GÜNDEM - 07 Kasım 2024 Perşembe 09:29

Elazığ’ın tarihi Harput bölgesinden dünyaya şifa: Menengiç sabunu

A
A
A

Elazığ’ın Yedigöze köyünde yaşayan Tuba Bahçeci, bahçesinde yetiştirdiği sebze ve bitkilerden doğal sabunlar üreterek aile bütçesine katkı sağlıyor. Son olarak tarihi Harput bölgesinde topladığı menengiç bitkisinden “tarihi Harput doğal sabunu” markasıyla sabun üreten Bahçeci, bu ürünleri yurt içi ve yurt dışına gönderiyor. Özellikle saç dökülmesi ve egzama gibi cilt sorunlarına iyi geldiği bilinen menengiç sabunu, en çok talep gören ürünlerinden biri haline geldi.

Elazığ’ın merkeze bağlı Yedigöze köyünde yaşayan 2 çocuk annesi Tuba Bahçeci, hobi olarak başladığı doğal sabun üretimini gelir kapısına dönüştürdü. Yedi yıl önce, bahçesinde yetiştirdiği sebze, meyve ve bitkilerden sabun üretmeye başlayan Bahçeci, havuç, nar, üzüm, defne, nane, kekik, elma, Hindistan cevizi, domates, salatalık, papatya ve gül gibi pek çok farklı üründen sabun elde ediyor. Bugün yaklaşık 50 çeşit doğal sabun üreten Bahçeci, aile bütçesine önemli bir katkı sağlıyor. Son olarak, 5 bin yıllık geçmişe sahip Harput Mahallesi’nde yetişen menengiç bitkisinden de sabun üretimine başlayan Bahçeci, “Tarihi Harput Doğal Sabunu” markasıyla hem yurtiçine hem de yurtdışına ürün ihraç ediyor. Özellikle saç dökülmesi, egzama, sedef ve mantar gibi cilt rahatsızlıklarına iyi geldiği bilinen menengiç sabunu, en çok talep gören ürünlerinden biri haline geldi.

Elazığ’ın tarihi Harput bölgesinden dünyaya şifa: Menengiç sabunu

’’Harput dağlarında toplanan menengiçlerden ürettik’’

Doğal sabun üretimine ilk olarak 7 yıl önce başladığını dile getiren Tuba Bahçeci, “7 yıldır doğal sabun üretiyorum. Elazığ’ın markalarından olan tarihi Harput’un 5 bin yıllık bir geçmişi var. Bu Harput’tan yola çıkarak Harput’un dağlarında yetişmiş olan menengiçten ‘tarihi Harput doğal sabununu’ ürettik. Burada toplamış olduğumuz menengiçleri ilk önce kavurup sonrasından öğütüp sabunun hammaddesi içerisine katarak sabuna değer katmış oluyoruz. Saç dökülmesi, egzema, sedef ve mantar gibi birçok rahatsızlığa iyi gelmektedir. Şimdiye kadar toplamda 50’ye yakın sabun üretiminde bulundum. İnsanlara en çok fayda sağlayan favori sabunlardan bir tanesi de bıttım sabunu. Bunu da marka değeri oluşsun diye ‘Tarihi Harput Doğal Sabunu’ olarak şu an insanların faydalanabilmesi için piyasada” dedi.

Elazığ’ın tarihi Harput bölgesinden dünyaya şifa: Menengiç sabunu

’’Yurt dışından ciddi talep alıyoruz’’

Ürünlerinin yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da büyük ilgi gördüğünü ifade eden Bahçeci, ’’Burada doğmuş, büyümüş olduğum şehir olan Elazığ’dan hem diğer şehirlerden ve yurtdışından talep var. Yurtdışına ihracat yapıyorum. Elazığ içine elden teslimatımız, diğer şehirlere de kargomuz var. Saç dökülmesi ve egzema için inanılmaz bir talep oluşmaktadır. Yurtdışında Elazığ’ımızın ve Harput’umuzun adını yansıtması amacıyla böyle bir marka ile çıkmış bulunmaktayız” şeklinde konuştu.

Ramazan Bozca

Elazığ’ın tarihi Harput bölgesinden dünyaya şifa: Menengiç sabunu

Elazığ’ın tarihi Harput bölgesinden dünyaya şifa: Menengiç sabunu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Trendyol, Anadolu’daki gençleri sanatla buluşturacak E-ticaret platformu Trendyol, sanatı daha geniş kitlelere ulaştırmak ve herkes için erişilebilir kılmak amacıyla kurduğu Trendyol Sanat ile Anadolu’yu gezecek. Trendyol, sanata ve sanatçılara verdiği desteği büyütmeye devam ediyor. Genç ve bağımsız sanatçılara dijital dünyada alan açarak sanatçıları ve eserlerini milyonlarca sanatseverle buluşturan Trendyol Sanat projesi, bu kez yüz yüze buluşmalarla Anadolu’nun farklı şehirlerine taşınıyor. 12 farklı ilde gerçekleştirilecek ‘Trendyol Sanat Sohbetleri’, çağdaş sanatın önde gelen isimlerini başta güzel sanatlar öğrencisi gençler ve bağımsız sanatçılar olmak üzere bu illerde yaşayan sanatseverlerle buluşturacak. Sanat sohbetleri serisinin ilki, 5 Kasım Salı günü, Türkiye’nin önemli çağdaş sanat etkinliklerinden 9. Çanakkale Bienali kapsamında, Çanakkale’deki StudioMAHAL’de gerçekleştirildi. “Genç Sanatçılar ve Güncel Yapılar: Galeriler, Fuarlar ve Bienaller” başlıklı etkinlikte, Yeditepe Üniversitesi Sanat ve Kültür Yönetimi Bölüm Başkanı, Sanat Yazarı ve Küratör Prof. Dr. Marcus Graf moderatör olarak görev alırken; multidisipliner sanatçı Kaan Tarhan, Çanakkale Bienali Kurumsal Küratörü Deniz Erbaş ve Çanakkale Bienali Kurucu Direktörü, ÇOMÜ GSF Öğretim Üyesi Seyhan Boztepe konuşmacı olarak yer aldılar. Panelde sanatın güncel eğilimleri, sanat piyasasının bugünü ve geleceği gibi konular ele alındı. “Sanat sohbetleri, çağdaş sanatın görünür kılınmasına katkıda bulunuyor” Prof. Dr. Marcus Graf, Trendyol Sanat Sohbetleri’ni şu sözlerle değerlendirdi: “Trendyol Sanat platformu, genç sanatçılara dijitalde görünürlük kazandıran ve eserlerini daha geniş kitlelerle paylaşma fırsatı sunan benzersiz bir mecra. Sanat sohbetleri ise eğitim ve sanat paylaşımı açısından önemli bir girişim. Bu buluşmalar dizisi; sanatçıları, küratörleri, sanat tarihçilerini, sanat yazarlarını ve sanat yöneticilerini sanatseverlerle buluşturup çağdaş sanatın güncel estetik, formal ve kavramsal boyutlarını tartışarak, çağdaş sanatçının anlaşılmasına katkı sağlıyor. Günümüz sanatının önemli konuları üzerinde bir tartışma platformu oluşturuyor. Aynı zamanda, sanat dünyası ile halk arasında önemli bir köprü kurarak sanatın yaygınlaşmasına, görünür kılınmasına katkıda bulunuyor.” Bienal 11 Kasım’a kadar devam edecek Türkiye’nin önde gelen kültür ve sanat etkinliklerine desteğini sürdüren e-ticaret platformu, Çanakkale Bienali’nin de destekçileri arasında. "Zamana Bırakmak" başlığı altında sanatın farklı disiplinlerini Çanakkale’nin özgün kültürel ve tarihsel dokusuyla bir araya getiren 9. Çanakkale Bienali, 11 Kasım’a kadar devam edecek. Bu yıl ‘gençlik’ temasıyla dijital teknolojiler ve yeni medya sanatının öne çıktığı bir seçki sunan bienal kapsamında, Türkiye’den ve dünyadan 50’yi aşkın sanatçının eserleri Çanakkale’nin farklı mekanlarında sanatseverlerle buluşacak.
Samsun Gününü bilgisayar karşısında geçirenlerde bel eğriliği riski yüksek Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Opr. Dr. Metehan Saraçoğlu, günün büyük bir bölümünü bilgisayar karşısında geçiren kişilerde bel eğriliği riskinin yüksek olduğunu söyledi. Liv Hospital Samsun Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği’nden Opr. Dr. Metehan Saraçoğlu, gününü bilgisayar başında geçirmek durumunda olan çalışanların bel eğriliği riskiyle karşı karşıya bulunduğunu söyledi. Hastalığın oturma pozisyonu bozukluğundan kaynaklandığını ifade eden Opr. Dr. Saraçoğlu, çanta taşıyanlarda ise sırt eğriliğinin çok sık görüldüğünü kaydetti. “Skolyoz hastalığı zamanında tedavi edilmeli” Yoğun iş temposu altında sağlıklarını ihmal eden çalışanlarda görülen sırt ve bel eğriliği hastalıklarının giderek arttığını dile getiren Opr. Dr. Metehan Saraçoğlu. “Halk arasında sırt veya bel eğriliği diye bilinen omurganın üç boyutlu düzlemdeki sağa veya sola eğriliklerinin genel tanımı olan skolyoz hastalığı, en çok büyüme çağındaki çocuklarda görülüyor. Çanta taşıyan öğrencilerin yanı sıra hastalık gazeteciler ve mümessillerde de sık ortaya çıkıyor. Skolyoz hastalıklarının zamanında tedavi edilmemesi halinde ileri yaşlarda bel fıtığı, boyun fıtığı, kamburlaşma gibi cerrahi müdahale gerektirebilecek durumlarla karşılaşılabilirler” dedi. “Erken teşhiste ameliyatsız tedavi mümkün” Büyüme çağındaki çocuklarda boyun eğriliği ve boy kısalığına çok sık rastladıklarını dile getiren Opr. Dr. Saraçoğlu, “Erkeklerde 10-12 yaşına, kız çocuklarında ise 8-9 yaşına kadar fark edilmeyen durumlarda hızlı boy atmaları yaşanır. Bu süreçte sırt ağrıları görülüyorsa, skolyozdan şüpheleniyoruz. Gelişme çağındaki çocuklardaki sırt ağrıları önemsenmelidir. Çünkü altında yatan sebep farklı olabilir. Bilgisayar başında fazla oturuyor, top oynamıştır, ağır bir şey taşımıştır denilip umursanmaması yanlış olur. Ebeveynlerin mutlaka uzman bir doktora danışmalarında fayda vardır. Toplumumuzdaki görülen vücut eğriliklerinin çoğu pozisyona bağlıdır. Bilgisayar başında uzun süre oturmak, ağır çanta taşımak bu hastalığı tetikliyor. Bu ağrılar çok önemli. Önemsenmediği zaman 30-35 yaşlarında sebebi bilinmeyen sırt ağrılara yol açıyor. Bu bel fıtığı riskini artırabiliyor. Bankacı, şirket yöneticileri, memurlar, gazetecilerde oturma şekli bozukluğuna göre sırt ağrıları ortaya çıkabiliyor. Erken teşhis ve tedavi önemli. Erken teşhis edilirse ameliyatsız bu ağrıları gidermek mümkün” diye konuştu. Kalıtsal eğriliklerin küçük yaşlarda ameliyatla düzeltilebildiğini belirten Saraçoğlu, "Ameliyat ihtiyacı olmadan evde barfiks veya yüzme sporu yaparak tedavi edilebilecek eğrilik grubu var. Bu da 5. sınıftan lise son sınıf arasındaki gençlerde fazla oluyor. Bu nedenle önleyici tedavi olarak korse kullanımıyla birlikte yüzme ve voleybolu öneriyoruz. Özellikle yüzme sayesinde sırt ağrıları kendiliğinden geçebiliyor” şeklinde konuştu.