GÜNDEM - 29 Ekim 2024 Salı 16:29

Edirne’de 101. yıl coşkusu kalabalık cadde ve sokaklara taştı

A
A
A
Edirne’de 101. yıl coşkusu kalabalık cadde ve sokaklara taştı

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 101. yıl dönümü ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı tüm yurtta olduğu gibi Edirne’de de büyük bir coşkuyla kutlandı.


Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 101. yıl dönümü ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları çerçevesinde Edirneli vatandaşlar tarafından tören alanı dolup taşarken, askeri birliklerin geçişleri ise büyük alkış topladı ve telefonlara kaydedildi.


Sabahın erken saatlerinden itibaren 7’den 70’e bayrağını alan tören alanına koştu. Genciyle, yaşlısıyla ve çocuğuyla Cumhuriyet sevinci yaşayan Edirneliler, düzenlenen törene yoğun ilgi gösterdi.


Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 101. yıl dönümü kutlamaları ilk olarak Edirne Valiliği’nde başladı. Edirne Valisi Yunus Sezer, valilik makamında sırasıyla tebrikleri kabul etti. Kutlamalar, buradaki programın ardından Atatürk Bulvarı’nda hazırlanan alanda devam etti.


Törende, öğrenciler, bisiklet ve motosiklet grupları ile askeri birliklerin geçişleri ilgiyle izlendi ve büyük alkış topladı.


Edirne’de gerçekleştirilen törende Edirne Valisi Yunus Sezer, Tuğgeneral Yüksel Kolcu ve Belediye Başkanı Av. Filiz Gencan Akın askeri araç üzerinde Edirnelilerin bayramını kutladı.


Bando eşliğinde saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı okunmasının ardından günün anlam ve önemini belirten konuşmalara geçildi.


Törende konuşan Edirne Valisi Yunus Sezer, Cumhuriyetin 101. yılını kutlamanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.


Bu bayrak ve bu cumhuriyetin, Türk milletinin dünyaya söylediği söz olduğunu aktaran Vali Sezer, "Gazi Mustafa Kemal önderliğinde kurduğumuz Türkiye Cumhuriyeti, bu aziz milletin küllerinden tekrar tekrar doğacak kadar büyük topla, tüfek sindirilemeyecek kadar güçlü, tüm dünya tüm dünya mazlumlarına ilham verecek kadar azimli ve merhametli ve bu dünyadan asla silinmeyecek olduğunun haykırışıdır. Yüksek bir kimlik beyanıdır. İşte bu haykırışı duymayanlar, duyup da anlamayanlar, bugün hala bu ülkeye bu ülkenin kurumlarına, askerine, polisine, jandarmasına, ekonomisine, tarihine, kültürüne, kardeşliğine saldırmaktan geri durmuyorlar. Bu ülkede Terör örgütlerini kuranlar 40 yıldır besleyenler, o terör örgütlerini yönetenler, o örgütlerde kendi hayatlarını yok edenler, 40 yıldır bu ülkeden bir çakıl taşı koparamadıklarını göremeyenler bugün hala umutsuzca saldırmaya devam ediyorlar. Dün silah alacak kadar parası yokken yenemedikleri bu ülkeyi bugün dünyanın en modern silah sistemleri üretirken yenebileceklerini zannediyorlar. Dün bütün dünyanın gücüyle korkutamadıkları bu ülkeyi bugün iki tane müptezelin terör eylemiyle korkutacaklarını zannediyorlar. Dün hasta adamken ve farklı zaruret içerisindeyken bükemedikleri bileği bugün Türkiye Cumhuriyeti iken ve Türkiye yüzyılı diyorken bükebileceklerini zannediyorlar. Bu Serhat şehrin hizmetindeki bir vali olarak açıkça söylüyorum. Hayal kuruyorlar, rüya görüyorlar. Bu ülkenin her ferdi, her şehri birer nöbetçidir" ifadelerine yer verdi.


Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kutlama mesajı okundu. Yarışmalarda dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi ve halk oyunları gösterisi yapıldı.


Edirne Belediye Bandosu eşliğinde gerçekleştirilen resmi geçit töreninde, eğitim- öğretim kurumlarının öğrenci ve öğretmenlerinin geçişleri, çeşitli bisiklet dernekleri ve motor topluluklarının geçişleri, Gençlik Spor İl Müdürlüğü’nün sporcuları, motosikletli yunus timleri ve ardından askeri birliklerin geçit töreni ile Cumhuriyet Bayramı kutlamaları sona erdi.


Ayrıca kutlamalar çerçevesinde Türk Bayrağı açarak uçuş yapan paramotor de vatandaşlar tarafından yoğun ilgi gördü.



Edirne’de 101. yıl coşkusu kalabalık cadde ve sokaklara taştı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsun, makine ve otomotiv sanayine hazırlanıyor Çinli otomotiv firmasının yatırımı beklenen Samsun’da ’Makine, Otomotiv Yan Sanayi Kümelenmesi Çalıştayı’nın ikinci hazırlık toplantısı yapıldı. ‘Makine, Otomotiv Yan Sanayi Kümelenmesi Çalıştayı’nın ikinci hazırlık toplantısı Samsun Valisi Orhan Tavlı başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıda Samsun Büyükşehir Belediyesi Derebahçe Atölyelerinde kaynakçı ve diğer kursların açılması için MMO ve Yeşilyurt Demir Çelik Meslek Yüksekokulu’na (MYO) görev verildi. Eğitim projesinin Büyükşehir Belediyesi Kaynak Geliştirme ve AR-GE Müdürlüğü tarafından projelendirilmesi ve Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) tarafından desteklenmesine, çalıştayda sunulacak projenin adının ’Samsun Makine ve Otomotiv Sanayine Hazır’ olmasına, çalıştayda Endüstri 4.0 tanıtım filmi gösterimi yapılmasına, işletmelerin Ulusal Staj Programına kayıt olmalarına, Model Fabrika’nın çalıştaya entegrasyonunun sağlanmasına, Makine ve Otomotiv Yan Sanayi Çalıştayı’nın tanıtım afişinin tasarlanmasına karar verildi. Toplantının ardından katılımcılar ile birlikte atölyeleri gezen Vali Orhan Tavlı, OMÜ Yeşilyurt Demir Çelik Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Kemal Yıldızlı’dan bilgi aldı. Vali Tavlı, genç nüfusu, nitelikli iş gücü, meslek liseleri ve meslek yüksekokullarıyla Samsun’un üretim ve sanayi noktasında büyük bir potansiyel barındırdığını ifade etti. Önemli kararların alındığı toplantıya ayrıca Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, OKA Genel Sekreteri Mehlika Dicle, Samsun TSO Yönetim Kurulu Üyesi Kerem Tüfekçi, akademisyenler ve bazı oda başkanları katıldı.
İzmir "İntihar" denilen olay kadın cinayeti çıktı: Ailenin şüphesi oyunu bozdu İzmir’in Bornova ilçesinde, 2 yıl önce banyoda havlupana asılmış biçimde ölü bulunan 33 yaşındaki Duygu Bölükbaş’ın, birlikte yaşadığı erkek tarafından öldürüldüğü ve olayın intihar süsü verilerek gizlenmeye çalışıldığı ortaya çıktı. Cinayet şüphelisi, yaşanan olaydan 2 sene sonra tutuklanarak cezaevine konulurken, intihar süsü vermek için yaptığı planlar kan dondurdu. Gözyaşlarına boğulan ve olayın peşini avukatıyla bırakmayan anne Nuriye Bölükbaş, "Çok zor süreçlerden geçtim; ama inandım. Kızımı çok iyi tanıdığım için böyle bir şey yapmayacağına kesinlikle emindim. Benim çabam; adaletin yerini bulması, canilerin elini kolunu sallayarak ocaklara ateş düşürmesinler. Ben yanıyorum, yaşamıyorum, Kızımla ben öldüm" dedi. Olay 3 Kasım 2022 tarihinde, Bornova ilçesinde bulunan lüks bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre tekstil firmasında müdür olarak çalışan Duygu Bölükbaş (33), erkek arkadaşı E.T. (28) ile aynı evde yaşıyordu. Genç kadın, 2 yıl önce evinin banyosunda havlupana asılı vaziyette ölü olarak bulundu. Şeytani plan uyguladılar, intihar olarak kayıtlara geçmişti Duygu Bölükbaş’ın erkek arkadaşı E.T. ve halası S.T. polise verdiği ilk ifadede, genç kadını banyoda ölü halde bulduklarını iddia etti. Genç kadının erkek arkadaşı yine ifadesinde, Duygu’nun intihara meyilli olduğunu, yaşadıkları tartışmanın ardından banyoya girdiğini, çıkmayınca da halası S.T.’ye kontrol etmesini istediğini ve ardından Duygu Bölükbaş’ın cansız bedenini bulduklarını öne sürdü. Konu daha sonrada fazla araştırılmadan "intihar" olarak kayıtlara geçti. Ailenin şüphesi cani oyunu bozdu: Çarşafta düğüm yok, tırnaklarında DNA çıktı Duygu Bölükbaş’ın ailesi ise kızlarının hiçbir zaman intihar ettiğine inanmadı. Ailesinin ifadesi ve şüphesi üzerine geniş çaplı inceleme başlatıldı. Aile ve avukatın yeni delilleri, dedektif gibi iz sürmesiyle savcılık keşif kararı verdi. Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğinin keşif çalışmalarında, Duygu Bölükbaş’ın havluyla kendisini asmasının mümkün olmadığını, havlupanın bulunduğu duvar ile bu duvara bitişik yaklaşık 1 metre yüksekliğinde banyo tezgahı olduğunu, Bölükbaş’ın kendisini asması için yeterli yüksekliğin bulunmadığı tespit edildi. Öte yandan Duygu Bölükbaş’ın tırnaklarında, E.T.’ye ait DNA örnekleri çıktı. Bu durum boğuşmanın delili olarak kayda geçti. Asıldığı iddia edilen çarşafta da boğulmaya elverişli bir düğüm olmadığı belirlendi. Sır görüntüler ortaya çıktı: Bıçakla tehdit etmiş, vilada kovası istemiş Öte yandan, olay gecesi genç kadın ve sevgilisi E.T.’nin sitede tartıştığı, sevgilisinin genç kadını bıçakla tehdit ettiği, genç kadının korkudan ellerini başına doğru kapattığı kameralara doğru yansıdı. Banyoda kan izinin bile bulunmadığı olayda yine şüpheli E.T.’nin, aşağıdan vilada kovası da aldığı kameralarca kaydedildi. Yapılan çalışmalarda, E.T.’nin Duygu Bölükbaş ile yaşadığı tartışmanın ardından kadını sert bir cisimle kafasından yaraladığı, devamında da bir cisim ile Bölükbaş’ın boğazını sıkarak öldürdüğü soruşturmanın iddianamesinde yer aldı. Cinayet şüphelisi E.T., yapılan çalışmaların ve iddianamenin hazırlanmasının ardından 22 Mart 2024 günü çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimliğince tutuklandı. "Şüphe duyulmayınca biraz olay kapatılmış Ailenin avukatı Levent Kahya, ailenin hiçbir zaman kızlarının intiharına inanmadığını, bu şüphe üzerine yoğun bir çalışma yaptıklarını söyledi. Avukat Kahya, “Aile, Duygu’nun kesinlikle intihar edebilecek bir karakterde insan olmadığını, kesinlikle bu tarz bir davranışta bulunmayacağını söyledikleri için ben aileye inandım ve araştırmalara başladık. Bu araştırmalar boyunca onlarca kişiyle görüştük. Sitenin güvenlik müdürlerinden, güvenlik personellerinden, komşulardan, komşu olan esnaflardan bilgiler aldık. Bilgiler ışığında, cinayet büro amirliğinin yapmış olduğu olay yeri inceleme ve benzeri çalışmaları takip ettiğimizde, olayın aşırı şüpheye uyandıran bir durum olduğunu fark ettik. Bununla ilgili başsavcılığımızla irtibata geçtik ve başvurularda bulunduk. 112 kayıtlarının getirtilmesini istedik, site kamera görüntülerinin getirtilmesini istedik. Bunlarla ilgili saat çalışmaları yaptığımızda, sanık ve ailesinin gerçek dışı beyanlarda bulunduğu ortaya çıktı. Bunun üzerine savcılık yeniden bir keşif kararı aldı. Eve gidildiğinde ve banyoda inceleme yapıldığında, kızımızın asılı olduğu iddia edilen havlupanın bu ağırlığı taşıyabilecek nitelikte olmadığı anlaşıldı. Aynı zamanda metre ve mesafelerin asması için dahi olsa yeterli olmadığı anlaşıldı. Beyanların tutarsızlığı ve delil karartmaya yönelik eylemler göz önünde bulundurulduğunda, savcılık tarafından DNA incelenmesi istendi. Sanığın DNA’sı alındı. Sanığın DNA’sı maktulün; yani Duygu kızımızın tırnak içi DNA’sıyla karşılaştırıldı ve burada sanığın DNA’sı çıktı. Bununla beraber artık tüm bilimsel verilerle atılı suçun işlendiği ortaya çıktı. Çok derin bir çalışma yapmış ekipler; fakat bunun intihar olduğu önyargısıyla yaklaşılınca, şüphe duyulmayınca biraz olay kapatılmış. Haklı olarak kapatılmış; ama biz daha derinlemesine bir çalışma yaptık. Daha öncesinde atılmış olan mesajlar var, tehdit içeren mesajlar var. Bunlar bizim elimizdeydi. Adalet uzadıkça, geciktikçe ailenin acısı kat kat artıyor. Adalete olan güven sarsılıyor. Adaletin yerini bulmasını istiyoruz” dedi. Anne gözyaşlarına boğuldu: "Adalet istiyorum" İzmir Adliyesi önünde açıklamalarda bulunan anne Nuriye Bölükbaş da, gözyaşlarına boğularak, “adalet istiyorum” dedi. Anne Bölükbaş, şöyle konuştu: “Bunun mücadelesi kolay olmadı bir anne olarak. Çok zor süreçlerden geçtim; ama inandım. Kızımı çok iyi tanıdığım için böyle bir şey yapmayacağına kesinlikle emindim. Bundan dolayı da ne yapmam gerekiyorsa uğraştım. Çabalarımın sonucunu aldığımı düşünüyorum. Benim çabam adaletin yerini bulması, canilerin elini kolunu sallayarak ocaklara ateş düşürmesinler. Ben yanıyorum, yaşamıyorum, kızımla ben öldüm. Başka annelerin de ölmesini istemiyorum. Türkiye’nin kanayan yarası. Ne olur caniler elini kolunu sallayarak gezip de benim düştüğüm duruma başka bir anneyi düşürmesin. Yaşamıyoruz; yani bir evlat kolay büyütülmüyor. İki senedir uğraşmaktan çok yoruldum. Şahsın bize tehdit mesajları, kızımı yalnızlaştırmaya çalışması, aileyle küstürmesi, etrafa küstürülmesi, kızımı öldürmekle tehdit etti. Bu savcılıkta da zaten var, mesajlarda var. 13 yaşındaki çocuğun bedelini, annesizliğin bedelini kim ödeyecek. Anne olarak soruyorum kolay mı annesizlik? Yani bir çocuk annesiz kaldı. Şahıs benim kızım öldükten sonra çok geçmeden hayatına birini daha alıp bir kurban daha seçti. Tekrar cezasını almadığı zaman, aynı kurbanlar tekrar tekrar; Duygu olacak, Ayşeler olacak, Fatmalar olacak, bitmeyecek yani. Bundan dolayı adalet yerini bulsun, hak ettiği cezayı alsın. Benim çabam bu. Benim yandığım gibi bir başka anneler de yanmasın. Kimseden korkmuyorum. Yaşadığım sürece de asla bu olayın bu peşini bırakmayacağım.”