EKONOMİ - 03 Nisan 2025 Perşembe 11:33

Beyaz Cennet Pamukkale’de bayram yoğunluğu devam ediyor

A
A
A
Beyaz Cennet Pamukkale’de bayram yoğunluğu devam ediyor

Denizli’nin dünyaca üne sahip turizm merkezi Pamukkale travertenleri ve Karahayit bölgesinde Ramazan Bayramı yoğunluğu yaşanıyor. Beyaz cennet Pamukkale travertenleri yağışlı havaya rağmen 5 günde 38 bin ziyaretçiyi ağırladı.



UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Pamukkale ve termal suyu ile ön plana çıkan Karahayit bölgesinde Ramazan Bayramı yoğunluğu yaşanıyor. Bayram tatilinde aileleriyle Pamukkale’ye tatile gelen misafirlerin genellikle yerli turist olması dikkatlerden kaçmadı. Travertenlerde ve ören yerini ziyaret eden misafirler hatıra fotoğrafları da çekerek bu anları ölümsüzleştirdi. Ara ara etkili olan yağışlı havaya rağmen beyaz cennetteki yoğunluk dikkatlerden kaçmadı. Ramazan bayramı olması sebebiyle yerli turistlerin ağırlıklı olması bölgedeki tesislerde doluluk oranını etkiledi. Beyaz cennet Pamukkale Ramazan Bayramı bir gün öncesinde 5 bin, bayramın birinci günü 7 bin, ikinci günü 12 bin, üçüncü ve dördüncü günü ise 7 bin ziyaretçiyi ağırladı. Yerli ve yabancı toplamda 38 bin ziyaretçi Pamukkale travertenleri ve ören yerini ziyaret etti.



İzmir’den Pamukkale travertenlerini görmek için geldiklerini belirten Neşe Yılmaz, "Pamukkale’yi çok beğendim, çok güzel burası. Bayram nedeniyle bir yoğunluk var. Bugün havada çok güzel serin ve kapalı tam gezilecek hava" dedi.


Yoğun kalabalık beklemediğini ifade eden Abdullah Miraç Daldal ise "Afyonkarahisar’dan geliyoruz. Pamukkale çok güzel Denizlili insanlarda çok sıcakkanlı güzel karşıladılar bizleri. Antik kent çok güzel. Bizler gelirken bu kadar kalabalık beklemiyorduk ama hem bayram nedeniyle hem yurt dışından gelen misafirlerin oluşturduğu bir yoğunluk var" şeklinde konuştu.



"Bayram tatilinin 9 gün olmasından çok memnunuz"


Bölgedeki işletmeciler ise Ramazan Bayramı tatilinin 9 gün olmasının kendilerini olumlu yönde etkisi olduğunu vurguladı. Bekledikleri yoğunluğu gördüklerini ifade eden Çelik Termal Spa İşletmecisi Yağız Çelik Çıbık, "Pamukkale ve Karahayit termal turizm alanında dünyaca üne sahip bölgemizdir. Pamukkale ve Karahayit’teki termal suyunun diğer termal sulardan ayıran en önemli özelliği içerisinde bulundurduğu mineraller nedeniyle romatizma ve cilt hastalıkları üzerinde olumlu etkilere sahiptir. Sezon içerisinde dünya genelinden misafirlerimizi ağırlıyoruz. Bu hafta Ramazan Bayramı dolayısıyla yurt içinden misafirlerimizi ağırlıyoruz. Bu yılda beklediğimiz yoğunluğu gördük. Bayram tatilinin 9 gün olmasından çok memnunuz" şeklinde konuştu.



Beyaz Cennet Pamukkale’de bayram yoğunluğu devam ediyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TZOB Başkanı Bayraktar: "2024 yılı itibarıyla çiftçilerimizin yaş ortalaması 59’a yükseldi" Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "2024 yılı itibarıyla çiftçilerimizin yaş ortalaması 59’a yükseldi. Ülkemizdeki erkek çiftçilerin yaş ortalaması 58, kadın çiftçilerin yaş ortalaması ise 61’dir" dedi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaş ortalaması 59’a yükselen çiftçilerin, tarımdan kopmaması ve gıda arz güvenliğinde sorunlar yaşamamak için yapılması gerekenleri görüntülü basın açıklamasıyla değerlendirdi. Üreticilerin yüzde 82’sininin erkek, yüzde 18’inin ise kadınlardan oluştuğunu ifade eden Bayraktar, tarım sektöründe çalışan nüfusun yaş ortalamasının ise her geçen yıl arttığına dikkati çekti. Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü: "2024 yılı itibarıyla çiftçilerimizin yaş ortalaması 59’a yükseldi. Ülkemizdeki erkek çiftçilerin yaş ortalaması 58, kadın çiftçilerin yaş ortalaması ise 61’dir. Üreticilerimizin yüzde 35’i 65 yaşın üzerindeyken, yüzde 35’i ise 50-64 yaş aralığındadır. 18-32 yaş arası genç çiftçilerimizin oranı ise sadece yüzde 5’tir. Bu durum, gençlerimizin tarımdan ve kırsal yaşamdan hızla uzaklaştığını gösteriyor." "Kadın çiftçilerimiz, tarımın geleceği için büyük bir potansiyel taşıyor" Kadın çiftçilerin yaş ortalamasının 61 olmasının oldukça yüksek olduğunu kaydeden Bayraktar, "Kadınlarımızın tarımda daha aktif rol alması için destekler artırılmalıdır. Kadın çiftçilerimiz, tarımın geleceği için büyük bir potansiyel taşıyor" diye konuştu. "2024 yılında 18-24 yaş arası çiftçi sayısı yüzde 6 oranında" Kırsal nüfusun, ekonomik, sosyal ve eğitim imkanlarının kısıtlı olması nedeniyle her geçen yıl azaldığına vurgu yapan Bayraktar, "Yaklaşık 30 yıldır çocuk doğmayan, kışın tamamen boşalan ve bekçilerle korunan köylerimiz var. 2024 yılında 18-24 yaş arası çiftçi sayısı yüzde 6 oranında, 33-49 yaş arası çiftçi sayısı ise yüzde 4 oranında azaldı. Evlenme çağına gelen gençlerimiz, kentlerde asgari ücretle çalışmayı köyünde çiftçilik yapmaya tercih eder hale geldi" açıklamasında bulundu. Acilen harekete geçme çağrısı Acilen harekete geçilmesi gerektiğini açıklayan Bayraktar, "Genç nüfusun tarıma dönüşünü sağlayacak politikalar geliştirilmeli, üreticilerimizin gelirleri artırılmalı ve sosyal güvenceleri güçlendirilmelidir. Prim borçları üreticilerimizin sırtında kambura dönüşmüş durumdadır. Özellikle genç ve kadın çiftçilerin sosyal güvenlik prim yükü devlet tarafından hafifletilmelidir" ifadelerini kullandı. "Tarımsal girişimcilik için özel fonlar oluşturulmalıdır" Gençlerin tarımsal arazi edinmesinin kolaylaştırılması gerektiğini ve düşük faizli krediler ile hibe desteklerinin attırılmasının şart olduğunu aktaran TZOB Başkanı Bayraktar, "Tarımsal girişimcilik için özel fonlar oluşturulmalıdır. Kırsal bölgelerde altyapı, eğitim, sağlık ve sosyal imkânlar iyileştirilmeli, tarıma dayalı sanayi yatırımları desteklenmelidir. Tarım kooperatifleri güçlendirilerek gençlerin bu yapılara katılımı teşvik edilmelidir. Tarım liseleri ve üniversitelerde tarım ile teknolojiyi birleştiren yeni programlar geliştirilmelidir. Gençlere modern tarım teknikleri ve girişimcilik eğitimleri verilmelidir. Tarımın geleceğimiz için ne kadar kritik olduğu konusunda toplumsal bilinç acilen oluşturulmalıdır" şeklinde konuştu. "Gençlerimizi tarıma kazandırmak ülkemizin geleceği için de büyük önem taşıyor" Tarım sektörünün, Türkiye’nin gıda güvenliği ve ekonomisi için vazgeçilmez bir sektör olduğuna vurgu yapan Bayraktar, "Gençlerimizi tarıma kazandırmak, sadece sektörün geleceği için değil, ülkemizin geleceği için de büyük önem taşıyor. Gençlerimizin tarımsal üretime katkı sağlaması için, devletimizin, özel sektörün ve tüm paydaşların desteği şarttır. Birlikte hareket edersek, tarım sektörümüzü güçlendirir, gençlerimize umut dolu bir gelecek sunarız. Gençlerimizi bu topraklara kazandırmazsak, yarınlarımızı besleyecek ne ekmeğimiz ne de umudumuz kalır" dedi.
Antalya Alanya’da muşmula hasadı başladı Antalya’nın Alanya ilçesinde muşmula hasadı başlarken zorlu şartlarda ağaçlardan toplanan meyveler önce paketleniyor, ardından hal pazarına götürülerek satışa sunuluyor. Türkiye’nin birçok yerinde yenidünya olarak bilinen ancak Alanya’da muşmula olarak tanınan malta eriği hasadı Alanya’da başladı. Zorlu şartlar altında ağaçlardan toplanan tropikal meyveler tüketicilerin sofralarına ulaşmak için büyük emekle hazırlanıyor. Önce toplanan meyveler üreticiler tarafından paketleniyor. Ardından büyük emekle paketlenen meyveler Alanya hal pazarına, ardından ise Türkiye iç piyasasına ve Dünya’ya ihracatı yapılıyor. Alanya’da 5 dönüm arazide muşmula meyvesi üretimi yapan Muzaffer Yıldız’’ Muşmula hasadına 1 ay önce başladık. Devam ediyoruz. Kilogram fiyatını 100-150 TL’den hale gönderiyoruz’’ dedi. Ailesine ve ev ekonomisine katkı sağlamak için boyları 20 ile 25 metre olan ağaçlarda muşmula hasadına yardım eden Mehmet Yıldız, "Bu işi 7 yaşından bu yana yapıyorum. Bazı beldelerde yeni dünya bizim buralarda muşmula olarak geçer. 2-3 haftadır hasadımıza başladık. 1 ay hasat sürer. Muşmulaları hale gönderiyoruz. Bazı toplayıcılar ürünlere çatlak mal katınca piyasayı zedeliyor. Ama şimdilik para kazanıyoruz’’ ifadelerini kullandı. "Üretimi gün geçtikçe düşüyor" Alanya’da hal pazarında işletme sahibi olan aynı zamanda Alanya Avokadocular Birliği Başkanı Hilmi Sevilgen, "Alanya’da malta eriği dediğimiz coğrafi ürünümüzün hasadına başlamış bulunmaktayız. Şu an turfanda olarak başladık. Direnç yönünden insan sağlığına faydalı, üretimi gün geçtikçe düşen bir ürünümüz. Sarı renkte olan malta eriği sadece Alanya’da var. Üretimin azalmasının sebebi işçilik maliyetleri yüksek. Ondan dolayı gün geçtikçe azalıyor. "Üretime devam etsinler" Alanya’da muşmula meyvesinin azalmasından dolayı var olan üreticilerin hasada ve üretime devam etmesi gerektiğini vurgulan Sevilgen, "Malta Eriği çeşitlilik açısından iyi bir ürünümüz. Biz üreticilerimiz bunu bırakmalarını istemiyoruz. Buradan az kalmış üreticilerimize haşatına üretimine devam etmelerini istiyoruz’’ dedi.