Elazığ’da, binlerce dönüm üzüm bağı bulunan Güzel Yalı köyünde bağbozumu heyecanı yaşanıyor. Üreticiler, mevsimlik işçilerle birlikte erken saatlerde hasat yaparak, toplanan üzümleri kasalara doldurup Türkiye’nin dört bir yanına ve yurt dışına göndermek için yoğun çaba sarf ediyor. Almanya’dan memleketi Elazığ’a gelen üreticilerden Özel Çelik, bölgenin potansiyelinin artırılması için büyük tüccar ve ihracatçıların çekilmesi gerektiğini vurgulayarak, tesis eksikliğinin ve çiftçilerin birlik olmamasının engel teşkil ettiğini belirtti.
Türkiye’de üzüm yetiştiriciliğinde sayılı illeri arasında yer alan Elazığ’da yaklaşık 120 bin dönüm üzüm bağı bulunuyor. Üzüm denince akla gelen Güzel Yalı köyünde de bağbozumuyla birlikte tatlı bit telaş başladı. Siparişleri yetiştirmeye çalışan üreticiler, bağlarda çalışan mevsimlik işçilerle erken saatlerde ürünlerin hasadına başlıyor. Toplanan üzümler kasalara konulup, kamyonlara yüklenerek, anlaşılan firmalar aracılığıyla Türkiye’nin birçok iline gönderiliyor. İlk olarak iç piyasaya giden üzümler ardından ihraç ediliyor.
Geçmişte sebze halındaki komisyon dükkanını bırakarak 2000 yılında Almanya’ya gittiğini, 2013’te Türkiye’ye dönerek üzüm üretimine başladığını dile getiren üreticilerden Özel Çelik, bölgedeki potansiyelin artması için büyük tüccar ve ihracatçıların buraya çekilmesi gerektiğini vurgulayarak, “İmkan sunmamız ve onlara hizmet vermemiz lazım. Ancak tesis yapma konusunda sıkıntı yaşıyoruz, bu da bizi üzüyor. Çiftçilerin birlik olmaması ise başka bir engel. Bir araya gelip fiyatı belirleyerek herkesin mutlu olduğu bir ticaret ortamı oluşturmak istiyoruz’’ dedi.
Almanya’dan memleketine dönüp üzüm üreticiliğine başladı
13 yıl Almanya’da kaldıktan memleketine dönüp üzüm üreticiliği yaptığını ifade eden Çelik, ’’Sebze halinde komisyon dükkanım vardı. Orayı bırakıp Almanya’ya gittim. 2000 yılında gittim, 2013 yılında döndüm. O tarihten 2024 yılına kadar bu işle iştigal ediyorum. Allah’a çok şükür kazancımız ve kalitemiz iyi. Ürün kalitesi ve verim olarak Türkiye’nin bir çok çiftçi bölgesinden iyiyiz diyebilirim. Ürünümüzü Türkiye’nin her yerine pazarlayabiliyoruz. Çünkü burası bir cazibe merkezi, kendine ait bir kliması, iklimi, toprak yapısından dolayı Kasım ayı bazen de ocak ayına kadar sarkabilen dalında kesimlerimiz var. Bölgemizde Türkiye’de kök başına en çok tonaj veren ürün çıkıyor. Ayrıca soğuk hava deposuna koymadan, dalından koptuktan sonra 15 bozulmayan cins üzüm de var. Yılın birinci ayında dalından üzüm koparılan tek bölgeyiz, diyebilirim. Buranın kendine ait bir kliması var” diye konuştu.
’’Büyük tüccar ve ihracatçıların bölgemize gelmesi için imkan sunmamız lazım’’
Büyük tüccar ve ihracatçıların bölgeye gelmesi için imkan sunulması gerektiğini vurgulayan Çelik, ’’Onlara hizmet vermemiz lazım. Hizmet vermek için de tesis olması lazım. Tesis yapmak istiyoruz ama yapamıyoruz. Bu bizi üzüyor. Çiftçilerin de birlik olmaması da bir engel. Bu da bizi daha rahat ve hızlı büyüyecekken önümüzü kapatan engel oluyor. Zulmetmeden, zulme uğramadan standardı koyabildiğimiz tüccar ve çiftçilerle bir araya gelip fiyatı belirlediğimiz ve herkesin mutlu olduğu bir ortamda ticaret yapmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
“Bütün bölgelerin manav ve marketleri özellikle bizim üzümümüzün hasat zamanını bekliyor’’
Bölgede kırmızı, siyah ve beyaz renkte üzümlerin bulunduğuna dikkat çeken Çelik, ’’Beyaz üzümümüz, Elazığ Ağın beyazı olarak bilinir. Raf ömrü ve lif oranı çok yüksek. Çok lifli bir ürün olduğu için güneşe bıraktığınız zaman bile 10 gün boyunca tanede herhangi bir bozulma olmuyor. Ondan dolayı manav ve marketlerin çok tercih ettiği bir ürün. Bozulma oranı az olduğu için bütün bölgelerin manav ve marketleri özellikle bizim üzümümüzün hasat zamanını bekliyor. Onun haricinde siyah, öküz gözü cinsleri bizim bölgemizde yavaş yavaş azaldı ama köhnü dediğimiz siyah üzüm çok daha yoğunlukta. Onun da hasadı 11’inci aya kadar sarkabiliyor. Aynı şekilde kırmızı üzüm de 9 ile 11’inci ay arasında oluyor’’ dedi.