GÜNDEM - 08 Temmuz 2024 Pazartesi 09:38

Diyarbakır’da 30 yıllık kan davası barışla sonuçlandı

A
A
A
Diyarbakır’da 30 yıllık kan davası barışla sonuçlandı

Diyarbakır’ın Hazro ilçesinde 30 yıl önce 1 kişinin ölmesiyle başlayan kan davası, barışla sonuçlandı.


İlçenin Kırmataş köyünde 30 yıl önce 1 kişin ölmesiyle Tombak ve Tan ailesi arasında kan davası başladı. Taraflar arasında kanaat önderleri ve Kaymakam Doğukan Koyuncu’nun katılımıyla yapılan görüşmeler barışla sonuçlandı.



Diyarbakır’da 30 yıllık kan davası barışla sonuçlandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Depremde eşini ve kızını kaybeden acılı anneye sıfır diyerek ikinci el protez bacak sattılar HATAY (İHA) – Hatay’ın İskenderun ilçesinde depremde eşi ve kızı vefat eden Senem Ece Mazı, asrın felaketinde kaybettiği bacağının yerine taktırdığı protezin sıfır denilerek 650 bin TL bedelle ikinci el olarak kendisine satıldığını öğrenmesiyle hayatının şokunu yaşadı. Kahramanmaraş merkezli depremlerden en çok etkilenen Hatay’da 25 bine yakın insan vefat ederken binlerce bina yerle bir oldu. Asrın felaketi olarak bilinen depreme İskenderun ilçesinde yakalanan Senem Ece Mazı; 41 yaşındaki eşi Doğan Mazı’yı, 5 yaşındaki kızı Derin Mazı’yı ve 72 yaşındaki kayınvalidesi Naz Mazı’yı birlikte yaşadıkları evin enkazında kaybetti. Aynı binanın enkazından kendisi de 7 saat sonra kurtarılan Mazı’nın sağ ayağı ampüte edildi ve sağ kolunu kullanamaz hale geldi. Tedavi sürecinin ardından sağlığına kavuşan kadının ampüte edilen bacağının yerine de hayırsever bir vatandaşın desteğiyle 650 bin TL’ye protez bacak takıldı. Hastanede tanıştığı ve kendilerini medikal şirketi personeli olarak tanıtan şahıslardan 650 bin TL bedelle aldığı protez bacakla ilgili gerçeğiyse protezin zarar görmesi ve tamire göndermek istemesiyle yaşadı. Hayata tutunmasında kendisine yoldaşlık yapan ve deprem sonrası sağ kolu ampüte olan kızıyla yaşam mücadelesi veren Mazı, protezin kendisine ikinci el olarak sıfır fiyatına satıldığını medikal şirketi yetkililerinden öğrendiğini iddia ederek uğradığı haksızlığı ispatlamak için mücadele edeceğini dile getirdi. “Ben de bir yıl bile kullanmadığım protezin neden garantisi yok diye araştırmaya başlarken ikinci el olduğunu öğrendim” Enkaz altında 7 saat kalan ve sağ bacağını kaybeden depremzede Mazı, “6 Şubat depreminde 7 saat sonra enkazdan çıkarıldım. Enkazdan çıktığımda ayağımı orada kaybettim ve kolumda iki parça çıkmıştı. İleriki zamanda çok uzun bir hastane sürecim oldu. Depreme eşimi, 5 yaşındaki kızımı ve evimde misafir olan kayınvalidemi kaybettim. Bu protezi aldığım insanlarla hastanede karşılaştık. Bana yardımcı olacaklarını düşünüyordum ve o zamanda fiyat araştırması yapıyorduk. En uygun fiyatı veren yer burasıydı. Biz o yüzden buraya başvuru yaptık ve konuştuk. Protez takılıyken düştüm ve bu yüzden bozuldu. Bozulduğundan dolayı aldığım yeri aradım ama ulaşamadım. Ben de bir yıl bile kullanmadığım protezin neden garantisi yok diye araştırmaya başlarken ikinci el olduğunu öğrendim” dedi. “Bana 80-90 bin TL’ye aldıkları protezi 650 bin liraya sattılar” Piyasa değeri yaklaşık 90 bin TL olan protezin kendisine sıfır fiyatına 650 bin TL’ye satıldığını iddia eden Mazı, “Bağışçımı öncesinde aradım ve garantisi olmadığını söyledi bana. Nedenini araştırdığımda bana, ‘Düştüğünüz için garanti kapsamına girmez’ dediler. Onlar bana sonra da, ‘2015 yılında bu protezin bir kişi tarafından kullanılmış ve kullanıldığından dolayı bu protezin garantisi bitmiş’ dendi. Ayrıca 2015 yılında da üretimden kaldırıldığı için bu kadar zorluk çekiyorsunuz’ dediler bana. Bana 80-90 bin TL’ye aldığı bir protezi 650 bin liraya satmış oldu. İmza atamadığım için hiçbir şeyi ispatlayamayacağımı düşündükleri için onlar da buna güveniyorlar sanırım ama bağışçımın gönderdiği parada; adımın, soyadımın ve protez paramın olduğu görünüyor. Ben de buradan yola çıkarak bir şekilde bir şeyleri başarabilmeye çalışıyorum. Çünkü benim kızımın da kolu ampüte olduğu için ilerleyen zamanlarda kızım için de böyle protezler almak zorunda kalacağım” ifadelerini kullandı.
Bartın Peruklu dolandırıcı polisten kaçamadı Bartın’da kendisini hakim, savcı ve polis olarak tanıtan kişiler tarafından dolandırılmak istenen yaşlı kadın, taksicinin uyanıklığı, polisin çabası ile dolandırılmaktan kurtuldu. Tanınmamak için peruk takan şüpheli ise adli makamlara da kafasındaki peruğu ile getirildi Kendisini hakim, savcı ve polis olarak tanıtan kişiler tarafından dolandırılan mağdur sayısının son dönemlerde artmaya başladığı Bartın’da polis, bu tür olaylara karşı yoğun tedbirler almaya başladı. Taksicilere dolandırıcıların sık sık kullandığı yöntemler hakkında bilgi veren polis ekipleri, dün gece saat 02.30 sıralarında bir ticari taksi sürücüsünden gelen ihbar üzerine hareket etti. Dün gece saat 02.30 sıralarında ticari taksi ile Kozcağız beldesinden il merkezine gelen şahsın konuşmaları ve tavırlarından şüphelenen taksici, polisi arayarak durumu iletti. Bartın İl Emniyet Müdürlüğü asayiş Şubesi Dolandırıcılık Şubesi ekipleri, taksiyi takibe alarak inceledi. Bir süre sonra taksiden inerek elinde bir çıkınla yürüyen şahsın, başka bir taksiye bindiği gören polis ekipleri hemen taksinin yanına gelerek şahıstan elindeki çıkını açmasını istedi. Adamın çıkını açmasının ardından içerisinde yüklü miktarda para ve ziynet eşyası görülmesi üzerine ise adının M.M. olduğu belirlenen şüpheli, şubeye getirildi. Yoğun bir çalışma yürüten ekipler, para ve ziynet eşyalarının N.Ö.’ye ait olduğunu tespit etti. N.Ö. ile görüşen ekipler, 3 gün önce telefonunu arayan ve kendisini polis olarak tanıtan dolandırıcıların tuzağına düştüğünü belirledi. N.Ö.’nün isminin karıştırıldığı terör örgütüne yönelik soruşturmadan aklanmak ve şüphelilerin yakalanması için elindeki para ve ziynet eşyalarını bir nevresimin içine sardığı ve kızı G.Ö.’ye, kapıya gelecek polise vermesini istediğini öğrenildi. Ekipler, N.Ö.’nün kızı G.Ö.’nün de gece saat 01.30 sıralarında kapıya gelen M.M.’ye para ve ziynet eşyası dolu olan çıkını verdiğini tespit etti. Tanınmamak için peruk takmış Bugüne kadar şüphelilerin tanınmamak ve takipten kurtulmak amacıyla gözlük, şapka gibi farklı yöntemler kullandığını gören polis ekipleri bu kez ise tanınmamak amacıyla peruk kullanan bir şüpheli ile karşılaştı. Gözaltına alınarak şubeye getirilen şahıs, ifade ve işlemlerinin ardından Bartın Adliyesi’ne sevk edildi. Kafasındaki peruğunu Asayiş Şubesi’ndeki işlemleri esnasında da çıkarmayan M.M., adliyeye de peruğu ile birlikte getirildi. Elindeki nevresim içerisinden toplam 278 bin 100 TL, 10 adet bilezik, 8 adet yarım altın, 1 adet tam altın çıkan şüpheli şahıs, çıkarıldığı nöbetçi savcılığın ardından tutuklama talebiyle sevk edildiği mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Mersin Hollandalı gelin ’Kızkalesi’ sahilindeki nikah töreniyle evlendi Mersinli damat, Polonya’da öğrenciyken tanışıp arkadaş olduğu Hollandalı Corianda’yla Kızkalesi sahilinde kıyılan nikahla evlendi. Mersinli mühendis Alper Uçar ile Hollandalı Corianda Bukeijn, öğrenci değişim programı çerçevesinde Polonya’da eğitim hayatlarını sürdürürken tanıştı. Öğrenciyken görüşmeye devam eden ve bir birine aşık olan çift daha sonra ülkelerine döndü. İrtibatlarını koparmayan çift, eğitim hayatlarının bitmesinin ardından bu kez Hollanda’da buluşarak evlilik kararı aldı. Evlenmek için Erdemli ilçesinde bulunan Kızkalesini tercih eden çiftin nikahı ise sahilde kıyıldı. Davetlilerin yanı sıra tatilciler de nikaha eşlik etti. Nikahın kıyılmasının ardından gittiği kursta Türkçe ile örf ve adetlerini öğrenen gelin, damadın ayağına basmak istese de basamadı. Renkli görüntülerin olduğu nikah merasimi, alkışlarla bitti. Öğrenciyken Erasmus programı çerçevesinde gittikleri Polonya’da bir biriyle tanıştıklarını anlatan Alper Uçar," İlişkimiz büyüdü. Daha sonra bir süre ayrı kaldık. O Hollanda’ya döndü, ben Türkiye’ye döndüm. Üniversite bitince ben Hollanda’ya taşındım, ondan beri de beraberiz. Beraber bir gölün kenarında yürüyüş yaptık, orada evlilik teklifi yaptım ’evet’ dedi" diye konuştu. Hollanda’ya döndükten sonra Türkçe öğrenmek için kursa gittiğini belirten Corianda Bukeijn ise " Türkçeyi biraz öğrendim, biraz konuşabiliyorum. Türkiye’de yemeklerin çok güzel, insanlar da çok hoş" ifadelerini kullandı. (HİV-
Hatay Depremin büyüklüğünü gösteren devasa yarığın ikiye ayırdığı bahçede tedirgin eden zeytin hasadı HATAY (İHA) – Hatay’da depremde kırılan fay hattının ikiye ayırdığı 33 dönümlük zeytin bahçesinde afetzede çiftçileri tedirgin eden hasat başladı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay’ın Altınözü ilçesi Tepehan Mahallesi’ndeki 33 dönümlük zeytin bahçesi ortadan ikiye ayrılmıştı. Devasa yarığın oluştuğu bahçede 2 uçtaki ağaçların arasında neredeyse 300 metrelik mesafe meydana gelmiş ve 200 ağaç da yarık içerisinde kalarak heba olmuştu. Asrın felaketinin büyüklüğünü gösteren ve görünümüyle ürküten devasa yarığın yanı başındaki zeytin ağaçlarında hasat başladı. Tedirginlik içerisinde hasadı sürdüren afetzede vatandaşlar, korku içerisinde zeytinleri hasat ediyorlar. “Geçen yıldan beri korkuyoruz ama işimizi yapmak zorundayız” Depremin ikiye ayırdığı bahçede hasat yapan Halit Sakarcıoğlu, “Burası depremlerden sonra bu hale geldi. Burada çok büyük bir yarık oluştu. Geçen yıldan beri korkuyoruz ama işimizi yapmak zorundayız. Dev yarığın yanına zeytin hasadına geldik. Zeytin hasadı bu yıl iyi değil. Bu yıl erken olduğu için zeytinler yere dökülüyor. Kazancımız az ama çocuklarımız için hasadı yapmak zorundayız. Dev yarığın yanında zeytin toplarken çok korkuyoruz ama ekmek parası ve çocuklarımız için kazanmak zorundayız” dedi. “Depremden önce tarla birleşikti ama depremden sonra böyle oldu” Depremden önce tarlanın birleşik olduğunu ifade eden Nezahat Sakarcıoğlu, bölgeden gelen patlama sesi sonrası yarığın oluştuğunu belirterek, “Deprem zamanı çok kötüydü ve çok korku oldu. Patlama seslerinden korktuk. Deprem zamanki korkularımızdan hiçbir şey göremedik. Zeytin hasadı başladı ve zeytinlerimizi topluyoruz. Burada zeytin toplarken korkuyoruz ama ekmek parası için toplamak zorundayız. Depremden önce tarla birleşikti ama depremden sonra böyle oldu. Bu yarığa baktığımızda çok üzülüyoruz” şeklinde konuştu. “Bu yarık oluşalı neredeyse 2 yıl oldu ama yarığı görünce o günleri hatırlıyoruz” Dev yarığın kendilerine asrın felaketini hatırlattığını dile getiren Halil Sakarcıoğlu, “Bu dev yarık Altınözü ilçesi Tepehan Mahallesi’nde oldu. Deprem çok korkutucuydu ve çok sallanmıştık. Dev yarıkta zeytin hasadına biraz korkulu geliyoruz. Bu yarık oluşalı neredeyse 2 yıl oldu ama yarığı görünce o günleri hatırlıyoruz” ifadelerini kullandı.