti çok daha ucuzdur. Koruyucu ve önleyici tedbirlerle devlet yönetimi bakanlığımızın temel yönetim felsefesidir. O yüzden aile sosyal destek uzmanlığı dediğimiz şey, nasıl her ailenin hekimi varsa, sağlık ne kadar önemli, sağlıkta dönüşüm nasıl olduysa, sosyal hizmet dediğimiz insan odaklı kişilerin merkeze alındığı yönetim anlayışında da sosyal devlet olmak, sosyal adaleti, barışı sağlamak için de bizim koruyucu tedbirleri hayata
geçirmemiz gerekiyor" diye konuştu.
"KİMSESİZLERİN KİMSESİ, SESSİZ YIĞINLARIN SESİ OLACAĞIZ"
Bilim ve tekniği kullanıp kendini yetiştirmiş akademisyenlerle ortak bir çalışma ortaya koyduklarını dile getiren Şahin, `Aile ve Sosyal Destek Uzmanlığı Projesi`nin şu anda Kırıkkale ve Karabük`te yürütüldüğü bilgisini verdi. Projeyle birlikte iki ayrı model üzerinde durduklarını belirten Şahin, yapılan modellemenin ardından bölgesel olarak Adana`da ve tüm Türkiye`de projenin hayata geçirileceğini açıkladı. Şahin, "Peki bu çalışmalar neler? Verdiğimiz ekonomik destek tek başına yeterli değil. Sosyal
yardımlaşmayla birlikte son 10 yılda 10 kat artmış bir bütçemiz var. Çünkü Sayın Başbakanımızın bize verdiği talimatla, `Kimsesizlerin kimsesi, sessiz yığınların sesi olacağız` dedik. Bize gelip başvuran değil, ben hakikaten bu işin hakkını vereceksem, gidip benim onu bulduğum, ihtiyacı olanı yerinde tespit ettiğim bir sistemi hayata geçirmek zorundayız. İşte o yüzden aile sosyal destek uzmanlığı önemli. Artık tüm Türkiye`nin aile ve kişi bazlı sosyal ve ekonomik haritasını 3 saniye içinde düğmeye basınca
çıkaran bir iktidarın bakanlığıyız ve genel müdürlüğüyüz. Kişilerin adını koyduğun zaman o kişiye ait bütün ekonomik ve sosyal verilere bakıyoruz. Düğmeye basıp alıyoruz. Bu tespit yeterli mi, elbette ki değil" diye konuştu.
"GÜÇLÜ TOPLUM OLAMAZSAK EKONOMİK VERİLER HUZUR GETİRMEZ"
Ailelere ulaşıp verilen desteklerin sorunu çözüp çözmediğini, zihinsel engelli bir anne, alkol ile mücadele eden bir baba, evde şiddet varsa o aileye ulaştırılacak desteğin, işi daha da büyütebileceğini dile getiren Şahin, "Beraberinde sosyal hizmetle bütünleşmesi, o ailenin temel ihtiyacının ne olduğunun analiz edilmesi, kağıt üzerinde kalmadan hemen geriye dönük gerekli tedbirleri alabilmek önemli. Bugün gerekli tedbirleri alabilmek ve gerekli yetkiyi koyabilmek için her şeyimiz var" ifadelerini
kullandı.
İthalatı, ihracatı, ekonomik kalkınmayı tamamlarken, insani gelişmiş nitelikleri ve göçü de beraber yönetebilmenin tek yolunun güçlü toplum olmaktan geçtiğinin altını çizen Şahin, güçlü toplum olunmadığı zaman, bu ekonomik verilerin toplumsal huzur ve barışı getirmeyeceğini savundu.
"TÜRK TOPLUMUNUN YÜZDE 70`İ MUTLU VE ÇOK MUTLU"
Zengin ve fakir arasındaki farkın devam ettiği bir toplumun mutlu ve huzurlu olamayacağını ifade eden Şahin, bu nedenle ham petrol zengini ülkelerde olduğu gibi euro ve dolar zengini ülkelerde de büyük bir huzursuzluğun hakim olduğuna dikkat çekti. Adaletli kalkınma hamlesi kapsamında yapmış oldukları Türkiye araştırmasında Türk toplumunun yüzde 70`inin mutlu ve çok mutlu olduğunun açıkça görülebileceğini kaydeden Şahin, konuşmasının devamında da şu görüşleri dile getirdi: "Bu önemli bir şey. Toplumsal
huzur ve barış, sürdürülebilir kalkınma ve beraberinde insanımızı merkeze alan yönetim anlayışıyla engellimizin birinci sınıf vatandaş olduğu, 74 milyonun, `Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, bu kimlikle onur duyuyorum` dediği bir Türkiye bizim temel hedefimiz."