SAĞLIK - 04 Ekim 2024 Cuma 11:08

Alerjik hastalıklara karşı koruyucu

A
A
A
Alerjik hastalıklara karşı koruyucu

DÜZCE(İHA) – Başhekim Yardımcısı ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Şükriye Özde, sağlıklı bir büyümeye giden yolda atılması gereken ilk adımın anne sütü ile emzirmenin korunması, desteklenmesi ve yaygınlaştırılması olduğunu vurguladı.


Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 1-7 Ekim Emzirme Haftası dolayısıyla farkındalık standı kuruldu. Yenidoğan hemşireleri tarafından açılan stantta anne ve anne adaylarına emzirme teknikleri, emzirme pozisyonları, süt üretimini artırma yöntemleri ve anne sütünün bebekler için faydaları hakkında bilgilendirici broşürler dağıtıldı. Başhekim Prof. Dr. Muhammet Ali Kayıkçı, Başhekim Yardımcısı ve Başmüdür Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Fuat Çetin, Başhekim Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Şükriye Özde, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kenan Kocabay ve personeller de standı ziyaret ederek etkinliğe destek verdi.


Başhekim Yardımcısı ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Şükriye Özde, sağlıklı bir büyümeye giden yolda atılması gereken ilk adımın anne sütü ile emzirmenin korunması, desteklenmesi ve yaygınlaştırılması olduğunu vurguladı. Anne sütünün kutsal bir besin olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Şükriye Özde, emzirmenin sağlıklı bir bebek yetiştirmenin yanında annenin sağlığını korumada da önemli olduğuna değindi.


Anne sütünün bebeğe faydaları hakkında bilgiler veren Dr. Öğr. Üyesi Özde, “Anne sütü her zaman steril ve ısı derecesi idealdir. Hidrasyon için gerekli suyu sağlar, besin değerleri bebeğin ihtiyaçlarına uygundur. Koruyucu etmenleri içerir, hormonlar ve büyüme faktörleriyle bebeğin sağlıkla büyümesini destekler. Anne sütü alan bebekte solunum ve sindirim sistemi enfeksiyonları daha az görülür, orta kulak iltihabı riskini azaltır. Sağlıklı çene ve diş gelişimini destekler. Tip I,2 Diyabetes Mellitus, çöliak, obezite gibi kronik hastalıkların riskini azaltır. Astım, atopik dermatit gibi Alerjik hastalıklara karşı koruyucudur. Ruhsal, bedensel ve zeka gelişimine yardımcı olur. Anne-bebek arasındaki bağın sağlıklı oluşmasını sağlayarak bebeklerin huzurlu ve mutlu olmasını sağlar. Anne için faydaları ise; her zaman ucuz, hazır ve zahmetsizdir. Anne ve bebek arasındaki duygusal bağ güçlenir, yeni bir gebeliği önlemede etkilidir. Annenin; meme kanseri, over kanseri riskini azaltır. Osteoporoz ve anemiden korur.” ifadelerinde bulundu.


Anne sütünün ilk 6 ay bebeğin ihtiyacı olan tüm ihtiyaçları karşıladığının altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Özde, “Sağlıklı nesiller için anne sütünün öneminin farkındayız. Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi; anne ve bebek dostu hastanedir. Annelere doğum öncesi ve doğum sonrası bu konuda eğitim almış ebe ve hemşirelerimiz tarafından eğitim verilmektedir. Annelere güven ve destek sunarak, hastanemiz olarak tüm anneleri destekliyor ve teşvik ediyoruz.” diyerek sözlerini sonlandırdı.



Alerjik hastalıklara karşı koruyucu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ünlü oyuncu Erkan Petekkaya podyuma çıktı Ünlü oyuncu Erkan Petekkaya bu kez oyunculuk yeteneğiyle değil, podyumda sergilediği performansla izleyenlerin beğenisini topladı. Ünlü oyuncu Erkan Petekkaya, bir erkek giyim markasının yeni sezon koleksiyonun tanıtıldığı defilede podyuma çıktı. Oyuncu, İkitelli’de bulunan fabrika binasının bahçesinde düzenlenen defilede baş manken olarak yer aldı. Aynı zamanda markanın bir yıl boyunca reklam yüzü olan Petekkaya, podyumdaki performansıyla beğeni kazandı. 2025 İlkbahar-Yaz kreasyonlarından oluşan ürünlerin tanıtıldığı defileye ünlü isimlerin de yoğun ilgisi oldu. Aralarında Cengiz Kurtoğlu, Nuri Alço, Faik Öztürk, Mahsun Kırmızıgül ve Kubat gibi isimlerin olduğu davetliler, SKY Group Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Kaya ve eşi Melis Kaya tarafından karşılandı. İş ve moda dünyasından davetlilerin de olduğu etkinlikte dans gösterileri ve müzik dinletisi katılımcılara keyifli anlar yaşattı. ’Sete gitmeyi özledim’ Etkinlikte konuşan Erkan Petekkaya, "Mesleğim içinde daha önce böyle bir yapmamıştım. Bir defa podyuma yardım gecesinden çıkmıştım. Değişik bir deneyim olacağını düşündüm. Sabah buraya gelirken rol oynayacağımı düşündüm. Gelince de prova yaptım" dedi. Kıyafet tercihinden bahseden oyuncu, "Dolabımda çok takımım var. Takım elbise de lacivert rengi seviyorum. Genelde karım giydiriyor, daha doğru oluyor, kadınları gözü güzel oluyor" diye konuştu. Ekrana döneceğini söyleyen Petekkaya, "Yaklaşık iki senedir iş yapmıyordum. Adana’da çekimler başlıyor. Harika dizi geliyor. Bende sete gitmeyi özledim. Bu süreci eşim ve çocuğumla geçirdim. Biraz da dinlendim" ifadelerini kullandı. Sabri Özel ve Giotelli markalarının sahibi Süleyman Kaya ise, "Erkan Bey’le çalışmaktan çok mutluyum. Kendisini yıllardır hayranlıkla izliyorum" dedi. ’’Tribute albümüm olmaz’’ Programa katılan Cengiz Kurtoğlu da "Yaşımdan ötürü biraz spor giymeyi tercih ediyorum artık. Eskiden takım elbise giyiyordum" dedi. Müzik sektöründen bahseden sanatçı, "Bir daha hayatta stüdyoya girmem. Hatıralarımı bıraktım 45 yıldan beri, bir ömür boyu onları dinleyelim. Tribute albümüm olmaz, olursa çocuklarım söyler. Benim şarkılarımdaki şifrelerimi çözemezler. Bütün şarkılarım şifreli" diye konuştu.
İstanbul Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy: “Künhü’l-Ahbâr, Osmanlı tarihinin birincil kaynakları arasındadır” Eyüpsultan’da Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı tarafından düzenlenen Gelibolulu Mustafa Âlî ve Künhü’l-Ahbâr’ın Tanıtım Toplantısı yapıldı. Toplantıda konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy “Künhü’l-Ahbâr, özelde 16. yüzyıl, genelde ise Osmanlı tarihinin birincil kaynakları arasındadır. Bu külliyatı okumadan ve incelemeden Osmanlı’nın en ihtişamlı asrını tam olarak anlamak ve yorumlamak zor olacaktır” dedi. Eyüpsultan Rami Kütüphanesi’nde Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı tarafından düzenlenen Gelibolulu Mustafa Âlî ve Künhü’l-Ahbâr’ın Tanıtım Toplantısı yapıldı. Toplantıya Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Coşkun Yılmaz, Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Suat Donuk, çok sayıda katılımcı katıldı. Toplam 10 yazma nüsha 5 cilt halinde tenkitli metni hazırlanan Künhü’l-Ahbâr’ın ilk 2. cildi 2020 yılında, 3. cildi ise 2021 yılında yayımlanmıştı. Osmanlı tarihinin ele alındığı son iki cildi ise bu toplantıda kültür, ilim ve düşünce dünyasının kullanımına sunuldu. Protokol konuşmaları ile başlayan program, Bakan Ersoy ve beraberindeki heyet Gelibolulu Mustafa Âlî’nin eserlerinden yapılan yazma eser seçkisinin gezdi. Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Coşkun Yılmaz ise Bakan Ersoy’a Şifahane koridoru boyunca yer alan vitrinlerdeki eserlere dair bilgi verdi. Program, Gelibolu’lu Mustafa ve Künhü’l-Ahbâr üzerine yapılan panel ile devam etti. Panelde Gelibolulu Mustafa Âlî’nin Künhü’l-Ahbâr isimli eserinin 5 cilt halinde yayınlanması ile ilgili konuşmalar yapıldı. “450 bin eserin dijital görüntüsü üye olan herkesin evinden bile ulaşabileceği şekilde hizmete sunulmaktadır” Yazma Eserlerin Korunması Projesi neticesinde sayısallaştırma ve görüntü kalitesinin iyileştirilmesi çalışmalarının devam ettiğini dile getiren Bakan Ersoy, “Sayısallaştırılan eserler ’Yazma Eserler Veritabanı’ adıyla geliştirilmiş bir platformda okuyucuya sunulmaktadır. Bu platformda hâlihazırda 616 bin eserin künye bilgisi, 450 bin eserin dijital görüntüsü yer almaktadır. Bu görüntüler, üye olan herkesin evinden bile ulaşabileceği şekilde hizmete sunulmaktadır. Belki de bu yoğun mesainin en değerli ödülü, en önemli noktası da burada yatmaktadır ki o nokta, söz konusu bütün bu eserleri ulaşılır kılarak toplumsal ilgiyi artırmaktır. Gelibolulu Mustafa Âlî Efendi’nin Künhü’l-Ahbâr eseri bu yolda attığımız en kapsamlı çalışmalardan biri olmuştur” dedi. “Künhü’l-Ahbâr, Osmanlı tarihinin birincil kaynakları arasındadır” Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı’nın bugüne kadar 307 cilt eser yayınladığını söyleyen Bakan Ersoy, “Toplam 10 yazma nüsha üzerinden beş cilt halinde tenkitli metni hazırlanan Künhü’l-Ahbâr’ın da ilk iki cildi 2020 yılında, 3. cildi 2021 yılında neşredilmiştir. Külliyatı tamama erdiren ve Osmanlı tarihinin ele alındığı son iki cildin neşri ise bu kıymetli toplantı vesilesiyle kültür, ilim ve düşünce dünyamızın kullanımına sunulmuş oluyor. Künhü’l-Ahbâr, Gelibolulu Mustafa Âlî Efendi külliyatı içindeki en kapsamlı ve muhtemelen en değerli eserdir. Kendisinin “rükün” olarak ifade ettiği dört bölümden oluşan eser Hazreti Âdem ile başlayan Peygamberler tarihinden 1596 yılında gerçekleşen Eğri Seferi’ne kadar ki Osmanlı tarihine uzanan muazzam bir dönemi içine alır. Peygamberlerin hayatları, birçok devlet adamı, âlim ve şairin biyografileri, hanedanların tarihleri, şiirler derken çok zengin bir kaynak vücuda getirilmiştir. Osmanlı Tarihi açısından Mustafa Âlî Efendi kendi asrındaki çok sayıda devlet adamı, âlim ve şair ile bizzat görüşüp onlardan aktarımlarda bulunduğu için Künhü’l-Ahbâr, özelde 16. Yüzyıl, genelde ise Osmanlı tarihinin birincil kaynakları arasındadır. Bu külliyatı okumadan ve incelemeden Osmanlı’nın en ihtişamlı asrını tam olarak anlamak ve yorumlamak zor olacaktır” şeklinde konuştu. “Mustafa Âlî Efendi hadiseleri araştırıp inceleyerek nakletmeye önem vermiştir” Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır” sözüyle konuşmalarını sürdüren Bakan Mehmet Nuri Ersoy, yazardan şöyle bahsetti: “Mustafa Âlî Efendi’de yüzyıllar öncesinde aynı hassasiyeti kendisine rehber edinmiştir. Mustafa Âlî Efendi sahih olmayan bilgiye itibar etmemeye, hadiseleri araştırıp inceleyerek nakletmeye, sahte bilgi ve hikâyelerden sakınmaya, olayları saptırmadan ve abartmadan nakletmeye önem vermiştir. Tarih ilmiyle uğraşan herkese de bu yolu öğütlemiş, kendisi de daha önceki tarihçilerin aktardığı bilgileri tetkik ederek eserlerinde nakletmiştir. Öyle ki en hacimli eseri olan Künhü’l-Ahbâr’ı kaleme alırken hadis külliyatlarına, biyografi ve ansiklopedilere; tarih, ahlak, siyaset, coğrafya, hukuk ve edebiyat alanlarından iki yüz civarında tarihî kaynağa başvurmuştur.”
Kars Kars’ın Gazilik Madalyaları ilk kez Kars’ta sergileniyor Kars’a, ‘Gazilik’ unvanın verilişinin 170. Yıldönümünde düzenlenen sempozyumda,‘Gazilik’ madalyaları ilk kez Kars’ta sergileniyor. Vali Ziya Polat’ın katılımlarıyla gerçekleştirilen Kars’a "Gazilik" Unvanı Verilişinin 170. yıl dönümü anısına düzenlenen X. Uluslararası Tarih Eğitimi Sempozyumu başladı. Sempozyumda en çok ilgiyi ise salonda sergilenen ‘Gazilik’ madalyaları gördü. Sempozyum saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Programın açılışında konuşan Dede Korkut Eğitim Fakültesi’nden Prof. Dr. Yaşar Kop, “Kars’a gazilik unvanı verilmesi için valimiz bizlerden çok gazilik kelimesini kullandığı için kendisine teşekkür ediyorum. Bizim hakkımızdır, Osmanlı Devletinde ilk ve tek unvan alan şehiriz. Ama bir de o sırada 1855 yılında bize bir madalya verilmişti. Altın, Gümüş ve bakır olarak basılmış, o madalyaları zaten nadir görenlerden birisi olacaksınız. 1855’den gelip te, ilk kez size nasip oldu. onları göreceksiniz” dedi. Vali Ziya Polat’ta Kars’ın ilklerin şehri olduğunu söyledi. Polat, “Tabi Gazi Kars, 1855’te Türk tarihinde Gazilik unvanı alan ilk şehirdir. 169’ıncı yılı, hocam 170’e düzlemiş ama 169’uncı yılından 170’e doğru gidiyoruz. 170’e doğru giden bir şehirden bahsediyoruz. İlklerin şehrinden, gazi kentin ilk defa madalyaları burada, emek veren herkese teşekkür ediyoruz. İnşallah devamlı burada olmasını arzu ediyoruz” diye konuştu. Yapılan konuşmaların ardından sempozyuma ara verildi. Öğlenden sonra devam edecek olan sempozyumda Kars ve Gazilik madalyası konuşulacak. Öte yandan Kars’ın ‘Gazilik’ madalyaları yaklaşık 1 ay Harp Tarihi Müzesi’nde sergilenecek. Vatandaşlar müzede gazilik madalyalarını görebilecek.
Mersin Belediyenin hizmet binasında tiyatro sahnesi açıldı Mersin Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, çocuklara yönelik yeni sahnenin açılışında, ’Dünyanın Eski Zamanlarında’ adlı çocuk oyunun sahneledi. Belediyenin yeni hizmet binasının 5. katında yer alan "Çocuk Sahnesi’nde, her hafta yeni bir çocuk oyunu sergilenecek. Mersin Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun Çocuk Sahnesi, ’Dünyanın Eski Zamanlarında’ adlı çocuk oyunu ile perdelerini açtı. Toroslar ilçesindeki Kuvayi Milliye İlkokulu’ndan yaklaşık 90 öğrenci, keyifli bir tiyatro deneyimi yaşadı. Yaklaşık 40 dakika süren oyunun ardından çocuklara kumbara ve pamuk şeker hediye edildi. "Belediye binaları halkın korkarak gireceği yerler olmamalı" Tiyatroda çocuklarla bir araya gelen Belediye Başkanı Vahap Seçer, "Burada Toroslar ilçesindeki Kuvayi Milliye İlkokulu’ndan öğrencilerimiz var. Bundan sonra her hafta bir gün burada çocuklarımız için tiyatro temsili sergileyeceğiz. Çocuklarımızı önemsiyoruz, onları geleceğimiz olarak görüyoruz. Sanatın her alanında olmaları ve kendilerini iyi bir birey olarak yetişmeleri açısından önemli" dedi. Tiyatronun ’hayatın ta kendisi’ olduğunu belirten Seçer, "Çocukların tiyatro izlemesi mutlaka onlara bir şeyler öğretecektir, birikimlerine birikim katacaktır, sanata ilgilerini artıracaktır. Zaten bizim ’Tiyatro İzlemeyen Çocuk Kalmasın’ projesi kapsamında da 13 ilçemiz ve köyler olmak üzere 21 bin çocuğumuza ulaşmıştık. Belediyemizin halkın belediyesi olmasını istiyoruz. Belediye binaları halkın korkarak gireceği yerler olmamalı. Onlara aslında bir mesaj olsun diye de belediye binamızda tiyatro sahnesini düzenledik" şeklinde konuştu. (FVZ-FKE-