YEREL HABERLER - 10 Nisan 2012 Salı 17:50

KÜTAHYA İL ÖZEL İDARESİ GENEL SEKRETERLİОİ`NDE KURA HEYECANI

A
A
A
KÜTAHYA İL ÖZEL İDARESİ GENEL SEKRETERLİОİ`NDE KURA HEYECANI

Toplum Yararına Çalışma Programı (TYÇP) kapsamında, Kütahya İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği tarafından hazırlanan ve Kütahya İş Kurumu Müdürlüğü ile birlikte yürütülecek olan Ağaçlandırılması Projesi ve Daha Güvenli ve Temiz Köy Yolları için 5 ay süreli çalıştırılmak üzere 25 kişi için kuralar çekildi.
Toplum yararına çalışma programı kapsamında İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği tarafından yapılan projelerde çalıştırılmak üzere toplam 25 asil kişi ve 40 yedek kişinin kura çekimi İl Özel İdaresi Meclis Toplantı salonunda noter huzurunda gerçekleştirildi. Proje için 92 kişi müracaat etmiş olup çekilen kura sonucunda 25 asil ve 40 yedek belirlendi.
İl Özel İdaresi İl Genel Meclisi Toplantı Salonu`nda gerçekleşen çekilişe İl Genel Meclis Başkanı Seyit Ömer Durmuş, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Salih Akkaya, İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürü Emeti Ertan, İş-Kur yetkilisi Fatma Tekin ve Kütahya 1.Noter yeminli katip Hüseyin Avni Uğurtay katıldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Seydikemer’de yüksek kesimler beyaza büründü Seydikemer’in yüksek kesimlerinde uzun süren kuraklık sonrası yağan kar, yaylaları beyaza bürüdü. Kar yağdığını duyan vatandaşlar yaylalara çıkarak, hem karın keyfini çıkardı, hem de bereket için şükretti. Seydikemer ilçesinde gece boyunca etkili olan kar yağışı, bölgeyi beyaza bürüdü. Fethiye-Antalya karayolunun 1300 rakımlı Karabel mevkii ve çevresindeki yayla köyleri, sabah saatlerinde yaklaşık 20 santimetreyi bulan kar örtüsüyle karşılaştı. İlçenin Karabel Mevkii başta olmak üzere yayla mahallelerinde yolların kapanma riskine karşı ekipler yoğun bir şekilde yol temizleme çalışmalarını sürdürdü. Kar yağışını hasretle bekleyen bölge halkı, bu durumu sevinçle karşıladı. Kuraklık tehdidi nedeniyle uzun süredir endişe yaşayan vatandaşlar, yağışların bereket getirmesi temennisinde bulundu. Kar haberi, çevre ilçelerden de vatandaşları Karabel mevkiine çekti. Fethiye ve Seydikemer’den gelen birçok aile, kar oynayıp keyifli vakit geçirdi. Meteoroloji ekipleri, kar yağışının aralıklarla devam edeceğini bildirdi. Kar yağışını değerlendiren Salih Bülbül, “Çok güzel olmuş, ben Bekçiler’den geliyorum. Orada 15-20 santimetre kar yağmış. Hatta sular bile gözükmeye başlamış. Bu durum gerçekten güzel çünkü uzun süredir böyle bir yağışa ihtiyaç vardı. Uzun zamandır kuraklık yaşanıyordu, millet artık ne yapacağını bilemez hale gelmişti. Elbette kuraklık bir sorun, yağmurun hiç yağmaması başka bir sorun. Ancak Cenab-ı Hak ne verirse ona razı olmalıyız” ifadelerini kullandı. “Çok heyecanlı ve mutluyuz” Çocuğu ile beraber kar oynamaya gelen Ramazan Buhuroğlu ise "Karın yağdığını duyunca hemen geldik. Amacımız biraz kar oynamak, çocuğu gezdirmek ve ona bu güzel deneyimi yaşatmaktı. Zaten o da ilk defa kar görüyor, bu yüzden çok heyecanlı ve mutluyuz” dedi. “Kar yağsın ki sularımız çoğalsın” Elif Kanyılmaz, kar yağışını bereket olarak gördüğünü belirterek, “Kar yağınca çok sevindik. Allah’ım çokça versin. Kar yağsın ki sularımız çoğalsın” şeklinde konuştu. Erdinç Eryılmaz isimli vatandaş, “Uzun bir aradan sonra her yeri bembeyaz görmek çok güzel bir duygu. Allah devamını getirir inşallah,” diyerek mutluluğunu dile getirdi.
Manisa Manisa jandarması cinayeti engelledi Diyarbakır’da 2011 yılında iki aile arasında çıkan husumet sonrası hasımlarının Manisa’nın Saruhanlı ilçesinde olduğunu öğrenen şahsın Diyarbakır’dan Manisa’ya geldiğini ve aileyi araştırdığını tespit eden jandarma ekipleri, şahsı ruhsatsız tabanca ile yakaladı. Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde 2011 yılında iki aile arasında 2 kişinin öldüğü, 5 kişinin ise yaralandığı olaylar sonrası başlayan husumet Manisa’ya taşındı. Olaya karışan ailelerden birinin yaşanan husumet nedeniyle 2013 yılında Manisa’nın Saruhanlı ilçesine taşındı. Olayların ardından 12 yıl 9 ay 10 gün hapis cezasına çarptırılan Saruhanlı’daki aileden M.H. isimli şahıs 30 Kasım 2024 tarihinde, yine aynı cezayı alan aynı aileden M.Ç.H. ise 5 Aralık 2024 günü Jandarma Suç Araştırma Timleri tarafından yakalanarak cezaevine gönderildi. Hasım aile fertlerinin yakalandığını öğrenen M.L.Ö. isimli şahıs ise 22 Aralık 2024 günü Diyarbakır‘dan Manisa’ya gelerek kan davalısı olduğu ailenin adreslerini araştırmaya başladı. Konu hakkında bilgi sahibi olan Saruhanlı İlçe Jandarma Komutanlığı, Manisa JASAT’ın da desteği ile M.L.Ö. isimli şahsı 24 Aralık 2024 günü üzerinde ruhsatsız tabanca ile şapkalı ve yüzü maskeli şekilde bir aracın içinde yakalandı. Jandarmadaki işlemlerinin ardından M.L.Ö. isimli şahıs, Saruhanlı Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanarak Manisa T-Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna teslim edildi.
Ankara TÜRK-İŞ Başkanı Atalay: “Adil bir düzenleme yapılmadığı sürece TÜRK-İŞ olarak asgari ücret komisyonuna katılmayacağız” Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Genel Başkanı Ergün Atalay, “Bu komisyon adil değil, antidemokratik yapısı var. Bu saatten sonra adil bir düzenleme yapılmadığı sürece TÜRK-İŞ olarak komisyona katılmayacağız” dedi. TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, asgari ücretin belirlenmesinin ardından konfederasyon genel merkezinde açıklamalarda bulundu. Atalay, 22 bin 104 lira olarak belirlenen asgari ücretin kabul edilebilir olmadığını savunarak, Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarına katılmama kararı aldıklarını açıkladı. Hükümet ve işverenin birlikte belirlediği 2025 yılı asgari ücretine ilişkin görüşmelerde örgütsüz işçiler adına masada olduklarını hatırlatan Atalay, “Sendikanın olduğu yerde asgari ücret olmaz. İkramiye olur, yol olur, yemek parası olur. Olmadığı yerde ise bunların hiçbiri olmaz. Ülkemizde 8 milyon asgari ücretli var. Son 5 yıldır özellikle asgari ücret geçim ücreti oldu. O yüzden bu masada asgari ücretliler olsun dedik. Hiç müdahale etmeden arkadaşlarımız masada oldu. Geçen hafta bir toplantı yaptık, taleplerini kamuoyuna açıkladık. Arkadaşlarımız ’29 bin 583 lira istiyoruz’ dedi. Üç toplantı oldu, üç toplantıda da taraflar bizim önümüze bir rakam getirmedi. Talebimiz neydi? Anayasa’da yer alan geçim şartlarına öncelikle uyulmasını, asgari ücret belirlenirken bilimsel kalıpların esas alınmasını, pazarlık konusu yapılmamasını ifade ettik. Asgari ücret teşviki sendikalı olan yerlere verilmeli dedik” açıklamasında bulundu. “Toplantıya katılmama kararı aldık, rakamdan haberimiz yok” Atalay, 24 Aralık’ta gerçekleştirilen Asgari Ücret Tespit Komisyonu dördüncü toplantısının kendilerine son dakikada haber verildiğini söyleyerek, “Dün aradılar, toplantıdan bir saat öncesinde arkadaşlarımızın biri Gerede’de, diğeri başka yerde. Böyle apar topar olmaz dedik. Biz de yönetim kurulumuzu topladık. Daha sonra katılmama kararı aldık. Rakamdan haberimiz yok, bilgimiz yok, o yüzden burada olmamızın da bir anlamı yok. 15 kişi katılıyoruz toplantıya ancak işveren ve hükümet birlikte oluyor istediği kararı çıkarıyor. 50 yıldır bu komisyon yapılıyor. 6 kere oy birliği ile karar alındı. 22 kere biz bu toplantıya katılmadık” dedi. “Sendikaları ve işçiyi yıpratmanın anlamı yok” Asgari ücret tespiti sürecinde TÜRK-İŞ’e yönelik eleştirilerin olduğunu da dile getiren Atalay, “Belli okumuş arkadaşlar yazıyor; 29 bin 583 lirayı belli ettiniz, neden gittiniz diyor. Biz oraya gitmedik, katılmadık. Engin Bingöl diye bir tır şoförü beni arıyor toplantıya katılmadan önce. ‘Sizi duruşunuzdan dolayı tebrik ediyorum’ diyor. Bu tır şoförü asgari ücretin nasıl belirlendiğini biliyor da sosyal medyada TÜRK-İŞ kabul etti diyenler, okumuş adamlar neler diyor. Sendikacıları, işçileri hırpalamanın, yıpratmanın bir anlamı yok. Biz bu konuları Türkiye’nin bütün vilayetlerinde anlattık. Sendikacılar yasama, yürütme, yargı değil. Şu anda asgari ücretlilerin yüzde 99’u bizim üyemiz değil. Ama komşumuz, arkadaşımız. Bunların ücretini nasıl artırırız diye düşünüyoruz. 29 bin 583 lira olması gerektiğini kapı kapı anlattık” diye konuştu. “Ülke büyüyorsa asgari ücretli de büyümeli” Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ekonominin iyiye gittiğine yönelik sözlerini hatırlatan Atalay, “Vergi ile ilgili, staj ile ilgili, taşeron ile ilgili bir yanıt bekliyoruz. Sayın Şimşek ‘Ülke iyiye gidiyor, ülke büyüyor, finans kuruluşları Türkiye’yi övüyor’ dedi. Bu ülke büyüyorsa asgari ücretlinin de ekonomik durumdan büyümesi gerekiyor. Kamu işçisinin de, emeklinin büyümesi gerekiyor. ‘Enflasyona ezdirmeyeceğiz’ diyorlar. Bu zammı kabul etmek mümkün değil. Biz zordayız, geçinemiyoruz” şeklinde konuştu. “Adil bir düzenleme yapılmadığı sürece TÜRK-İŞ olarak komisyona katılmayacağız” Atalay, TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu’nun artık Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na katılmama kararı aldığını dile getirerek, “Bu komisyon adil değil, antidemokratik yapısı var. Adil olmayan bir komisyonda 50 yıl durduk. Bu saatten sonra adil bir düzenleme yapılmadığı sürece TÜRK-İŞ olarak komisyona katılmayacağız” dedi.
Burdur Özlem Şımarık cinayetinde yargılanan 9 sanıktan ikisine tahliye kararı Burdur’da 8 Şubat’ta eski eşi tarafından kaldığı otelde silahla vurulup bıçaklanan Özlem Şımarık’ın ölümüyle ilgili davanın ilk duruşmasında 2 sanık tahliye edilirken 7 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Burdur’da 8 Şubat’ta kasten yaralama suçundan kapalı cezaevinde yatarken Açık Ceza İnfaz Kurumu’na geçtiği gün gitmesi gereken süre içinde gitmeyip Çavdır ilçesinde boşandığı eşi Özlem Şımarık’ı (28) kaldığı oteli basarak odasında av tüfeğiyle vurup daha sonra birçok yerinde bıçaklayarak ağır yaralayan Tarık Y. (45), olay yerinden kaçmıştı. Hastaneye kaldırılan 2 çocuk annesi Özlem Şımarık yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetmişti. Emniyet ekipleri kaçan Tarık Y.’yi olaydan yaklaşık 6 saat sonra Denizli’nin Çameli ilçesinde dağlık alanda bulunan bir gazinoda yaptığı operasyonla yakaladı. Gözaltına alınan Tarık Y. işlemler için Gölhisar İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne getirilirken Tarık Y.’ye yardım ve yataklık yaptığı iddia edilen Meryem S.(30), Erdal A.(40), Kazım Ö.(37), Mehmet Ç.(27), Mustafa S.(31), Şaban A.(26)’da gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sek edilen şüphelilerden katil zanlısı Tarık Y. ve yardım eden Erdal A., Kazım Ö., Mehmet Ç., Mustafa S., Şaban A. Sulh Ceza Hakimliğince tutuklanırken Meryem S. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturmanın derinleştirilmesinin ardından Tarık Y.’ye yardım ettiği tespit edilen Meryem S. ve azmettirici olmakla suçlanan Adem S.(36), ve Gökay S.(33) 14 Mayıs günü gözaltına alınarak çıkarıldığı mahkemece tutuklanıp cezaevine gönderildi. İlk duruşma görüldü Tutuklu sanıklar hakkında oluşturulan iddianamenin tamamlanmasının ardından davanın ilk duruşması Burdur 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya sanıklar Tarık Y., Erdal A. Kazım Ö., Mehmet Ç., Mustafa S., Şaban A., SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) ile katılırken Meryem S., Adem S., Gökay S. ve taraf avukatları hazır bulundu. İddia makamı tarafından mahkeme heyetine sunulan mütalaada Tarık Y. hakkında “boşandığı eşini tasarlayarak kasten öldürme” suçundan, Gökay S. ile Adem S. hakkında "kadını tasarlayarak kasten öldürmeye azmettirme ve suçluyu kayırma” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenirken diğer 6 sanık Erdal A., Mehmet Ç., Meryem S., Kazım Ö., Şaban A. ve Mustafa S. hakkında da “kadını tasarlayarak kasten öldürmeye yardım etme, suçluyu kayırma” suçlarından 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası ile yargılanmaları ve kaçma şüphelerinin bulunduğundan tutuklu yargılanmalarını, dosyadaki eksik hususların giderilmesi talep edildi. Duruşmada söz verilen sanık Meryem S. savunmasında Tarık Y.’ye yardım etmediğini düşündüğünü belirterek, “Ben oraya Özlem için gitmiştim. Olaydan 2 gün önce Özlem bana Tarık’ın telefon numarasını vererek oyun yapalım dedi. Orada alkol aldığım için telefon şifremi söyleyerek Tarık’a telefonumu verdim. Videoları izleyeceğini düşünmedim. Ben Tarık’ı ve diğer sanıkları tanımıyordum” diyerek tahliyesini talep etti. Sanık Adem S. ise, “Beni olay günü Tarık’ın beraber olduğu Deniz arayarak Tarık’ın Özlem’i bıçakladığını söyledi ve Özlem’in yerde kanlar içinde yatarken ki fotoğrafını gönderdi. Ben yakalandı mı peki dediğimde ise hayır yanımda diyerek telefonu Tarık’a verdi. Tarık bana “Beni Kırşehir’e götürür müsün?” dedi bende reddettim. Çivril’e bırak o zaman dedi bende ehliyetimin olmadığını belirterek yine reddettim. Ben ne Tarık’a silah verdim ne de yardım ettim. Yardım etmediğim için de beni bu şekilde suçladı. Sanıklardan Meryem’i tanımıyorum. Silah yılbaşından önce Şaban’ın odasındaydı. Yıl başında mekanda arama yaparlar diye benim arabaya koymuştuk ancak yıl başından sonra Şaban’a geri verdim ve mekanda tutma bu silahı dedim. O zamandan sonra da bir daha görmedim o silahı. Tüfek Şaban’a aittir. Olaydan önce de Tarık ile hiç oturmadık” beyanlarında bulunarak Tarık Y.’nin kendine yönelik beyanlarını kabul etmediğini ve olay günü beraber oturup oturmadıklarını tespit etmek amacıyla telefon HTS kayıtlarının incelenmesini, olay günü iş yerine yalnızda 3 dakika kadar kaldığını ve bu kadar kısa sürede cinayet planı yapılamayacağını belirterek beraatını talep etti. Sanık Erdal A. daha önce savcılık makamında verdiği ifadesini tekrar ettiğini söyleyerek, “Olay öncesinde Tarık’ın Özlem’i öldüreceğinden bilgim yoktu. Olay sonrasında da korktuğum için polise haber veremedim. Tahliyemi talep ediyorum” ifadesinde bulundu. Sanık Gökay S. mahkeme huzurunda verdiği savunmada; “Benim bu olayın ne öncesinden ne de sonrasından haberim yoktur. Akşamları asla dışarı çıkmam, alkol almam. Ben karakolda ifade verirken abim Adem S. benim telefonumdan Şaban A.’yı aramış ondan da haberim yoktu. 7 buçuk aydır suçsuz yere cezaevinde yatıyorum. Ben Tarık Y.’nin 2 cümle iftirasından dolayı 7 buçuk aydır mağdurum. Hiçbir şekilde Özlem’i öldürmesi için bir teklifte bulunmadım. Benim HTS kayıtlarım ile Tarık’ın HTS kayıtlarının karşılaştırılmasını ve Tarık’ın beyanlarının yalan olduğunun ortaya çıkarılmasını ve tahliyemi talep ediyorum” dedi. Sanıklardan Kazım Ö. ise. “Olay öncesinde biz evde otururken Tarık Y. bir arkadaşımın yanına gideceğim diyerek evden ayrıldı ve taksiyle evden gitti. Daha sonra bir daha Tarık Y.’yi görmedim. Benim kimseyle bir husumetim yok. Ben kaç aydır burada suçsuz yere yatıyorum. Beraatimi talep ediyorum.” ifadesinde bulundu. Sanık Mehmet Ç. iddianamede yer alan suçlamayı kabul etmediğini belirterek, "Tarık Y.’yi çalıştığım mekana gelip gittiği için görsel olarak tanıyorum sadece. Özlemi öldürmesi gerektiği konusunda bir şey söylemedim. Olay günü Şaban’ın soğukta kalmasın diye Mustafa’nın ise otele borcu olduğu için evimde evimde kalmalarına izin vermiştim. Ben evde uyurken Şaban odama gelerek Erdal’ın eve geleceğini söyledi. Bende yer yok diyerek kabul etmedim. Aradan bir süre geçtikten sonra salondan gelen sesleri duyarak salona çıktığımda Tarık Y.’yi kanlı elbiseler içinde gördüm. Noldu diye sorduğumda olayı anlattı. Daha sonra benden temiz pijama isteyerek kanlı kıyafetleri kendisi makineye attı. Sabah Şaban’ı iş yerine bırakma bahanesi ile evden çıkarak Adem S.’ye ait aracı almaya gittim. Arkadaşlarım da evde olduğundan polise haber veremedim. Daha sonra evin önüne gelerek Şaban’ı aradım ve aşağıya inmesini söyledim. O sırada evde bulunan herkes aşağıya indi ve Şaban hariç hepsi arabaya bindi. Tarık Y.’nin bizi Çameli’ye bırak demesi üzerine Şaban’ı işe götürmem gerektiğini söyledim ama Şaban’ı işe yürüyerek giderim demesi üzerine bu sefer araçta benzin yok dedim. Onlarda 500 TL para verip benzin alırız deyince götürmeye mecbur kaldım. Çameli’nde Tarık’a gelen telefon sonrasında Özlem’in öldüğünü öğrendim ve korktum Cinayetle hiçbir ilişkim yoktur. Suçsuzum tahliyemi talep ediyorum" dedi. Sanık Mustafa S. de üzerine atılan suçlamaları kabul etmediğini beyan ederek; “Tarık Y.’yi ilk defa karakolda gördüm. Kendisi ile hiçbir bağlantım yoktur.” ifadesinde bulunarak tahliyesini talep etti. Sanık Şaban A. da üzerine atılan suçlamaları kabul etmeyerek; “Gökay S.’nin telefonundan Adem S.’ beni arayarak Tarık’ın cinayette kullandığı tüfeği üstlenmemi söyleyerek “bir iki ay yatar para cezası ile kurtulursun.” dedi. O silah her zaman barda kasanın yanında duruyordu. Benim orada odam yoktu. Silah Adem S.’ye aitti.” Sözleriyle tahliyesini talep etti. "Bana “Namusunu temizle sen böyle yaşayamazsın” dediler" Eski eşi Özlem Şımarık’ı öldüren Tarık Y.’ de savcılıkta verdiği ifadesinin geçerli olduğunu ve tekrar ifade vermek istemediğini söyleyerek, “Olaydan bir gün önce Adem S. ile görüştüm.7 Şubat’ta da tekrar görüştüm ve bana silahı verdi. O akşam üstü de evde Adem S. ve Gökay S. ile evde görüşmüştüm. Bana ’Namusunu temizle sen böyle yaşayamazsın’ dediler. Gökay da bana bıçak verdi. Adem S. bana otelin arka kapısından girmemi söyleyerek olay sonrası beni değil Mehmet’i ara ona ulaşamazsan Erdal’ı ara dedi. Mehmet’te beni Erdal benim evi biliyor ne zaman istersen gel dedi” ifadesinde bulunarak bu esnada söyleyecek başka bir sözünün olmadığını belirtti. Duruşmaya tanık olarak SEGBİS ile bağlanan Özlem Şımarık’ın babası Ramazan Şımarık ise, “Olaya ilişkin tanıklığım yoktur. Sanıklardan yalnızca eski damadım olduğu için Tarık Y.’yi tanıyorum. Olay nedeniyle tüm sanıklardan şikayetçiyim" dedi. Özlem Şımarık’ın avukatları Tarık Y.’nin yanında sanık Adem S. ve Gökay S.’nin tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep ederken Sanıklar Adem S., Gökay S., Erdal A., Kazım Ö. Mehmet Ç., Şaban A. Mustafa S. ve Meryem S.’nin avukatları müvekkillerinin tahliyelerini, mahkeme heyeti aynı kararda değil ise Adli Kontrol hükümlerinin uygulanmasını talep etti. Sanık Tarık Y.’nin avukatı ise ’mütalaada aleyhimize olan hususları kabul etmiyoruz’ diyerek savunmalarını yazılı olarak yapmak istediklerini beyan etti. Duruşmaya verilen ara sonrası duruşmayı ileri bir tarihe erteleyen mahkeme heyeti sanıklardan Kazım Ö. ve Mustafa S.’nin adli kontrol şartıyla tahliyesine diğer sanıkların ise tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme sonrası konuşan Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Avukat Müjde Tozbey, "Bugün Şubat ayında öldürülen Özlem Şımarık için buradayız. Özlem 2 çocuk sahibi hatta bir tanesi engelli küçücük bir çocuğa sahip bir anneydi, emekçi bir kadındı. Özlem’i öldüren bu düzene karşı, bu şartlara karşı mücadele etmek için bugün Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği olarak duruşmaya katıldık. Sadece bu insanlar arasında 2 tane tahliye kararı çıktı. Diğerleri konusunda delillerin toplanmasına karar verildi ve duruşma 26 Şubat tarihine ertelendi. Biz dernek olarak o tarihte de Burdur’da olacağız" dedi.