ASAYİŞ - 13 Eylül 2024 Cuma 15:29

Narin’in tutuklanan annesi Yüksel Güran, “O kadar titiz davranıyorlar ki benden bile şüphe ediyorlar

A
A
A

Diyarbakır'da 8 Eylül’de cansız bedeni bulunan Narin Güran'ın annesi Yüksel Güran, ‘Kasten öldürme suçuna iştirak etmek’ etme gerekçesiyle tutuklandı. Anne Güran'ın, İhlas Haber Ajansı’na verdiği röportajın bazı kısımlarında ağladığı bazı kısımlarında ise güldüğü gözükmüştü. Güran, şüpheli tavırlarıyla da gündeme geldi.

Diyarbakır’da 21 Aralık’ta kaybolan, 8 Eylül’de cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında ‘Kasten öldürme suçuna iştirak etmek’ etme gerekçesiyle tutuklanan anne Yüksel Güran, İhlas Haber Ajansı’na (İHA) verdiği röportajlarda, çalışmalarda titiz davranıldığını, kendisinden bile şüphe edildiğini ve bu çalışmadan dolayı çok mutlu olduğunu söylemişti.Yüksel Güran, 23 Ağustos’ta İHA muhabirine verdiği röportajda, kızından hiç haber alamadıklarını ve Çarşamba gününden bu yana kızının kayıp olduğunu söylemişti.

Kızının kaybolduğu gün saat 13.00'e kadar evde olduğunu, belirten Güran, “O vakitte evde yemek yedik. Yemekten sonra kızım saate bakıp Kur'an kursuna geç kaldığını söyledi. Saat 16.00'ya kadar kursunun devam edeceğini söyledi. Dersten sonra amcasının kızlarının yanına gideceğini söyledi. Kızım gitti, daha artık gelmedi. Kızımı görmek için tepeye çıktım. Baktım ki orada çocuklar oyun oynuyordu. Ben de orada olduğunu düşünerek bir şey yapmadım” demişti.

Narin’in tutuklanan annesi Yüksel Güran, “O kadar titiz davranıyorlar ki benden bile şüphe ediyorlar

Kızının bulunması için çağrıda bulunmuştu

Anne Güran, “Türkiye'ye sesleniyorum. Lütfen kızımı bana bulun. O benim pınar çiçeğimdir. O benim kalbimdir. Daha ben ne diyeyim. Lütfen, kim almışsa kızımı versin. Sizin de bir anne ve babanız var. Kızımı bir köşeye bırakıp gönderin bana. Allah rızası için yardım edin” şeklinde konuşmuştu.

Hayalindeki gelinlik tabutuna ve mezarına bırakıldı

Yüksel Güran, 24 Ağustos’ta verdiği röportajda ise Narin'in 6 çocuğundan tek kızı olduğunu söylemişti. Kızının hayalinin amcasının oğlunun düğününde gelinlik giymek olduğunu belirten Güran, “Son bir hafta boyunca sürekli gelinlik almam için ısrar ediyordu. Bugün kınamız vardı, bugün oğlum askere gidiyordu. Hiçbirini bırakmadılar gerçekleştirelim. Hayatımızı mahvettiler, hayallerimizi yıktılar. Neden bırakmadılar kızıma gelinlik giydireyim? Şimdi onların eline ne geçti? Benim yüreğimi yaktılar. Ellerine ne geçti? Bırakmadılar düğün alışverişimizi yapalım. Kızımı götürdüler. Ama bir türlü bulunmuyor. Başka Narin kaybolmasın, başka anne böyle ağlamasın. Yalvarıyorum, sen kimsin kızımı götürdün. Her gün kızımın fotoğrafına bakıyorum. Kızım evden çıktığı zaman ben bilmiyordum elbise giydiğini. Hatta ona şort giydiği için güldüm. Böyle mi camiye gidiyorsun dedim. Bana üstüne elbise alacağını söyledi. Ben sadece kızımı istiyorum. Hayalimizi yıkmayın. Bana Narin'i verin. Allah'tan başka bir şey istemiyorum. Ne olur bize yardımcı olun" diye konuşmuştu.

Yüksel Güran, 27 Ağustos’taki röportajında ise kızı Narin'i istediğini ifade ederek, başka annelerin ağlamaması ve başka Narin'lerin kaybolmaması dileğinde bulunmuştu. Sosyal medyada insanların kendilerini çok üzdüğünü belirten Güran, “O kadar çirkin yorumlar geliyor, benim çocuklarımı üzüyorlar. Devleti, polisi, jandarmayı meşgul ediyorlar, kendilerinden utansınlar. İnsan, böyle kız çocuğuyla dalga geçemez. Çok ayıp, bir çocukla, anne yüreğiyle, kardeşleri bu halde nasıl yorum yapıyorlar. Onlara yazıklar olsun. Sabahın köründe kalkıyoruz biri arıyor 'Narin ölmüş', cesedini görmüş, 'Narin burada' olmuş. Bize binlerce mesaj geliyor. Biz kendimizi bırakmışız, devletimizi meşgul etmesin. Bunu istiyorum, bunu dile getirmek istiyorum” dedi.

Yüksel Güran şöyle konuşmuştu:

“Şu anda beni de götürüyor, babasını da, komşuları da, çocukları da, ağabeyini de götürüyor. Gidiyoruz, geliyoruz. Teşekkür ederiz. O kadar titiz davranıyorlar ki benden bile şüphe ediyorlar çalışmadan dolayı çok mutluyum. Devletimiz iyi ki böyle bir şey yapıyor. Hepsini kızım için yapıyor. Beni götürsün, babasını, ağabeyini götürsün.”

“Bütün ailem mahvoldu, diyemiyoruz bu yaptı, şu yaptı”

“Kendimizi sorguluyoruz, bakıyoruz kendimizde bir şey bulamıyoruz” diyen anne Güran, “Kadın erkek kim olursa yalvarıyorum, Türkiye'nin önünde yalvarıyorum kızımı bir köşede, devlet kapısına bırak. Bütün ailem mahvoldu. Diyemiyoruz bu yaptı, şu yaptı, sen kimsin? Dünya malı istiyorsan elimizden ne gelirse, yatağımızı satarız sana veririz sana o parayı. Dünya malı Narin'den daha mı kıymetli. Beni bir kağıda bırakma bir ömür. Gücüm kalmadı. 5 oğlum var, tek kızım var. Eğer bu kimse biliyor ben ona düşkünüm” şeklinde konuşmuştu.

Okulların açılmasına da az kaldığını söyleyen anne Güran, “Bütün çocuklar kapımın önünden gidiyor. Okul karşımda, Narin olmaz ise yaşayamam. Babası dağ gibi düştü, ağabeyi askere gidiyordu, bize zehir ettiler. Bizi sorun, biz böyle bir aile değiliz. Kime zararımız var. Her yere sorun, ailem çok tatlı, ailemiz her gün barışa gidiyor. Narin karşıma çıksa, o kadar ki acı gördüm ben, o adam da olsa kadın da olsa ona teşekkür edeceğim. Güzel bir mevlit vereceğim. Kayınımın düğünü yapılacak ve Türkiye'nin önünde kızımla çiftetelli oynayacağım” ifadelerini kullanmıştı. 

Rıdvan Kılıç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Eskişehir’de 6,5 büyüklüğünde deprem için gerçeği aratmayan tatbikat Eskişehir’de Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) çerçevesinde AFAD-RED ve AYDES uygulamalarının kullanıldığı gerçeği aratmayan deprem tatbikatı gerçekleştirildi. Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) çerçevesinde her yıl düzenli şekilde yapılan deprem tatbikatlarından birisi bugün Eskişehir’de yapıldı. AFAD-RED ve Afet Yönetimi ve Karar Destek Sistemi (AYDES) uygulamalarının desteği ile gerçekleştirilen tatbikatta, Eskişehir’in Tepebaşı ilçesi Uluönder Mahallesi merkezli olarak 6,5 büyüklüğünde deprem varsayımı yapıldı. Eskişehir Emniyet Müdürlüğü toplantı salonunda, Eskişehir Vali Yardımcısı Okan Leblebiciler başkanlığında Afet ve Acil Durum Koordinasyon Kurulu bir araya geldi. Kentteki kamu kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile gerçekleştirilen toplantıda, AFAD Eskişehir İl Müdürü Aslan Mehmet Coşkun sunum yaptı. Tatbikat çerçevesinde, Eskişehir’de depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle kontrollü yıkımı devam eden bir okulun binasında, enkaz altından yaralı kurtarma çalışmaları gerçekleştirildi. Bir yandan da yangın çıkan bir binadan mahsur kalan vatandaşlar itfaiye ekiplerince tahliye edildi. Zincirlikuyu Mahallesi Şehit Jandarma Astsubay Çavuş Hasan Önal Parkı’nda, depremzedelerin acil ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri çadırlar kuruldu. Gerçekleşebilecek bir deprem sonrasında depremzedelere sunulacak hizmetler sergilendi. Eskişehir Hasan Polatkan Havaalanı’nda da senaryo gereği kaza yapan uçakta çıkan yangının söndürülmesi ve içerde mahsur kalan yolcuların tahliye edilmesi için çalışma yapıldı. Kentin farklı noktalarında gerçekleştirilen tatbikatları, Eskişehir Vali Yardımcısı Okan Leblebiciler, Eskişehir Emniyet Müdürü Tolga Yılmaz, Eskişehir Jandarma Komutanı Tuğgeneral Erhan Demir, AFAD Eskişehir İl Müdürü Aslan Mehmet Coşkun, kurum müdürleri, STK temsilcileri yakından takip etti. Gerçekleştirilen geniş çaplı tatbikatlarda, çok sayıda arama kurtarma grubu, STK temsilcileri, itfaiye, polis, jandarma, sağlık personeli, doğal gaz ve elektrik dağıtım firması çalışanları yet aldı. Gün boyu süren ve gerçeği aratmayan tatbikatlar toplam 568 personel ve 108 araç görev aldı.
Ankara Aile hekimlerine hastane randevularında yüzde 10 kontenjan hakkı getiriliyor Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, aile hekimlerine kendi hastaları için hastanelerden randevu alma yetkisi getirdiklerini belirterek, “Bütün hastanelerde yüzde 10 kontenjanı, MHRS kontenjanını bir gün önceki mesai bitimine kadar aile hekimine açıyoruz” dedi. Medya kuruluşlarının sağlık muhabirleriyle Bakanlıkta bir araya gelen Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, sağlık alanında gündeme dair bilgileri paylaştı. Bakan Memişoğlu, aile hekimlerinin rapor vermesine ilişkin, “Esasen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız bu konuda bir organizasyonla bize de sordular, tabii görüş verdik. İsteğe bağlı raporlar, malum bunlar ikinci ve üçüncü basamakta fiyatlandırmayla yapılıyor. Yani hastaneye gittiğiniz zaman bu raporları ücretli alıyorsunuz. Aile hekimleri bu raporları, ikinci ve üçüncü basamaktaki fiyatlandırması nasılsa, onlardan daha ucuza verebilsin istediğimiz için uygunluk verdik. Bu fiyatlandırılmayan bir rapor değil, onu bilmenizi istiyorum. Sadece aile hekimliğinde yapılacaksa, ondan da ücret alınmasını istiyoruz. Ücretler de aile hekimliğine ve aile sağlığı merkezlerinin fiziki yapısının düzeltilmesine harcanacak. Yani yeni bir ücret alınıyormuş gibi algılanmasın. Zaten ikinci ve üçüncü basamakta isteğe bağlı raporlar ücretlidir. Bu raporların aile hekimleri tarafından da verilmesini, verilirken ikinci ve üçüncü basamaktan belirli miktarda daha az alınmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı. “Aile hekimliğinde çözülecek veya tedavi edilecek bir hastalığın ikinci ve üçüncü basamağa gitmeden çözülmesini arzu ediyoruz” Aile hekimliğiyle birinci basamak ile ikinci basamak arasında entegrasyonu sağlamak istediklerini ifade Bakan Memişoğlu, “Aile hekimliğinde çözülecek veya tedavi edilecek bir hastalığın ikinci ve üçüncü basamağa gitmeden çözülmesini arzu ediyoruz. Doğru yerde, doğru zamanda etkin tedaviyi yapacak şekilde organizasyon yapmaya çalışıyoruz. Hasta eğer aile hekimliğinde tedavi edilecekse, onun acil servise veya ikinci, üçüncü basamağa gitmesine gerek olmasın” ifadelerini kullandı. Aile hekimlerine hastaları için randevu yetkisi getirdiklerini söyleyen Bakan Memişoğlu, “Diyoruz ki, sen kendi hastalarına randevu alabilirsin. Ve bütün hastanelerde yüzde 10 kontenjanı, MHRS kontenjanını bir gün önceki mesai bitimine kadar aile hekimine açıyoruz. Böylece aile hekimlerini kendi hastaları için hastanelerden randevu alabilir hale getiriyoruz. Böylece entegrasyonu sağlayacağız. Önümüzdeki sene itibarıyla karşılıklı haberleşmeyi sağlayacak bir yapıyı inşa edeceğiz. Çünkü ikinci üstün basamakla birinci basamağın entegrasyonu ve birbiriyle haberleşmesi çok önemli” diye konuştu.
Sakarya SUBÜ: “Öğretim görevlisi açığa alınmış ve üniversitemize ait binalara girişi yasaklanmıştır” Mezun olan öğrencisine ahlaka aykırı şekilde mesaj attığı iddia edilen Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Geyve Meslek Yüksekokulu öğretim görevlisi açığa alındı. Üniversiteden yapılan açıklamada, öğretim görevlisinin açığa alınarak, üniversite binalarına girişinin yasaklandığı belirtildi. SUBÜ Geyve Meslek Yüksekokulu’nda öğretim görevlisi olarak çalışan M.Ç.’nin iddaya göre mezun olan öğrencisine ahlaka aykırı şekilde attığı mesaj sosyal medyada yayıldı. Bunun üzerine üniversite yetkilileri idari soruşturma başlatarak, öğretim görevlisini açığa aldı. Konuyla ilgili Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nden yapılan açıklamada, “Bazı basın kuruluşlarına da yansıdığı üzere Geyve Meslek Yüksekokulu’ndaki bir öğretim görevlisinin 2023-2024 Akademik Yılı bahar yarıyılı sonunda mezun olan bir kadın mezunumuza ahlaka aykırı ve terbiyesizce yaklaşımına yönelik idari işlemler başlatılmıştır. Bu doğrultuda disiplin soruşturması başlatılarak, ilgili öğretim görevlisi açığa alınmış ve üniversitemize ait binalara girişi yasaklanmıştır. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi olarak en büyük önceliğimiz ailelerinin bizlere emanet ettiği gençleri en iyi şekilde yetiştirmek, onlara huzurlu ve kaliteli bir eğitim-öğretim ortamı sağlamaktır. Bunun için akademisyen-öğrenci ilişkisinin sağlıklı yürütülmesi esastır. Bu ilişkiyi akademisyenlik vasfına dayanarak kötüye kullanan hiçbir personelimize ise müsamahamız bulunmamaktadır. Konuya ilişkin olarak mezun öğrencimizle iletişimimiz sürmektedir. İlgili öğretim görevlisi ile ilgili disiplin süreci de hassasiyetle yürütülmektedir” ifadelerine yer verildi.