ASAYİŞ - 09 Nisan 2025 Çarşamba 00:26

Vali Zorluoğlu, yaralı polis memurunu ziyaret etti

A
A
A
Vali Zorluoğlu, yaralı polis memurunu ziyaret etti

Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, kentte çıkan silahlı kavgada ağır yaralanan polis memurunu, tedavi gördüğü hastanede ziyaret etti.


Olay, Kayapınar ilçesi Huzurevleri Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, dün akşam saatlerinde tartışan iki grup, bugün tekrar bir araya geldi. Gruplar arasında çıkan tartışma, bir anda silahlı kavgaya dönüştü. Kavgada 1’i polis 9 kişi yaralandı. Çevredekilerin haber vermesi üzerine olay yerine 112 acil sağlık ve çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Yaralılar olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Kavgaya ilişkin 3 kişi gözaltına alındı.



Olaya ilişkin 3 kişi gözaltına alındı


Yaralı polis memurunu Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servisinde ziyaret eden Diyarbakır Valisi Zorluoğlu, burada açıklamalarda bulundu. Vali Zorluoğlu, ’’Saat 21.15’te huzurevleri Mahallesi’nde bir kavga olduğuna dair ihbar neticesinde Kayapınar İlçe Emniyet Müdürlüğümüzden bir ekibimiz kavgaya müdahale etmek üzere süratle olay yerine intikal etmiştir. Ve bu ekibimiz tarafların kavgasına müdahale esnasında ekibimizden bir polis memurumuz maalesef ateşli silahla yaralanmıştır. Biraz önce kendisini ziyaret ettim, şu anda tıbbi müdahale devam ediyor, durumu stabil, tabi ateşli silahlı yaralanmış olması nedeniyle yoğun bir takip söz konusu. İnşallah şifa ile buradan taburcu olması yönündedir. Bu vesile ile biraz önce hanımefendi ile de görüştüm kendisini hem çocuklarıyla hem ailesinin hem de emniyet teşkilatımız geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Tabii bu silahlı kavga esnasında 7 tanesi silahlı 1 tanesi de silahsız olmak üzere 8 kişi daha yaralanmıştır. Bunlar da hem bu hastanemizde hem şehirdeki hastanede tedavi altına alındılar. Bu sekiz yaralıdan da birinin hayat tehlikesi vardır, ağır yaralı olarak tabir edebiliriz, bir tane ağır kalıyor 7 tane daha basit düzeyde. Tabii tatsız bir hadise, özellikle emniyet teşkilatımızın gurur kaynağımız olan Emniyet Teşkilatımızın 180. kuruluş yılını kutladığımız bu haftada böyle bir hadisenin gerçekleşmiş olması hepimizin daha da derinden üzmüştür. Olay geçmişe dayalı bir husumetten kaynaklanmıştır ve şu ana kadar 3 kişi gözaltına alınmıştır, 2 tane pompalı tüfek onlarla birlikte polis tarafından yakalanmış ve teslim alınmıştır, orayla ilgili adli süreç tüm boyutlarıyla ayrıntılı bir şekilde zaten devam ediyor. Herhangi bir gelişme olursa kamuoyunu yine bilgilendiririz, tekrar geçmiş olsun’’ dedi.



Kavga geçmişe dayalı husumetin görüşülmesi üzerine çıkmış


Tartışmanın geçmişe dayalı bir husumetin görüşülmesi sırasında alevlendiğini dile getiren Vali Zorluoğlu, ’’İlk bilgiler böyle bir neticenin oluştuğu şekildedir, bunlar ilk bilgilerdir. 1’i polis 9 yaralı. Yaralılardan 8 tanesi ateşli silahlı yaralama, bunların içerisinde bizim polis memurumuz da dahildir. Polis memuru silahla yaralandı, göğüs bölgesinden koltuk altından, hekim arkadaşlar söylediler ve şu anda stabil, elbette ki ciddi bir yaralanmadır, dolayısıyla tam anlamıyla bir müşahede altındadır. Şu anda bilinci açıktır, doktorlarımız başındadır bütün tıbbi imkanlarımız polis memuru için seferber edilmiş durumdadır. Temennimiz ve duamız inşallah polis memurumuzun buradan şifa ile taburcu olacağı yönündedir’’ diye konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.