POLİTİKA - 11 Ekim 2024 Cuma 12:21

DEM Parti yasak kararına rağmen sosyal medyadan çağrıda bulundu, vali uyardı

A
A
A
DEM Parti yasak kararına rağmen sosyal medyadan çağrıda bulundu, vali uyardı

DEM Parti, 13 Ekim’de İstasyon Meydanı’nda yapmak istediği mitingle ilgili Diyarbakır Valiliği’nin güvenlik gerekçesiyle 5 günlük yasak kararına rağmen sosyal medyadan halka çağrıda bulundu. Vali Zorluoğlu, uyarıda bulunarak kararın gerekçesinin "tehdit oluşturacak somut deliler olduğunu" söyledi.


Diyarbakır Öğretmenevi’nde gazetecilerle bir araya gelen Vali Murat Zorluoğlu, DEM Parti’nin 13 Ekim’de İstasyon Meydanı’nda yapmak istediği mitingin yasaklanma gerekçesine açıklık getirdi. DEM Parti’nin ayın 13’ünde Diyarbakır’da İstasyon Meydanı’nda bir miting yapma başvurusu olduğunu hatırlatan Zorluoğlu, "Biz valilik olarak ilgili kurum ve kuruluşlarımızla, güvenlik bürokrasisiyle beraber ayrıntılı bir şekilde bu müracaatı değerlendirdik. Bunun kamu güvenliği ve huzuru bakımında ciddi riskler oluşturduğu ve Diyarbakır’da uzun bir süreden beri var olan huzur ortamına bu manada tehdit oluşturacağı, somut bir takım delillerle desteklendiği bu çerçevede biz böyle bir mitingin 13’ünde şehirde yapılmasını güvenlik, toplum huzuru anlamında sakıncalı bulduğumuzdan bunu yasakladık" dedi.


Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu vurgulayan Zorluoğlu, şöyle konuştu:


"Karar beğenilir, beğenilmez. Zaten bu kararı idari yargıya götürdü. Süreç devam ediyor. Yargının vereceği karar hepimiz için bağlayıcıdır. Hukuk devleti içerisinde çalışıyoruz, hukuka son derece saygılı bir yönetim anlayışımız var. Kanunların bize verdiği yetkileri kullanarak biz bunu yasakladık. Kendi kafamıza göre aldığımız bir karar değil. Bu şekilde aldığımız bu karara, muhataplarımızın ve tüm vatandaşlarımızın saygı göstermesi, bunu anlayışla karşılaması ve buna uyması gerekir. Bütün vatandaşlarımızdan beklentimizdir."


Vali Zorluoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:


"Bakıyorum ki sosyal medyada, bu yasaklama kararı yokmuş gibi ilgili siyasi partinin ve partilerinin kollarının, insanları bu mitinge davet ettiklerini görüyorum. Bu, doğru bir yaklaşım değildir. Hukuk devletinde, demokratik ülkede olmayacak davranışlardır. Herkes bu manada yaptığı eylemin sorumluluğunu da taşır."


Valilikten yapılan açıklamada, 13 Ekim 2024 Pazar günü 13.00-18.00 saatleri arasında Yenişehir ilçesi İstasyon Meydanı’nda düzenlenmek istenilen miting ile ilgili olarak yapılan değerlendirme neticesinde; PKK/KCK terör örgütünün çağrıları dâhilinde 9 Ekim tarihi bahane gösterilerek, bu tarihten itibaren ildeki teröre müzahir yapıların yaygın illegal eylemler yapabileceği, milli birlik ve beraberliği zedeleyici kışkırtıcı eylemlerin gerçekleştirilebileceği, cumhuriyetin temel nitelikleri ve devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü hedef alan müessif olayların yoğunluk kazanabileceği ve miting süresince kamu düzeni ve güvenliğinin ciddi şekilde bozulabileceğinin mütalaa edildiği belirtildi. Açıklamada, "Halkımızın huzurunun sağlanması ve yukarıda belirtilen tehdit ve risklerin ortadan kaldırılması maksadıyla, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 17 ve 19’uncu maddeleri ile 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/A, B ve C maddeleri gereğince, Diyarbakır ili mülki sınırları içerisinde aşağıdaki tedbirlerin alınması Valiliğimizce uygun görülmüştür. 9 Ekim tarihi bahane gösterilmek suretiyle PKK/KCK terör örgütünün çağrıları kapsamında yapıldığı değerlendirilen diğer eylemleri de kapsayacak şekilde; açık alanlarda yapılmak istenilen (toplanma, yürüyüş, basın açıklaması, açlık grevi, oturma eylemi, miting, stant açma, çadır kurma, bildiri/broşür dağıtma, afiş/pankart asma vb.) her türlü eylem, diğer illerden bu eylemlere katılmak amacıyla geldiği veya ilimiz sınırlarını kullanarak diğer illere geçeceği değerlendirilen şahıs ve araçların ilimiz sınırına girişleri/geçişleri/çıkışları, dış ilçelerimiz açısından ise bu eyleme katılacağı değerlendirilen şahıs ve araçların çıkışları ve/veya il merkezimize girişleri, 9 Ekim 2024 günü saat 00.01’den 13 Ekim 2024 günü saat 23.59’a kadar 5 gün süreyle yasaklanmıştır" denilmişti.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya’da esnaftan kadına şiddete karşı duyarlı hareket Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde bir esnaf, iş yerinin camına astığı yazı ile kadınların yanında olduğunu belirtti. Tavşanlı ilçesi Yeni Mahalle Şehit Ali Gaffar Okkan Caddesi üzerinde bulunan iş yerinin camındaki yazı, kadınlara yönelik şiddete dikkat çekiyor. Esnaf Nuray Üstünel, kadına şiddet konusunda ülke gündeminde çıkan haberlerden etkilendiklerini ve 16 yaşındaki kızının da kadına şiddet konusunda etkilendiğini, bunun kendisine de yansıdığını dile getirerek bu tür olaylar karşısında farkındalık oluşturulması gerektiğini ifade etti. Ayrıca Nuray Üstünel, erkek bir esnafın camına yazmış olduğu, "Tedirgin oluyorsan dükkana gir kardeşim. Hiçbir şey senden önemli değil! Kadına şiddete ve kadın cinayetlerine hayır!" yazısından dolayı teşekkür etti. Yazıyı camına asan Bülent Doğan ise konu ile ilgili şunları söyledi: "Kadınlara şiddet konusunda, kadın cinayetleri konusunda vatandaşların daha bilinçli olması konusunda biz de sosyal medyada gördüğümüz bir uygulamaya katılmak istedik. İşyerimizin camında artık biz de insanların her an manevi destek alabileceği veya kadına şiddet konusunda daha duyarlı olunması gerektiğini anlatmak için bu uygulamaya biz de katıldık. İş yerimizde, caddemizde, sokağımızda çok duyarlı arkadaşlarımız var, duyarlı esnafımız var. Herhangi bir şiddet anında lütfen esnaflardan yardım istesinler veya herhangi bir işyerine sığınsınlar. Biz bu konuda elimizden geleni yapmaya hazırız. Kadın Destek Uygulaması’nı da (KADES) çok seviyoruz, beğeniyoruz. Tüm kadınlar aslında bu uygulamayı yüklesin, elinin altında hazır bulunsun. Her insan değerlidir. Kadınlar, annelerimiz, tüm bayanlar da bizim için değerlidir."
Ankara Koru Hastanesi’nde "Çocukluktan İtibaren Kadın Sağlığı" konuşuldu Dışişleri Mensupları Eşleri Dayanışma Derneği (DMEDD) tarafından Dünya Kız Çocukları Günü dolayısıyla düzenlenen etkinlikte çocukluktan itibaren kadın sağlığı konuşuldu. Dışişleri Mensupları Eşleri Dayanışma Derneği tarafından Dünya Kız Çocukları Günü dolayısıyla Koru Hastanesi’nde "Çocukluktan İtibaren Kadın Sağlığı" isimli etkinlik düzenlendi. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Koru Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Aydan Biri, “Mesleğime Hakkari Yüksekova’da başladım. Kadınlar adet döngüsü diye bir şey bilmiyorlar. 43 yaşında bir hanımefendi muayeneye geldi, son üç ayda düzenli kanaması olduğunu söyledi. Bunun neresi anormal dedim. Hayatında hiç 3 ay üst üste kanamamış kadın. Menopoza girince artık bebek yapma kabiliyeti düşünce 3 ay üst üste kanaması olunca bana gelmiş. 15-16 tane doğum yapıyorlar. Emzirme süresi boyunca korunuyorlar, emzirme süresi bitince yeniden gebe kalıyorlar. Doğurursa doğuruyor, doğurmazsa düşürüyor. Kadının hayat bilgisi böyle geçiyor” diye konuştu. “Eski yediğinin yarısı, eski hareketinin iki katı” Bir kadının menopoz döneminde en çok metabolizma değişimleriyle uğraştığını kaydeden Prof. Dr. Biri, “Menopozda kadınların en çok uğraşmak zorunda kaldığı şey metabolizmadaki değişim. Östrojen düşüyor ve metabolik değişiklikler başlıyor ve bizim metabolizma hızımız düşüyor. Yıllardır bu durumla ilgili çok meşhur bir lafım vardır: Eski yediğinin yarısı, eski hareketinin iki katı. Eğer aynı kiloda kalmak istiyorsan. Bir de o yaşlarda ne oluyor, zaten hareketimiz azalıyor. İşimiz gücümüz de azaldığı için yememiz de artıyor. Pasta börek günleri, toplantı günleri artıyor. Yemenin arttığı, hareketin azaldığı bir döneme giriyorsun, bir de bunun üzerine metabolizman yavaşlamış oluyor” açıklamasında bulundu. “Kadınlar korkuya mahkum olmuş durumda” Yeşil salatayı her gün yemenin sorun olmadığını ancak bir tohumun her gün yenilmesi durumunda sorun yaşanabileceğini aktaran Biri, “Her gün 3 bardak kırmızı yonca çayı içerek vücudunuzdaki normal bir süreci tetikleyebilirsiniz. 2001 yılında çıkan bir çalışmayla hormona fobi başladı. Doktorlarda da başladı, kadınlarda da başladı. Çalışmanın hiçbir detayı konuşulmadan basına sıçradı. Bu çalışmada kanser artışı falan yok. 10 bin kadında 2 tane artış var. Onun da ilaçtan olduğu bile belli değil. Peki sonuç ne oldu; birçok kadını kalbi açısından, damarları açısından, duyguları açısından, ruhsal değişiklikleri açısından, cinsel değişiklikleri açısından, kemik değişiklikleri açısından koruyacak belki de düşük dozlu bir hormon tedavisinden korkar hale getirdi. Komşuları bizden daha çok doktormuş gibi davranıyorlar. Gidecek komşusuna soracak, ben ne verirsem vereyim ona göre akıl öğrenecek. Neyi seçiyorsun diyorum korkuyu mu konforu mu? Konforu seçiyorsan ben bunu öneriyorum, korkuyu seçiyorsan şikayetlerinle yaşamaya devam et. Korkuya mahkum olmuş durumda kadınlar zaten. Nerdeyse çocukluğundan itibaren mahkum. İlk geceden korkuyor, gebelikten korkuyor, gebe olunca düşürmekten korkuyor, biraz ilerleyince doğurmaktan korkuyor, emzirmekten korkuyor. Her şeyden korkan kadınlar var” ifadelerini kullandı.
İstanbul İstanbul Adliyesi’ndeki terör saldırısına ilişkin öldürülen teröristin ablası hakim karşısında İstanbul Adalet Sarayı’ndaki polis noktasına düzenlenen silahlı terör saldırısına ilişkin 19 sanığın ayrı ayrı yargılandığı davalar çerçevesinde olay günü etkisiz hale getirilen terörist Pınar Birkoç’un ablası hakim karşısına çıktı. Örgütün sözde mahalli alan yapılanması sorumlusu olduğu iddia edilen sanık savunmasında, ‘’Kardeşimin terör eylemi gerçekleştirdiğini savcıdan öğrendim, şok oldum’’ dedi. Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’nın C kapısındaki polis kontrol noktasına 6 Şubat 2024’de DHKP-C silahlı terör örgütü tarafından silahlı saldırı düzenlenmiş, saldırıyı gerçekleştiren teröristler Emrah Yayla ve Pınar Birkoç etkisiz hale getirilirken olay sonrası 1 vatandaş hayatını kaybetmiş ve 3’ü polis 6 kişi yaralanmıştı. Saldırıya ilişkin tespit edilen 19 sanığın ayrı ayrı yargılandığı davalar çerçevesinde olay günü etkisiz hale getirilen terörist Pınar Birkoç’un ablası olan ve örgütün sözde mahalli alan yapılanması sorumlusu olduğu iddia edilen sanık Necmiye Birkoç’un ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis talebiyle yargılanmasına başlandı. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Necmiye Birkoç Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Sanık avukatı ise mahkemede hazır bulundu. ‘’Kardeşimin terör eylemi gerçekleştirdiğini savcıdan öğrendim, şok oldum’’ Duruşmada savunma yapan sanık Birkoç, ‘’Saldırı gününde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılamam devam ediyordu ve tahliye edileceğimi düşünüyordum. Duruşmadan sonra nezarethaneye inip bir süre sonra da Savcılığa çıkarıldım. Kardeşimin terör eylemi gerçekleştirdiğini savcıdan öğrendim, şok oldum. Bilme, öğrenme şansım yok. Kendisiyle iletişimimiz olmadı. Ben, ablamla duruşmaya geldiğimiz için suçlandık. ‘Neden ablam ve ben ailecek suçlanıyoruz’ diye sordum. O günle ilgili aklımda hiçbir şey yok. İstanbul’a çalışmaya gelmiştim kışın memlekete gidip okuyacaktım şartlar el vermedi. Yalancı şahıslar kendi cezalarından indirim olsun diye başkaları ve benim üzerime ifade vermişler. Ben bu kişilerin açık şekilde yalan söylediklerini biliyorum. Emrah Yayla’yı tanımıyorum. Ocak’ın ilk haftası Pınar’la bir kez görüştük. O görüşmede de kendisine okula kaydını yaptırmasını, üniversite okumasını söyledim’’ dedi. Gizi tanık, örgüt adına para topladığını söyledi Gizli tanık olarak ifade veren S.K. ise sanık Birkoç’un 2015 ve 2016’da örgütün mahalle sorumlusu olduğunu, örgütün talimatıyla 1 Mayıs’ta Taksim’deki etkinliklere insanları gönderdiğini, esnaflardan örgüt adına para topladığını söyledi. Sanık ise bunun üzerine gizli tanık beyanlarının iftira olduğunu öne sürdü. Dosyası birleştirilecek Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Necmiye Birkoç’un dosyasının İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde ’silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan yargılandığı dava dosyasının birleştirilmesine hükmetti. Heyet ayrıca sanığın tutukluluk halinin de devamına karar verdi.