GENEL - 10 Ağustos 2018 Cuma 12:36

Susuzluktan 40 bine yakın hayvanla göç ettiler

A
A
A
Susuzluktan 40 bine yakın hayvanla göç ettiler

Diyarbakır’ın Çermik ilçesine bağlı Örenkuyu’da susuzluk nedeniyle zor günler geçiren köylülerin yüzde 80’i çareyi 40 bine yakın hayvan ile birlikte Erzurum yaylalarına göç etmekte buldu.

Diyarbakır’ın Çermik ilçesine bağlı Örenkuyu’da susuzluk nedeniyle zor günler geçiren köylülerin yüzde 80’i çareyi 40 bine yakın hayvan ile birlikte Erzurum yaylalarına göç etmekte buldu. Köyde kalan bine yakın hayvan için de 10 gün yetecek su olduğunu dile getiren köylüler su sorununun çözülmesini istiyor.


Çermik ilçesine bağlı Örenkuyu’da hayvancılıkla uğraşan ve 40 bine yakın kayıtlı küçük ve büyükbaş hayvanı bulunan köylüler susuzluktan dolayı zor günler geçiriyor. Hane sayısı artınca kendileri için bile içme suyu bulmakta zorlanan köylüler, hayvanları için de su bulmakta zorlanıyor. Mera sıkıntısının yanına susuzluk da eklenince çareyi hayvanlarını Erzurum yaylalarına götürmekte bulan köylüler, içme suyunu köye 2 kilometre uzaklıkta bulunan kuyudan temin ediyor. Köyde kalan bin civarında hayvana da 10 gün yetecek su kaldığını, suyun sıcak ve kirli olduğunu ifade eden köylüler, bu suyu içmek zorunda olan hayvanların da hastalıktan telef olmaya başladığını dile getirerek, yetkililerin bu soruna çözüm bulmasını istiyor.



“Köyde kalan hayvanlar için 10 gün yetecek su var”


Büyükbaş hayvancılıkla uğraştığını belirten Şeyhmus Polat, köyde hayvanlar için 10 gün yetecek su kaldığını belirterek, “Kuyudan su çekiyoruz. Ufak bir gölet var. İnekler oradan su içiyor. Burada su olmadığı için hayvanlarımızı Erzurum’a gönderdik. Yazın da burası sıcak. 40 bine yakın hayvan gönderdik” dedi.


Köyde yaklaşık bine yakın hayvan kaldığını ifade eden Sedat Çelik de, “Su en çok 10 gün dayanır. Karazerk diye bir hastalık var. O hastalığa yakalanıp ölürler yavaş yavaş. İki üç tanesi öldü. En son 2 sene önce büyük sondaj yapacaklardı. Ne gelen oldu ne de giden” diye konuştu.


Mehmet Emin Polat ise köyde kalan hayvanların içtiği suyun da sıcak olduğunu ve hastalandıklarını aktararak, yetkililerden bu soruna çözüm bulmasını istedi.


Mahmut Demir, köyün eskiden 50 hane olduğunu ve hane sayısı arttıkça su sorununun büyüdüğüne dikkat çekerek, “Şimdi 110 hane var. Siverek’ten tankerle su getiriyoruz. Kuyuya bırakıyoruz. Bu konuda devletten yardım istiyoruz” ifadelerini kullandı.


Ayşegül Polat da köydeki kadınların çamaşır makinalarına suyu elle doldurduklarını kaydederek, “Her zaman su sorunu yaşıyoruz. Su sorunumuzun çözülmesini istiyoruz” ifadelerinde bulundu.



“Köy nüfusunun yüzde 80’i Erzurum’da”


Köy nüfusunun yüzde 80’inin susuzluktan dolayı Erzurum’a gittiğini vurgulayan Muhtar Sadık Aslan, şunları kaydetti:


“Yetkililere birkaç sefer başvurduğumuz halde bir türlü çözüm bulunmadı. Geçen sene gelen sondaj geri gitti. Millet perişan olmuş durumda. 40 bin civarında hayvanımız var. O hayvanların 39 bine yakını şuan Erzurum’a gitmiş. Başka da yapacakları bir şey yok. 350 ile 400 metre arasında su çıkar dediler. Onu da bir türlü gelip sondaj vurmadılar. Burada kalan hayvanların çoğu telef oluyor, hastalanıyor. Lavabo, banyo ihtiyaçları için tankerlerle su getirmek zorunda kalıyoruz. Köylü çok mağdur durumda. İnsanlar doğru dürüst temizlenemiyor, yıkanamıyor.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Patronunun öldüresiyle darp ettiği çalışan yüzde 32 fiziksel engelli kaldı İstanbul’da parkta içki içmesine tepki gösteren patronu tarafından öldüresiyle darp edilen çalışan, yüzde 32 fiziksel engelli kaldı. Kameraya da yansıyan saldırıyı gerçekleştiren kişi hakkında ‘kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan 9 yıldan 15 yıla kadar hapis talebiyle dava açıldı. Olay, 3 Haziran akşamı İstanbul’un Sultangazi ilçesindeki bir parkta meydana geldi. İddialara göre, 28 yaşındaki reklam firması çalışanı Nail Baran, iş amacıyla gittiği İstanbul’da kaldığı misafirhanenin yanındaki parkta içki içti. Çalışanının durumundan haberdar olan Burak A. (40), Baran’ın yanına giderek tepki gösterdi. İkili arasında çıkan tartışma kısa sürede alevlenerek kavgaya dönüştü. Burak A., yanındaki sopayla Baran’ı darp etmeye başladı. Beraberindeki kişilerle birlikte Baran’ı hareketsiz kalıncaya kadar darp eden Burak A., olayın ardından parktan ayrıldı. Ağır yaralı Baran ise, kaldırıldığı hastanenin yoğun bakım servisinde iki gün müşahede altında tutuldu. Yüzde 32 fiziksel engelli kaldı Başına 55 dikişi atılan Baran, hastanedeki 5 günlük tedavi sürecinin ardından taburcu edilerek Ankara’ya döndü. Darp edilen Baran’a yüzde 32 bedensel engelli raporu verilirken, saldırgan patronu hakkında ise ‘kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan 9 yıldan 15 yıla kadar hapis talebiyle dava açıldı. Ruh ve beden sağlığının bozulduğunu ifade eden Baran hayatının altüst olduğunu dile getirirken, avukatı Rabia Ercan Şengül ise saldırganın olaydan aylar sonra ifadesinin alındığını ve yoğun çabaları sonucu dava açabildiklerini ifade etti. Devam eden soruşturma çerçevesinde ifadesi alınan Burak A., suçlamaları kabul etmedi. Yurt dışı çıkış yasağı uygulanan şüpheli serbest bırakılırken, bir sonraki duruşma Şubat 2025’e ertelendi. “Travmalardan dolayı ilaç kullanıyorum” Yaşadığı olayla ilgili konuşan Nail Baran, “İş için İstanbul’a gitmiştim. Çalışmamızı gerçekleştirdikten sonra konaklayacağımız otele geldik. Otelin karşısındaki parkta alkol kullanıyordum, arkadan patronum seslendi. Bana burada alkol almamam gerektiğini söyledi. Ben de kendisinin bana karışamayacağını söyledim. Aramızda arbede çıktı. Ben oradan uzaklaşmak istedim. Sonradan öğrendiğim kadarıyla arkamdan sopayla bana vurmuş. Bilincim gitmiş. Yere düştükten sonra da darp etmeye davam etmişler. Hiçbir şey hatırlamıyorum. Aldığım darbelerden dolayı kafatasımda kırık oluşmuş ve beyin kanaması geçirmişim. Gözlerimi iki gün sonra açtım. Sıkıntılı dönemler geçirdim. Yürüyemiyordum, ihtiyaçlarımı ağabeyim sayesinde gideriyordum. Kafama 55 tane dikiş attılar. Çenemde ve yüzümde kırıklar var. Görme kaybı yaşıyorum. Şu anda yüzde 32 engelliyim ve bu sayı artacak. Ruh sağlığım da bozuldu. Psikolojik tedavi görüyorum. Travmalardan dolayı ilaç kullanıyorum. Hafıza kaybı yaşıyorum” dedi. “Annemin adını dahi hatırlayamamıştım” Ruh sağlığında da bozulmalar olduğunu dile getiren Baran, “Annemin adını dahi hatırlayamamıştım. Günlük hayatımda da sıkıntılar var. Çalışamıyorum. Kız arkadaşımla evlilik düşünüyordum. Bu olaylardan sonra o da evliliğe sıcak bakmadı. Hayatım altüst oldu. Yargı sürecini bekliyoruz. Davanın takipçisiyiz. Sonuç ne olacak bekliyoruz” ifadelerini kullandı. “Dosyaya müdahale ettirildiğini düşünüyoruz” Avukat Rabia Ercan Şengül ise, karşı tarafın yargı kanadındaki bağlantılarını kullanarak dosyaya müdahale ettirdiğini iddia ederek, “Müvekkilim olaydan sonra hayatına yüzde 32 fiziksel engelle devam etmeye başladı. Olaydan sonra günlerce yoğun bakımda kaldı ancak saldırgan şahsın yapılan tüm araştırmalara rağmen olaydan 3 ay sonra ifadesi alındı. Savcılık olayın peşine düşmedi. Saldırgan gözaltına dahi alınmadı. İddianame düzenlendi. ‘Kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan 9 yıldan 15 yıla kadar ceza yargılaması devam ediyor. Duruşmamız 2025 Şubat ayında gerçekleştirilecek. Saldırganın tanıdıklarının ve aile çevresinin yargı mensubu olduğunu öğrendik. Bu nedenden dolayı dosyaya müdahale ettirildiğini düşünüyoruz ancak bununla ilgili bir delilimiz mevcut değil. Şahsın tutuklanmasını talep ettik fakat mahkeme bunu reddetti. Mahkeme, yurt dışı çıkış yasağına ve adli kontrol kararının yeterli olduğuna kanaat getirdi” dedi. “Çöp poşeti gibi taşımışlar” Soruşturmanın takipçisi olacaklarını kaydeden Şengül, “Davanın takipçisiyiz. Şüpheli, müvekkilimi öldü sanarak olay yerini terk etti. Saldırgan ve beraberindekiler müvekkili çöp poşeti gibi taşımışlar. Bir kişi yargılanıyor ancak saldırgan tek değildi, yanında en az 3 kişi vardı. Mahkeme ise sadece bu kişilerin tanık sıfatıyla ifadesine başvurdu. Hatta duruşmadan önce tanıkları dinlemek için bir ara karar alındı” dedi.
Sakarya Sakarya’da 112 acil personelinin silahla vurulduğu olayda 2 tutuklama Sakarya’nın Kocaali ilçesinde 112 Acil personelinin silahla vurularak yaralanmasıyla ilgili adliyeye sevk edilen 3 şüpheliden 2’si tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay, 21 Aralık Cumartesi günü Yayla Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 112 acil servis ambulans personeli olan Furkan K. (27), nöbete gitmek için evinden çıktı. Furkan K.’nın kullandığı otomobile, hastaneye yakın bir bölgede farklı bir araçtan silahla ateş açıldı. Bacağından yaralanan sağlık personeli, kendi imkanlarıyla Kocaali Devlet Hastanesi’ne gitti. Furkan K., buradaki müdahalesinin ardından Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Şüpheliler yakayı ele verdi Saldırının ardından Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerince çalışma başlatıldı. Ekiplerce incelenen kamera görüntülerinde, saldırıyı gerçekleştiren şahısların beyaz bir otomobil ile kaçtıkları tespit edildi. İncelemeleri derinleştiren ekipler, saldırının gerçekleştirildiği aracın içerisinde bulunan O.S. (22) ve U.E. (29) isimli iki şahsı İstanbul’da, Z.C.T. (31) isimli şahsı ise Sakarya’da yakalayarak gözaltına aldı. 112 acil personelinin vurulduğu silahta ele geçirilirken, olaya ilişkin şaşırtan detaylar ortaya çıktı. 2 kişi tutuklandı Şüphelilerin, alacak-verecek meselesi iddiası ile aralarında husumet bulunan Y.S. isimli farklı bir kişiyi hedef aldıkları öğrenildi. 112 Acil personelinin konuyla ilgisi olmadığı ve yanlışlıkla vurulduğu ortaya çıktı. 3 şüpheli, emniyetteki işlemleri sonrasında adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden O.S. ve U.E. tutuklanarak cezaevine gönderilirken, Z.C.T. ise adli kontrol şartı ile serbest kaldı.