Dirsek ağrılarının birçok nedeni olduğu, en sık olarak ``˜tenisçi dirseği` ve ``˜golfçu dirseği` hastalıklarının görüldüğü belirtildi.
Dirsek ağrıları konusunda Medicana Samsun Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü uzmanlarından Opr. Dr. Yılmaz Şahin faydalı bilgiler verdi. Yılmaz, ``Tenisçi dirseği dirsek dış kısmındaki çıkıntı çevresinin ağrılı bir hastalığıdır. Tenis oynayanlarda sık görüldüğü için bu isim verilmiştir. Golfçu dirseği aynı problemin dirseğin iç kısmında olanıdır. Aslında sporcu olmayan kişilerde de bu hastalıklar oldukça sık görülür. Ağrı dirsek dış tarafından aşağı doğru yayılır. Ağrıyı özellikle yakalama hareketi ve ağırlık kaldırma arttırır. Her iki rahatsızlık da tekrarlayıcı kol hareketlerinin sonucudur. Önkol adalelerinin aşırı kullanılması sonucu adalelerin dirsek içi ve dışındaki çıkıntılara yapışma yerlerindeki liflerde küçük yırtıklar meydana gelir. Eğer zorlanma devam ederse yırtık tam iyileşmeden ödemli bir hal alır. Tenis, golf dışında boyama, yakalama, tornavida-çekiç kullanma gibi birçok aktivitede bu tür zorlanmalar olabilir. Eğer dirsek iç veya dışında bir hassasiyet gelişir ve bu ağrı koldan aşağı doğru yayılıyorsa derhal neden olan hareketi durdurup doktora başvurunuz. Bu aktiviteyi durdurmanız oluşan mini yırtığın iyileşmesine izin verir`` diye konuştu.
Dirsek ağrılarında tedavi yöntemlerinin neler olduğuna değinen Opr. Dr. Yılmaz Şahin şu bilgileri verdi: ``Tedavide ilk olarak kolu dinlendirme, buz uygulaması, ödem giderici ilaç kullanımı önerilir. Ani ve şiddetli başlangıçta alçı veya hazır ateller dinlendirme amacıyla diğer tedavilerle beraber kullanılabilir. 2-3 hafta içinde o bölgeye kortizon bazlı enjeksiyonlar yapılabilir. Yakınmalar geçer geçmez önkol adaleleri için germe ve kuvvetlendirme egzersizleri başlanmalıdır. Tekrarlaması önleyen ve iyileşmenin tamamlanmasını asıl sağlayanın egzersiz tedavisi olduğu unutulmamalıdır. Doktorunuz yeniden spora veya olayı başlatan aktiviteye dönüldüğünde koruyucu dirseklik kullanmanızı önerebilir. 3 kez kortizon enjeksiyonu, korunmaya ve fizyoterapiye rağmen geçmeyen vakalarda operasyon kesin bir çözüm sağlayabilir. İyi bir hasta-doktor uyumu ile birlikte dikkatli bir tedavi vakaların yüzde 80-90`ı cerrahiye gerek kalmadan iyileşebilir.``