ASAYİŞ - 23 Eylül 2024 Pazartesi 11:26

Elazığ’da bir haftada 258 olay meydana geldi, 226 kişi yakalandı

A
A
A
Elazığ’da bir haftada 258 olay meydana geldi, 226 kişi yakalandı

Elazığ’da son bir haftada meydana gelen 258 olaya karışan 226 kişi yakalandı.


Elazığ Valiliği haftalık asayiş bültenini paylaştı. Buna göre 16-22 Eylül arasında meydana gelen 258 olayda 226 şahıs yakalanırken 8 şahıs tutuklandı. 12 şahsın ise yakalanmasına yönelik çalışmaların devam ettiği belirtildi. Asayiş uygulamalarında 64 bin 75 şahıs ve 23 bin 51 aracın kontrol edildiğinin belirtildiği açıklamada, “Aranması olan 355 şahıs yakalanmış, 23 şahıs tutuklanmıştır. Kontrol edilen araçlardan 3 bin 759 araca toplam 7 milyon 490 bin 548 lira ceza işlem uygulanmış 237 araç trafikten men edilmiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda 5 adet tabanca, 1 adet tüfek, 66 adet fişek, 3 adet tabanca şarjörü, 2 adet el bombası fünyesi, 5 adet kesici alet, 1 adet av tüfeği namlusu, 8 adet dijital ve manuel kumpas, 1 adet dedektör, 1 adet torna makinesi, 1 adet ocak, 1 adet masa mengenesi, 12 adet muhtelif kazı malzemesi, 12 adet kaçak cep telefonu ele geçirilmiştir” denildi.


Zehir tacirlerine yönelik yapılan çalışmalara da değinilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:


“2 ton 523 kilo 54 gram esrar maddesi, 1,62 gram bonzai, 2,28 gram kokain, 38,89 gram metamfetamin, 582 adet uyuşturucu hap, 16 gram kenevir tohumu, 61 adet kök kenevir bitkisi ele geçirilmiştir. Kentte 33 trafik kazası meydana gelmiş 50 kişi yaralanmıştır. Bu süre zarfında kaybolan 11 şahıs, 1 adet bebek arabası ve 150 metre kablo bulunmuştur.”


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Diyanet İşleri Başkanlığı hac organizasyonu yapan şirketlerden daha fazla ücret alındığı iddialarını yalanladı Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, hac ücretleri ve bu ücretlerin belirlenmesine ilişkin bazı televizyon programlarında dile getirilen ve sosyal medyada da yer alan iddiaların tamamen yalan olduğu bildirildi. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Bazı televizyon kanallarında yorumcuların, Diyanet İşleri Başkanlığının hac organizasyonu ücretini kendisinin belirlediğine ve hac organizasyonu yapan şirketlerden daha fazla ücret aldığına yönelik yalan ve iftira dolu sözleri üzerine aşağıdaki açıklamanın yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Hac organizasyonu ücretleri Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş tarafından değil, Bakanlıklar arası Hac ve Umre Kurulu tarafından belirlenmektedir. Bu kurul ise, 7 bakan yardımcısı, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı, Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürü, Hac Umre Seyahat Acenteleri Derneği (HURSAD) temsilcisinden oluşmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığının hac organizasyonu ücreti 8 bin dolar değildir, hacı adaylarımızın büyük bölümü 6 bin dolar fiyatla hac farizasını yerine getirmektedir. Hac organizasyonu kapsamında yetkisi olan tüm seyahat acenteleri aynı fiyatı uygulamaktadır. Özel şirketlerin 2 bin 500 dolara hac organizasyonu hizmeti verdiği iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ’hacıları şikayet etti, dövdürdü, döndükten sonra da bizim dışımızda hacca gidenlerin haccı kabul olmaz fetvası verdi’ iddiası kesinlikle yalan ve iftiradan ibarettir ve bu durum kamuoyuna defalarca açıklanmıştır. Ayrıca, Din İşleri Yüksek Kurulumuzun böyle bir fetvası olmadığı gibi Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın da bu yönde herhangi bir beyanı bulunmamaktadır. Bu yalan yorumları yapanlar ve yayanlar hakkında hukuki yollara başvurulmuştur.”
İstanbul Çarşı davası mütalaaya gönderildi Gezi Parkı olaylarına ilişkin Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 sanığın yargılandığı davada mahkeme, dosyanın mütalaa hazırlanabilmesi için Savcılığa gönderilmesine hükmetti. Gezi Parkı olaylarına ilişkin Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 sanık hakkında açılan davanın görülmesine devam edildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada 6 tutuksuz sanık ile sanık avukatları hazır bulundu. "Olaylarla ilgili burada bulunan hiçbir sanık sorumlu değildir’’ Duruşmada Başbakanlık ofisine yönelik gerçekleştirildiği belirtilen eyleme ilişkin görüntüler izlendi. İzlenmesinin ardından savunma yapan sanık avukatlarından Ali Rıza Dizdar, ‘’Olaylarla ilgili burada bulunan hiçbir sanık sorumlu değildir. İzlenen görüntülerdeki kişilerin de müvekkillerimiz olmadığı kesindir. Bu nedenle tüm sanıkların beraatlarını talep ederiz’’ ifadelerini kullandı. Mütalaa hazırlanacak Ara kararını açıklayan mahkeme, dosyanın mütalaa hazırlanabilmesi için Cumhuriyet Savcısı’na gönderilmesine hükmederek duruşmayı erteledi. Olayın geçmişi Gezi Parkı olaylarına ilişkin Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 sanığın yargılandığı dava 29 Aralık 2015 tarihinde karara bağlanmış, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince verilen beraat kararları ise Yargıtay tarafından bozulmuştu. Yargıtay, bozma kararında Gezi Parkı ile Çarşı davasının arasında hukuki bağlantı olduğu gerekçesiyle birleştirilmesine karar verilmesi gerektiğini vurgulamıştı. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Gezi Parkı olaylarına ilişkin dava ile Çarşı davası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunun belirtildiği kararda, ‘örgüt üyeliği’ suçunun özelliği nazara alınarak, her iki dosyanın birleştirilmesi tarafına gidilmesi, sanıkların hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırma neticesinde beraatlarına karar verilmesinin bozma nedeni sayıldığı vurgulanmıştı. Davalar, verilen bozma kararlarının ardından 30 Temmuz’da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde birleştirilmiş ve sanık sayısı 52’ye çıkmıştı. Gezi Parkı ile Çarşı davası dosyası, 21 Şubat’ta görülen dördüncü duruşmada davaların geldiği aşama dikkate alınarak yeniden ayrılmıştı. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, aralarında Beşiktaş taraftar grubu Çarşı’nın kurucu ve üyelerinin de bulunduğu 35 kişi şüpheli, 9 polis de müşteki olarak yer almıştı. İddianamede, Beşiktaş’ta bulunan Başbakanlık Çalışma Ofisi’ni işgal etmeye çalışmakla suçlanan 35 şüpheli hakkında "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilmişti. Şüpheliler hakkında ayrıca "örgüt kurmak ve yönetmek, örgüte üye olmak, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak, sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermileri taşınması ve bulundurulması, görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme" gibi suçlardan da 50 yıla kadar hapis cezaları talep edilmişti.