YEREL HABERLER - 10 Nisan 2012 Salı 12:38

ÜNİVERSİTELİLERE ``˜TOPRAK VE TOPRAK EROZYONU` ANLATILDI

A
A
A
ÜNİVERSİTELİLERE ``˜TOPRAK VE TOPRAK EROZYONU` ANLATILDI

Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Nazilli Meslek Yüksel Okulu`nda ``Toprak ve Toprak Erozyonu`` konulu seminer düzenlendi.
ADÜ Sümer Derslikleri Konferans Salonu`nda düzenlenen ``Toprak ve Toprak Erozyonu`` konulu seminere TEMA Vakfı Aydın İl Temsilcisi Mehmet Özdemir konuşmacı olarak katıldı. Öğretim elemanlarının da takip ettiği seminere öğrencilerin katılımı yoğundu.
Toprak erozyonu hakkında bilgiler veren Mehmet Özdemir, insanlar için hayvansal ve bitkisel gıdaların kaynağı olarak en önemli varlıklardan birinin toprak olduğunu ifade etti. Özdemir, tarihte toplumların toprak için savaşlar yaptığını fakat buna rağmen toprağın erozyona karşı korunması bilincinin toplumumuzda yeterli düzeyde oluşmadığını söyledi. Bir çay kaşığı toprakta altı yüz bini aşkın mikroorganizmanın bulunduğunu belirten Özdemir ``Hayat topraktadır. Toprak varsa iş vardır, aş vardır. Oysa biz en verimli toprakların üzerini hiçbir canlıyı doyurmayan beton yığınlarıyla doldurduk. Aynı şekilde ormanlarımızı da yok ediyoruz. Aslında hayatı yok ediyoruz. Toprağı tutan ağaçtır. Ağaçlar iklimi düzenler, yağışı mümkün kılar, karbondioksitin emilmesini sağlar. Ormanlar oksijen kaynağıdır. Ankara`daki bir bardak su Toroslar`daki bir meşe ağacının sonucudur. Ne yazık ki doğaya hiçbir canlı, insanlar kadar zarar vermiyor`` dedi.
1 santimetre kalınlığında toprak tabakasının meydana gelmesinin 200 ila 1000 yıl arası bir zaman aldığının altını çizen Özdemir, Anadolu`nun zengin bitki çeşitliliğine sahip başlı başına bir gen kaynağı olduğunu ve vatanı korumanın önemli yollarından birinin de rüzgâr ve su erozyonuna karşı toprağı korumak olduğunu kaydetti. Ülkemizde her yıl 1.4 milyar ton toprağın erozyon nedeniyle kaybedildiğini, Türkiye`nin 12 katı büyüklüğünde yüzölçümüne sahip ABD`de bile yıllık toprak kaybının 1.700 milyon ton olduğunu anlatan Özdemir, ``Eurovision`da da, erozyonda da birinciyiz`` diye konuştu.
Erozyonun nedenlerine de değinen Özdemir, arazi yapısı, toprak özellikleri, iklim özellikleri, bitki örtüsünün durumu gibi doğal nedenlerin yanında, hatalı tarım teknikleri, amaç dışı arazi kullanımı, doğal bitki örtüsünün yok edilmesi, eğitim eksikliği, ormanların yok edilmesi, aşırı ve düzensiz otlatma, hızlı nüfus artışı gibi insan etkili nedenlerin bulunduğunu ifade etti. Özdemir; erozyonun sonuçlarının sellerin ve kuraklığın görülmesi, biyolojik çeşitliliğin yitirilmesi ve ekosistemlerin bozulup yok olması biçiminde ortaya çıktığını dile getirerek, erozyon sorununa yönelik önlemlerin ise eğitim ve bilinçlenme düzeyinin yükseltilmesi, mevcut bitki örtüsünün korunması, teraslama yapılması, rüzgar perdeleri kurulması, yeşil kuşakların oluşturulması ve bu konudaki örgütlülüğün artırılması olduğuna dikkat çekti.
Yabancılara toprak satışı konusundaki yasal düzenlemelerin de dikkatle ele alınması gerekliliğine vurgu yapan Özdemir, öğrencilere de orman ve su kaynaklarına sahip çıkmaları, toprakların erozyona karşı korunması konusunda duyarlı ve bilinçli olmaları tavsiyesinde bulundu. Özdemir, öğrencilerin Genç TEMA`ya üye olarak bu mücadeledeki bayrağı kendilerinden sonra devralmaya davet ederek konunun önemine işaret etti.
Seminer, 11 Nisan 1992 tarihinde kurulan TEMA Vakfı`nın kurucularından olan ve Vakfın sembolü haline gelen Hayrettin Karaca hakkında kısa bir tanıtım filmi ile sona erdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Sinan öğretmen, müzik sınıfıyla öğrencilerini ‘Türk müziğine’ kazandırıyor İzmir’in Gaziemir ilçesinde bir lisede müzik öğretmenliği yapan Sinan Humar, kısıtlı imkanlarla oluşturduğu özel müzik sınıfında, öğrencilerin 30 farklı enstrümanla tanışmasını sağlıyor. Sinan öğretmen, öğrencilerine verdiği eğitimle onları hem konservatuara hazırlıyor hem de Türk müziği adına yetişmelerine imkan sağlıyor. Gaziemir ilçesinde bulunan Şehit Furkan Yavaş Anadolu Lisesinde görev yapan 22 yıllık müzik öğretmeni Sinan Humar, okulda oluşturduğu müzik sınıfı ve öğrencilerine verdiği eğitimle dikkat çekiyor. 2 yıl önce 4 çeşit enstrümanla müzik sınıfının ilk adımlarını atan Humar, zaman içerisinde okuldan ve okul aile birliğinden gelen desteklerle bu sayıyı 30’a çıkardı. Öğrencilerin müziğe olan ilgisini gören Sinan öğretmen, ukuleleden gitara, piyanodan orga, kemandan kajona çeşit çeşit müzik aletini öğrencilerle buluşturdu. 9. sınıftan itibaren her öğrenciye müzik eğitimi vermeye başlayan Humar, müzikle yakından ilgilenen öğrencilerinden oluşan bir müzik grubu kurdu. Oluşturulan bu müzik grubuyla da hem hastaları ziyaret edip, onlara şarkı söyleyerek moral oldular hem de çeşitli etkinliklerde sahne aldılar. Sinan öğretmenin şimdiki hedefi ise daha çok öğrenciyi konservatuar bölümlerine yerleştirmek, yarışmalarda başarı sağlamak ve yetenekli öğrencileri Türk müziğine kazandırmak. “Enstrüman olmadan başarı olmaz” Müzik sınıfının oluşturulma aşamasından bahseden Müzik Öğretmeni Sinan Humar, “Bu okula ilk atandığımda okul müdürümüz beni yanına çağırdı. Eski okulumdaki çalışmalarımı takip etmiş. Bana ne yapabileceğimizi sordu. Ben de ‘enstrüman olmadan çok başarılı olamayacağımızı’ söyledim. Okulumuza ilk olarak piyano, keman, gitar ve kanun alarak bu yolculuğa başladık. Yaklaşık dört yılda yavaş yavaş burayı oluşturduk” diye konuştu. Hem öğreniyorlar hem sosyal sorumluluk projelerine katılıyorlar Öğrencileri müzik sınıfına girdiğinde çok etkilendiklerinden bahseden Humar, sözlerine şöyle devam etti: “Öğrenciler belki hayatları boyunca karşılaşamayacakları müzik aletleriyle tanışıyorlar. Onları deniyorlar. Sonra ilgileri yönünde müzik aletlerine yöneliyorlar. Bahar şenliklerinde, projelerde, etkinliklerde konserler veriyoruz. Hastanelere gidip hastalara destek olmak için de konser veriyoruz.” Okullarında ‘müzik dersi alıp da müzik çalamayan öğrencinin olmayacağı’ şeklinde hedeflerinin olduğunu anlatan Sinan Humar, hedeflerine ulaştıklarını ve şimdiye kadar 350’ye yakın öğrenciyi müzikle buluşturduklarını belirtti. “Okulun koridorlarında da piyano olsun isterim” Müzik sınıfındaki enstrümanlardan da bahseden Sinan öğretmen, imkanlar doğrultusunda sınıftaki müzik aletlerini çoğaltmaya çalıştıklarının anlattı. Okulun koridorlarında da piyanonun olmasını istediğini ifade eden Humar, “Müzik aletini çocukların önlerine koyduğumuzda illa bir öğretmen olmasına gerek kalmıyor. Çocuk kendisi o enstrümana yöneliyor. Bizim niyetimiz de burada çocukları müzikle tanıştırmak, buluşturmak” diye ifade etti. Okulda 750 öğrencinin olduğunu ve yaklaşık 350 öğrencinin bugüne kadar müzik dersi aldığını belirten Sinan Humar, 50 öğrencinin ileri seviyeye, 25 öğrencinin de profesyonele yakın dereceye ulaşıp müzikle uğraştığını söyledi. “Müzikle uğraşan öğrencilerin davranışlarında düzelme var” Müzik sınıfını daha da geliştirmeyi düşündüklerinden bahseden Okul Müdürü Ahmet Yılmaz da “Sinan hocamız bana ‘iyi bir müzisyen ve enstrüman öğretiminde çok başarılı olduğundan’ bahsetti. ‘Müzik aleti alabilir miyiz?’ dedi. Az bir enstrümanla yola çıktık. O günlerden bugünlere geldik. Yaz aylarında okulumuzu açık tutuyoruz. Hocamız haftanın her günü buradan ve çevre okullardan öğrencilere kurs veriyor. Müzikle uğraşan öğrencilerin davranışlarında da ciddi bir düzelme var” sözlerine yer verdi. “Müzik, beni okula bağladı” 11. sınıf öğrencisi Emirhan Sever ise önceden çok devamsızlık yapan bir öğrenci olduğunu, Sinan Hocayla tanıştıktan sonra müziğe aşık olduğunu anlattı. Müziğin, kendisini okula bağladığını söyleyen Sever, piyano, gitar, darbuka gibi çeşitli müzik aletleri çalabildiğini ve ileride bir rock grubu kurmayı hedeflediklerini belirtti” “Müzik her zaman hayatımda olacak” 12. sınıf öğrencisi Ayşe Esma Cirit “Bizim ilk başta böyle bir sınıfımız yoktu. Ahmet ve Sinan Hocamız sayesinde bize çok güzel bir imkan sunuldu. Biz de bunu elimizden geldiğince değerlendirdik. Ben bateri çalıyorum. Meslek olarak çok müzikle ilgilenmeyi düşünmüyorum ama müzik hayatımda her zaman olacak. Ebru Hocamızın ‘türkülerle coğrafya’ diye bir projesi var. Bu da derslerde bize katkı sağlıyor” şeklinde konuştu.
Kırklareli AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Demiröz: "Ana muhalefette kimin lider olduğu belli değil" AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz, ana muhalefet partisinin liderinin kim olduğunun belirsiz olduğunu söyleyerek, "Adamların yönetmeyle ilgili bir dertleri yok" dedi. AK Parti Kırklareli Merkez İlçe 8. Olağan Kongresi Belediyesi Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Kongreye katılan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz, yaptığı konuşmada, muhalefet partisinin liderinin kim olduğunun belirsiz olduğunu söyleyerek, “Büyükşehirlerde yaşıyorsunuz, biliyorsunuz. Adamların yönetmeyle ilgili bir dertleri yok. Şimdi muhalefete bakıyorsunuz, Allah aşkına sizlere ’Ana muhalefet başkanları kim?’ desem herkes başka bir şeyden bahseder. Sahipleri de belli değil" ifadelerini kullandı. "U dönüşü yapıyorlar" Şu andaki Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ile dört dönem birlikte çalıştıklarını hatırlatan Demiröz, "Plan Bütçede dört yıl beraber hizmet ettik. Tanırım kendisini, bugün de bir şey yapmaya çalışıyor. Ülkenin gerçeklerini az buçuk görüyor, birkaç şey söylemeye çalışıyor, arkasındakiler hemen ikaz ediyorlar veya iki gün sonra bakıyorsun ki önceki söylediğinden U dönüşü yapmış. Ya biraz dik dur, ayakta dur, sözünde dur, partine sahip çık. Çıkacak gücü yok. Kimin lider olduğu belli değil. Bir başkası çıkmış, belediye başkanlığını bırakmış. Bakıyorsun ülkeyi gitmiş, Almanya’da şikayet ediyor. Çıkmış konuşuyor, sıkılmadan, utanmadan kendisi, görev yaptığı bir şey de yok ortada. Türkiye’yi şikayet etmeye kalkıyor. Seni kimlerin İstanbul Belediye Başkanlığına getirdiğini çok iyi biliyoruz. Sen kuyruğunu kaptırmışsın kardeşim. Kimlere hizmet ettiği belli" dedi. Demiröz, Türkiye’nin önemli bir coğrafyada olduğunu dile getirerek, gözü Türk topraklarında olanlarla mücadele ettiklerini söyledi. Daha sonra AK Parti Kırklareli Milletvekili Ahmet Gökhan Sarıçam, İl Başkanı Yunus Ercan Dağtaş ile Merkez İlçe Başkanı Bahadır Kovankaya da konuşma yaptı. Tek liste halinde gerçekleşen kongrede Bahadır Kovankaya yeniden başkan seçildi.