KÜLTÜR SANAT - 14 Nisan 2025 Pazartesi 10:19

İbrahim Gülşeni’nin 100’den fazla yeni şiiri ortaya çıktı

A
A
A
İbrahim Gülşeni’nin 100’den fazla yeni şiiri ortaya çıktı

Munzur Üniversitesinde görevli Doç. Dr. İlyas Kayaokay, bir müzayedede 30 bin liraya satın aldığı yazma divanda Şeyh İbrahim Gülşeni’ye ait 104 yeni şiir keşfetti. 306 şiir içeren bu nüsha, Gülşeni’nin bilinen şiir sayısını bin 391’e çıkardı.


Halvetiliğin Gülşeniyye kolunun kurucusu ve 16. yüzyılın önemli mutasavvıf şairlerinden şeyh İbrahim Gülşeni’nin bugüne dek bilinmeyen 104 şiiri gün yüzüne çıktı. Munzur Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlyas Kayaokay tarafından bir müzayededen 30 bin liraya satın alınan yazma divan, Gülşeni’nin edebi mirasına önemli katkılar sağladı. Doç. Dr. Kayaokay, 84 varaklık (168 sayfa) bu yazma eserin, Gülşeni’ye ait olduğu tespit edilen 306 şiir barındırdığını ve bunlardan 104’ünün daha önce hiçbir nüshada yer almadığını belirtti. Divanda yer alan 2 kaside, 39 gazel, 1 rubai ve 62 tuyuğ, literatürde ilk kez bu nüshayla ortaya çıktı. Doç Dr. Kayaokay, divanla ilgili yaptığı açıklamada Gülşeni’nin hayatına da değinerek, onun tasavvuf kültürünün 15. yüzyıldaki önemli temsilcilerinden biri olduğunu vurguladı.



"Kanuni, onun gözlerini açtırıyor"


Yazma divan nüshası hakkında bilgiler veren Kayaokay, "Bazı kaynaklara göre Azerbaycan’ın Berdea şehrinde bazılarına göre de Diyarbakır’da doğduğu ifade edilen İbrahim Gülşeni hazretleri tasavvuf kültürünün 15. asırdaki en önemli mümessillerinden biridir. Hakkında pek çok menkıbe anlatılan Gülşeni’nin iki yaşında babasını kaybettiği, on beş yaşında ilim tahsili için Tebriz’e gittiği ve burada piri dede Ömer Ruşeni ile tanıştığı bilinmektedir. Akkoyunlu devrinde Uzun Hasan’dan, Memluk idarecilerinden ve Osmanlı sultanları Yavuz ve oğlu Kanuni’den takdir ve hürmet görmüştür. Kanuni, onun gözlerini açtırıyor ve İstanbul’da kalmasını istese de Mısır’a gidiyor ve 1534 yılında Kahire’de vefat ediyor. Arapça, Farsça ve Türkçe divan tertip etmiş ve bu üç dilde pek çok eser yazmıştır. Gülşeni’nin Türkçe divanının neşri üzerine bugüne kadar Türkiye’de iki doktora tezi ve Azerbaycan’da da bir kitap çalışması yapılmıştır. Gülşeni’nin Türkçe divanının ikisi Avusturya’da biri Vatikan biri de Petersburg’da olmak üzere 4 yurtdışı nüshası vardır. Türkiye’de ise bazıları kayıp halde 11 nüshası bilinmektedir ve toplam 15 nüshanın her birinde farklı sayıda şiirleri vardır. Bugüne kadar tekmil bir mürettep bir nüsha elimize geçmemiştir. Hepsi müntehabat dedikleri seçme türünden nüshalardır. Gülşeni’nin bugün bilinen şiir sayısı bin 287 olup bunların 5’i tuyuğdur" dedi.


Müzayedede satın aldığı 84 varaklık divan nüshası Gülşeni’nin 306 şiirini ihtiva ettiğini belirten Kayaokay, ’’Türkiye’deki 12. nüsha ve en hacimli 6. nüsha konumundadır. Diğer nüshalarla yaptığımız mukayeselerle bu nüshadaki 104 şiirin daha evvel bilinmediği anlaşılmıştır. İki kaside, 39 gazel,1 rubai ve 62 tuyuğ ilk defa bu nüshayla gün yüzüne çıkmıştır ki bin 287 şiiri bilinen bir şair için önemli bir sayıdır. Divan, 14’e 21 santimetre ölçülerindedir. Şemse kısımlarında 5 santimetre ebadında altın yaldızlı Sultan II. Abdulhamid tuğrası ve yine 3 santimetre ebadında altın yaldızlı hilal vardır. Yazma, 84 varak yani 168 sayfa hacmindedir. İnce aharlı ve suyolu filigranlı yapraklara sahip eserin başı ve sonu tamdır. Nestalik-talik hatlıdır ve ser-levha kısmında başlık yoktur. Altın yaldızlar içindeki Besmelenin üzerinde çiçekli bir bahçenin resmedildiği kırmızı, pembe ve yeşil renklerinin baskın olduğu güzel, canlı bir tezhip vardır. Yazma üzerinde herhangi bir istinsah tarihi görülmese de ketebe kısmında eserin adı ’Müntehabat-ı Divan-ı Hazret-i Gülşeni’ şeklinde bildirilmiştir ve müstensihinin de ’Şuayb Şerefeddin’ adında bir zat olduğu belirtilmiştir. Bu önemli divan yazması ve içindeki şiirleri bir makale olarak ilim alemine duyurduk. Daha nice kıymetli eserleri bulup gün yüzüne çıkarmak nasip olur inşallah diyelim" şeklinde konuştu.



İbrahim Gülşeni’nin 100’den fazla yeni şiiri ortaya çıktı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Tokat’ta Kızık kilimi özel ihtiyaçlı çocuklarla yeniden hayat buldu Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi (TOGÜ) öncülüğünde hayata geçirilen "Özel Eğitimin Elinden Tarih Dokunuyor, Kızık kilimi" projesiyle özel ihtiyaçlı çocuklar Tokat’ın coğrafi işaretli kültürel mirasına dokunarak hem sosyal hayata katılıyor hem de geleneksel kilim dokuma geleneğini yaşatıyor. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi öncülüğünde hayata geçirilen "Özel Eğitimin Elinden Tarih Dokunuyor: Kızık kilimi" projesinin açılışı gerçekleştirildi. Tokat’ın önemli kültürel değerlerinden biri olan Kızık kiliminin yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılmasını amaçlayan proje, özel eğitim öğrencilerinin aktif katılımıyla dikkat çekti. TOGÜ Eğitim Fakültesi, Özel Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi, Toplumsal Katkı ve Sosyal İnovasyon Koordinatörlüğü, Sürekli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Tokat Halk Eğitim Merkezi iş birliğinde hazırlanan projenin açılışı, TOGÜSEM Binası Taşlıçiftlik Kampüsü’nde düzenlendi. Proje kapsamında özel ihtiyaçlı bireyler, geleneksel el sanatlarından biri olan Kızık kilimi dokuma sürecine dâhil edilerek hem mesleki hem de kültürel kazanımlar elde etti. Etkinlikte, kilim dokuma tezgâhlarında yapılan çalışmalar katılımcıların beğenisine sunuldu. "Özel ihtiyaçlı çocuklar kültürel mirasa dokunuyor" Projenin özel eğitim alanında farkındalık oluşturduğunu belirten TOGÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Yılmaz, Tokat’a özgü Kızık kilimi geleneğinin yaşatılmasına önemli katkı sağladığını ifade ederek, "Biliyorsunuz coğrafi işaretli Tokat’ın kültürel mirası olan Kızık kilimini sosyal sorumluluk vizyonumuz özelinde birleştirerek Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile iş birliği halinde bir projeye dönüştürdük. Burada başta unutulmaya yüz tutmuş somut olmayan kültürel mirasımız olan Kızık kilimini tekrar canlandırmak ve gün yüzüne çıkartmak amacıyla özel öğretim bölümü öğrencilerimizin de desteğiyle özel ihtiyaçlı çocuklarımıza burada eğitimler veriliyor. Kızık kilimi dokuma ustaları sınırlı. Bu alanda da bir ihtiyaç var. Geleneğimizin yaşatılması gerekiyor. Bunu daha önemli kılan özel ihtiyaçlı çocuklarımızın eliyle yapmaları oldu. Özel ihtiyaçlı çocuklarımız okullarını bitirdikten sonra sosyal yaşamdan uzaklaşıyorlar. Bunların sosyal yaşama katılmaları açısından bu projeyi çok kıymetli buluyorum" dedi.
Manisa Manisa’da aile yapısının güçlendirilmesi için toplantı yapıldı Manisa Valisi Vahdettin Özkan başkanlığında gerçekleştirilen Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi İl Koordinasyon Kurulu Toplantısında toplumun temel yapı taşı olan ailenin korunması, güçlendirilmesi ve aile odaklı sosyal politikaların etkinliğinin artırılmasına yönelik çalışmalar ele alındı. Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı Vali Vahdettin Özkan başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıda; toplumun temel yapı taşı olan ailenin korunması, güçlendirilmesi ve aile odaklı sosyal politikaların etkinliğinin artırılmasına yönelik çalışmalar ele alındı. 2025 yılının "Aile Yılı" ilan edilmesi kapsamında Manisa’da yürütülen faaliyetler ve projeler gözden geçirilerek, uygulamaların mevcut durumu ve geliştirilmesine yönelik hususlar değerlendirildi. Vali Vahdettin Özkan, güçlü aile yapısının güçlü bir toplumun temeli olduğunu belirterek, Manisa’da aileyi merkeze alan sosyal hizmet ve destek mekanizmalarının daha etkin şekilde yürütülmesi amacıyla çalışmaların süreceğini ifade etti. Vali Özkan konuşmasının devamında "Aileyi ve insanı odağa almak, sağlıklı ve güçlü bir toplumun temelidir. İnsani değerlerin tabiatına uygun refleksler geliştirmek, toplumsal dayanışmayı güçlendirecektir. Valilik olarak kurumlarımız ve STK’larımız ile yürüttüğümüz çalışmalar, aileyi merkeze alan sosyal hizmet ve destek mekanizmalarının etkinliğini artırmayı amaçlamaktadır. Sosyal hizmet uzmanlarımızın tespitleri doğrultusunda, uygulamalarda iyileştirme yapılması gereken alanları belirleyip daha etkili adımlar atmak için çalışacağız" ifadelerini kullandı. Toplantıda, ayrıca 2025 Aile Yılı kapsamında elde edilen kazanımlar da dikkate alınarak, 2026 yılı çalışmalarının planlanmasına katkı sunmak amacıyla paydaş kurumların görüş ve önerileri alınarak; yeni dönem faaliyetlerinin daha etkili ve koordineli yürütülmesine yönelik istişarelerde bulunuldu.
İstanbul Arnavutköy‘de büyük istihdam seferberliği başlıyor Arnavutköy Belediyesi, Cuma ve Cumartesi günleri düzenleyeceği Kariyer ve İstihdam Fuarı ile iş arayan vatandaşları, 80’den fazla firmanın katılım sağlayacağı kapsamlı bir etkinlikle buluşturacak. Arnavutköy Belediyesi, gençlerin ve iş arayan vatandaşların kariyer hedeflerini desteklemek ve istihdam imkanlarını artırmak amacıyla 26-27 Aralık 2025, Cuma ve Cumartesi günlerinde Kariyer ve İstihdam Fuarı düzenliyor. Arnavutköy Şehir Parkı’nda gerçekleştirilecek olan fuar, 40 farklı sektörü temsilen 80’den fazla firmayı bir araya getirerek iş dünyası ile bireyler arasında güçlü bir köprü oluşturacak. Katılımcılar, firmalarla birebir iş görüşmeleri yapma imkanı bulurken, aynı zamanda atölye çalışmaları ve çeşitli etkinlikler aracılığıyla kariyer planlamalarına katkı sunacak bilgiler edinebilecek. Kariyer ve İstihdam Fuarı, iş dünyasına adım atmak isteyenler için önemli fırsatlar sunarken; profesyonel gelişimi destekleyen etkinliklerle katılımcıların bilgi ve deneyim kazanmalarına imkan tanıyacak. Arnavutköy Belediyesi’nin öncülüğünde gerçekleştirilen bu fuar, gençlerin kariyer yolculuklarına rehberlik etmeyi, iş arayan vatandaşların ise doğru istihdam fırsatlarına ulaşmasını sağlamayı hedefliyor. Öte yandan, İstanbul’un gelişen ilçesi Arnavutköy’de, özellikle Hadımköy bölgesinde artan sanayi kuruluşlarının nitelikli personel ihtiyacı her geçen gün yükselirken; Karaburun’un turizm potansiyeliyle birlikte hizmet ve turizm sektörlerinde de yeni istihdam alanları oluşuyor. İstanbul Havalimanı’na ev sahipliği yapan ilçe, havacılık, lojistik ve hizmet sektörlerinde ortaya çıkan yoğun personel talebiyle de dikkat çekiyor. Kariyer ve İstihdam Fuarı’nın, bu alanlarda oluşan iş gücü ihtiyacı ile iş arayanları aynı zeminde buluşturması hedefleniyor.
Tokat Tokat’ta Kızık kilimi özel ihtiyaçlı çocuklarla yeniden hayat buldu Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi öncülüğünde hayata geçirilen "Özel Eğitimin Elinden Tarih Dokunuyor, Kızık Kilimi" projesiyle özel ihtiyaçlı çocuklar Tokat’ın coğrafi işaretli kültürel mirasına dokunarak hem sosyal hayata katılıyor hem de geleneksel kilim dokuma geleneğini yaşatıyor. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi öncülüğünde hayata geçirilen "Özel Eğitimin Elinden Tarih Dokunuyor: Kızık Kilimi" projesinin açılışı gerçekleştirildi. Tokat’ın önemli kültürel değerlerinden biri olan Kızık Kilimi’nin yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılmasını amaçlayan proje, özel eğitim öğrencilerinin aktif katılımıyla dikkat çekti. TOGÜ Eğitim Fakültesi, Özel Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi, Toplumsal Katkı ve Sosyal İnovasyon Koordinatörlüğü, Sürekli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Tokat Halk Eğitim Merkezi iş birliğinde hazırlanan projenin açılışı, TOGÜSEM Binası Taşlıçiftlik Kampüsü’nde düzenlendi. Proje kapsamında özel ihtiyaçlı bireyler, geleneksel el sanatlarından biri olan Kızık Kilimi dokuma sürecine dâhil edilerek hem mesleki hem de kültürel kazanımlar elde etti. Etkinlikte, kilim dokuma tezgâhlarında yapılan çalışmalar katılımcıların beğenisine sunuldu. "Özel ihtiyaçlı çocuklar kültürel mirasa dokunuyor" Projenin özel eğitim alanında farkındalık oluşturduğunu belirten TOGÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Yılmaz, Tokat’a özgü Kızık Kilimi geleneğinin yaşatılmasına önemli katkı sağladığını ifade ederek; "Biliyorsunuz coğrafi işaretli Tokat’ın kültürel mirası olan Kızık kilimini sosyal sorumluluk vizyonumuz özelinde birleştirerek Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile iş birliği halinde bir projeye dönüştürdük. Burada başta unutulmaya yüz tutmuş somut olmayan kültürel mirasımız olan Kızık kilimini tekrar canlandırmak ve gün yüzüne çıkartmak amacıyla özel öğretim bölümü öğrencilerimizin de desteğiyle özel ihtiyaçlı çocuklarımıza burada eğitimler veriliyor. Kızık kilimi dokuma ustaları sınırlı. Bu alanda da bir ihtiyaç var. Geleneğimizin yaşatılması gerekiyor. Bunu daha önemli kılan özel ihtiyaçlı çocuklarımızın eliyle yapmaları oldu. Özel ihtiyaçlı çocuklarımız okullarını bitirdikten sonra sosyal yaşamdan uzaklaşıyorlar. Bunların sosyal yaşama katılmaları açısından bu projeyi çok kıymetli buluyorum" dedi. (YK-RM-