GÜNDEM - 12 Kasım 2024 Salı 09:32

845 kişinin hayatını kaybetti Düzce depreminin 25. yıldönümü

A
A
A
845 kişinin hayatını kaybetti Düzce depreminin 25. yıldönümü

DÜZCE(İHA) – Düzce Valisi Selçuk Aslan, 12 Kasım Düzce Depreminin 25. yıldönümünde yayımladığı mesajında “Tüm afetlere karşı öncelikle tedbirli, duyarlı ve hazırlıklı olmalıyız” dedi.


Vali Selçuk Aslan mesajında 25 yıl geçmesine rağmen depremin hafızalarda tazeliğini koruğunu belirterek, “Türkiye’nin büyük afetleri arasında yer alan 12 Kasım 1999 tarihli Düzce Depremi’nin üzerinden 25 yıl geçti. Hafızalarımızda hala tazeliğini koruyan bu depremde ailemizden, arkadaşlarımızdan, akrabalarımızdan, çevremizden 845 canımızı kaybetmenin derin hüznünü kalplerimizde hissetmeye devam ediyoruz. Can kayıplarımızın yanı sıra depremin ilimizde bıraktığı yıkımın izlerini silmek için aradan geçen 25 yılda, şehrimizi yeniden imar ve ihya etmek adına devletimizin destek ve öncülüğünde tüm Düzceliler olarak her alanda gayretli çalışmalar gösterilmiştir. Bu bilinçle toplum olarak yaşanabilecek tüm afetlere karşı öncelikle tedbirli, duyarlı ve hazırlıklı olmalıyız. Eğitimden sağlığa, kültürden ekonomiye, ilimizin bulunduğu bölgenin rehberi olması için destek ve teşviklerle yapılan kalkınmanın sürdürülebilirliği adına çalışmalarımıza devam edeceğiz. Her bir vatandaşımız, afet ve acil durum bilincini kavrayarak, en temel afet eğitimini almalı, yaşadığı ortamı afetlere hazır duruma getirmelidir. Bu amaçla; İçişleri Bakanlığımızın Cumhuriyetimizin 100. yılında 100 Bin Arama Kurtarma Personeli Yetiştirilmesi Projesinin tamamlayıcısı olarak valiliğimizce arama ve kurtarma alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ile toplulukların kapasitelerinin geliştirilmesi projesini hayata geçirip kararlılıkla yürüterek toplumumuzun bütününde afetlere hazırlık sağlamak ve afet anında ihtiyacımız olan insan kaynağını oluşturma gayretindeyiz. Ülke olarak yaşadığımız afetlerden dersler çıkararak, devletimiz; tüm imkan ve kapasitesinin hızla seferber edildiği, meydana gelebilecek her türlü doğal afet veya olağanüstü durumlarda vatandaşlarımızın can-mal kaybı yaşamaması için tüm kurumlarıyla sahada olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Afetlere karşı dirençli şehirler oluşturmamız, özellikle depreme karşı dayanıklı bina inşa edilmesi, oluşabilecek zararları asgari seviyeye indirmenin en önemli unsurudur. Bu doğrultuda, devletimizin almış olduğu tedbirleri uygulamak ve tedbirlere duyarlı olmak hepimizin asli görevidir. Bu duygu ve düşüncelerle, 12 Kasım 1999 Depremi’nin yıl dönümünde, ilimizin ve tüm vatanımızın benzer felaketleri bir daha yaşamamasını Yüce Allah’tan niyaz ediyor, depremde kaybettiğimiz vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine baş sağlığı diliyorum” ifadelerinde bulundu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Eski AKUT Başkanı Nasuh Mahruki hakim karşısında Sosyal medyada kullandığı ifadeler gerekçesiyle 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilen eski AKUT Başkanı Nasuh Mahruki hakim karşısına çıktı. Mahruki savunmasında, "Asla Türk milletine yanıltıcı bilgi verecek ve yalan söyleyecek bir insan değilim" dedi. Mahkeme, dosyanın mütalaasını hazırlayabilmesi için Cumhuriyet Savcısı’na gönderilmesine karar verdi. Eski Arama Kurtarma Derneği (AKUT) Başkanı Nasuh Mahruki’nin, sosyal medyada kullandığı ifadeler gerekçesiyle ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talebiyle yargılanmasına başlandı. İstanbul 15.Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz sanık Nasuh Mahruki ve avukatları hazır bulundu. "Tırmanılması en zor ve en yüksek dağlara tırmanarak Türk Bayrağı dikmiş ve dalgalandırmış biriyim" Duruşmada kimlik tespiti yapılan Nasuh Mahruki, aylık gelirinin 100- 120 bin lira olduğunu söyledi. Daha sonra savunma yapan Mahruki, kesinlikle yalan bir haber paylaşmadığını belirterek, "Paylaşımlarımın hangisinin yalan olduğu düşünülürse eğer bana söyleyin, ben bunların yalan olmadığını gerek kendimce gerek uzmanlar getirerek ispatlayayım. Benden önce Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı da benzer nitelikte açıklamalar yaptı, ben de onlardan alıntılama yaptım. Asla Türk milletine yanıltıcı bilgi verecek ve yalan söyleyecek bir insan değilim. Tırmanılması en zor ve en yüksek dağlara tırmanarak Türk bayrağı dikmiş ve dalgalandırmış biriyim. AKUT’ta sayısız faydalı çalışmalarım vardır. Türk milletiyle ayrıca böyle özel bir bağım var, Türk milletine yalan söyleyecek biri değilim. Ayrıca paylaşımımla ilgili aynı metni yorum yoluyla paylaşan yüzlerce paylaşıcı oldu. Beraatımı talep ederim" dedi. Ümit Özdağ’ın tanık olarak dinlenmesini talep etti Savunmasına devam eden sanık Mahruki, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın tanık olarak dinlenilmek üzere davet edilmesini talep etti. Bunun üzerine mahkeme hakimi, bu talebi hangi husus için istediğini sordu. Sanık Mahruki ise, "Sığınmacıların oluşturabileceği sorunlar hakkında dinletmek istiyorum" diye yanıt verdi. Söz konusu talebin reddine karar verilerek duruşmaya devam edildi. Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, eksik hususların giderilmesini talep etti. Mütalaa hazırlanacak Ara kararını açıklayan mahkeme, varsa eksik hususların giderilmesine, daha sonra da dosyanın mütalaasını hazırlayabilmesi için Cumhuriyet Savcısı’na gönderilmesine hükmederek duruşmayı erteledi.
Samsun Cumhurbaşkanı’na hakaretten tutuklandı Samsun’da Cumhurbaşkanı’na hakaretten dün çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakılan, diğer sosyal medya hesabında paylaştığı hakaret içeren yazıyı silmemesi nedeniyle yeniden gözaltına alınan şahıs, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Edinilen bilgiye göre, Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı ekipleri tarafından, Samsun’un Atakum ilçesi Mevlana Mahallesi’nde ikamet eden A.İ.’nin (25) sosyal paylaşım sitesi X’te Cumhurbaşkanı’na hakaret eden yazı paylaştığı tespit edildi. Samsun Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alınan A.İ. dün Samsun Adliyesine sevk edildi. Soruşturmayı yürüten savcı tarafından tutuklanması talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilen A.İ. mahkemece pazar günleri imza atmak üzere adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Yapılan inceleme sonucu A.İ.’nin sosyal medya hesabı Instagram’da da Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği ancak gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan sonra bu hakaret içeriği yazıyı silmediği tespit edildi. A.İ., savcının talimatı doğrultusunda Güvenlik Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından yeniden gözaltına alınarak bugün yeniden Samsun Adliyesine sevk edildi. Savcı tarafından tutuklanması için mahkemeye sevk edilen A.İ., hakimlikçe tutuklanarak Samsun T Tipi Kapalı Cezaevine gönderildi.
Bursa 100 dönüm ormanlık alan yenilenme gerekçesiyle kesildi Bursa’da yaklaşık 100 dönüm alan içerisinde bulunan ağaçlar, ömrünü tamamladığı gerekçesiyle kesilerek yerine yeni fidanlar dikildi. Alınmayan önlemden dolayı kesim sırasında bir ağaç 140 sporcunun antrenman yaptığı halı sahanın içerisine düştü. Ağaçların kesiminde bir usulsüzlük olmadığını söyleyen mahalleli, yeni dikilen fidanlar büyümeden diğer ağaçların kesilmemesi gerektiğini söyledi. Osmangazi ilçesi Çağlayan Mahallesi’nde iddiaya göre, yaklaşık 100 dönümlük alan içerisindeki ağaçlar 22 Aralık Pazar günü kesilmeye başlandı. Ömrünü tamamladığı gerekçesiyle kesilen ağaçların yerine yeni fidanlar dikildi. Kesim sırasında alınmayan önlemlerden dolayı bir ağaç, Çağlayan Spor Kulübü’nün 140 sporcusunun antrenman yaptığı sahaya düştü. Ağacın düştüğü sırada sahada kimsenin olmaması muhtemel yaralanma ya da can kaybını önledi. Ağaç kesiminde usulsüzlük olmadığını söyleyen mahalle sakinleri, kesimin kademeli olarak yapılması gerektiğini belirtti. Önlem alınmadan kesim yapıldığını savunan Çağlayan Spor Kulübü Başkanı Yalçın Yaşbey, "22 Aralık günü, ihale ile alınan karar gereği kesime başlandı. Kesim sırasında da futbol sahamıza zarar verildi. Bir önlem almadan kesim yaptılar. Biz bu zararın karşılanmasını ve köyümüzde yapılan kesimin durdurulmasını talep ediyoruz. Bursa yeşil olarak biliniyor ama yeşil alanımız kalmadı. Evet usule uygun kesiliyor. İhale yapılmış, ihaleyi alan firma kesiyor ama en azından bu yaşam kaynağımızın da yok olmaması gerekiyor. Artık iklim krizi var. Doğa diye bir şey kalmadı. Tarım alanları da talan edilmeye başlandı. Bunun önüne geçmek için de bu kesimlerin durdurulup ya da kademeli olarak bir kısmı kesilip, bir kısmı yetiştirilerek yapılabilirse daha sağlıklı olur. Yoksa yeni yetişen nesiller bu ormanları görmez” şeklinde konuştu. Sahaya verilen zararı yenilemenin maliyetinin 10-15 milyon olduğunu söyleyen Yaşbey, “Çağlayan Spor Kulübü olarak şu an antrenmanlarımızı Hürriyet sahasında yapıyoruz. Kendi sahamızı kullanamıyoruz. Bu mağduriyetin yaşanması bizi zorluyor. 140 tane sporcumuz var ve bunları çalıştırabilecek bir sahamız yok. Hızlı bir şekilde bu eksiklerin giderilmesini istiyoruz. Kesim sırasında sahaya çam ağacı düştü. Problem sahanın içine düşmesi değil. İnsanlara zarar gelebilirdi. Sahaya düşen ağacı taşımak için saha halısının üstünde kestiler. Ağaç talaşı halının içinde kaldı. Şu an burayı yenilemek istesek 10-15 milyon tutuyor. Bu tutarı da devlet bütçesiyle şu an karşılamak imkansız. Bu mağduriyetin Orman Genel Müdürlüğü ve Spor Bakanlığı tarafından bir an önce giderilip tekrar kullanıma kazandırılmasını bekliyoruz” dedi. "5 sene önce ekilen ormanlar hala daha büyümedi" Yanlış planlama yapıldığını söyleyen Çağlayan Mahallesi sakini Gürkan Akşit, “Ne yazık ki yasal bir süreç işliyor. 3 gün önce kesimlere başladılar. Yenileme adı altında geliyorlar fakat 5 sene önce ekilen ormanlar hala daha büyümedi. Oradaki ağaçlar büyüdükten sonra burası kesilsin. Bu süreç doğru işlemiyor. Ormanlar mahvoluyor. Bu hatadan dönülmesi gerekiyor. Yanlış bir planlama yapılıyor. Köyümüzün tek oksijen kaynağı sadece burası kaldı ve ne yazık ki burayı da kesiyorlar. Tahmini 100 dönüme yakın bir kesim alanı var. Yaşını doldurmuş ağaçlar adı altında kesim yapılıyor. Bunun küçüğü de büyüğü de var. Buralar bizim ailemiz, büyüklerimiz, çocuklarımızla geldiğimiz piknik yerleri” diye konuştu.