YEREL HABERLER - 19 Mart 2012 Pazartesi 14:03

PROF. DR. AHMET BURAN FÜ REKTÖRLÜĞÜ`NE ADAYLIĞINI AÇIKLADI

A
A
A
PROF. DR. AHMET BURAN FÜ REKTÖRLÜĞÜ`NE ADAYLIĞINI AÇIKLADI

Fırat Üniversitesi (FÜ) İnsani ve Sosyal Bilimler Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Buran, rektörlüğe aday olduğunu açıkladı.
Akgün Otel’de bir toplantı düzenleyen Buran, Haziran ayı içerisinde FÜ Rektörlük seçimlerinin yapılacağını, bu seçimlerde üniversitenin hizmetine talip olduğunu belirtti. Rektörlük seçimlerinin Elazığ’a ve ülkeye hayırlı olması temennisinde bulunan Buran, "Haziran ayında yapılacak seçimlerde rektör adayı olduğumu sizlerle paylaşmak istiyorum. Üniversite mevzuatına hakim, işleyişi bilen, yetenek ve tecrübesiyle rektörlük görevini layıkıyla yürütebilecek bir donanıma sahip olduğumu düşünüyorum. Bundan
sonraki süreçte her şeyi açık şeffaf ve denetlenebilir özellikte bir icraat olarak yapılmasını arzu ederim" dedi.
Buran, FÜ’nün olması gereken noktada olmadığını, 37 yıllık üniversitenin bu süre içerisinde alması gereken mesafeyi alamadığını ifade etti. Bunun sorumlusunun bütün şehir olduğunu belirten Buran, "O zaman bütün toplum olarak FÜ’yü gelişme çizgisine taşımamamız gerekir. Bunun göstergesi olarak en başta adaletli ve liyakatli yönetim anlayışı eksik. Kurumsal yapının işleyişi eksiktir. Üniversitenin bürokratik ilişkilerinde önemli eksiklikler var. Zaman zaman bazı sorunları çözmede sıkıntılarla
karşılaştığımızı biliyoruz. Bir aydınlar kurumu olan üniversitenin ekonomik olarak , aydın olarak şehir ile kopuk olduğunu düşünüyoruz. Şehrin ekonomisini yönlendirecek bir potansiyele sahipken bunu başaramıyoruz. Üniversitenin bilimsel yayın sayısında eksiklikler var. Bunarı gidermek için çaba sarf etmek gerekiyor. Öğrenci sayımızı artırmamız lazım. Üniversitenin bilimsel düzeyinin yükseltilmesi gerekiyor. Ulusal anlamda yayın yapacak dergiler ve kitaplarla üniversitemizin yayın
sayısını hem nicelik hem de nitelik olarak kazandırmak lazım. Hocalarımız gidiyor. Bunların çeşitli nedenleri var. Kimileri başka yerde mutlu olacağını düşünüp ayrılıyor. Çünkü bu arada hayallerini gerçekleştiremiyor. Bu sıkıntıları tespit edip çözmek lazım. Kalifiye elemanlarımız gidiyor. Üniversitemizde yönetime talip olurken elbette plan ve projelerimiz var. Bunları geniş bir şekilde paylaşacağız. Kurumsal yapının bir sistematiğe oturtmak gerekir" şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Başkan Büyükkılıç: "Regaib Kandili, bizlere manevi bir yenilenme fırsatı sunmaktadır" Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç; üç ayların başlangıcını müjdeleyen Regaib Kandili dolayısıyla yayımladığı mesajda birlik, beraberlik, dayanışma ve kardeşlik vurgusu yaptı. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Regaib Kandili dolayısıyla bir mesaj yayımlayarak, mübarek gecenin manevi iklimine dikkat çekti. Başkan Büyükkılıç, rahmet, bereket ve mağfiret ayları olan üç ayların başlangıcında idrak edilen Regaib Kandili’ne ulaşmanın huzur ve mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti. Regaib Kandili’nin duaların kabul olduğu, gönüllerin arındığı müstesna zamanlardan biri olduğunu belirten Büyükkılıç, "Bu gece vesilesiyle milletimizin ve tüm İslam âleminin Regaib Kandili’ni tebrik ediyorum. Yüce Allah’tan bu gecenin tüm insanlığa barış, huzur ve esenlik getirmesini niyaz ediyorum" dedi. Kayseri’nin farklı medeniyetlerin buluştuğu kadim bir şehir olduğuna vurgu yapan Başkan Büyükkılıç, böylesi anlamlı gecelerin toplumsal dayanışmayı güçlendirdiğini ifade ederek, "Birlik ve beraberliğimizi pekiştiren bu gecede yardımlaşma, paylaşma ve kardeşlik duygularımızı daha da artırmalıyız. Daha huzurlu bir Kayseri ve daha güçlü bir Türkiye için dualarımızı eksik etmeyelim" ifadelerini kullandı. Regaib Kandili’nin aynı zamanda Ramazan ayının müjdecisi olduğunu hatırlatan Başkan Büyükkılıç, "Üç ayların başlangıcında yer alan Regaib Kandili, bizlere manevi bir yenilenme fırsatı sunmaktadır. Bu mübarek zamanları dua, tövbe ve ibadetlerle en güzel şekilde değerlendirmeyi Rabbim hepimize nasip eylesin" şeklinde konuştu. Başkan Büyükkılıç, mesajının sonunda tüm Kayserililerin ve İslam âleminin Regaib Kandili’ni tebrik ederek, "Bu gecenin gönüllerimize huzur, evlerimize bereket, hayatlarımıza umut getirmesini diliyorum. Regaib Kandili’miz mübarek olsun" temennisinde bulundu.
Amasya Türkiye’nin en eski kadastro davası 75 yıl sonra sonuçlandı Amasya’da 1951 yılında açılan dava aradan geçen 75 yıl sonra sonuçlandı. Bir arazinin tapu tescili için açılan dava, davacılardan vefat edenlerin olması ve yapılan itirazlar üzerine yıllardır devam ediyordu. Türkiye’nin devam eden en eski tarihli davası olarak kayıtlara geçen dava, ‘Davacı’ filmini akıllara getirdi. ‘Sıfır Kadastro Dosyası’ hedefi doğrultusunda çözüldü 1951 yılında açılan ve açılmadan öncesine de uzanan 3 parselli toplam 126 dönümlük arazinin tapu tescili davası, aradan geçen 75 yılın ardından halen devam ediyordu. Amasya Kadastro Mahkemesi, Adalet Bakanlığı’nın ‘Sıfır Kadastro Dosyası’ hedefi doğrultusunda yıllardır sonuç alınamayan davayı çözüme kavuşturdu. Davacı filmi gerçek oldu Amasya’nın Suluova ilçesine bağlı Salucu köyündeki bir arazi üzerinde hak iddia edilmesi nedeniyle açıldığı günden bu yana vefat edenler ve yapılan itirazlardan dolayı sürekli olarak uzayan davada en son 348 taraflı bulunuyordu. Aradan geçen süre zarfında hakim, avukat ve tarafların değiştiği, vefat edenlerin de bir hayli çok olduğu dava akıllara ise başrolde Kemal Sunal’ın olup çok sayıda usta oyuncunun da kadroda yer aldığı 1986 yılında yayınlanan ‘Davacı’ filmini getirdi. Davalı taraflardan Mustafa Küçük (50) çocukluk yıllarında izledikleri ‘Davacı’ filmine o yıllarda güldüklerini, şimdi ise aynı durumda kendilerinin bulunduğunu belirtti. 1980 yılında vefat eden İstiklal Savaşı gazisi dedesi Hasan Arıkan’ın 1945 yılında parasını ödeyip tapusunu aldığı araziye itiraz üzerine 1951 yılında görülmeye başlayan davanın bu yıla kadar sürdüğünü hatırlatan Mustafa Küçük, "Kazandığımız bu dava Türkiye’nin en eski kadastro davasıymış. Bizde yeni öğrendik. Kemal Sunal’ın ‘Davacı’ filmi gerçek oldu" dedi. Kadastro davalarının en uzun süren dava türü olduğunu anlatan Avukat Filiz Alakuş ise, "Yıllar önce açılmış davalarda vefat durumunda yeni mirasçılar ve yeni hak iddia edenler davaya dahil olurlar. Bu dava 75 yıllık bir dava. Kadastro davalarının en eskisi olduğu bize söylendi" diye konuştu.