GÜNDEM - 04 Ocak 2025 Cumartesi 15:22

Gassallar, hatıralarını ve mesleklerini anlattı

A
A
A
Gassallar, hatıralarını ve mesleklerini anlattı

Son dönemde TRT’nin dijital platformu Tabii’de yayınlanan ve büyük ilgi gören “Gassal” dizisinin ardından, Düzce Belediyesi Mezarlık İşleri Müdürlüğü’nde görevli gassallar, mesleklerine dair merak edilenleri ve unutamadıkları hatıralarını paylaştı.


Düzce Belediyesi Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü, fenomen haline gelen “Gassal” dizisinin ardından, mezarlık işleri bölümünde görev yapan gassallarla bir araya gelerek merak edilen soruları iletti. Gassallar, yaşadıkları ilginç hatıralarını ve mesleğin zorluklarını anlatırken, toplumda bu mesleğe yönelik algıların ve yaşadıkları zorlukların altını çizdi. Gassallar Nagihan Yılmaz, Gülistan Uğur, İsmail Çelebi ve Oktay Sevinç, mesleklerini nasıl seçtiklerinden, en zor anlarına kadar pek çok deneyimlerini paylaştı.


Gassallar, yaptıkları işin her insan için temel bir ihtiyaç olduğuna dikkat çekerek, “Bizim için vefat eden bir insanı yıkamak, dini bir görevdir. Mevtaya son görevimizi en iyi şekilde yerine getirmek için işimizi özenle yapıyoruz. Bu görevi Allah bize nasip ettiyse, onu en iyi şekilde icra etmek inancımızın bir gereğidir” dediler.


Zaman zaman mesleklerini paylaştıkları kişilerden olumsuz tepkiler aldıklarını ifade eden gassallar, yemeklerinin yenmemesi ya da ikramlarının reddedilmesinin kendileri için üzücü bir durum olduğunu belirttiler.



Unutamadıkları hatıraları anlatırken duygusal anlar yaşadılar


Gassallar, mesleklerini gönüllülük esasına dayalı olarak icra ettiklerini vurgularken, unutamadıkları bazı hatıraları paylaşırken duygusal anlar yaşadılar. Sadece cenazeleri yıkamakla kalmadıklarını, aynı zamanda cenaze yakınlarına da teselli verdiklerini belirten gassallar, "Vefat eden kişinin ruhani olarak bizim yanımızda olduğunu biliriz. Cenaze yakınları için de önemli bir rol üstleniriz, evladına annesinin ya da babasının son görevini yerine getirmesi için onu davet ederiz" şeklinde konuştular.



“Yakınlarım ölünce kim yıkayacak, bu soruyu kendime sordum”


Gassallık mesleğini seçmesinin ardında tek bir sorunun etkili olduğunu belirten Nagihan Yılmaz, “Yakınlarımdan biri vefat ettiğinde onu kim yıkayacak diye kendime sordum. Aslında bu soru beni bu mesleğe yöneltti. İmam Hatip’te okurken de bu konuda ders aldık, hocamız beni seçti. Sanıyorum bu iş benim nasibimdi” dedi. Ayrıca, mesleğinin ilk yıllarında yaşadığı unutulmaz bir anısını da paylaştı:


“Bir teyzeyi tabutla getirdiler. Gasilhaneye aldığımızda odayı gül kokusu sardı. O günü hiç unutmam, 11 yıllık meslek hayatımda bir daha böyle bir cenaze ile karşılaşmadım.”



“Bekarken etkilenmiyordum, şimdi çocuk cenazelerinden çok hüzünleniyorum”


Mesleği uzun süredir icra eden İsmail Çelebi ise zamanla duyduğu hüzünlerin arttığını ifade ederek şunları söyledi:


“Bu işe başladığımda bekardım, daha soğukkanlıydım ve meslek olarak bakıyordum, etkilenmiyordum. Ancak özellikle çocuk cenazeleri beni çok etkiliyor. Artık bir çocuğum olduğu için, orada kendi çocuğumu hayal ediyorum ve bu durum çok hüzünlendiriyor. Allah kimseyi çocuğunu yıkamak zorunda bırakmasın.”


Gassallar, işlerini büyük bir özen ve sevgiyle yaptıklarını, bu mesleğin toplumda daha fazla takdir edilmesini beklediklerini sözlerine eklediler.



Gassallar, hatıralarını ve mesleklerini anlattı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Balıkesir’de yurtlarda kalan gençler sporda buluştu Gençlik ve Spor Bakanlığı Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü tarafından bu yıl lig usulüyle düzenlenen geleneksel spor turnuvalarının ilk etabı olan il birinciliği müsabakaları, Balıkesir Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesindeki yurtlarda sona erdi. Yurt öğrencilerinin yoğun katılım gösterdiği Yurtlig 2024, birbirinden heyecanlı müsabakalara sahne oldu. Turnuva kapsamında, yurtlarda konaklayan genç sporcular, uzman eğitmenler eşliğinde aldıkları eğitimlerle hem fiziksel hem de mental yeteneklerini geliştirme fırsatı buldular. Yurtlig 2024’ün ilk etabı, başlangıcını satranç branşında yaparken; badminton, masa tenisi, futbol, futsal, voleybol ve basketbol gibi pek çok farklı spor dalında da çekişmeli karşılaşmalar yapıldı. Genç sporcular, müsabakalarda yeteneklerini sergileyerek her biri, kendi branşlarında gösterdikleri üstün performanslarıyla hem bireysel başarılarını pekiştirdi hem de takımlarını gururlandırdı. Bu müsabakalarda gösterilen performans, yalnızca sportif becerilerin değil disiplin, azim ve takım ruhu gibi önemli değerlerin de ön plana çıkmasına katkı sağladı. Yurtlig 2024’ün ilk aşaması, il müsabakalarının ardından tamamlanarak dereceye giren yurtlar, bölge elemelerine katılma hakkı kazandı. Turnuvanın ikinci aşaması, bölge elemeleri ile devam edecek ve farklı illerden gelen sporcuların mücadelesine sahne olacaktır. Bu aşamanın sonunda, bölge şampiyonları Türkiye finaline katılma hakkı elde edecekler.
Ankara Bakan Fidan: "PKK’nın şiddet imparatorluğu artık çökmek üzere" Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ürdünlü mevkidaşı Eymen es-Safedi ile görüştü. Görüşmenin ardından açıklamalarda bulunan Bakan Fidan, terör örgütü PKK ile mücadelenin devam ettiğini ifade ederek, "Kürt kardeşlerimizin asil duygularını sömürerek onlar üzerine kurdukları şiddet imparatorluğu artık çökmek üzere" dedi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın ile Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi, Ürdün Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Yusuf el-Huneyti ve Ürdün Genel İstihbarat Departmanı Başkanı Tümgeneral Ahmed Husni ile Dışişleri Bakanlığı’nda bir araya geldi. 3+3 formatında gerçekleşen toplantının ardından Bakan Fidan ve Safedi ortak basın toplantısı düzenledi. "Karşılıklı kararlılığımızı teyit ettik" Görüşme sonrasında yapılan ortak basın toplantısında konuşan Bakan Fidan, Ürdün’le Türkiye arasında 3+3 olarak nitelendirilen bir mekanizma olduğunu belirterek, "Bu mekanizma özellikle kriz anlarında, bölgedeki olağanüstü gelişmeler anında bir araya gelen bir mekanizma. Bu mekanizmada Dışişleri Bakanlığının koordinatörlüğünde Milli Savunma Genelkurmay Başkanlığımız ve istihbarat başkanlarımız bulunuyor. Gündemimizde hepinizin tahmin edeceği gibi başta Suriye olmak üzere temel bütün bölgesel gelişmeler vardı. Suriye’den başlayacak olursak zaten Esad rejiminin ilk düştüğü günden itibaren değerli kardeşimle ve Ürdün hükümetiyle çok yakın bir koordinasyon içerisinde bu meseleyi beraber yürütüyorduk. Bölgedeki diğer ortaklarımızla ayrıca, Avrupa’daki ve Amerika’daki diğer ortaklarımızla. Suriye’de özellikle kalıcı istikrarın önemini hep beraber vurguladık. Burada yeni idarenin uluslararası çapta, bölgesel çapta desteklenmesi, özellikle kuşatıcı bir hükümetin kurulması bir an önce temel hizmetlerin ve istikrarın sağlanması yolunda atılması gereken adımların ne olacağına ilişkin görüşlerin kendilerine iletilmesi ve Suriye halkıyla ve yeni yönetimle tam bir dayanışma içerisinde bu amaçla olması konusunda hemfikir kaldık. Peki Suriye’yi nasıl yeniden inşa edeceğiz? Nasıl kalkındıracağız? Temel problemlerine nasıl çözüm getireceğiz? Bugün önemli bir konu başlığımız da buydu. Değerli kardeşimle bu konuda yaptığımız istişareler neticesinde iki ülkenin kendi milli makamlarıyla koordinasyon içerisinde bulunarak özellikle ulaştırma, enerji, tarım, gıda güvenliği gibi konuları da bir araya gelerek bir an önce Suriye’deki kardeşlerimize yardım etmeye koordineli bir şekilde başlayalım. Bu konuda da karşılıklı kararlılığımızı teyit ettik. Kendimize bir yol haritası çıkardık" ifadelerini kullandı. "Harita üzerinde beraber tartıştık" Suriye’de ve bölgede etkisini devam ettiren DEAŞ tehlikesine karşı neler yapılabileceği konusunda konuştuklarını dile getiren Bakan Fidan, "Suriye’deki yeni ortamdan DEAŞ istifade etmek isterse hem askeri yetkililerimiz hem istihbarat yetkililerimiz neler yapabilir? Masada onları da harita üzerinde beraber tartıştık. Müteakip düzeyde özellikle terörle mücadele başta olmak üzere ve diğer konuları da kapsayacak şekilde bölgede başta Irak olmak üzere diğer ortakların da bu masa etrafında bir araya gelerek bizimle aynı konuları tartışması konusunda mutabık kaldık. Aynı şekilde yine PKK’yla alakalı hassasiyetlerimiz, bölgede PKK’nın, YPG’nin mevcut durumdan istifade etmemesi, silahlarını bırakarak yeni yönetime bir an önce dahil olması, teröristlerin bölgeden çıkması konularında da kardeşimizle konuştuk. Müteakip toplantılarda tekrar hem Irak’ın, hem Suriyeli yetkililerin olduğu bir formatla da bir araya gelip konuları özellikle komşu ülkeler formatında da tekrar nasıl ele alabiliriz onu da gözden geçirdik. Irak’la ikili ilişkilerimizin nasıl ilerlemesi gerektiğini, Irak’a hep beraber nasıl daha fazla yardımcı olabiliriz? Bölgesel istikrar nasıl daha ileri gidebilir? Bu konularda da görüş alışverişinde bulunduk. Lübnan’da istikrarın sağlanması için ne yapabiliriz, neler yapabiliriz? Oradaki hassasiyetler neler? Biz bölge ülkeleri olarak nasıl katkıda bulunuruz o konuda da görüşüp alışverişinde bulunduk. Tabii ki olmazsa olmazımız Gazze ve Filistin meselesi. Biliyorsunuz Ürdün’ün özellikle Mescidi Aksa’yla ilgili önemli rolleri var. Biz baştan Gazze olmak üzere şu anda bölgede devam eden İsrail soykırımını ve neticelerini tekrar gözden geçirdik" diye konuştu. "PKK’nın şiddet imparatorluğu artık çökmek üzere" Açıklama sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Fidan, bir gazetecinin ’Suriye’deki terör grupları ile mücadele konusu çözüme kavuşacak mı’ sorusuna, şu yanıtı verdi: "Maalesef başta DEAŞ olmak üzere birçok terör örgütü aslında sınırlarımızın ötesinde varlığını devam ettiriyor. DEAŞ’tan başlayacak olursak, DEAŞ Müslüman toplumlar için zehirdir. Dinimizi kullanarak, sınırsız şiddet uygulayarak, vahşice insanları öldürmesi, terör yoluna gidilmesi ve istikrarsızlığın oluşturulması, kaosun oluşturulması tabii ki bizim sessiz kalacağımız bir durum değildir. Sadece kendi ülkemizde değil sınırlarımızın ötesinde de İslam toplumlarının ortak problemi olan bu beladan kurtulmak için büyük bir hassasiyetle mücadele ediyoruz. Çok ülkenin iş birliğini gerektiren bu konuda özellikle Ürdün gibi ortak ve dost kardeş ülkelerle bir araya gelip başta istihbarat paylaşımı olmak üzere ortak operasyon yapmak üzere bütün metotları kullanıyoruz. Bölgemizde DEAŞ’ın tekrar yükselmemesi bizim için çok önemli. Dolayısıyla biz kimden emir aldığı belli olmayan, sadece şiddet için şiddet yapan bu örgütle mücadelemize sonuna kadar devam edeceğiz. Diğer taraftan PKK meselesi var. PKK’yla da mücadelemiz biliyorsunuz devam ediyor. Kürt kardeşlerimizin asil duygularını sömürerek onlar üzerine kurdukları şiddet imparatorluğu artık çökmek üzere. PKK/YPG’ye, Türkiye’nin düşmanına, NATO üyesi olan bir ülkenin düşmanını, siz sırf hapishane hizmetleri versin diye, gardiyanlık yapsın diye alıp başka bir boyutta hem kendi siyasetinizi prezante ediyorsunuz. Kendi toplumunuza prezante ediyorsunuz. Onlara yalan söylüyorsunuz başta. Hem de bütün dünyaya. Farklı bir şekilde sunarak bütün dünya yalan söylüyorsunuz. Burada bir hapishane hizmetleri var, bir gardiyanlık hizmeti var. Hapishane şartlarını Suriye’deki yönetim de sağlayabilir. Türkiye de bu konuda katkı verebilir. Bunu biz defaatle söyledik. Ama bölgede emelleriniz farklıysa, DEAŞ’ı bahane ederek PKK’yı güçlendirerek, ayakta tutarak, Kürt kardeşlerimizi de sömürerek tıpkı DEAŞ örneğinde olduğu gibi başka bir politikaya hizmet edilmek isteniyorsa ona da geçit yok. O konuda da gerçekten çok hassasız, çok yakından takip ediyoruz. Her türlü oyunu görecek durumdayız. Sadece görecek durumda değil aynı zamanda bozacak durumdayız." Suriye’nin güvenliği ve istikrarı konusunda Türkiye ile aynı görüşleri paylaştıklarını belirten Safedi ise, "Suriye güvenliğine ve istikrarına tekrar kavuşmalı ve aynı zamanda yeniden kalkınma hamlesine girmeli. Kardeşlik içerisinde, sadakat içerisinde biz de Suriye ve Suriye halkına karşı yaklaşımlarımızı sürdürmekteyiz. Biz her iki ülke Suriye’nin komşu ülkesiyiz. Suriye’nin istikrarı bizim de aynı şekilde güvenlik ve istikrarımızdır. Suriye’de bir kaosun çıkması bizim işimize gelmez ve güvenliğimizi, ortak güvenliğimizi de etkiler. Dolayısıyla bizim buradaki mesajımız tektir. Suriye halkının kendi iradesiyle hayatta durması ve ülkesini tekrar kalkındırmalı, güvenliğini ve egemenliğini sağlamalı ve daha iyi gelecek olması çok önemlidir" ifadelerine yer verdi. "Türkiye’nin güvenliğini, istikrarını tehdit eden ne varsa bölgeyi tehdit eder" Suriye’deki PKK/PYD terör örgütü tehlikesinin bölgesel bir sorun olduğunu belirten Safedi, "Türkiye’nin güvenliğini, istikrarını tehdit eden ne varsa bölgeyi tehdit eder diye söylüyoruz. Dolayısıyla Türkiye’deki kardeşlerimizi PKK ile mücadele konusunda destekliyoruz. Bakan Bey de bunu açıkladı, biz de PKK’ya karşıyız. Türkiye’ye kötülük getirecek her şeye karşıyız. Dolayısıyla tabii ki PKK, Suriye’deki bütün Kürtleri temsil etmemektedir. Kürtler tabii ki Suriye toplulukları içerisinde bir topluluktur, Suriyelidir. Ancak PKK bunları temsil etmemektedir. Biz de Türkiye ile aynı görüşteyiz. Haklı tutum ne ise tabii ki Suriye’de de Kürtlerin de kendi topraklarında eşit bir şekilde diğer kesimlerle birlikte yaşama hakkını tanıyoruz. Herkesin orada bu şekilde yaşamasını istiyoruz. Suriyelilerin artık hep birlikte çalışıp bu tahribatı nasıl onarırız diye düşünmeleri lazım" dedi.
Balıkesir Balıkesir’de su israfı azalıyor, üretim artıyor Balıkesir’de sulama hatlarındaki kayıp ve kaçaklarla etkin mücadele eden Balıkesir Su ve Kanalizasyon İdaresi (BASKİ), Balıkesir Ovası Sulama Tesisinde yürüttüğü kapsamlı bakım ve temizlik çalışmalarıyla sulama altyapısını yeniden canlandırdı. 70 kilometrelik kanal ve kanalet temizliği sonrası bölgedeki tarımsal sulama altyapısında ciddi verim sağlandı. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Balıkesir Su ve Kanalizasyon İdaresi (BASKİ), şehrin su kaynaklarını korurken sulama hatlarındaki kayıp ve kaçağın önüne geçiyor. Balıkesir Ovası Sulama Tesisinde kapsamlı bakım ve temizlik çalışması yürüten BASKİ ekiplerinin 70 kilometrelik kanal ve kanalet temizliği sonrası bölgedeki tarımsal sulama altyapısında ciddi verim sağlandı. Bölgedeki kayıp ve kaçağı önleyen ekipler, su kaynaklarının da etkin kullanılmasının önünü açtılar. Yıllardır ihmal ediliyordu Yıllardır süren ihmalden dolayı işlevini yitiren ve yaklaşık 210 km uzunluğundaki ana kanal ve kanalet hattına sahip olan Balıkesir Ovası Sulama Tesisi su iletim noktaları BASKİ ekipleri tarafından temizlendi. Kullanılamaz hale gelen su iletim noktalarında titiz bir çalışma gerçekleştiren ekipler, su kaynaklarının korunması ve etkin kullanımı konusundaki hassasiyetini bir kez daha ortaya koydu. Su israfına geçit yok Üreticilerin tarımsal sulamada kullanacağı kaynakları verimli hale getiren BASKİ, özellikle sulama hatlarındaki kayıp ve kaçakların yol açtığı su israfının önüne geçerek sürdürülebilir tarım ve su yönetimine katkı sağlıyor. İl genelinde benzer çalışmaların devam edeceğini belirten BASKİ’den konuyla ilgili yapılan açıklamada; “Balıkesir Ovası şehrimizin tarımsal üretiminde hayati bir rol oynuyor. Ancak yıllardır ihmal edilen hatlar, su iletimini neredeyse imkânsız hale getirmişti. Ekiplerimizin özverili çalışmaları sayesinde bu durum tersine çevrildi. 70 kilometrelik hat kullanıma kazandırıldı ve kayıp-kaçak oranı önemli ölçüde azaltıldı. BASKİ olarak, suyun her damlasını korumak ve halkımıza en iyi hizmeti sunmak için çalışmalarımıza aralıksız devam edeceğiz” ifadelerine yer verildi. Su kaynaklarının verimli kullanımı adına atılan bu adımın, tarımsal faaliyetlere de olumlu yansıması bekleniyor.