EĞİTİM - 11 Haziran 2024 Salı 10:13

PAÜ’de mezuniyet heyecanı başladı

A
A
A
PAÜ’de mezuniyet heyecanı başladı

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) 2023-2024 eğitim öğretim mezuniyet töreni başladı. Üniversite Filistin’deki olayları dikkat çekmek ve Filistinli mezun olamayan öğrenciler anısına çift diploma verildi.



Pamukkale Üniversitesi 2023-2024 Eğitim Öğretim Yılı Mezunlarını PAÜ Kapalı Spor Salonu’nda düzenlediği törenler ile kariyer hayatlarına uğurluyor. Kosova, Ankara ve Denizli il protokolünü bir araya getiren PAÜ Genel Mezuniyet Töreni ile başlayan mezuniyet törenleri dört gün boyunca sürecek. Mezuniyet Törenlerinin bu yılki mottosu ‘çift diploma’ olarak belirlendi. Filistin’deki olayları dikkat çekmek isteyen üniversite öğrencilere çift diploma verdi.


Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan tören, PAÜ Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Müzik Eğitimi Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Aykut Önder Sarıçiftçi’nin şefliğinde Pamukkale Üniversitesi Çoksesli Korosu’nun sahnelediği müzik dinletisi ile devam etti. Müzik dinletisinin ardından tören; ‘Başarılarıyla Pamukkale Üniversitesi’ adlı video gösterimi ve protokol üyelerinin gerçekleştirdiği açılış konuşmaları ile sürdü.



Konuşmalardan ilkini mezun öğrenciler adına Tıp Fakültesi Birincisi Kevser Sayın gerçekleştirdi. Sayın: “Daha ilk günlerden ‘primum non nocere’ yani ‘öncelikle zarar verme’ cümlesiyle başlayan tıp eğitimimiz, ‘hastalık yoktur, hasta vardır’ denilerek devam etti. Beyaz önlük giyme törenindeki heyecanımız, hekim olmanın ciddiyetini hissettiğimiz bu günlere kadar artarak sürdü. Bu süreçte hekimliği öğrenmenin usta çırak ilişkisine dayalı olduğunu, hekim olmanın vicdani bir sorumluluk getirdiğini, hekimliğin bir sanat ve yaşayış biçimi olduğunu öğrendik. Bugün de emeklerimizin karşılığına kutsal hekimlik mesleğinin birer üyesi olmanın heyecan ve mutluluğunu yaşıyoruz. Simdi yepyeni bir başlangıç içinde sağlık ordusunun gönüllü bir neferi olmanın gururunu yaşıyoruz. Tüm yeni mezun arkadaşlarıma, mesleki hayatlarında başarılar ve kolaylıklar dilerim. Yolumuzu bilim ve vicdan aydınlatsın. Hepimizin yolu açık olsun, sağlıkla kalın” ifadelerini kullandı.



Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Bu mezuniyet törenin mottosu çift diploma olarak öğrenci topluluklarımızla belirlendi. ‘Bir diploma kendim için alırken bir diploma da Filistin’de soykırımı, Ukrayna’da savaşı ve Doğu Türkistan’da kültürel zulmü yaşayan kardeşlerim arkadaşlarım için alıyorum’ diyerek dünyaya mesaj veren üniversitemizin, çok değerli öğrencilerimize çok teşekkür ediyorum. Pamukkale Üniversitesi son yıllarda üniversiteler arasında parlayan bir yıldız olarak kendini göstermektedir. Hem ulusal planda hem de uluslararası planda birçok gelişmeye ve değişime giderek başarılar göstermektedir. Üniversitemiz YÖKAK tarafından kontrol edilmiş ve kalite belgesini almaya hak kazanmıştır. Bu kurumsal kalite belgesini ülkemizin 208 üniversitesi arasından 73’ü hak etmiştir. Biz de hak edenler arasında yer almaktayız. Amerika New York Üniversitesi ile olan çift diploma anlaşmasının yanı sıra Erasmus’la ilgili olarak 70 ülke 259 üniversite ile 1446 anlaşma yaptık. Son bir yıl içinde Erasmus ile eğitim için yurt dışına giden öğrenci sayısı 291 yurtdışından gelen öğrenci sayısı 117 iken giden personel sayımız 371 gelen personel 35 olup bu rakamların hızla artacağı aşikârdır. Diğer taraftan Teknokent Varşova ve Londra şubelerini açmamız üniversitemizin Ar-Ge çalışmalarını yurt dışında karşılık bulmasını sağlayacaktır. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının milli mücadeleyle binlerce şehit kanıyla sulayarak siz gençlere emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet yaşaması, dünyaya örnek ve liderlik yapması, en önemlisi dünya adaletinin sağlanması için kendi alanlarınızda çok ama çok çalışmalısınız. İmkânlarınızı zorlamalısınız. Çünkü sizlerin döneminde bizlerin yıllarca hayallerini süsleyen yine sizler gibi gençler İHA’ları, TOGG’ları, uçak motorlarını yaptılar. Pamukkale Üniversitesi öğrencilerinin Teknofest yarışlarında neleri başardıklarını, birçok ödül aldıklarını tüm Türkiye biliyor. Evet, çok çalışın, sizleri bir umut olarak dünyanın beklediğini unutmayın. Mezuniyetiniz hayırlı, bahtlarınız açık olsun" dedi.



“Atatürk’ün izninden, Cumhuriyetin devrimlerinden ayrılmadığınız bir Türkiye’de geleceğe yön veren bir nesil olmanız dileğiyle.”


Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu da yaptığı konuşmada şunları ifade etti: “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ‘Bir gün benim sözlerim bilimle çelişirse bilimi tercih edin’ demiştir. Bugün de bulunduğumuz çatı bilimin ve bilimi üretmek isteyenlerin gelecekteki güzel, ilim ve irfanla yoğurulmuş, aydınlık Türkiye’nin mimarlarının yetiştirildiği bu üniversitenin mezuniyet töreninde olmak bizim için büyük bir mutluluk kaynağıdır. Bizler istiyoruz ki, çıkmış olduğunuz bu yolculuğun sonunda önce ilimden sonrada vicdan terazisinden ayrılmadan, ahlaklı birer birey olarak, ben değil biz diyebilen, gemisini kurtarıp kaptan olduğu değil yanındaki filikada dahi bulunanların derdiyle dertlenebilen bireyler olmanızı istiyoruz. Bizler istiyoruz ki, küçücük gemisiyle yolculuğa çıkıp, koskocaman yürekleriyle ben ne olurum, biz ne oluruz değil, gelecekte bu ülke toprağında yaşayacaklar, düşman postalları altında ezilmesin diye yola çıkan, küçücük Bandırma vapurunda koskocaman yürekleriyle aydınlık Türkiye’nin ve Cumhuriyetin kurulmasına öncülük edenler asla ben demeyenlerdir. Bundan sonraki hayatlarınızda ben değil biz diyebildiğiniz, yetimin hakkını yemenin; sadece onların cebindekini almak olarak değil, yapmanız gereken, almış olduğunuz eğitimin hakkını vermediğinizde yetimin hakkını yediğinizi bildiğiniz zaman olur. Bir yere gittiğinizde bir başkasını bekletiyorsanız yine o yetimin, o insanın hakkını yemiş olursunuz. Ve her şeyin ötesinde kendinizle birlikte başkalarının da beraber yaşadığınızı görmeniz dileğiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum. Atatürk’ün izninden, Cumhuriyetin devrimlerinden ayrılmadığınız bir Türkiye’de geleceğe yön veren bir nesil olmanız dileğiyle. Hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum hoşça kalın.”



Mezuniyet töreninin konuklarından olan Kosova Milletvekili Fidan Brina Jilta ise yaptığı konuşmada şunları dile getirdi: “Bugün burada sizlerle birlikte olmaktan hem bir veli olarak hem de bu sırada Türk toplumunu temsil eden bir milletvekili olarak bulunmaktan mutluluk duyduğumu ifade ediyorum. Sizlere Balkanlardan, Kosova’dan kucak dolusu selamlar getirdim. Türkiye Cumhuriyeti, Türkiye sınırları dışında yaşayan Türklere sahip çıkarak ve orada yetişen gençlerimizi Türkiye üniversitelerinde okutarak bizleri ve gençlerimizi daima geleceğe hazırlayarak gençlerimiz, bizlere sahip çıkmaktadır. Bunun için ana ülkemizle gurur duyuyoruz. Biliyorsunuz bizler orada Osmanlı Döneminden beri varız ve var olmaya da devam edeceğiz. Buradan gençlerimizin mezuniyet törenini kutlarken gelecekte bu gençlerimizin de Türkiye dışında yaşayan Türk kardeşlerine de sahip çıkmalarını beklediğini hatırlatmak isterim. Hepinizi Kosova’da ağırlamaktan mutluluk duyacağımızı ifade etmek istiyorum. Gençlerimizin yollarını açık olmasını diliyor, bundan böylede eğitim hayatına devam edeceklerinde eğitim hayatına başarılar diliyorum. Allah hepsinin yolunu açık etsin. Teşekkür ediyorum.”



PAÜ’de mezuniyet heyecanı başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.
Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinde beyaz önlük heyecanı Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi 1. sınıf öğrencilerine yönelik Geleneksel Önlük Giyme Töreni, 15 Temmuz Milli İrade Salonunda yoğun katılımla gerçekleştirildi. 2025-2026 Akademik Dönemi itibarıyla üniversite hayatına adım atan 316 öğrenci, hekimlik yolculuklarının ilk ve en anlamlı sembollerinden biri olan beyaz önlüğü giymenin gururunu yaşadı. Törene; Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ve eşi Prof. Dr. Esra Hacımüftüoğlu, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Reyhan Keleş ile Prof. Dr. Hasan Yılmaz, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Alkan Melikoğlu, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Erzurum Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özgür Dağ, Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Atila Eroğlu, BAP Koordinatörü Prof. Dr. Erol Akpınar, akademisyenler, öğrenciler ve aileler katıldı. Açılış konuşmasını gerçekleştiren Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Alkan Melikoğlu, beyaz önlüğün yalnızca bir kıyafet değil; bilgi, sorumluluk, etik ve fedakârlıkla örülü uzun bir yolculuğun sembolü olduğunu vurgulayarak, öğrencilerin nitelikli hekimler olarak yetişmesi için fakülte olarak tüm imkânların seferber edildiğini ifade etti. "Beyaz Önlük, İnsanlığa Hizmet Yolculuğunun Simgesidir" Törende konuşan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ise öğrencilerin bu özel gününe tanıklık etmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Beyaz önlüğün, hekimlik mesleğinin taşıdığı kutsal sorumluluğun ve insani değerlerin bir göstergesi olduğunu belirten Rektör Hacımüftüoğlu, şu ifadelere yer verdi: "Bugün giydiğiniz beyaz önlük, sadece bir kıyafet değil; insanlığa hizmet yolculuğunuzun başlangıcıdır. Önünüzde zorlu ama bir o kadar da onurlu bir eğitim süreci bulunuyor. Öğreneceğiniz her bilgi, gelecekte kurtarılacak bir hayatın, umut verilecek bir ailenin temeli olacaktır. Atatürk Üniversitesi olarak sizlere, güçlü akademik altyapımız ve köklü eğitim geleneğimizle en iyi imkânları sunmak için kararlılıkla çalışıyoruz." Tıp Fakültesinin yalnızca akademik başarıyı değil, etik değerleri ve insani erdemleri de esas alan bir anlayışla eğitim verdiğini vurgulayan Rektör Hacımüftüoğlu, velilere de teşekkür ederek öğrencilerin bu noktaya gelmesindeki emek ve fedakârlıkların önemine dikkat çekti. Tören Hatıra Fotoğrafıyla Sona Erdi Konuşmaların ardından 1. sınıf öğrencileri, akademisyenler eşliğinde beyaz önlüklerini giyerek hekimlik mesleğine ilk adımlarını attı. Tören, günün anısına çekilen hatıra fotoğrafları ile sona erdi. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinde geleneksel hale gelen Önlük Giyme Töreni, genç hekim adayları için unutulmaz bir başlangıç olurken, üniversitenin nitelikli sağlık profesyonelleri yetiştirme vizyonunu bir kez daha gözler önüne serdi.