EĞİTİM - 21 Haziran 2023 Çarşamba 19:36

Trakya Üniversitesi, ilk kez dünyanın en iyi üniversiteleri arasında

A
A
A
Trakya Üniversitesi, ilk kez dünyanın en iyi üniversiteleri arasında

Trakya Üniversitesi, 112 ülkeden toplam bin 591 üniversitenin değerlendirilmeye uygun görüldüğü sıralamada, 1001+ bandında yer alarak büyük bir başarıya imza attı.

Trakya Üniversitesi, 112 ülkeden toplam bin 591 üniversitenin değerlendirilmeye uygun görüldüğü sıralamada, 1001+ bandında yer alarak büyük bir başarıya imza attı.


Londra merkezli yükseköğretim derecelendirme kuruluşu Times Higher Education (THE), Birleşmiş Milletler’in (BM) sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkı sağlayan üniversiteleri kaliteli eğitim, iş ve ekonomik büyüme, iklim eylem planları, eşitsizliklerin giderilmesi, sorumlu tüketim ve üretim, sağlıklı bireylerin yetişmesi gibi konulardaki çalışmalarını dikkate alarak yaptığı "2023 Etki Sıralaması" sonuçlarını açıkladı. Bu sıralamaya göre Trakya Üniversitesi, Karasal Yaşam (SKA15), Sudaki Yaşam (SKA14) ile Sorumlu Üretim ve Tüketim (SKA12) kategorisinde dünya geneli sıralamada 301-400 bandında, Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar (SKA11) ile Sağlık ve Kaliteli Yaşam (SKA3) kategorisinde dünya sıralamasında 401-600 bandında yer aldı. Ayın sıralamada Türkiye genelinde değerlendirmeye alınan 79 üniversite arasında Trakya Üniversitesi, Karasal Yaşam kategorisinde 20., Sudaki Yaşam’da 15., Sorumlu Tüketim ve Üretim alanında 15., Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar kategorisinde 27. sırada, Sağlık ve Kaliteli Yaşam alanında ise 25. sırada yer aldı.


Araştırma, yönetim, sosyal yardım ve öğretim temelli kriterlerle dünya genelinde detaylı bir çalışmaya imza atan Times Higher Education yapmış olduğu 2023 Yılı Etki Sıralamasında Trakya Üniversitesi 100 üzerinden 53.8 puanla genel sıralamada 1001+ aralığında yer aldı.



"Büyük mutluluk duyduk"


Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, dünya çapındaki sıralamasında yer almaktan büyük bir mutluluk duyduklarını ifade etti. Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, "Bu başarımız, üniversitemizin öğrencilerimize ve topluma sunduğu değerli çalışmaların bir yansımasıdır. Times Higher Education tarafından gerçekleştirilen ve 112 ülkeden 1591 üniversitenin değerlendirildiği sıralamada Trakya Üniversitesi, ’Sağlık ve Kaliteli Yaşam’, ’Sorumlu Üretim ve Tüketim’ ve ’Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar’ gibi kritik alanlarda elde ettiğimiz başarılar, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine olan bağlılığımızı ve öncülüğümüzü gösteriyor. Aynı zamanda, Trakya Üniversitesi’nin misyonu olan toplumsal sorumluluk ve sürdürülebilirlik alanlarında yaptığımız çalışmaları daha da güçlendirmemiz bir ilham kaynağı oldu” dedi.


Bu başarıda emeği geçen, pay sahibi olan tüm Trakya Üniversitesi ailesi mensuplarına teşekkür eden Tabakoğlu, "Onların özverili çalışmaları ve öğrencilerimize sundukları kaliteli eğitim sayesinde bu başarıyı elde ettik. Ailemizin kıymetli mensuplarının özverisi ve desteği olmadan bu başarıya ulaşmak mümkün olmazdı. İlerleyen süreçte de birlikte çalışarak daha büyük başarılara imza atacağımıza inancım tamdır" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Soğuk havanın omurga sağlığı üzerindeki 5 olumsuz etkisi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Emine Bukan Arıca, omurga sağlığını korumanın uzun vadede yaşam kalitesini artıracağını söyledi. Medline Adana Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Emine Bukan Arıca, soğuk hava şartlarının gündelik yaşamı zorlaştırırken bundan fiziksel sağlığın da payını aldığını kaydederek, “Bu durumdan belki de en çok omurgamız etkileniyor. Buna ise genel olarak insan vücudunun soğuk havalarda kasları, eklemleri ve kemikleri korumak amacıyla daha fazla gerilim oluşturması neden oluyor” dedi. Omurga sağlığını korumanın uzun vadede yaşam kalitesini artıracağını belirten Dr. Emine Bukan Arıca, soğuk havanın omurga sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini anlattı. Dr. Arıca, olumsuz etkilerden korunmak için şu 5 öneriyi sıraladı: 1. Kas sertliği ve spazmları Soğuk havalar, vücutta kas gerilimini artırır. Kaslar soğuk ortamda daha hızlı sertleşir ve hareket etmede zorlanır. Bu durum, omurgayı çevreleyen kaslarda spazmlara ve sertleşmelere yol açar. Omurgadaki bu kas gerilimleri, sırt ve bel ağrılarını tetikleyebilir, mevcut omurga problemlerini de kötüleştirebilir. Özellikle bel fıtığı veya skolyoz gibi sorunlar soğuk havanın etkisiyle daha da can sıkıcı hale gelebilir. 2. Hareket kısıtlılığı Soğuk havada vücut, ısısını korumak için enerji harcar ve kaslar daha az esnek hale gelir. Bu durum, insanların normalde rahatça gerçekleştirebildikleri hareketleri zorlaştırır. Özellikle egzersiz yapmayan bireylerde bu hareketsizlik omurganın çevresindeki kasları zayıflatır ve zamanla omurganın daha fazla yük taşımasına yol açar. Uzun süre hareketsiz kalmak, omurgadaki disklerin ve eklemlerin zorlanmasına neden olabilir. 3. Aşırı yüklenme ve duruş bozuklukları Soğukta ağır eşyaların kaldırılması veya uzun süreli oturmak, omurga üzerine fazladan yük bindirir ve ağrıların artmasına davetiye çıkartır. Ayrıca soğuk havalarda vücut otomatik olarak daha sıkı bir duruş sergilemeye eğilimlidir; insanlar, soğuktan korunmak için vücutlarını bükerek, sırtlarını daha yuvarlak tutmaya çalışırlar. Bu duruş bozuklukları omurgaya olan baskıyı artırır ve uzun vadede omurga sağlığı üzerinde olumsuz etkiler oluşturabilir. 4. Kan dolaşımının zayıflaması Soğuk hava, kan damarlarını daraltarak kan dolaşımını yavaşlatır. Bu durum, omurganın çevresindeki dokulara daha az oksijen ve besin maddesi taşınmasına neden olur. Uzun süreli yetersiz kan dolaşımı, omurga sağlığını olumsuz etkileyebilir ve doku hasarına yol açabilir. Özellikle yaşlı bireylerde kan dolaşımının zayıf olması omurga sağlığını daha da tehlikeye sokar. 5. Soğuk hava ve eklem ağrıları Omurgadaki eklemler, soğuk hava nedeniyle şişebilir ve ağrıyabilir. Soğuk, eklem sıvısının akışkanlığını azaltarak eklem hareketliliğini kısıtlar. Bu durum, omurgadaki faset eklemleri gibi hareketli eklemlerin ağrımasına hatta iltihaplanmasına yol açabilir. Özellikle romatizmal hastalıkları olan kişiler, soğuk havalarda bu tür ağrılardan daha fazla şikayetçi olurlar.
Zonguldak Sanayideki mobilya atölyesine kadın eli değdi Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde bir mobilya atölyesinde çalışmaya başlayan 19 yaşındaki Dilara Demirer, tasarımdan montaja kadar tüm süreçleri öğrendi ve şimdi KOSGEB desteğiyle kendi mobilya şirketini kurmaya hazırlanıyor. Karadeniz Ereğli ilçesinde öğrenim gördüğü lisedeki Çocuk Gelişimi Bölümü’nden mezun olan 19 yaşındaki Dilara Demirer, dayısının şirketinde çalışmaya başladı. Belen Sanayi Sitesi’ndeki atölyede önce çizim, tasarım öğrenmeye başlayan Demirer, bir yıl gibi kısa sürede mobilya tasarımı ve üretiminde uzmanlaşarak kendi işini kurma yolunda emin adımlarla ilerliyor. İşyerinin sanayi sitesinde olması sebebiyle ilk başlarda tereddüt ettiğini ancak kendisine güvenerek çalışmaya başladığını belirten Demirer, “Liseden çocuk gelişimi bölümünden mezun oldum. İki ay sonra dayım işyerinde çalışabileceğimi söyledi. Sanayi ortamı diye biraz düşündüm. Dayıma güvenerek geldim. Sağolsun bana çok destek oldu. İlk başlarda gelen müşterilerle ilgileniyordum. Benden istenilen şeyleri yapıyordum. Atölyede çalışan ustalarımızı görünce çok merak ettim. İşin nasıl yapıldığını öğrenmek istedim. Dayıma bu işi öğrenmek istediğimi söyledim. Atölyede nasıl yapılıyor diye sorduğumda dayımda bana ’Önce sen çizim, tasarım öğren. Çünkü bizim ilk aşamamız çizim ile başlıyor.’ dedi” diye ifade etti. Atölyedeki ustaların işlerine olan ilgisi, Dilara’yı üretim süreçlerini öğrenmeye teşvik etti. Dayısının önerisiyle önce tasarım ve çizim aşamalarını öğrendiğini ifade eden Demirer, Önce ofiste çizimi, tasarımı yapıyoruz. Ustalarımıza da ölçüleri veriyoruz. Onlar da hazırlıyor. Ben ilk önce çizimi öğrendim. Dayım ’çizimlerde hazırsın. Seni artık atölyede de hazırlayabiliriz’ dedi. Ustalarımız da bana nasıl yardımcı olabileceğimi gösterdi. Bantta işlem yaparken parça tutuyordum. Taşımaya yardımcı oluyordum. Kesim, bantlama, vida atma, vida tutma derken montajlara da merak ettim” şeklinde konuştu. Üretim sürecine dahil oldu Çizimin ardından atölye işlerine katılan Demirer, bantlama, vida takma ve montaj gibi süreçlerde deneyim kazandı. İlk montaj deneyimini anlatan genç kadın, “İlk gittiğim montajda izledim. Taşıyabildiğim malzemeleri taşımaya yardım ediyordum. Artık montajlara da gitmeye başladım. 18 yaşına girdikten sonra ehliyetimi de aldım. Atölyede bu işi yaparken bu sektörü çok sevdim. Sektör üzerinden ilerlemeyi düşünüyorum” dedi. "Sanayi sektörünü sevdim ve hedef belirledim" Sanayide çalışmanın kendisine farklı bir bakış açısı kazandırdığını belirten Demirer, “18 yaşına girdikten sonra ehliyetimi de aldım. Atölyede bu işi yaparken bu sektörü çok sevdim. Sektör üzerinden ilerlemeyi düşünüyorum. Şu anda geliştirilmiş olan CNC makinelerden almayı düşünüyorum. KOSGEB desteğim var. Girişimcilik desteği belgesini aldım. Kendi şirketimi açıp orada CNC makineleri ile mobilya üzerine iş yapacağım. ” diye konuştu. "Sokak hayvanları için de çalışmak istiyorum" Demirer sadece iş dünyasında değil, sosyal projelerde de yer almak istediğini ifade etti. Dilara Demirer, “Sokak hayvanları için kulübeler yapmayı düşünüyorum” diyerek planlarını paylaştı. "Kadınlar ve gençler ayakta durmayı bilmeli" Sanayi sektöründe genç bir kadın olarak çalışmanın çevresinde şaşkınlıkla karşılandığını söyleyen Demirer, "İlk başta buraya geldiğimde sanayide hiç yaşıtım yoktu. Görenler ’sen burada ne iş yapıyorsun’ diye sorunca, "Ofiste ve atölyede yardım ediyorum" diyordum. İnsanlar şaşırıyordu. Çok olumlu tepkiler aldım. Bana ’arkadaşların geziyor sen burada çalışıyorsun’ deyip şaşırıyorlardı. Ben bu işi seviyorum. Çok da güzel yaptığımı düşünüyorum. İsteyen her sektörde her şekilde her işi yapabilir. Önemli olan içinden gelmesi gerekiyor. Benim içimden geldi. Hevesliydim. Bir işi yaparken hevesli olmak o işi gerçekten yapmak istemek gerekiyor. Ben bu işi istemeseydim, sevmeseydim hiçbir zorluk bana yaptıramazdı. Bir şeylere heves edip sevmek için baştan o sektörde çalışmak gerekiyor. Ben başladığım için çok memnunum. Hiç pişman değilim. İyi ki dayım bu işi bana öğretmiş. Kadınlar ve genç arkadaşlarım kendi ayakları üzerinde durabilmeli. Kimse ’ben bu işi yapamam’ dememeli. Çünkü istenildiği zaman her şekilde bu iş yapılıyor. Önemli olan sevmek ve heves etmek. Hedefin varsa güzel bir konuma gelebilirsin" diye konuştu. (OA
Balıkesir Balıkesir’de evde bakım hizmeti yüzleri güldürüyor Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, yaşlı, bakıma muhtaç ve ihtiyaç sahibi bireylere evde bakım hizmeti götürüyor. Öz bakımdan ev temizliğine kadar her alanda vatandaşlara destek olan Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, aylık ortalama 150 haneye ücretsiz hizmet veriyor. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, il genelinde yaşayan yatağa bağımlı, yaşlı ve hasta vatandaşları yalnız bırakmıyor. Halkın ihtiyaçlarına en hızlı şekilde cevap veren belediye ekipleri 7/24 görev yapıyor. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Evde Bakım Hizmeti ekipleri, yaşlı ve ihtiyaç sahibi, bakıma muhtaç bireylere öz bakımdan ev temizliğine kadar her alanda hizmet veriyor. Günlük 10’dan fazla talebe yanıt veren ekipler, evlere giderek bakıma muhtaç vatandaşların öz bakımlarından ev temizliklerine kadar her alanda çalışmalarını sürdürüyor. Aylık yaklaşık 150 ev ziyareti gerçekleştiren ekipler, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin şefkat elini vatandaşlara uzatıyor. “İhtiyaçlar doğrultusunda çalışmalar yapıyoruz” Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı Sağlık Şubesi Müdürü Dr. Sabriye Aksoy “Evde Bakım Hizmetleri çalışmalarımızı Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Akın’ın talimatlarıyla güçlendirdik, yeniledik. Hizmet alanımızda kaliteyi artırmak adına ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza daha iyi bir hizmet sunabilmek için hazırız. 444 40 10 çağrı merkezine gelen ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın taleplerini anında cevaplıyoruz. İlk ziyaretimizi gerçekleştirdiğimizde eksikleri yerinde tespit ediyoruz. Yaşlı, bakıma muhtaç ve evden çıkamayacak durumda olan vatandaşlarımızın saç-sakal tıraşı, tırnak ve saç kesimleri, kıyafet ve çamaşır değişimleri gibi öz bakımlarının yanı sıra oda, mutfak ve tuvalet gibi yaşam alanları da temizleniyor. Ekibimize kattığımız psikolog, fizyoterapist ve diyetisyen arkadaşlar da kendi alanlarında ne gibi istekleri olabileceğini tespit ederek o doğrultuda hizmetlerimizi ve ihtiyaç durumuna göre ziyaret sıklıklarımızı belirliyoruz. Amacımız hizmetlerimizi gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak” ifadelerini kullandı. “Oğluma çok iyi bakıyorlar” Ekiplerin çalışmalarından çok memnun olduğunu belirten Mümin Saraçoğlu, oğlunun öz bakım ve temizlik çalışmaları için ziyaretlerin sıklıkla gerçekleştiğini dile getirdi. “Hizmetten çok memnunum. Bana iyi geliyor, ben kendim yapamadığım için arkadaşlar geliyor ve oğlumun temizliğini, bakımını yapıyorlar. Allah razı olsun. Evimizi, yaşam alanımızı temizliyorlar. Benim için önemli olan bu” ifadelerini kullandı. “Hizmetten çok memnunum” Eşinin 16 senedir Alzheimer hastası olduğunu söyleyen 68 yaşındaki Sevim Hasırcı 3 buçuk yıldır yatalak olan eşinin bakımını tek başına yapmakta zorlandığını dile getirdi. Evde Bakım Hizmeti ekiplerinin 15 günde bir gelerek eşinin öz bakım ve temizlik çalışmalarını gerçekleştirdiğini söyleyen Hasırcı “Çok memnunum Allah razı olsun. Benim gücüm yetip de yataktan kaldırıp, yatağı toplayamıyorum. Geldikleri zaman saç tıraşını filan yapıyorlar sağ olsunlar. Kıyafetlerini, çamaşırlarını yıkayıp paklıyorlar. Yatağına yatırıp altını bağlıyorlar, giydiriyorlar. Hepsinden Allah razı olsun” dedi.