SAĞLIK - 04 Şubat 2016 Perşembe 13:29

Kaplıcalar Kadınlarda Doğurganlığı Artırıyor

A
A
A
Kaplıcalar Kadınlarda Doğurganlığı Artırıyor

Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Hakan Çoksüer, kaplıcaların, kadınlarda doğurganlığı arttırdığını söyledi.
Romatizma, kalp ve dolaşım sistemi, böbrek ve idrar yolları, karaciğer, safrakesesi, sindirim sistemi, metabolizma bozuklukları, kireçlenme ve cilt hastalıklarına iyi geldiği söylenen kaplıcaların, önemli bir özelliği daha ortaya çıktı.
İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Hakan Çoksüer, günümüzde kaplıca tesislerinin birçok rahatsızlıkta tedavi yöntemi olarak kullanıldığını söyledi. Doç. Dr. Çoksüer, arınma ve temizlenmeyle birlikte bünyenin güçlenmesi, dolayısıyla kişilerin hastalıklarının kötüleştirici etkilerini üzerlerinden atmaları nedeniyle kaplıca son dönemde detox olarak da tanımlandığını dile getirdi. Doç. Dr. Çoksüer, “Alternatif tıbbın sunduğu olanakları kullanarak kişilerin hastalıklarında olumlu sonuçların elde edilmesinde kullanılan kaplıca suları kadınların çeşitli hastalıklarında da tedavi amaçlı önerilmektedir. Kadın genital organların hastalıkları, over yetmezliği, fonksiyonel sterilite (kısırlık), ameliyat sonrası adhezyon profilaksisi, dismenore gibi hastalıklarda faydalıdır. Kısırlık tedavisi her ne kadar hastane ortamında olması gerekse de bazı hastalara kısırlık tedavisi için kaplıca kürleri önerilmektedir. Psikolojik olarak kişinin rahatlamasıyla beraber şifalı sularda etkisini göstermektedir. Kadın hastalıklarında yardımcı tedavi olarak kullanılan kaplıca kürleri günümüzde çok yaygındır” dedi.
“KAPLICALAR PSİKOLOJİK DESTEK SAĞLAYARAK STRESİ AZALTIR”
Kaplıcaların, özellikle kadınların adet düzensizliklerinde, yumurtalık iltihaplarında ve bazı kısırlık tedavilerinde kullanıldığına değinen Doç. Dr. Çoksüer, şu ifadeleri kullandı:
“Doktorunun tavsiyesini alarak uygulanmaya başlanan kaplıca kürleri birçok hastanın rahatsızlığından kurtulmasını sağlamaktadır. Kadınlarda oluşan bu tip rahatsızlıklarda hastanın psikolojik olarak da rahatlamasını sağlar. Kısırlık ile psikolojik stres bir biriyle ilişkilidir. Stres kadınlarda doğurganlık ihtimalini azaltır. Kaplıcalar psikolojik destek sağlayarak stresi azaltır. Buda kadınlarda üreme fonksiyonlarını düzenleyerek gebelik şansını arttırabilir. Kaplıcalar, birçok kadın hastalıklarında tedavi yöntemi olarak kullanılan alternatif tıptır. Adet düzensizliği kadınlarda sıkça görülen rahatsızlıktır. Kaplıcadaki sıcak sular kanın akışını hızlandırdığından adet düzensizliğinde kaplıca tedavisi doğal tedavi yöntemlerinden biridir. Buna bağlı olarak kadınlarda doğurganlık yeteneği de artabilir. Sıcak ve şifalı suyun etkisi vücutta oluşan değişimleri dengelemektedir. Biyolojik olarak kadınlarda her ay düzenli adet görülmesi gerektiğinden kaplıcalarla adet düzensizliği tedavisi olunması daha kolay ve sağlıklıdır. Kaplıca tedavisi alan kadınlara, yeterli sıvı desteği sağlanmalıdır. Etkin bir kaplıca tedavisi, konu ile ilgili uzman doktorun yönlendirmesi ve yetkili doktorun gözetiminde yapılmalıdır. Kaplıca kür tedavisi yetkili olan doktor tarafından düzenlenmeli ve takip edilmelidir.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara CHP Genel Başkanı Özel: "CHP iktidarda olsa Suriye göç sorununu nasıl yöneteceğini de biliyor” Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, “Cumhuriyet Halk Partisi iktidarda olsa ekonomiyi nasıl yöneteceğini de biliyor, Suriye göç sorununu nasıl yöneteceğini de biliyor” dedi. CHP Genel Başkanı Özel, Parti Meclisi toplantısının açılışında konuştu. 2024 yılının son Parti Meclisi toplantısını gerçekleştirdiklerini belirten Özel, Parti Meclisinde geçirilen yılın 31 Mart tarihinde parti teşkilatı, adaylar, milletvekili grubu, cumhuriyet tarihinin ikinci yüzyılındaki ilk yerel seçimlerinde başaracaklarına dair verdikleri sözü tutmanın mutluluğunu konuşacaklarını söyledi. “200 milyar dolar bütün emeklilere 100 yıl yetecek para” Toplantıda ayrıca, dış politikayı ve Suriye’deki gelişmeleri değerlendireceklerini aktaran Özel, “Suriye çok önemli bir gündem. 13 yıl önce Cumhuriyet Halk Partisi’nin yapmış olduğu tüm uyarılara ve 13 yıl boyunca her gün haklı çıkmasına rağmen birileri 13 yılın sonunda ortaya çıkan tablodan kendilerinin haklı, Cumhuriyet Halk Partisi’nin haksız çıktığını iddia ediyor. Tablo şu; Türkiye’de 4,5 milyon sığınmacı yaşıyor, 900 bin Suriyeli bebek doğdu, 283 şehit verdik ve bugüne kadar bize maliyeti 200 milyar dolar. O 200 milyar dolar, bütün emeklilere hak ettikleri maaşı 100 yıl verecek kadar para, bir yıl verecek kadar paranın 100 katı ve maliyetin büyüğü şimdi geliyor. Bundan sonra daha büyük maliyetlerle karşılaşacağız” dedi. “2024’ün en kötü fotoğrafı; Von der Leyen’in Erdoğan’la Türkiye’de çektirdiği fotoğraftır” CHP olarak Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunan görüşte olduklarını dile getiren özel şu ifadelere yer verdi: “Suriye’de demokratik bir rejim inşasını savunan, bu demokrasinin Suriye’de Kürtleri de Türkmenleri de Arapları da Alevileri de Sünnileri de kucaklamasını savunan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin artık bir askerinin daha burnunun kanamaması gerektiğini hatırlatan ve Türkiye’deki sığınmacıları bir an önce ülkelerine göndermenin takviminin planlanmasını savunan bir çizgideyiz. Bu takvim içinde çok paraya ihtiyaç olacak. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, mensubu olduğumuz uluslararası kuruluşlar ve sözümüzün geçtiği her yerde bu konuya katkı sağlamaya hazırız. Çünkü hem Avrupa hem dünya, bu sığınmacı meselesi için elini taşın altına koymaya değil ama elini cebine atmaya hazır. Maalesef 2024’ün en kötü fotoğrafı; Von der Leyen’in Erdoğan’la Türkiye’de çektirdiği fotoğraftır. Geçmiş karşımıza ‘1 milyar euro daha verelim de sığınmacılar burada kalmaya devam etsinler’ diyorlar. Kendileri, ‘Kapıları kapadık, artık başvuru almayacağız. Türkiye’ye gelen gelsin, kalan kalsın’ diyorlar. Maalesef bizimki de çıkmış, o lafı söyledikten sonra ona orada dönüp de bir şey söyleyeceğine, resmen ‘6 milyar vermiştik. Bu kadar sığınmacıyı başınıza dert etmiştik’ yerine 1 milyarı daha atıyor böyle oradan, önüne atıyor Erdoğan’ın. Bundan ben utanıyorum, biz utanıyoruz, Erdoğan utanmıyor.” “CHP iktidarda olsa Suriye göç sorununu nasıl yöneteceğini de biliyor” Suriye’nin kalkınması için küresel çapta birlikte hareket edilmesi gerektiğini aktaran Özel, “Elini taşın altına sokmayan dünya, elini cebine sokmaya hazır ve burada 1 milyara fit olmak gibi işler değil Suriye’nin hızla askeri istikrarını, siyasi istikrarını sağlayıp, ekonomik istikrarı için orada ne yapılması gerekiyorsa başta Avrupa Birliği olmak üzere dünya ile birlikte yapmak lazım. Biz işin bu kısmına katkı vermeye, umulanın çok ötesinde katkı vermeye hazırız. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarda olsa ekonomiyi nasıl yöneteceğini de biliyor, Suriye göç sorununu nasıl yöneteceğini de biliyor. Dünyadaki bütün temaslarımızda da aslında bizim önerimizin dört başı mamur tekliflerimizin karşılık bulduğu ama Türkiye’den böyle taleplerin değil de bildiğiniz koyun pazarlıklarının geldiği görülüyor. Asgari ücret tespit komisyonunda Türk-İş’in masaya oturmadığını hatırlatan Özel, “O gece TÜRK-İŞ o masaya gitmedi. 50 yıldır en çok üyesi olan sendikaya açık olan o masaya. Çünkü işverenle devlet anlaşmış, dediği asgari ücreti dayatıyor. Ertesi gün de bu görüşmelerden bundan sonra tamamen çekilme kararı aldı. Hiç katılmayacağını açıkladı. Bunu çok olumlu bulduğumuzu ifade etmek isterim. Hemen MYK’mızı topladık, hemen Meclis Grubumuzu bu salonda Meclis’e gitmeyip ‘Madem asgari ücret 30, altında yokuz’ diyoruz, ‘Bugün Meclis’te yokuz, bu işi konuşuyoruz’ dedik ve buraya geldik. Sonra benim de dahil olduğum milletvekili grubumuz Ankara’da onlarca merkeze dağıldık ve binlerce kişiyle o gün ilk teması kurduk. Ardından da TÜRK-İŞ’i, HAK-İŞ’i ve zoom toplantısıyla da DİSK’i ziyaret ederek, kurmaylarımızla birlikte bu meseleyi konuştuk” ifadelerine yer verdi. “Meydandan sesi yükseltip mücadelenin ateşini yakacağız” Ankara’da Anadolu Meydanı’nda düzenlenecek Asgari Ücret Mitingi’ne kitlesel katılım sağlama kararı aldıklarını ve tüm emekçileri davet eden Özel şöyle konuştu: “Son bir kez şu çağrıyı yaparak bitirmek isterim. Biz yarın Tandoğan Meydanı’nda saat 13’te sivil toplum örgütlerinin yapmış olduğu, 66 örgüt olarak başlayıp, 167 örgütün katılımına son üç günde hızla çıkmış olan sivil inisiyatife destek vererek o miting meydanına gideceğiz. Düzenleyiciler bize de konuşma imkanı verdiler. Mitingde konuşma yapacağım. O mitingde sözümüze değer veren herkesi, sadece Cumhuriyet Halk Partilileri değil, ‘Asgari ücretle geçinilemiyor, bu maaşlarla emekliler geçinemiyor’ diyen herkesi, asgari ücretlileri, emeklileri ve itiraz eden herkesi, bütün esnafları, bütün çiftçileri davet ediyoruz. Yarın o meydandan sesi yükseltip mücadelenin ateşini yakacağız. 2025 yılını, hakkı yenenlerin hakkını yiyenlerden hesap soracağı, mücadele edeceği; martta asgari ücrete zam alabilmek için mücadele edeceği, temmuz zammı için mücadele edeceği, üretimden gelen güçlerini kullanan işçiler sendikaları ile birlikte bunu ortaya koyduklarında Türkiye’de bütün akışın değişeceği bir 2025’i umut ediyoruz.”
Eskişehir İl Sağlık Müdürü Bildirici, aile hekimleriyle ilgili yeni sistem hakkında bilgi verdi Eskişehir İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Yaşar Bildirici, Sağlık Bakanlığı tarafından 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren Aile Hekimlikleri ve Sağlıklı Hayat Merkezlerinde uygulanmaya başlanacak yeni sistemle ilgili açıklamalarda bulundu. İl Sağlık Müdürü Bildirici’nin yapmış olduğu basın açıklamasına göre, aile hekimleri ve Sağlıklı Hayat Merkezleri hastanelerle dijital olarak entegre olacak. Bildirici, bu entegrasyon sayesinde aile hekimlerinin hastanelerden doğrudan tetkik isteyebileceğini dile getirdi. Bildirici, Sağlık Bakanlığı’nın açıklamalarına dayanarak, birinci basamak sağlık hizmetleri ile ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetleri arasındaki dijital entegrasyon çalışmalarının tamamlandığını söyledi. Bildirici ayrıca, 1 Ocak 2025 itibarıyla tüm illerde uygulanmaya başlanacak bu sistemle, aile hekimlerinin INR, röntgen, mamografi ve yeni doğan kalça ultrasonografisi gibi tetkikleri doğrudan talep edebileceğini belirtti. "Aile hekimleri MHRS randevularına ek olarak kendi hastalarına özel kontenjanlar da oluşturabilecek" Bu sistemin, hastaların herhangi bir poliklinik kaydı yaptırmadan hastanelerde tetkiklerini çektirmelerine olanak tanıyacağını ifade eden Bildirici, sonuçların ise aile hekimlerinin ekranlarında görüntülenebileceğini dile getirdi. Bildirici, Aile hekimlerinin Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden kendilerine kayıtlı hastalar için hastanelerden alabildikleri muayene randevularına ek olarak, yalnızca kendi hastalarına özel kullanılabilecek kontenjanların oluşturulduğunu söyledi. Bildirici, bu düzenlemenin aile hekimleri tarafından yapılan yönlendirmelerin daha etkin bir şekilde gerçekleşmesini sağlayacağını belirtti. "Aile hekimleri sistem üzerinden sevk ya da hekim notu oluşturabilecek, bu notlar hastanedeki hekimler tarafından görüntülenebilecek" Aile hekimlerinin, kullandıkları sağlık bilgi yönetim sistemi üzerinden sevk ya da hekim notu oluşturabileceğini vurgulayan Bildirici, bu notların hastanedeki hekimler tarafından görüntülenebileceğini ifade etti. Ayrıca, ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında görev yapan hekimlerin, aile hekimlerine geri bildirim notu yazabileceğini ve aile hekimlerinin bu notları kendi sistemlerinden görüntüleyebileceğini belirtti. Laboratuvar tetkiklerine yönelik olarak Bildirici, aile hekimlerinin istem yaptıktan sonra hastaya e-Nabız tarafından benzersiz bir kod paylaşacağını söyledi. Bu işlem sırasında hastaların hastanede ayrıca muayene girişi yapmasına gerek olmayacağını ifade eden Bildirici, istem tarihinden itibaren en geç 3 iş günü içinde kodun kullanılmaması durumunda geçersiz olacağını dile getirdi. "Aile hekimleri belirli tetkikler için sistem üzerinden randevu oluşturabilecek" Mamografi ve yenidoğan kalça ultrasonografisi gibi belirli tetkikler için aile hekimlerinin sistem üzerinden randevu oluşturabileceğini belirten Bildirici, bu sürecin kolaylaştırıcı bir adım olduğunu ifade etti. Sağlıklı Hayat Merkezleri ile ilgili de açıklamalarda bulunan Bildirici, birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarındaki hekimlerin, uygun gördükleri hastalarını danışmanlık hizmeti için bu merkezlere yönlendirebileceğini belirtti. Ayrıca, Sağlıklı Hayat Merkezleri personelinin bu hastalar için bilgi notları düzenleyebileceğini ve bu notların diğer basamaklardaki hekimler tarafından görülebileceğini söyledi. Bildirici, Sağlık Bakanlığı’nın bu dijital entegrasyonun sağlık hizmetlerinin kalitesini artıracağını ve daha etkili bir koordinasyon sağlayacağını vurguladığını ifade ederek açıklamalarını sonlandırdı.