GENEL - 19 Nisan 2012 Perşembe 16:47

BEŞİKTAŞ`TAKİ İSTANBUL ADLİYESİ TAŞINIYOR

A
A
A
BEŞİKTAŞ`TAKİ İSTANBUL ADLİYESİ TAŞINIYOR

Türkiye`de ``Ergenekon``, ``Balyoz Planı`` ve ``Futbolda şike``, gibi önemli soruşturmaları ve kamuoyunun yakından takip ettiği birçok davalara ev sahipliği yapan Beşiktaş`taki İstanbul Adliyesi, 5 Mayıs`ta Çağlayan`daki İstanbul Adalet Sarayı`na taşınacak.
Çırağan Caddesi üzerinde Temmuz 1994`den beri önce Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM), DGM`lerin kapatılmasının ardından da özel yetkili mahkemelerin görev yaptığı Beşiktaş`taki adliye binası 18 yıldır kamuoyunun gündemini belirleyen soruşturma ve davalara ev sahipliği yapıyordu.
Geçtiğimiz yıl Mart ayında açılan Çağlayan`daki İstanbul Adalet Sarayı`nın C ve D bloklarında görev yapacak olan Özel yetkili mahkemeler ve savcılık daha sonra Bağcılar`da yapılacak olan ek adliye binasına taşınacak.
Ceza Muhakemeleri Kanunu`nun (CMK) 250. maddesiyle görevli, özel yetkili mahkeme ve özel yetkili savcılıklara ev sahipliği yapan İstanbul Adliyesi, Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) olarak görev yaptığı 4 Temmuz 1994`de Gülhanede`deki yerinden Beşiktaş`a taşınmıştı. Çıkarılan yeni kanunla 2004 yılında Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kaldırılmasının ardından adliye, görevine Beşiktaş`taki İstanbul Adliyesi ismi ve ``özel yetki`` ile devam etti.
18 yıl boyunca DGM ve özel yetkili mahkemelere hizmet veren binada birçok politikacı, iş adamı, sanatçı, sporcu, gazeteci, bilim adamı sanık, şüpheli veya mağdur olarak ifade verdi. 7 kişinin öldüğü 127 kişinin yaralandığı Mısır Çarşısı, 13 kişinin yanarak öldüğü 2 kişinin de yaralandı Mavi Çarşı`ya düzenlenen saldırılar ile El Kaide Terör Örgütü`nün Türkiye yapılanması tarafından gerçekleştirilen 15-20 Kasım 2003`de gerçekleştirilen bombalı saldırılara ilişkin yargılamada Beşiktaş`taki İstanbul
Adliyesi`nde yapıldı. Terör örgütleri PKK, DHKP/C, Hizbullah, MLKP, İslami Hareket, MLKP, TİKKO ilişkin davalara da ev sahipliği yaptı.
Beşiktaş`taki İstanbul Adliyesi`nde, Ümraniye`deki bir gecekonduda 12 Haziran 2007 yılında el bombalarının ele geçirilmesiyle başlayan süreçte, ``Ergenekon`` soruşturması yürütüldü. Bugün Silivri Ceza ve İnfaz Kurumu`nda 2 davası görülen ``Ergenekon`` soruşturması gibi, çok sayıda subayın soruşturulduğu ``Balyoz Planı``, ``İrtica ile mücadele eylem planı``, ``Poyrazköy`deki kazılarda bulunan mühimmat``, ``Amirallere suikast``, ``Kafes eylem planı``, ``Şantaj ve askeri casusluk`` ve ``Gölcük`te ele
geçirilen belgeler`` gibi soruşturmalar da önemli davalara dönüştürüldü.
Subayların yargılandığı bu davalarda Türkiye`nin 26. Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, ilk tutuklanan muvazzaf orgenerallerden Orgeneral Bilgin Balanlı, eski kuvvet komutanları emekli Orgeneraller İbrahim Fırtına, Özden Örnek ve Şener Eruygur ile eski 1. Ordu Komutanları emekli Orgenerallar Çetin Doğan ve Hasan Iğsız ile emekli Orgeneral Hurşit Tolon`un bu davalara ilişkin yargılanmalarına devam ediliyor.
Askeri şahısların yanı sıra, şimdilerde İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinde davası görülen, ``Futbolda şike iddialarına yönelik`` soruşturma kapsamında futbol dünyasından çok sayıda kişinin sorgulandığı Beşiktaş`taki İstanbul Adliyesi, Türkiye`deki ünlü şahısların da yargılanma durağı olmuştu.
BEŞİKTAŞ`TAKİ ADLİYEDE İFADE VEREN ÜNLÜ İSİMLER
18 yıl boyunca Beşiktaş`taki adliyede hakim ve savcı karşısına çıkan ünlü isimler şöyle:
Şike davası: Aziz Yıldırım, Ümit Karan, Şekip Mustoroğlu, Mecnun Odyakmaz,
Susurluk Davası: Korkut Eken, İbrahim Şahin`in de arasında bulunduğu eski özel harekat polisleri,
Batık Bankalar Davası: Eski bakanlardan Cavit Çağlar, iş adamları Dinç Bilgin, Ali Avni Balkaner, Yahya Murat Demirel, Hayam Garipoğlu, Korkmaz Yiğit`in de arasında bulunduğu pek çok is adamı ve bankacı,
Uyuşturucu ve çıkar amaçlı örgüt davalarında sanık olan sanatçılar: Tarkan, Tuğba Özay, Deniz Seki, Seda Akman, İbrahim Tatlıses, Ferhat Güzel, Azer Bülbül, Haluk Levent, Kenan Kalav, Cengiz İmren, Okan Karacan, Yalçın Dümer, Alişan, Yıldız Tilbe gibi isimler
Çıkar amaçlı suç örgütü davasında yargılanan dönemin belediye başkanları: Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan, Gebze Belediye Başkanı Ahmet Pembegüllü, Kavaklı Belediye Başkanı Orhan Tıraşoğlu, Akyazı Belediye Başkanı Yaşar Yazıcı gibi bir çok isim bu adliyede hakim ve savcı karşısına çıkarak ifade vermişti.
Öte yandan adliyenin taşınacağı tarihin belli olmasının ardından, adliyedeki görevli muhabirler Beşiktaş Adliyesi`nde yaşadıkları anıları twitter`da paylaştı. Muhabirlerin anılarını paylaşmasının ardından Beşiktaş Adliyesi twitter`da Türkiye gündeminde en çok konuşulan 2. sıraya kadar yükseldi.
BEŞİKTAŞ ADLİYESİ, TWİTTER`DA GÜNDEM OLDU
Adliyenin 2 hafta içinde Çağlayan`a taşınacağını öğrenen adliye muhabirleri ise Twitter`da adliyedeki anılarını paylaşarak Beşiktaş Adliyesi`ni kısa sürede Türkiye`de en çok konuşulan konu yapmayı başardı. İşte yıllarını Beşiktaş Adliyesi`ne veren gazetecilerin tweetleri ;
İHA Muhabiri Yusuf Melikoğlu, "Bir muhabirin Tarkan`ın elini tutarak `canım üzülme heryeş güzel olacak` dediği yerdir"
Akşam Gazetesi Muhabiri Seda Kılıç, "Adliye muhabirlerinin giremediği tek adliye"
TRT Muhabiri Seyid Kılıç, "Açıklıyorum, canlı yayından canlı yayına koşarken kızımı okulda unuttuğum yer."
Zaman gazetesi Muhabiri Büşra Erdal, "Ergenekon başladığında bir general avukatının `Büşra Erdal`ı tanıyor musunuz` diye sorduğu, benim de tanımadığımı söylediğim yer."
Anadolu Ajansı Muhabiri Murat Kaya, "Dursun Çiçek`in ilk geldiği zaman, heyecanla avukatı Mustafa beye koşup, `Dursun beyy` diye bağırmıştım."
Milliyet Gazetesi Muhabiri Esra Alus, "Savcranmalarına devam ediliyor.
ı ve hakimlerin basın mensuplarıyla köşe kapmaca oynadığı yerdir"
Show Tv Muhabiri Doğanay Topçu, "Yıldız Tilbe`nin soru soran gazetecilere bağıra bağıra delikanlım şarkısını söylediği yerdir."
Habertürk Gazetesi Muhabiri, "Müvekkilinin birkaç gün önce öldüğünden habersiz duruşmada savunma yapan avukatın mahçup olduğu yerdir."
İHA Muhabiri Yusuf Melikoğlu, "Tutuklanma kararı yüzüne okunan Tuğbay Özay hüngür hüngür ağlayarak avukatına `Edip abi bırakma beni` dediği yerdir."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Cezaevinden izinli çıkan şahıs, akrabasını bacağından vurarak ölüme terk ettiği iddiasıyla tutuklandı Samsun’da cezaevinden izinli çıkan şahıs, evine gelen akrabasını tabancayla dizinden vurarak ölüme terk ettiği iddiasıyla tutuklandı. Olay, Atakum ilçesi Çakırlar Yalı Mahallesi’nde 17 Kasım gecesi saat 02.30 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 2017 yılında Samsun’da bir müteahhidin damadı tarafından öldürülmesi olayıyla ilgili tutuklanan 3 kişiden biri olan ve yargılandığı mahkemece 25 yıl hapis cezasına çarptırılan Bora K. (49), 7 yıldır bulunduğu cezaevinden izinli olarak çıkarak, cezaevi arkadaşı Batuhan Ö. (28) ile kendi evinde buluştu. Evde alkol alan arkadaşların yanına ev sahibi Bora K.’nin aynı binada oturan akrabası Kani Timur Ünal (52) da geldi. İddiaya göre çıkan tartışmada Bora K., Kani Timur Ünal’ı tabancayla sağ dizinden vurarak yaraladı. Bora K. ile Batuhan Ö., daha sonra eve gelen Arife B. (22) adlı kadını da alarak, yaralı şahsı evde bırakıp ayrıldı. Bora K., geceyi gittiği otelde geçirdi. Batuhan Ö., aldığı alkolün etkisinden kurtulduktan sonra vicdan azabı duyduğunu belirterek polise ihbarda bulundu. Olaydan 20 saat sonra Bora K.’nin evine çilingir yardımıyla giren Samsun Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, bacağından vurulan Kani Timur Ünal’ı kan kaybından ölmüş olarak buldu. Polis, Bora K.’yi kaldığı otelde yakalayarak gözaltına aldı. Olayla ilgili Batuhan Ö. ve 1 çocuk annesi Arife B. de gözaltına alındı. Bora K. ölen akrabasının kazara kendi kendini vurduğunu ileri sürerken, Batuhan Ö. ise şahsı Bora K.’nin vurduğunu iddia etti. Cinayet Büro Amirliğinde sorguları tamamlanan 3 kişi bugün Samsun Adliyesine sevk edildi. Savcıya ifade veren Bora K. ve Batuhan Ö. tutuklanmaları talebiyle, Arife B. ise adli kontrol şartıyla nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Batuhan Ö. ifadesinde, "Kendisine ’Ağabey ambulansı arayalım, adam ölecek’ dedim, izin vermedi. Timur vurulduktan sonra dahi bir tepki vermedi, koltukta oturmaya devam etti. Timur vurulduktan 10 dakika kadar sonra Arife bana mesaj attı. Arife geldi, çantasını evde unuttuğunu söyledi. Ben eve çıkamayacağımı söyledim, evde yaşanan olayı anlattım. Kendisi eve çıktı, aradan 7-8 dakika sonra geri geldi. Evde ne olduğunu sordum. Adamın yerde yattığını söyledi. Arife ile birlikte olay yerinden ayrıldık. Sonrasında uzaklaşırken ambulansı Arife’nin telefonundan aradık. Açık adresi bilmediğimiz için sadece o tarafa doğru bir yönlendirme yaptık. Evden çıkıp Arife’yi beklediğim esnada korkup panik yaptığım için kendim polisi veya ambulansı arayamadım. Ertesi gün öğrendiğim kadarıyla olay ortaya çıkmamıştı. Bunun üzerine kolluk kuvvetlerini arayarak polisleri olayın yaşandığı yere götürdüm. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmayı talep ederim" dedi. Bora K. ise ifadesinde, "Olayın meydana geldiği ev bana aittir. Batuhan ile açık infaz kurumunda birlikte kalmamız nedeniyle tanışmaktayız. İkimiz de izindeydik. O benden bir hafta önce izne ayrılmıştı. Yazlıkta buluşmaya karar verdik. Olay günü Batuhan ile konuştuğumuzda iki kız arkadaşı olduğunu söyledi. Bulundukları yere araba gönderterek üçünü aldırttım. Dördümüz beraber olayın meydana geldiği eve gittik. Uzaktan akrabam olan Timur Ünal da eve geldi. Eve geldiğinde kendisi aşırı alkollüydu. Evde 5 kişiydik. Bir müddet sonra hatırladığım kadarıyla Damla isimli kişi evden tek başına ayıldı, Arife, ben, Batuhan ve Timur evde oturup sohbet etmeye başladık. Alkolün de etkisiyle Timur duygusallaşmaya başladı. Batuhan ve Arife de evdeydi, evin içerisinde farklı yerlere gidip geliyorlardı. Bir müddet sonra belinden bir silah çıkarttı, oynamaya başladı. ’Senin hasmın varsa, bizim de hasmımız var’ dedi. Ben kendisine ’Silahla oynama’ dedim. Bu esnada bir el silah sesi geldi. Ben kendime baktım, vurulup vurulmadığımı kontrol ettim. Çünkü yanımda oturuyordu. Vurulmaktan endişe ettim. Timur’a baktığım zaman ayağında kan olduğunu gördüm. ’Niçin dikkat etmiyorsun’ dedim, ’Ambulansı arayalım’ dedim. O da ’Ambulans gelirse poliste gelir. Daha silahın parasını ödeyemedim. Silahı kaptırırım’ dedi. Yerlerde kan vardı. Onu ima ederek eski medikalci olduğunu, evi toplayabileceğini söyledi. Ben de evde kalmak istemedim. Bu esnada ben de aşırı alkollüydüm. Ses duyulmuştur, polis gelir düşüncesiyle silahı bana vererek ’Al bunu götür’ dedi. Hatırladığım kadarıyla ben evden Batuhan ve Arife ile birlikte çıktık. Atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Kesinlikle maktulü ben vurmadım. Silah bana ait değildir, Timur’a aittir. Yaklaşık 8 yıldır cezaevindeydim. Suçtan uzak durmaya çalıştığım için böyle bir olayla karşılaştığımda tam da sonuçlarını öngörememem nedeniyle Timur’un kendisini vurması üzerine ve kendisinin halledebileceğini söylemesi üzerine evden ayrıldım. Batuhan’ın beyanını kabul etmiyorum. Timur ile aramda bir husumet yoktur. Niçin ben Timur’u vurayım. Batuhan’ın kendisini kurtarmak amacıyla o şekilde beyan verdiğini düşünüyorum" diye konuştu. Bora K.’nin avukatı Mehtap Çelikten, "Suçlamaları kabul etmiyoruz. Maktül müvekkilimin uzaktan akrabasıdır. Aralarında herhangi bir husumet bulunmamaktadır. Bu eylemin müvekkilim tarafından gerçekleştirildiğine dair de bir delil bulunmamaktadır. Arife’nin iş bu sorguda okunan sorgu beyanındaki birçok husus kolluk ve savcılık aşamasında belirtilmemiş, ekleme yapılmış hususlardır. Müvekkilimin atılı suçu işlemesi veya ambulans gelmesini engellenmesi için herhangi bir sebebi yoktur. Olay anında müvekkilin aşırı derecede sarhoş olup, diğerleri Batuhan ve Arife olmak üzere iki kişidir ve polisi aramak ve ambulansı çağırmak için izin almaya ihtiyaçları bulunmamaktadır. Diğer şüpheli Batuhan’ın ise gerek kendisini, gerekse kız arkadaşı Arife’yi kurtarma amacıyla okunan surette ifade verdiği ortadadır. Eğer Arife ve Batuhan da müvekkil gibi ifade verse yani maktulün kendisini vurduğunu ifade etselerdi bu kişilerde aynı suç kapsamında şu an tutuklamaya sevk edileceklerdi ve atılı suçtan yargılanacaklardı. Kendilerini korumak amacıyla müvekkil hakkında ifade verdikleri ortadadır" şeklinde konuştu. Nöbetçi mahkeme Arife B.’nin serbest bırakılmasına karar verdi. Bora K. mahkemece tutuklanarak Samsun T Tipi Kapalı Cezaevine gönderilirken, Batuhan Ö. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
İstanbul Yenidoğan çetesi davasında sanıklar savunma yapıyor İstanbul’da bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmal nedeniyle ölmelerine neden olan ’yenidoğan çetesi’ üyeleri hakim karşısına çıktı. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan ’yenidoğan çetesi’ hakkında yürütülen soruşturma tamamlanarak, hazırlanan fezleke Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmişti. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı da hazırlanan iddianameyi Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermişti. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianame kapsamında 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılanmasına başlandı. Konferans salonunda görülen duruşmada cumhuriyet savcısı, baroların ve siyasi partilerin davaya katılma taleplerinin reddedilmesini talep etti. Mahkeme, tüm katılma taleplerinin reddine karar verdi. Söz verilen sanık Fırat Sarı, “Söyleyecek bir şeyim yok” dedi. “Yapılan yanlışlıklar, usülsüzlükler var” Savunma için söz verilen tutuklu sanık Hakan Doğukan Taşçı ise, “Bazı konularda üzerime atılı suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Sadece telefon tapeleri üzerinden bir bilirkişi raporu hazırlanmış. Yaklaşık 10 yıldır hemşire olarak görev yapıyorum. Dönem dönem farklı hastanelerde çalıştım. Sanıkların çoğu arkadaşımdı. Hepimiz sağlık sektöründeyiz zaten. Fırat Sarı’yı Reyap Hastanesi’nden tanıyorum. Bazı sistemlerde yapılan yanlışlıklar, usülsüzlükler var. Ben 10 senedir çalışıyorum. Evrak üzerinde oynamalar hep yapılıyordu daha fazla para almak için. Sistemde detaylı bakıldığında binlerce şikayet göreceksiniz. Ben bir kuruş fazladan para kazanmadım. Şu an İstanbul’da özel hastanelerin yüzde 80-90’ınında bebek yoğun bakımda doktor durmuyor. Sistem bu şekilde. Bizim neden müdahale ettiğimiz söyleniyor. Müdahale etmezsek yine suçluyuz. Benim hiçbir şekilde ailelerle para alışverişim olmadı. Eşzamanlı denetim yapıldı. Denetim sırasında kimseden emir almadım. İyi hasta, kötü hasta şeklinde şablonlarımız vardı. Bunlar gerçeğe aykırı mıydı diye sorarsanız evet gerçeğe aykırıydı. Ama SGK sistemine geçmiyorduk bunları” dedi.
Samsun Cezaevinden izinli çıkıp evine gelen akrabasını bacağından vurarak ölüme terk ettiği iddiasıyla tutuklandı Samsun’da cezaevinden izinli çıkıp evine gelen akrabasını tabancayla dizinden vurarak ölüme terk ettiği iddiasıyla gözaltına alınan şahıs çıkarıldığı mahkemece tutuklanrken, 1’i adli kontrol şartıyla olmak üzere 2 kişide mahkemece serbest bırakıldı. Olay, Samsun’un Atakum ilçesi Çakırlar Yalı Mahallesi’nde 17 Kasım gecesi saat 02.30 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 2017 yılında Samsun’da bir müteahhidin damadı tarafından öldürülmesi olayıyla ilgili tutuklanan 3 kişiden biri olan ve yargılandığı mahkemece 25 yıl hapis cezasına çarptırılan Bora K.(49), 7 yıldır bulunduğu cezaevinden izinli olarak çıktı ve cezaevi arkadaşı Batuhan Ö.(28) ile kendi evinde buluştu. Burada alkol alan arkadaşlardan ev sahibi Bora K.’nin aynı binada oturan akrabası Kani Timur Ünal (52) da aynı eve geldi. İddiaya göre, çıkan tartışmada Bora K., Kani Timur Ünal’ı tabancayla ateş açarak sağ dizinden yaraladı. Bu sırada eve Arife B.(22) adlı kadın da geldi ve Ünal’ı evde yaralı olarak gördü. Yaralı akrabasını evde bırakan Bora K. ile Batuhan Ö. ve Arife B. evden ayrıldı. Bora K. geceyi gittiği otelde geçirdi. Batuhan Ö. aldığı alkolün etkisinden kurtulduktan sonra vicdan azabı duyduğunu belirterek polise ihbarda bulundu. Olaydan 20 saat sonra Bora K.’nin evine çilingir yardımıyla giren Samsun Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, bacağından vurulan Kani Timur Ünal’ı kan kaybından ölmüş olarak buldu. Polis, Bora K.’yi kaldığı otelde yakalayarak gözaltına aldı. Olayla ilgili Batuhan Ö. ve 1 çocuk annesi Arife B. de gözaltına alındı. Bora K., ölen akrabasının kazara kendi kendini vurduğunu ileri sürdü. Batuhan Ö. de ölen şahsı Bora K.’nin vurduğunu iddia etti. Cinayet Büro Amirliğinde sorguları tamamlanan 3 kişi bugün Samsun Adliyesine sevk edildi. Savcıya ifade veren Bora K. ve Batuhan Ö. tutuklanmaları talebiyle, Arife B. ise adli kontrol şartıyla nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Batuhan Ö.," Kendisine ’Abi ambulansı arayalım, adam ölecek’ dedim. İzin vermedi. Timur vurulduktan sonra dahi bir tepki vermedi. Koltukta oturmaya devam etti. Timur vurulduktan 10 dakika kadar sonra Arife bana mesaj attı. Arife geldi. Çantasını evde unuttuğunu söyledi. Ben eve çıkamayacağımı söyledim. Evde yaşanan olayı anlattım. Kendisi eve çıktı, aradan 7-8 dakika sonra geri geldi. Evde ne olduğunu sordum.Adamın yerde yattığını söyledi. Arife ile birlikte olay yerinden ayrıldık. Sonrasında uzaklaşırken ambulansı Arife’nin telefonundan aradık. Açık adresi bilmediğimiz için sadece o tarafa doğru bir yönlendirme yaptık.Evden çıkıp Arife’yi beklediğim esnada korkup panik yaptığım için kendim polisi veya ambulansı arayamadım. Ertesi gün öğrendiğim kadarıyla olay ortaya çıkmamıştı. Bunun üzerine kolluk kuvvetlerini arayarak polisleri olayın yaşandığı yere götürdüm. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmayı talep ederim" dedi. Bora K.’ Olayın meydana geldiği ev bana aittir. Batuhan ile açık infaz kurumunda birlikte kalmamız nedeniyle tanışmaktayız. İkimizde izindeydik.O benden bir hafta önce izine ayrılmıştı. Yazlıkta buluşmaya karar verdik. Olay günü Batuhan ile konuştuğumuzda iki kız arkadaşı olduğunu söyledi. Bulundukları yere araba gönderterek üçünü aldırttım. Dördümüz beraber olayın meydana geldiği eve gittik. Uzaktan akrabam olan Timur Ünal da eve geldi. Eve geldiğinde kendisi aşırı alkollüydu. Evde 5 kişiydik. Bir müddet sonra hatırladığım kadarıyla Damla isimli kişi evden tek başına ayıldı, Arife, ben, Batuhan ve Timur olarak evde oturup sohbet etmeye başladık. Alkolün de etkisiyle Timur duygusallaşmaya başladı. Batuhan ve Arife de evdeydi, evin içerisinde farklı yerlere gidip geliyorlardı, bir müddet sonra belinden bir silah çıkarttı. Oynamaya başladı. ’Senin hasmın varsa, bizim de hasmımız var’ dedi. Ben kendisine ’Silahla oynama’ dedim. Bu esnada bir el silah sesi geldi. Ben kendime baktım, vurulup vurulmadığımı kontrol ettim. Çünkü yanımda oturuyordu. Vurulmaktan endişe ettim. Timur’a baktığım zaman ayağında kan olduğunu gördüm. ’Niçin dikkat etmiyorsun’ dedim. ’Ambulansı arayalım’ dedim. O da ’Ambulans gelirse poliste gelir. Daha silahın parasını ödeyemedim. Silahı kaptırırım’ dedi. Yerlerde kan vardı. Onu ima ederek eski medikalci olduğunu evi toplayabileceğini söyledi. Ben de evde kalmak istemedim. Bu esnada ben de aşırı alkollüydüm. Ses duyulmuştur, polis gelir düşüncesiyle silahı bana vererek ’Al bunu götür’ dedi. Hatırladığım kadarıyla ben evden Batuhan ve Arife ile birlikte çıktık. Atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Kesinlikle maktulü ben vurmadım. Silah bana ait değildir, Timur’a aittir. Yaklaşık 8 yıldır cezaevindeydim. Suçtan uzak durmaya çalıştığım için böyle bir olayla karşılaştığımda tam da sonuçlarını öngöremem nedeniyle Timur’un kendisini vurması üzerine ve kendisinin halledebileceğini söylemesi üzerine evden ayrıldım. Batuhan’ın beyanını kabul etmiyorum. Timur ile aramda bir husumet yoktur. Niçin ben Timur’a vurayım. Batuhan’ın kendisini kurtarmak amacıyla o şekilde beyan verdiğini düşünüyorum" diye konuştu. Bora K.,’nin avukatı Mehtap Çelikten ise," Suçlamaları kabul etmiyoruz. Maktül müvekkilimin uzaktan akrabasıdır. Aralarında herhangi bir husumet bulunmamaktadır. Bu eylemin müvekkilim tarafından gerçekleştirdiğine dair de bir delil bulunmamaktadır. Arife’nin işbu sorguda okunan sorgu beyanındaki birçok husus kolluk ve savcılık aşamasında belirtilmemiş ekleme yapılmış hususlardır. Müvekkilimin atılı suçu işlemesi veya ambulans gelmesini engellenmesi için herhangi bir sebebi yoktur. Olay anında müvekkilin aşırı derecede sarhoş olup diğerleri Batuhan ve Arife olmak üzere iki kişidir ve polisi aramak ve ambulansı çağırmak için izin almaya ihtiyaçları bulunmamaktadır. Diğer şüpheli Batuhan’ın ise gerek kendisine gerekse kız arkadaşı Arife’yi kurtarma amacıyla okunan surette ifade verdiği ortadadır. Eğer Arife ve Batuhan da müvekkil gibi ifade verse yani maktulün kendisini vurduğunu ifade etselerdi bu kişilerde aynı suç kapsamında şuan tutuklamaya sevk edileceklerdi ve atılı suçtan yargılanacaklardı. Kendilerini korumak amacıyla müvekkil hakkında ifade verdikleri ortadadır" şeklinde konuştu. Nöbetçi mahkeme Arife B.’nin serbest bırakılmasına karar verdi. Bora K. mahkemece tutuklanarak Samsun T Tipi Kapalı Cezaevine gönderilirken, Batuhan Ö. ise mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. (MAY-