SPOR - 31 Ekim 2024 Perşembe 19:06

Yenihayat: “Elazığspor hep şampiyonluk yarışının içinde olacak”

A
A
A
Yenihayat: “Elazığspor hep şampiyonluk yarışının içinde olacak”

Elazığspor Teknik Direktörü Bülent Yenihayat, “Elazığspor hep şampiyonluk yarışının içinde olacak” dedi.


Elazığspor Teknik Direktörü Bülent Yenihayat, Elazığspor Tesisleri’nde 2. Başkan Mustafa Şerifoğulları ve Basın Sözcüsü Hasan Uygur’un da katıldığı basın toplantısında değerlendirmeler yaptı. Takımın başına geldikleri süreci değerlendirerek konuşmasına başlayan Yenihayat, takımın eski günlerine döneceğini ve her zaman şampiyonluk yarışının içinde olacaklarını söyledi.


Lig hakkında genel bir değerlendirme yaparak konuşmasına başlayan Elazığspor Teknik Direktörü Bülent Yenihayat, “Ligin başlangıcı ve şimdiki geldiğimiz haftaya kadar 9 lig maçı 1 kupa maçı oynadık. Ligde 9 maçta 5 galibiyet 2 beraberlik 2 mağlubiyet aldık. Geçen seneden devam eden bir sürecimiz vardı. Toplamda 36 maça çıktık. 25 galibiyet 9 beraberlik ve 2 mağlubiyet aldık bu zamana kadar. Önemli bir grafik olduğunu düşünüyorum. Kulübün önceki sıkıntılı sürecinin ardından tekrardan ayağa kalkması, bizden önceki senede küme de kalması ve arkasından geçmişten gelen problemleri halledip aynı zamanda yarışmacı takım oluşturmak ve kulübü o yola sokmak çok kolay bir iş değil. Ben ve ekibim ligin 5. haftasında geldik, Silifke maçıyla sürece başladık geldiğimizde karamsar bir takım vardı. Kimsenin umudu yoktu başladığımızda yeni stadyum da galibiyet yok takım galibiyet alamıyor kötü giden bir grafik bunların sonucunda takıma kazanma alışkanlığı yüklememiz gerektiğini düşündük ve o anlamda başarılı olduğumuzu düşünüyorum” dedi.



“Elazığspor eski değerine dönecektir”


Pozitif futbol oynayan bir takım haline geldiklerini kaydeden Yenihayat, “Buradakiler duygusal baksa da dışardaki gözler tarafından baya iyi bir takım olduğumuzu yapılan yorumlardan görüyoruz. Bazı insanlar bizim tarzımı sahaya koymuş olduğumuz modeli beğenmeyebilir. İstikrar önemlidir, bu devam ediyor bazen sonuca yansıtamayabiliriz değişkenlikler olabilir performans düşüklüğü beceriksizlik ve oyuncu o gün gününde olmayabilir. Genele baktığımızda oyun kültürünün devam ettiğini ve gittiğimiz rakipler tarafından da takdir edildiğimizi söyleyebilirim. Elazığspor tekrardan eski değerine dönecektir. Lige baktığımız zamanda seri ile alakalı çok fazla konuşuldu, çok fazla takım önüne geçti 31 maç mağlup olmayan bir takım var denildi. Bu durum Elazığspor’un tanıtımını da arttırdı. Bizim normal hedefimiz 2. Lig’de şampiyon olup üst lige çıkmak. Sıralama da hala kafaya oynayan bir takımız. Bu serinin hedefin önüne geçmesi her mikrofon uzatıldığında asıl hedefimizin şampiyonluk olduğunu söyledim” diye konuştu.



“Bir yerde kaybedecektik”


Dünyada bütün maçlarını kazanan bir futbolcu grubu veya bir takım olmadığına dikkat çeken tecrübeli çalıştırıcı, “Biz hep ligdeki hedefimize odaklanıyoruz. İlk mağlup olduğumuz maç olan Menemen FK maçı bunu hep beraber yaptık mağlubiyetin sebebi sadece bizler değiliz. Bir yerde muhakkak kaybedecektik, kazanma alışkanlığımız olduğundan dolayı kaybettikten sonra toparlanma şehir de zor oldu. Ben o maçtan sonra sanki bir yakınımı kaybetmiş gibi oldum. Bunu ilk defa söylüyorum ama geride bıraktık mağlup olabiliriz, düzelteceğiz. Menemen maçından sonra dedikodular çıktı. Elazığspor ve bizim ismimizin olduğu yerde bu yorumlar yapılması yanlıştır. Özetlersek Elazığspor hedefinden kopmuş değil. Gerçek Elazığspor taraftarı bizlere destek veriyor bunu görebiliyoruz. Ama bir kesim Elazığspor’un iyi olmasını istemiyorlar bunu görebiliyoruz. Bu takım kazandığında üzülen insanları kaybettiğinde mutlu olan insanlar olduğunu görüyoruz ve duyuyoruz. Şunu bilsinler ki biz elimizden geleni yapacağız” ifadelerini kullandı.



“Koltuk sevdalısı değiliz”


Şampiyonluk ortalamasının şu an sadece 1 puan gerisinde olduklarını belirten Yenihayat, “Bugüne kadar oynadığımız maçlarda Menemen FK maçını kayıp olarak görüyoruz. Aksaray maçında penaltı kaçırıyoruz ardından pozisyonlara giriyoruz oyunumuz onlardan daha güçlü bunu izleyenler görebilir ama bir şekilde o top kalenin içine girmedi. Erbaa’da tam kazanacak durumdayken karşı karşıya kaçırıyoruz arkasından pozisyon hatalarından yediğimiz bir gol var. Yıkıcı olan taraf bu olayların olması. Ortalama baktığınızda içeride 3 puan dışarıda 1 puan takımları şampiyonluğa götürür. Geçen hafta ki fırsatı değerlendiremedik 90+ da yediğimiz golle. Rakiplerimiz bizlerden çekiniyor. Taraftarın kafasında bir takım vardır asla yenilmez ama futbol böyle bir şey değil. Hedeften kopmuş değiliz, elimizden geleni yapıp bu takımı üst lige çıkaracağız. Bir takım kötü giderse bizde gerekeni yaparız, koltuk sevdalısı değiliz bunu da belirtelim. Taraftarımızdan isteğimiz bizi sonuna kadar desteklemeleri. Biz burada olduğumuz sürece Elazığspor hep şampiyonluk yarışının içinde olacaktır. Ligin sonunda hak ettiğimiz şampiyonluğa uzanacağız” şeklinde konuştu.



"Bu kararı takımı korumak adına aldım"


Muhammed Arslantaş hakkında da konuşan Bülent Yenihayat, “Aksaray maçında kaçan penaltıda birinci penaltıcımız Beykan ikinci penaltıcımız Muhammed Arslantaş’tır. Bunu ligin başında belirledik. Muhammed oynadığı her takımda penaltı attı. Kerim’in attığı penaltı da oyunda değildi ama oyunda olsa bir hafta önceki kaçırmasıyla ve üzüntüsüyle ona attıramazdık kendisi de atmak istemezdi zaten. O an hadi Muhammed atsın da morali düzelsin demedik. Muhammed penaltıcı diye Muhammed kullandı. Muhammed kaçırdığı pozisyonlardan dolayı baya üzgün. Muhammed’i cezalandırmaktan dolayı kadro dışı bırakmadık ufak bir sakatlığı var ve ben Erbaa maçından sonra yönetime de söyledim; ’Muhammed’i bu seyircinin karşısına çıkaramam’ dedim. Normalde kupa maçında forvette Muhammed ile çıkacaktım ama Erbaa maçından sonra onu bu taraftarın önüne çıkarmama kararı aldım. Eğer bu kişi Beykan da olsa çıkaramazdım. Bu kararı takımı korumak adına aldım” sözlerini sarf etti.



Yenihayat: “Elazığspor hep şampiyonluk yarışının içinde olacak”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Çocuklarda bronşitin yayılmasını engelleyen 6 önlem Memorial Kayseri Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Ufuk Ertural, mevsim geçişlerinde en çok çocukları etkileyen akut bronşit hakkında bilgi verdi. Çocuklarda ve bebeklerde yaygın görülen bir akciğer enfeksiyonu olan bronşit, soğuk algınlığına çok benzeyen semptomlarla başlıyor. Burun akıntısı, tıkanıklığı ile öksürük ve hafif baş ağrısıyla seyreden hastalığa ateş eşlik edebiliyor. Akciğerlerdeki solunum tüplerinin yani bronşların iltihaplanmasıyla ortaya çıkan bronşit, kısa süreli (akut) ya da uzun süreli (kronik) olabiliyor. Akut bronşit söz konusu olduğunda semptomlar genellikle hızlı bir şekilde gelişiyor ve hastalığın seyri kısa sürüyor. Hastalığa neden olan virüslerin bulaşmasını engellemek için basit önlemler alınması gerekiyor. “Akut bronşitin nedeni virüsler” Virüslerin akut bronşite sebep olduğunu söyleyen Ufuk Ertural, “Akut bronşite çoğunlukla viral bir enfeksiyon neden olmaktadır. Aynı zamanda bakteri veya toz ve alerjenler ile ağır partiküllerin havada olması hastalığın seyrini ağırlaştırmaktadır. Akut bronşitin en önemli nedeni ise virüslerdir. Özellikle çocuklarda hastalık; burun, ağız veya boğazda (üst solunum yolunda) soğuk algınlığı veya başka bir viral enfeksiyondan sonra ortaya çıkmaktadır. Çocuklar hasta olan başka bir çocukla yakın temas sonucunda virüsü kapabilmektedir” dedi. “Kronik hastalığı olanlara dikkat” Ertural, kronik sinüzite yatkın çocukların risk grubunda olduğunu söyleyerek; “Hastalık, mukus üretiminin artmasına ve diğer değişikliklere neden olmaktadır. Akut bronşit söz konusu olduğunda semptomlar genellikle hızlı bir şekilde gelişir ve hastalığın seyri kısa sürer. Vakaların çoğu hafif seyrederken kronik hastalığı olan çocuklarda bronşit daha ağır tablolara neden olabilmektedir. Akut bronşit olma riski yüksek çocuklar ise daha kolay hasta olabilmektedir. Akut bronşit olma riski daha yüksek olan çocuklar ise şunlardır; toz alerjisi olanlarda maruziyet bronşiti tetikleyebilir. Kronik sinüzite yatkın çocuklar risk grubundadır. Özellikle astımı hastası olan çocukların bronşite yatkınlığı yüksektir” ifadelerini kullandı. “Hastalık bu belirtilerle başlıyor” Hastalığın belirtileri hakkında bilgiler veren Ertural; "Çocuklarda akut bronşit şu belirtilerle kendini göstermektedir. En sık görülen belirtiler şunlardır; Kusma veya öğürme, kuru veya balgamlı öksürük, öksürük başlamadan ortaya çıkan burun akıntısı, göğüs tıkanıklığı ve ağrısı ile boğaz ağrısı, halsizlik, titreme, hafif ateş, sırt ve kas ağrısı, hırıltılı solunum. Belirtiler genellikle 7-14 gün sürmektedir. Öksürük bazen kronikleşmektedir. İnatçı öksürük 3-4 hafta devam edebilmektedir. Çocukların akut bronşit olup olmadığını belirlemek için zatürre veya astım gibi diğer sağlık sorunlarını saf dışı etmek gerekir. Bunun için testler yapılmalıdır. Tedavi aşamasında ise belirtilere ve çocuğun genel sağlık durumuna bağlı olarak yapılır. Bu aşamada çocuklarda akut bronşit tedavisinde antibiyotik kullanılmaz. Çünkü enfeksiyonların çoğu virüs kaynaklıdır. 8-10 günden daha uzun süren öksürük belirtisinde bile genellikle antibiyotiklere ihtiyaç duyulmaz. Bakteriyel enfeksiyon olmadığı sürece antibiyotik kullanılması tavsiye edilmez” dedi. Ertural, beslenme sorunu olan hastaların hastaneye başvurması gerektiğini söyleyerek, “Tedavide semptomların hafifletilmesine yardımcı olacak etken maddesi parasetamol veya ibuprofenolan (6 aydan büyükler için) ilaçlar kullanılmalı bol istirahat tavsiye edilmelidir. Sıvı alımı takip edilmeli, yeterli ortam nemi sağlanmalıdır. İştahsızlık nedeniyle beslenmede zorluk çeken çocukların hastaneye yatırılması gerekebilir. Akut bronşit geçiren çocukların büyük bir bölümü herhangi bir sorun yaşamadan iyileşebilmektedir. Küçük bir oranda ise hastalık zatürreye dönebilmektedir. Bu önlemler hastalığın yayılmasını engeller. Alınacak önlemler ise; çocuklara el yakıma alışkanlığının kazandırılması önemlidir. Öksürürken veya hapşırırken burnunu ve ağzını kapatması gerektiği öğretilmelidir. Hastalığın yayılmaması için çocukların aşıları tam olmalıdır. Hasta olan çocuklarla diğer çocukların teması engellenmelidir. Özellikle okul ve kreşlerde hasta olan çocuklara izin verilmelidir. Hasta çocukların temas ettiği yüzeyler temizlenmeli ya da ve dezenfekte edilmelidir. Bebeklerde anne sütü solunum yolu enfeksiyonlarını azaltmaktadır. Solunum yolu enfeksiyonları emzirilen bebeklerde daha az görülmektedir” ifadelerini kullandı.
Aydın Vali Canbolat: “Bizim geleneklerimiz kadını, hayatın merkezinde görür” Kadına yönelik şiddetle mücadelenin etkin bir şekilde sürdürüldüğüne dikkat çeken Aydın Valisi Yakup Canbolat, “Bizim geleneklerimiz kadını, hayatın merkezinde görür ve böyle kabul eder” dedi. Aydın Valisi Yakup Canbolat, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Türk geleneğinde kadının hayatın merkezinde tutulduğuna dikkat çeken Vali Canbolat, mesajında “Birleşmiş Milletler tarafından 1999 yılında alınan kararla 25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü olarak kabul edilmiştir. Bu önemli gün, kadına yönelik şiddet olgusunu dünyanın gündemine taşımakta, soruna ve çözüm yollarına ilişkin çalışmalar yapılması konusunda farkındalık oluşturmaktadır. Günümüzde insanlığın en önemli sorunlarından biri olan kadına yönelik şiddet, farklı görünümleriyle tüm dünyada varlığını devam ettirmektedir. Kadınların temel hak ve özgürlüklerinin kullanımını engelleyen, toplumsal kaynaklardan yararlanmalarını sınırlandıran, genel olarak toplumsal ve ekonomik gelişme üzerinde olumsuz etkiler yapan kadına yönelik şiddetle, çağdaş dünyada olduğu gibi ülkemizde de etkin mücadele edilmektedir. Özellikle ülkemiz kalkınma hamlelerine imza atarken, ekonomik, sosyal, kültürel ve diğer alanlarda büyük ilerlemeler kaydederken, kadın hakları ve kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda da Anayasa ve yasalarda köklü değişikliklere giderek kadın-erkek eşitliği ilkesini daha da güçlendirmiştir. Medeni Kanun, İş Kanunu ve Türk Ceza Kanunu gibi temel kanunlarda yapılan adil reformlarla, Ülkemizde tüm mevzuatın, kadın erkek eşitliği ilkesini gözeten ve kadına yönelik şiddete sıfır tolerans tanıyan bir yapıya kavuşturulmuştur. Kadına yönelik şiddetle mücadelede ilerleme sağlanabilmesinde yasal düzenlemeler ve kurumsal mekanizmaların yansıra konuya ilişkin bilinç ve duyarlılığın artırılması, toplumsal farkındalığın sağlanması da önemlidir. Kolluk, adalet, sağlık, sosyal hizmet gibi birçok alanın; kamu kurumları, sivil toplum, medya ve özel sektör gibi birçok tarafın, bütüncül yaklaşım içerisinde uzun soluklu ve kararlı mücadelesine ihtiyaç vardır. Unutulmaması gereken bir husus da, hak ve adaletin savunucusu ve temsilcisi olarak asırlar boyu insanlığa ışık saçan köklü bir medeniyetin mensupları olduğumuzdur. Bizim medeniyetimiz, kültürümüz, kadın erkek demeden, yaşlı çocuk demeden canı, hayatı, insanı değerli görür. Bizim geleneklerimiz kadını, hayatın merkezinde görür ve böyle kabul eder. Bu duygu ve düşüncelerle 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde Valilik olarak tüm kadınlarımızın yanında ve destekçisi olduğumuzu belirtir, kadınların toplumda hak ettiği yere ulaşmasındaki tüm engellerin kalktığı bir dünya dilerim” ifadelerine yer verdi.