EKONOMİ - 15 Haziran 2023 Perşembe 10:14

Elazığ’dan dünyaya Türk somonu: İhracat yüzde 100 artarak 60 milyon dolara ulaştı

A
A
A
Elazığ’dan dünyaya Türk somonu: İhracat yüzde 100 artarak 60 milyon dolara ulaştı

Keban ve Karakaya Baraj göllerinin üzerinde kurulu 174 aktif işletme ile iç sularda en fazla alabalık üreten iller arasında birinci sırada yer alan Elazığ’da üretilen somon ve alabalıklar, başta Japonya ile Kanada olmak üzere Rusya, Hollanda, Almanya ve 25 Avrupa ülkesine ihraç ediliyor.

Keban ve Karakaya Baraj göllerinin üzerinde kurulu 174 aktif işletme ile iç sularda en fazla alabalık üreten iller arasında birinci sırada yer alan Elazığ’da üretilen somon ve alabalıklar, başta Japonya ile Kanada olmak üzere Rusya, Hollanda, Almanya ve 25 Avrupa ülkesine ihraç ediliyor. Bu çerçevede üretim 31 bin tona ulaşırken ihracat ise yüzde yüz artarak 60 milyon dolara ulaştı.


Alabalık üretiminde Türkiye’de ilk sırada yer alan Elazığ’ın Keban ve Karakaya barajlarında hem üretim hem de istihdam her geçen gün artıyor. Baraj gölü kıyılarında kurulan 174 işletmede alabalık üretimi 31 bin tona ulaştı. Üretilen balıklar başta Elazığ’ın Keban ilçesi ve Muğla’da fabrikalarda işlendikten sonra uzak doğu ve Avrupa ülkelerine satılıyor. Alabalık, somon üretimi ve ihracatı ile ilgili istatistiksel verileri İHA muhabirine açıklayan İl Tarım ve Orman Müdürü Ali Kılıç, Elazığ’ın 174 tesis ve 41 bin tonluk bir kurulu kapasite ile Türkiye iç suları üretiminde birinci sırada yer aldığını kaydetti. Geçen yıl itibariyle balık üretiminin 31 bin ton olarak gerçekleştiğini ve Elazığ’dan yurtdışına yaklaşık 9 bin tonluk bir ihracat gerçekleştirdiklerini ifade eden Kılıç, bu ihracat neticesinde kente 60 milyon dolarlık bir girdisi olduğunu belirtti.


Balık üretimindeki artışla birlikte kentin ve ülkenin ekonomisine ciddi katma değer kattıklarını dile getiren İl Tarım ve Orman Müdürü Ali Kılıç, “Keban üretim tesisi, bölgemizdeki bütün su kaynaklarına sazan üretimi yapan, besleyen ve buraları balıklandırma amacıyla kullanılan bir tesis niteliği taşıyor. Bu bizim için çok önemli ve bu potansiyelimizin fakındayız. Özellikle çevremizdeki olta balıkçılığının, amatör balıkçılığın ve avcılığın desteklenmesi anlamında yapılmış olan bu faaliyetleri canı gönülden destekliyoruz. Bu anlamda bize öncülük eden ve bizi destekleyen başta cumhurbaşkanımız olmak üzere Tarım ve Orman Bakanımız İbrahim Yumaklı’ya çok teşekkür ediyoruz. Bir diğer güzellik ise ilimiz su ürünleri faaliyetinin ve alabalık üretiminin, ülkemize iç sularında öncülük etmiş olmasıdır. Ülkemiz iç suları üretiminde Elazığ 174 tesis ve 41 bin tonluk bir kurulu kapasite ile birinci sırada yer almaktadır. Geçen yıl itibariyle üretimimiz 31 bin ton olarak gerçekleşti. Biz, geçen yıl ilimizden yurtdışına yaklaşık 9 bin tonluk bir ihracat gerçekleştirdik. Bu ihracat neticesinde de ilimize 60 milyon dolarlık bir gelir kazandırmış olduk” dedi.



"Üretimde hedef 80 bin ton, ihracatta ise 120 milyon dolar"


Hedeflerinin Türkiye yüzyılında Elazığ olarak su ürünleri üretimindeki kurulu kapasitelerini iki katına çıkarmak olduğunu dile getiren Kılıç, “Bu gelir ilimizdeki balıkçılık faaliyetinin daha da artarak devamını sağlayacak nitelikteki bir gelirdir. Biz ilimizdeki su ürünleri potansiyelinin de farkındayız. Yakın zamanda ilimizin de kafeslerinin bulunduğu Özlüce Barajı’nda bir çalışma yaptık. Bu bölgede de yaklaşık 25 tane işletmemizde 4 bin 750 tonluk bir kurulu kapasitenin var olduğunu biliyoruz. Orada da üretime başlamış olduk. Bu tür çalışmalar ilimizdeki balıkçılığı çok önemli bir noktaya taşıyacak ve ilimizdeki istihdama, üretime ve Türkiye yüzyılında da önemli bir noktaya taşıyacaktır. Önümüzdeki 5 yıllık zaman dilimi içerisinde 2028 projeksiyonunda Türkiye yüzyılında Elazığ olarak su ürünleri üretimimizdeki kurulu kapasitemizi 80 bin tonlara çıkarmayı hedefliyoruz. İhracatımızı da mevcuttaki 60 milyon dolardan 120 milyon dolara kadar çıkarmayı hedefliyoruz. Bu anlamda emeği geçen bütün balıkçılarımız tebrik ediyorum ve çalışmalarında devletimiz her zaman onların yanında olacaktır” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Vali Pehlivan: "Yüksek standartlara haiz sağlık altyapımız bulunuyor" Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, Mersin’de yüksek standartlara haiz sağlık altyapısı bulunduğuna dikkat çekerek, "Vatandaşlarımıza en iyi şekilde sağlık hizmeti vermek için sağlık birimlerimizde, sağlık çalışanlarımızın çalışmaları gece gündüz kesintisiz bir şekilde devam etmektedir" dedi. Vali Pehlivan, İl Sağlık Müdürlüğünde ’Değerlendirme ve Koordinasyon Toplantısı’na katıldı. Sağlık Müdürlüğü görevine atanan Mustafa Ekici’ye hayırlı olsun dileğinde bulunan Vali Pehlivan, sağlık birimlerinde verilmekte olan hizmetler hakkında Ekici’den bilgiler aldı. Toplantıda ayrıca, il genelindeki hastaneler ve sağlık birimlerinin genel durumu, donanımı, sağlık yatırımları, sağlık alanında vatandaşlara sunulan önleyici ve tedavi edici hizmetler, yerine getirilmekte olan iş ve işlemler ile denetleme faaliyetleri ve ilgili çeşitli hususlar değerlendirildi. "Toplam 5 bin 332 yatak kapasitesine sahibiz" Mersin’de yüksek standartlara haiz sağlık altyapısı bulunduğuna dikkat çeken Vali Pehlivan, "Ülkemizde kurulan ilk şehir hastanesi ile birlikte 12 devlet hastanemiz bulunmaktadır. Ayrıca Mersin Üniversitemiz bünyesinde Tıp Fakültesi Hastanesi yer almaktadır. İnşaatı devam etmekte olan Mezitli Devlet Hastanesi ve Ağız Diş Sağlığı Merkezi ile birlikte sağlık altyapımız daha da güç kazanacaktır. İlimizde Aile Sağlığı Merkezi sayısı 174, ağız ve diş sağlığı merkezi sayısı 3’tür. Devlet hastanelerimizde bin 213, üniversite hastanesinde 245, özel hastanelerde 676 olmak üzere toplam 2 bin 134 uzman doktor bulunmaktadır" diye konuştu. Yine devlet hastanelerinde bin 173, üniversite hastanesinde 542, özel hastanelerde 131 olmak üzere toplam bin 846 pratisyen doktorun görev yaptığı bilgisini paylaşan Vali Pehlivan, "Devlet hastanelerimizde 236, üniversite hastanesinde 60, özel hastanelerde 643 olmak üzere toplam 939 diş tabibi bulunmaktadır. Devlet hastanelerimizde 5 bin 114, üniversite hastanesinde 704, özel hastanelerde 764 olmak üzere toplam 6 bin 582 ebe ve hemşire görev yapmaktadır. Devlet hastanelerimizde 3 bin 285, üniversite hastanesinde 860, özel hastanelerde bin 187 olmak üzere toplam 5 bin 332 yatak kapasitesi bulunuyor. Yine devlet hastanelerimizde 452, üniversite hastanesinde 145, özel hastanelerde 428 olmak üzere toplam bin 25 yoğun bakım yatak kapasitemiz var. Bunun yanında devlet hastanelerimizde 3, üniversite hastanesinde 1, özel hastanelerde 5 olmak üzere toplam 9 anjiyo ünitesi bulunmaktadır. İlimizde devlet hastanelerimizde 8, üniversite hastanesinde 2, özel hastanelerde 12 olmak üzere toplam 22 MR cihazı bulunuyor. Ayrıca devlet hastanelerimizde 9 diyaliz ünitesi bulunmaktadır. Vatandaşlarımıza en iyi şekilde sağlık hizmeti vermek için sağlık birimlerimizde, sağlık çalışanlarımızın çalışmaları gece gündüz kesintisiz bir şekilde devam etmektedir" ifadelerini kullandı.
Niğde Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’ne ikinci ’Mükemmeliyet mührü’ Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Kimya Ana Bilim Dalı ve Biyoteknoloji Ana Bilim Dalı yüksek lisans öğrencileri Kemal Karadağ ile Nuri Yeşilyurt’un ’Lignoselülozik Atıklardan Polihidroksi Alkonoat (PHA) Eldesinden Biyoplastik Sentezi’ başlıklı projeleri, TÜBİTAK 1812-Yatırım Tabanlı Girişimcilik Destek Programı (BİGG) 2024-2 Çağrısı kapsamında ’Mükemmeliyet Mührü’ almaya hak kazandı. Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Niğde Teknopark A.Ş.’nin yer aldığı Girişimci Rampası Konsorsiyumu koordinasyonunda yürütülen proje ile öğrenciler, aldıkları 900 bin TL’lik yatırım desteğiyle teknoloji odaklı iş planlarını hayata geçirebilecek. Bu destekle birlikte girişimci öğrencilerimizin biyoplastik alanında önemli adımlar atması ve sıfır atık konusunda üniversiteye ve ülkeye katkı sağlamasının önü açılacak. Konuyla ilgili açıklama yapan Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Uslu, araştırma odaklı bir yükseköğretim kurumu olarak üniversitenin projesi kültürüyle akademisyeninden öğrencisine kadar her düzeyde başarıdan başarıya koştuğunu aktardı. Ömer Halisdemir Üniversitesi’nin geçtiğimiz yıl TÜBİTAK 2209-A Öğrenci Bilimsel Araştırma Projeleri’nde Türkiye’de 208 üniversite arasında dördüncü olduğunu hatırlatan Rektör Uslu, ayrıca öğrencilerin son zamanlarda farklı destek programlarında da önemli başarılara imza attığını belirtti. Öğrencilerin projesine verilen desteğin bölgedeki girişimcilik ekosistemine büyük katkı sağlayacağına değinen Rektör Uslu; "Öğrencilerimizin başarısı, sadece üniversitemiz için değil, ülkemiz için de gurur verici. Üstelik bu projeyle ikinci Mükemmeliyet Mührü aldık. Projenin ülkemize, şehrimize ve üniversitemize hayırlı olmasını diliyorum" ifadelerine yer verdi.
Erzurum Başsavcı Aydemir: “Uyuşturucu ile mücadele önceliğimiz” Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Adem Aydemir, uyuşturucu ile mücadelenin önceliklerinin başında geldiğini ifadede ederken, yargı ile alakalı her aşamada “Herkes için adalet” düsturunu esas aldıklarını vurguladı. Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Adem Aydemir, uyuşturucu ile mücadelenin büyük önem arz ettiğini ifade ederken, uyuşturucu kullanma yaşının onbir yaşına kadar düştüğünü, anne ve babaların bu konuya karşı daha fazla duyarlı ve dikkatli olmaları yönünde çağrıda bulunarak, “Uyuşturucu ile mücadelede hiç bir güç tanımıyoruz. Bu anlamada polis ve jandarmamız ciddi bir çalışma sergiliyor. Bizlerde bunlara destek olmak, çocuklarımızı korumak zorundayız. ” dedi. “Erzurum’a 15 ili kapsayacak Trafik İhtisas Daire Başkanlığı” Erzurum’a bağlı ve 15 ili kapsayacak Trafik İhtisas Daire Başkanlığı’nın kurulması yönünde resmi yazışmaların tamamlandığını vurgulayan Cumhuriyet Başsavcısı Adem Aydemir, “Erzurum’a bağlı ve 15 ili kapsayacak Trafik İhtisas Daire Başkanlığı’nın faaliyete geçirilmesi konusunda resmi yazışmalarımızı tamamladık. İnşallah en kısa zamanda sonuçlanacağını ümit ediyorum. Bu arada Adalet Saray’ında bir nebze olsun tadilat başlattık ve burada hükümlülerimizin el emeği göz nuru eserlerini sergileyerek satış yapma imkanı vereceğiz.” dedi. “Yaşlı ve engelli vatandaşlara özel görevliler’ Yaşlı ve engelli vatandaşların adliye girişinde, görevlendirilen personel tarafından karşılanacağını ifade eden Başsavcı Aydemir, “Adliye girişinde yaşlılarımızı ve engelli vatandaşlarımızı yormadan, istirahat ettirerek, işlemlerine yardımcı olmak için düzenleme yaptık, personel ayarlamasına gittik. Çocuklarımız da bizim için çok önemli ve değerli. Evlatlarımızın sağlıklı geleceğini bizlerin teminatı altında, titiz bir şekilde aile bireylerimizle hareket ederek destek olacağız. Hizmetlerimizde kolaylık sağlamak amacıyla Çevre ve Şehircilik binasını talep ettik. 50 yıllık bina olduğu için bakanlık bu binaya sıcak bakmadı. Aziziye İlçe yerleşkesinde yapılacak olan yeni Adalet Sarayı ile bu sorunlarımızın kısa zamanda çözüme kavuşacağına inanıyorum. Mevcut bina girişinde yetersiz olan park alanına ek olarak bahçemizde personelimize üzeri kapalı yeni bir park düzenlemesi yaptırıyoruz.” şeklinde konuştu. “Uyuşturucu ile mücadelede hiç bir güç tanımıyoruz” Uyuşturucu bağımlısı çocukların anne ve babaları derinden üzdüğünü, ailelere zarar verdiğini ve buna bağlantılı olarak çok sayıda suç işlendiğini belirten Başsavcı Aydemir, sözlerini şöyle sürdürdü, “Erzurum’da önceliklerimizin başında uyuşturucu ile mücadele var. Bu anlamda karşımızda hiç bir güç tanımıyoruz. Ben Cumhuriyet Başsavcısı olarak sokağı dinlerim, uyuşturucu sadece polisiye önlemlerle olmuyor. Bizim asıl görevimiz vatandaşlarımızın sorunları ile yüze yüze görüşerek ilgilenmektir. Nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzu bilirsek eğer, mücadelemizi o kadar daha iyi yapabileceğimize inanıyorum. Meslek hayatımız süresince uyuşturucu ile mücadeleyi ilk sıralarda tutarak ilerledik. Zira bunun acılarını bizzat ailelerin tüm fertlerinden biliyoruz. Üst perdede bağımlılıkla mücadelenin önemini biliyoruz. Evlatlarımızın bu kötü alışkanlıklar içinde olduğunu düşünmek hepimizin içini acıtır. Erzurum’da uyuşturucu ile mücadelemizde bir dakikalık boş bir zamanımız yok. Anne ve babalarımızı, evlatlarımızı düşünerek Emniyet Müdürümüz, Jandarma Komutanımız, Narkotik Şube ve ekiplerimizle birlikte yoğun özverili bir şekilde mesai harcıyoruz ve harcayacağız. Ama bu durumun mutfağında inanılmaz bir mücadelenin, azmin zaferi yatıyor. Uyuşturucu ile mücadele yalnızca bir güvenlik meselesi değildir. Eğitimcilerimizden ve ailelerimizden büyük destek bekliyoruz." “Herkes için adalet düsturu ile çalışıyoruz” CİMER’den gelen şikayetleri ciddi anlamda değerlendirdiklerini ve vatandaşları makamına çağırarak sorunlarını dinlediğini kaydeden Başsavcı Adem Aydemir, “Öncelikle CİMER’den yoğun gelen şikayetleri okuyarak vatandaşı makama çağırarak rahatlıkla sorunlarını dinliyorum. Bu sessiz çığlıkların sesi olmamız lazım. İntihar edenler, cinnet geçirenler oluyor. Vatandaş kapıya geldiğinde benimle görüşecek. Bizim kapımız herkese açık. Biz herkes için adalet diyoruz. Herkes için adalet düsturu ile çalışıyoruz. Bizler hukukçular olarak hukukun üstünlüğü, insan hakları, eşitlik temelinde adaletin her an tecellisi için elimizden gelenin en iyisini ortaya koymakla mükellefiz. Tek ilkemiz var, vatandaşımız kurum girişinde güler yüzle karşılanacak, burada tek sistem işleyecek, devlette sistem işler, devlet o zaman devlettir.” diye konuştu.
Ankara ‘Avrasyacılık: Ortak Vizyon’ Ankara’da masaya yatırıldı Ankara Üniversitesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen uluslararası toplantıda, Avrasyacılık fikrinin tarihî, güncel ve stratejik boyutları ele alındı. Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Erkhov, Avrasyacılığın ortak bir kültürel kod geliştirilmesi açısından önemine dikkat çekti. ‘Avrasyacılık: Ortak Vizyon’ başlıklı uluslararası yuvarlak masa toplantısı, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde gerçekleştirildi. Toplantıya, Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Erkhov, Ankara Üniversitesi Rektörü Necdet Ünüvar, Rusya Federasyonu Başbakan Yardımcısı Aleksey Overçuk, akademisyenler ve davetliler katıldı. Toplantının açılışında konuşan Büyükelçi Erkhov, Avrasyacılık fikrinin giderek önem kazandığını belirterek, bu fikrin günümüzde yaşanan küresel değişimlere ışık tutabilecek nitelikte olduğunu ifade etti. Erkhov, “Sınırların yıkıldığı, uluslararası ilişkilerin alışılmış düzeninin değiştiği, yeni güç merkezlerinin ortaya çıktığı bir dönemde yaşıyoruz. Bu tür zamanlarda halklar, tarihî kimliklerini ve değerlerini anlamaya yönelik daha güçlü bir ihtiyaç hissediyor” dedi. Büyükelçi Erkhov, Avrasyacılığın sadece ortak bir geçmişi değil, aynı zamanda ortak bir geleceği de şekillendirme potansiyeline sahip olduğunu vurgulayarak, “Avrasya Ekonomik Birliği gibi başarılı entegrasyon modelleri, sadece ticari ve ekonomik iş birliğini değil, aynı zamanda ortak bir kültürel kod ve dünya görüşü geliştirilmesini de gerektiriyor” ifadelerini kullandı. Toplantıda, Avrasyacılığın tarihî boyutları, güncel etkileri ve gelecekteki stratejik yönelimleri ele alındı. Konuşmasında Sovyetler Birliği’nin tarihî rolüne de değinen Erkhov, bu dönemin olumlu yönlerinin yanı sıra hatalarının da daha dengeli bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.