KÜLTÜR SANAT - 30 Ekim 2024 Çarşamba 10:53

Öğrencilerden tarihe yolculuk

A
A
A
Öğrencilerden tarihe yolculuk

DÜZCE (İHA) – Düzce Cumhuriyet Anadolu Lisesi öğrencileri, Konuralp antik kentini ziyaret ederek tarihe yolculuk etti.


Düzce Belediyesi tarafından kazı çalışmaları tüm hızı ile devam eden Konuralp Antik Kenti her geçen gün ün kazanmaya devam ediyor. Bu çerçeve de Düzce Cumhuriyet Anadolu Lisesi öğrenciler, tarihe tanıklık etmek ve tarihi yerinde görmek için Konuralp Antik Kenti gezdi. Geçmişin izlerini keşfeden öğrenciler, tarihin derinliklerinde yolculuk yaptı. Kültürel mirası yakından tanıma imkanı elde eden öğrenciler bol bol fotoğraf çekti.



Öğrencilerden tarihe yolculuk

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul "Gençlerle Baş Başa Sohbetleri" başladı Zeytinburnu Belediyesi Bilgi Evleri’nin eğitim ve öğretim dönemi boyunca her ay düzenli olarak gerçekleştirdiği “Gençlerle Baş Başa Sohbetleri”nin ekim ayı konukları ünlü haber spikeri, yazar Seda Öğretir ve Çocuk Kitapları Yazarı Almıla Aydın oldu. Çocukları ve gençleri her ay yeni bir kitapla tanıştıran, onların heybelerini birçok bilgiyle doldurmalarına yardımcı olan, kültürel ve sanatsal açıdan gelişmelerine destek olan Bilgi Evleri, bu ay ‘Gençlerle Baş Başa Sohbetleri’ne ünlü haber spikeri ve yazar Seda Öğretir ve çocuk kitapları yazarı Almıla Aydın’ı misafir etti. Yazar Almıla Aydın ve Seda Öğretir, “Zamansız Şehrin Çocukları” isimli kitabıyla ilgili olarak merak edilen soruları Bilgi Evi üyeleri için cevapladı. “Hikayelerimiz içerisindeki şifreleri çözmenizi bekliyoruz” Zeytinburnu Kültür Merkezi’nde 400 çocukla bir araya gelen Öğretir ve Aydın, kitaplarının ortaya çıkma öyküsünü küçük okurlarla paylaştıktan sonra çocuk edebiyatında 3 yazarlı bir kitap oluşturabilmenin öneminden bahsederek: “Yazdığımız üç hikâye birbirinden bağımsız gibi görünse de aslında birbirine bağlı. Pek çok gizli şifre var kitabımızda. O şifreleri çözebildiyseniz ne mutlu sizlere. Mesela Süleyman Düğümü bunlardan biri. Umarım siz de diğerlerini yakalayabilmişsinizdir” ifadelerine yer verdiler. Çocukluklarından beri aynı hayalin peşinden koştuklarına konuşmalarında sık sık yer veren Öğretir ve Aydın, “Yazar olmak çocukluk hayalimizdi ve iyi ki bu hayalin peşinden gitmişiz” açıklamasında bulunarak genç dimağlara örnek olmayı ihmal etmediler. “Özellikle eski zamanları merak eden çocuklar için çok detaylı araştırmalar yaptık. Ders çalıştık. Ders çalışmayı çok severiz” diyen Öğretir ve Aydın, kitapta vermek istedikleri mesajı en doğru bilgilerle aktarmak istediklerinin de altını çizdiler. "Arkadaşlık bağları sizlere güç verir” Kitaplarındaki en önemli kavramlardan birinin de arkadaşlık bağı olduğunu ifade eden konuk yazarlar: “Arkadaşlık su gibi bir şey. Şifalıdır. İyi gelir insana. Zaman zaman kötü hissettiğimizde yanımızda bir arkadaşımızın olması bizi iyi hissettirir. Sevinç de üzüntü de bulaşıcıdır. Sevinç paylaşınca çoğalır. Üzüntü ise paylaşınca azalır. Mesela bu kitabın ortak yazarları olan bizler de iyi arkadaşız. Elinizdeki kitabı hazırlarken birbirimize destek olduk. Birbirimize güç verdik. Takıldığımız yerler de birbirimize yardımcı olduk. Bu kitap bizim arkadaşlığımızın da ürünüdür aslında.” diye konuştular. Konuk yazarlar Seda Öğretir ve Almıla Aydın’ın, Bilgi Evi’nin küçük okurlarıyla hatıra fotoğrafı çektirmesinin ardından program son buldu.
Ankara İletişim Başkanı Altun: “İsrail’in Yalanları Platformu tarihe önemli bir kayıt olarak düşülecek” İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "İsrail’in Yalanları platformu, İletişim Başkanlığımızın nezdinde Türkiye Cumhuriyeti’nin hakikate ve adalete olan sadakatinin bir tezahürüdür. Platformumuzun tarihe önemli ve onurlu bir kayıt olarak düşüleceğini düşünüyorum" dedi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenen ’The Lies of Israel’ (İsrail’in Yalanları) platformu lansmanına ve panele katıldı. İsrail’in Gazze’ye yaptığı saldırılar sonucunda Filistin halkının yaşadığı sıkıntıların anlatıldığı video gösterimiyle başlayan programda, dezenformasyon ve yalan haberlerin etkisine dikkat çekildi. Programın açılış konuşmasını yapan Altun, İsrail’in saldırganlığının son dönemde artış gösterdiğini ve Türkiye’nin başından beri dikkat çektiği tehlikeli bir noktaya doğru hızla tırmandığını ifade ederek, “Her şeyden önce İsrail, Gazze’deki soykırımı, zulüm ve vahşeti, bütün bir Orta Doğu bölgesine yaymaya çalışıyor. ABD’de siyonizm karşıtı bir Yahudi olan, İsrail eleştirileri sebebiyle geçtiğimiz aylarda üniversitedeki işine son verilen Profesör Maura Finkelstein de bu hususa dikkat çekmektedir. Finkelstein, ‘İsrail’in sadece tüm Filistin’i sömürgeleştirmek istemediğini, aynı zamanda Lübnan’a, Suriye’ye ve Sina’ya girmek istediğini ve bu niyetini her zaman açıkça belirten soykırımcı, yerleşimci bir sömürge devleti’ olduğunu vurguluyor. Bu konuda başta bölge ülkeleri olmak üzere tüm dünyanın dikkatini daha çok çekmek ve İsrail’in saldırganlığını küresel barış iradesi karşısında mahkûm ederek engellemek artık son derece acil bir gereklilik halini aldı. Zira İsrail’in bölgede hiçbir insani ve vicdani sınır tanımayan vahşeti, halihazırdaki uluslararası gerginlikleri ve politik çatlakları daha da büyütme riski taşımaktadır. Bu noktada gerek bölgesel seviyede, gerekse küresel seviyede İsrail’i durdurmak için çok daha yoğun bir mesai harcamak, İsrail’in saldırganlığını sebep ve sonuçları itibarıyla uluslararası toplumun gündemine daha fazla taşımak son derece önemli” açıklamasında bulundu. “İsrail, Gazze’de 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana 85 bin 500 ton bomba kullandı” Türkiye olarak İsrail’le ilgili bazı gerçekleri uluslararası toplum nezdinde açıkça dile getirmekten asla çekinmediklerini belirten Altun, “Size İsrail vahşetinin boyutlarının sayılara nasıl yansıdığını anlatmak istiyorum. İsrail, Gazze’de 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana 85 bin 500 ton bomba kullandı, 786’sı bebek, 17 bin 240’ı çocuk, 11 bin 742’si kadın 43 bini aşkın Filistinliyi katletti. İsrail’in katlettikleri arasında bin 47 sağlık çalışanı, 85 sivil savunma görevlisi ve 177 gazeteci de var. Gazze’de enkaz altında en az 10 bin cenazenin olduğu tahmin ediliyor. İsrail, 150 bin konutu tamamen yıktı. 126 okul ve üniversite, 814 cami, 3 kilise ve 36 spor tesisi de bu yıkılan yapılar arasında. Gıda ve sağlık ihtiyacını bir silaha dönüştüren İsrail’in saldırıları yüzünden Gazze’de 3 bin 500 çocuk açlık nedeniyle ölüm riski altında. Yine geçtiğimiz hafta İsrail, Gazze’de Kemal Udvan Hastanesi’ni işgal etti, hastane müdürü Dr. Husam Ebu Safiyye, doktorlar ve hastane çalışanlarını esir aldı” ifadelerine yer verdi. “250’yi aşkın İsrail dezenformasyonunu tespit ettik” Türkiye olarak sistematik zulüm düzenine ilk günden itibaren karşı çıktıklarını dile getiren Altun, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz bir yıllık süreçte hem çatışmaların durması hem de işlenen suçların ifşası ve yargıya taşınması noktasında tüm dünyada öncü bir rol üstlendi. Türkiye olarak bu süreçte ABD ve Batılı ülkelerin desteğiyle Filistin topraklarında soykırıma girişen İsrail ile ticareti tamamen durdurduk. İsrail’in yargılandığı Uluslararası Ceza Mahkemesi’ndeki davaya müdahil olduk. Bunun da ötesinde Türkiye olarak İsrail’in cürümlerini ortaya koyan somut delilleri uluslararası kamuoyunun dikkatine sunduk. İletişim Başkanlığı olarak da, İsrail’in yalanla, dezenformasyonla, kurgu ürünü içeriklerle uluslararası kamuoyunun desteğini alma çabasına karşı ilk günden itibaren çalışmalar yaptık. Başkanlığımız bünyesinde yaptığımız çalışmalarla 250’yi aşkın İsrail dezenformasyonunu tespit ettik, 6 dilde uluslararası kamuoyunun istifadesine sunduk” diye konuştu. Türkiye’nin İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırıma karşı siyasetten ekonomiye her alanda en sert tepkiyi gösterdiğini ve elindeki tüm enstrümanlarla soykırımı durdurmak için yoğun çaba sarf ettiğini sözlerine ekleyen Altun, İletişim Başkanlığı olarak Türkiye’nin bu tavrının her aşamasında üzerlerine düşen vazifeyi yerine getirmeye çalıştıklarını ifade etti. Altun, İsrail lobisinin uluslararası alanda konvansiyonel ve yeni medya araçları üzerinde kurduğu tahakkümü adım adım yıktıklarını aktardı. “İsrail’in Yalanları platformu, İsrail dezenformasyonlarını tespit ediyor, bunları 7 farklı dilde, belgelerle ifşa ediyor” İsrail’in Yalanları platformunun da İletişim Başkanlığı nezdinde Türkiye Cumhuriyeti’nin hakikate ve adalete olan sadakatinin bir tezahürü olduğunu vurgulayan Altun, “Bu platform, İsrail ve onu destekleyen güçlerin oluşturduğu dezenformasyonlara karşı adalet ve hakikatten yana tavır alan bir iletişim cephesidir. İsrail’in Yalanları platformu, İsrail yalanlarını ve dezenformasyonlarını tespit ediyor, bunları 7 farklı dilde, belgelerle ifşa ediyor. İsrail’in Gazze’de işlediği soykırımı meşru göstermek için yürüttüğü kötücül kampanyaları dijital içerikler ve sosyal medya platformları aracılığı ile geniş kitlelere ulaştırıyoruz. İsrail’in Yalanları Platformu çok boyutlu bir veri tabanı olması sebebiyle önemli bir uluslararası kaynak mahiyetindedir. Uluslararası medya düzeninde büyük bir boşluğu dolduracak olan İsrail’in Yalanları platformu, İletişim Modelimizin uluslararası yüzünü temsil eden yüz akı projelerimizden birisidir” şeklinde konuştu. “İsrail, uluslararası medya tarafından da adeta fütursuzca destekleniyor” İsrail’in Yalanları gibi platformlarla İsrail zulmünü ifşa etmeyi kendilerine vazife etmelerinin bir diğer sebebinin uluslararası medyanın ikiyüzlü tutumu olduğunu aktaran Altun, “Saldırıların başladığı günden bugüne İsrail, aldığı onca askeri ve siyasi desteğin yanı sıra uluslararası medya tarafından da adeta fütursuzca destekleniyor. Bakınız, geçtiğimiz günlerde bir dijital içerik platformu, Filistin’le ilgili 19 filme ambargo koyarak kaldırdı. İfade özgürlüğünden dem vuranlar, tarihin gördüğü en acımasız soykırımlardan birisini açıkça desteklemekten hiçbir mahcubiyet duymuyorlar. Bu apaçık bir ikiyüzlülüktür. Bu insanlık onurunu, siyasi ve ticari menfaatler uğruna siyonist lobilere teslim etmektir. Uluslararası medyanın İsrail’e olan koşulsuz desteğini basın-yayın organlarında daha iyi görebiliyoruz” değerlendirmesinde bulundu. “İsrail’in Yalanları platformu tarihe önemli bir kayıt olarak düşülecek” Türkiye’nin tıpkı İsrail’e karşı durduğu gibi haksızlık ve adaletsizlikler karşısında tüm dünyada hakikatin temsilcisi olmaya devam edeceğine işaret eden Altun, “Dünyanın İsrail’in söylediği yalanlarla kandırılmasına, yaydığı dezenformasyonlarla manipüle edilmesine karşı sessiz kalamayız, kalmayacağız. Bu sebeple İsrail’in Yalanları Platformumuzun tarihe önemli ve onurlu bir kayıt olarak düşüleceğini, sadece bununla da kalmayarak İsrail gibi soykırımcı bir terör devletinin suçlarını ifşa edecek önemli bir çalışma olacağını düşünüyorum” dedi. Program, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un konuşmasının ardından panel ile devam etti.
Malatya Malatya’da yerinde dönüşüm süreci ele alındı Asrın felaketinin yıktığı illerden biri olan Malatya’da yerinde dönüşüm projelerinin hızlandırılması adına Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er ve merkez ilçe yetkilileri, sektör temsilcileri ile bir araya gelerek çözüm önerilerini masaya yatırdılar. Malatya Müteahhitler Derneği (MİMDER) ve Büyükşehir Belediyesi işbirliğinde Yeni Nikah Sarayı toplantı salonunda gerçekleştirilen buluşmaya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı 6 Daire Başkanı Mustafa İnan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Cengiz Başer, Yeşilyurt Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Atay, MİMDER Başkanı Mehmet Bülbüloğlu ile dernek üyeleri ve ilgili kurum müdürleri katıldı. Toplantının açılışında MİMDER Başkanı Mehmet Bülbüloğlu, Malatya’nın yeniden inşası ve geleceği için bu toplantının büyük bir önem taşıdığını vurguladı. Bülbüloğlu, “Burada ele alacağımız konular ve alacağımız kararlar, Malatya’daki inşaat sürecinin eksikliklerini gidermeye yardımcı olacaktır” dedi. Depremin üzerinden 20 ay gibi bir süre geçtiğini hatırlatan Bülbüloğlu, Malatya’nın yerinde dönüşüm konusundaki ilerlemesinin yetersiz olduğunu ifade etti. Bülbüloğlu, “Maalesef, yerel firmalarımızın bu sürece tam anlamıyla dahil olamadığını gözlemliyoruz. Bu durum, vatandaşlarımız için yeni mağduriyetler oluşturabilir” şeklinde konuştu. Bülbüloğlu, Malatya’nın tüm paydaşlarıyla, yani müteahhitleri, mühendisleri ve mimarlarıyla birlikte hareket etmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Malatya’yı daha hızlı bir şekilde ayağa kaldırmak için işbirliğine ihtiyaç var” diye ekledi. Bülbüloğlu, toplantının önemine de vurgu yaparak, yerel yönetimlerin sivil toplum kuruluşlarıyla daha fazla istişarede bulunması gerektiğini belirterek “İlk defa idarecilerimizin bizleri toplantıya davet ettiğini görüyoruz. Bu, Malatya’nın geleceği için önemli bir adımdır” dedi. Toplantıda konuşan Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın ise şehir imarı ile ilgili ciddi ilerlemeler kaydedildiğini belirtti. Büyükşehir Belediyesi’nin liderliğinde, her iki merkez ilçede önemli adımların atıldığını söyleyen Taşkın, “En büyük sorun, alanların boşaltılması ve inşaat süreçlerinin başlamasıydı. Şu anda umulan seviyedeyiz ve yılbaşından önce tüm bu alanların tamamlanmasını hedefliyoruz” şeklinde konuştu. Başkan Taşkın, ancak yerinde dönüşüm sürecinde beklenen seviyeye ise ulaşılamadığını vurguladı. Taşkın, sürecin yalnızca kamu kurumlarından kaynaklanmadığını, aynı zamanda arsa sahiplerinin katılımının da önem taşıdığını ifade ederek, “Yerinde dönüşüm, devletin depremden sonra vatandaşa sunduğu bir destek sistemidir. Devlet, katılım oranı yüzde 51 olursa, gerisini halledeceğini söylüyor. Ancak, Malatya’da bunu ilerletemedik” diye konuştu. Taşkın, süreçle ilgili yanlış bilgilerin de dolaşıma sokulduğunu ifade ederek vatandaşlar arasında kafa karışıklığı oluşturulduğunu belirtip, “Artık mobilize olma zamanıdır. Birlikte hızlı karar alma vaktidir” dedi. Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er’de, Malatya’nın deprem sonrası yaşadığı zorlukları dile getirerek, “Hatay’dan sonra en çok hasar alan şehir olduğumuz herkesin bilincinde. Ancak, yanlış algılarla Malatya’nın hasarsız olduğu gösterilmeye çalışıldı” ifadelerini kullandı. Malatya’nın, Gaziantep’ten bile daha az hibe aldığını ifade eden Er, “Hatay 380 milyon Euro, Maraş 260 milyon Euro, Gaziantep 177 milyon Euro, Malatya ise sadece 155 milyon Euro aldı. Dedim bu nasıl bir adalet, bu nasıl bir şey. Dediler ki ‘Siz her şey yolunda dediniz.’ Ama Allah’a şükür tabi o mesafeleri kapatıyoruz. Biz bu şehri birlikte yöneteceğiz. Allah’a şükürler olsun ilçe belediyelerimiz arasında, başkalarımız aramızda iyi bir uyum yakaladık” ifadelerini kullandı. Yeniden dönüşümün hızla ilerleyememesinin temel probleminin büyükşehir ve merkez ilçelerin daha önce bir araya gelmemesi olduğunu ifade eden Er, “Dolayısıyla bir sene heba oldu. Hakikaten çarşı çökünce bütün Malatya’nın umutları da çöktü. Allah’a şükürler olsun Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği bakanımız geldikten sonra olumlu gelişmeler kaydedildi. Şu anda iyi bir çalışma performansı yakaladık. TOKİ konutları ve AFAD projeleri hızla ilerliyor” ifadelerine yer verdi. Kente dışarıdan gelen müteahhitler konusunda dikkatli olunması gerektiğini de vurgulayan Başkan Er, “Büyükşehir Belediyesi olarak bir kentsel dönüşüm şirketi kurma çalışmalarımız var. Bu şirket, vatandaş ile müteahhitler arasında bir köprü vazifesi görecektir” diyerek, işbirliği ve birlikte karar almanın önemine değindi. Yapılan konuşmaların ardından müteahhitler yerinde dönüşüm başta olmak üzere karşılaştıkları sıkıntılar ile ilgili söz alarak isteklerini dile getirdiler.