KÜLTÜR SANAT - 02 Kasım 2024 Cumartesi 14:37

Ahıska Türkleri ’Hınkal’ kültürünü Honaz’da yaşatıyor

A
A
A
Ahıska Türkleri ’Hınkal’ kültürünü Honaz’da yaşatıyor

Rusya’dan göçe zorlanıp zorlu bir yolculuğunun ardından Denizli’nin Honaz ilçesine yerleşen Ahıska Türkleri, yüzyıllardır süregelen gelenek ve kültürlerini yaşatmaya devam ediyorlar. Bu miraslardan en önemlilerinden birisi olan ’Hınkal’ mantısı, Ahıskalılar tarafından özel günler, düğünler ve haftanın belirli günlerinde pişiriliyor.



Rusya’dan 1996 yılında göçe zorlanan bir Ahıska Türkü ailesi, zorlu yolculuğun ardından Denizli’ye ulaşarak Honaz ilçesine yerleşti. Geçen 28 yılda yaklaşık Honaz’da bin 300 nüfusa ulaşan Ahıska Türkleri, yüzyıllardır


süre gelen geleneklerini yaşatmaya devam ediyor. Bu geleneklerden biri de lezzetiyle ünlü Hınkla Mantısı. Özellikle düğünlerin ertesini günü geline Hınkal Mantısı yaptıran Ahıska Türkleri, özel günler ve haftanın belirli günlerinde de pişiriliyor. Eliyle hamurunu yoğuran yeni gelin, atalardan süre gelen tarifle bu lezzetli mantıları hazırlayıp tüm komşulara ikram ediyor. Bu sadece bir yemek hazırlama süreci değil, aynı zamanda toplumsal bağların güçlendirilmesi ve kültürel değerlerin paylaşılması açısından da büyük önem taşıyor.



Hınkal Mantısının asırlardır olduğu gibi gelecekte de sofralarda yerini almaya devam edeceğini ifade eden Ahıska Türkü Feride Ragip, "Hınkal yemeği biz Ahıskalıların geleneksel yöresel yemeğidir. Geleneğimizi yaşatmaya devam edeceğiz. Biz bunu genellikle hafta içi falan yaparız, düğünlerde de gelin ertesinde mutlaka yaptırırız. Gelin kendi hamurunu yoğurur, açar, yapar ve bütün komşulara ikram eder. Honaz’da da bu geleneği sürdürüyoruz. Ahıskalıların bu geleneksel yemeğini yıllardır yaşatıyoruz ve yaşatmaya devam edeceğiz" dedi.



Hınkal mantısını genç kuşaklara öğretiyor


Annesinin öğrendiği tarifi kızları, gelinleri ve torunlarına aktaran Kebire Ragib ise "Bu yemeği yapmak için hamuru yoğuruyoruz. İçine yumurta, su, tuz ekleyip yoğuruyoruz, biraz dinlendiriyoruz ve sonra incecik açıyoruz yufkayı. Sonra kıymayı ve soğanı doğrayıp karıştırıyoruz. Sonra kesip içlerine koyup düzüp yapıyoruz, sonra da suda 5 dakika kaynatıyoruz. Sonra çıkarıp üzerine yağ döküyoruz; isteyen sarımsaklı yoğurt da dökebiliriz. Yağı olarak tereyağını kullanıyoruz, onu eritip azıcık soğanla pembeleştiriyoruz, sonra çıkarıp üzerine serpiyoruz. Sonra ikram ediyoruz, isteyen yoğurdu biraz sarımsaklı katıyor, isteyen normal yiyor. Biz bu yemeği analarımızdan öğrendik, onlar da analarından öğrenmiş. Haftada bir kere yaparız bu yemeği, çünkü ailemiz ve erkeklerimiz çok sever. Düğünlerde de gelinlerimize yaptırıyoruz, gelinler kendi yoğurur, kendi yapar ve konu komşuya ikram eder. Konu komşu geldiği zaman oturur, yer içer, gider. Bizim adetimiz böyle" diye konuştu.



Ahıska Türkleri ’Hınkal’ kültürünü Honaz’da yaşatıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Başkan Tugay’dan otogar ve TUSAŞ açıklaması İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, İzmir Otogarı’nın yeni süreçteki işletme politikası ve TUSAŞ saldırısındaki teröristin kardeşinin belediye şirketinde çalışıyor olmasıyla ilgili açıklama yaptı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Selçuk Otogarı’nın açılış töreni öncesinde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Başkan Tugay, ilk önce geçen günlerde İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin kararıyla belediye iştiraki İZELMAN AŞ’ye devredilen İzmir Otogarı’nın nasıl işletileceği hakkında konuştu. Başkan Tugay, “Devam eden bir hukuki süreç var. Eğer sonuçlanırsa bundan sonra İZELMAN ya kendi işletecek ya da güvendiğimiz bir ortam oluşursa özel işletmeciye verilebilir. Ancak her durumda otogarla ilgili köklü bir çalışma yapılacak. Bunun için hukuki sürecin tamamlanmasını bekliyoruz” dedi. “Cevaba göre gereken yapılacak” Başkan Dr. Cemil Tugay, TUSAŞ’a terör saldırısı gerçekleştiren şahıslardan birinin İZENERJİ AŞ’de çalışan kardeşi hakkında İzmir Valiliği’ne yazı yazdıklarını söyledi. Tugay, “Bu kişi uzun yıllar önce İZENERJİ’de çalışmaya başlamış. Bizim kendisine dair gördüğümüz hiçbir olumsuzluk yok. Ancak böylesine ciddi bir terör saldırısında birinci derece yakını fail olunca biz arkadaşı izne çıkardık. Valiliğe yazı yazdık. Bu kişinin çalışmasıyla ilgili herhangi bir sakınca olup olmadığını sorduk. Oradan gelecek cevaba göre gereken yapılacak” ifadelerini kullandı.
İstanbul Türkiye’de yatırımlar devam ediyor Krize rağmen Türkiye’de yatırımlar hız kemeden yoluna devam ediyor. Kablo rakoru imalatı konusunda Avrupa’nın önde gelenlerinden olduklarının altını çizen RSM Grup Başkanı Rıdvan Mertoz, yeni tesisler için 26 milyon euro yatırım yaptıklarını belirterek, "Bu ortamda yeni yatırım yapmaya devam ediyoruz, araştırıyoruz. Avrupa’da kendi sektörümüze yakın uygun firma bulursak almayı düşünüyoruz. 3 yıl önce Bımed’in yüzde 60’ını almaya karar verdik. Eski yerimizde bir dağınıklık vardı ve sirkülasyon çok sağlıklı değildi. Dağınıklığın maliyeti arttırdığına inanıyoruz. Bu yüzden İstanbul’dan çok uzaklaşmadan Deliklikaya’da yeni bir tesis kurmayı tercih ettik. Yapıyı en verimli olacak şekle getirdik. Kapasiteyi en az yüzde 20 daha artıracağımız bir yer olacak. Yeni tesiste çalışan memnuniyetini artırmak için sosyal imkanlar ve ferah ortamlar oluşturmaya çalıştık. Yeni tesis için son teknoloji yeni makineler aldık. Bu makinalarla birlikte bize toplamda 26 milyon euroya mal oldu. Bu yatırımı yaparken gerçekten yorulduk. Biz finale geldik ve yatırımımızı bitirdik. Medical üretimi ile başladığımız yolculuğumuzda kablo rakoru üretimiyle büyüdük. Şu anda toplam cironun yüzde 90’ı kablo rakorundan geliyor. Avrupa’da üretim anlamında ilk sırada, dünyada da ilk 5 üreticiden biriyiz. Mevcut durumu aşmak ve pazardan daha fazla pay alabilmek için canla başla çalışıyoruz. Bizim sektörümüz dünya genelinde ortalama yüzde 25-30 küçülmesine rağmen biz yeni pazarlara girerek başa baş noktalarda götürüyoruz. Amerika ve Uzakdoğu’daki payımızı artırmaya çalışıyoruz, Türki Cumhuriyetleri için özel çalışmalar yapıyoruz, Ortadoğu toz duman içerisinde olmasına rağmen orada da çok çabalıyoruz, Kanada’dan Avustralya’ya kadar 85’ten fazla ülkeye satış yapıyoruz. Hemen hemen her hafta ortaklarımızla ayrı ayrı ülkelere, ayrı ayrı fuarlara giderek bu mücadeleyi devam ettiriyoruz” dedi.
Muş Muş’ta yasak bölgede avlanan 2 kişiye 52 bin 236 TL para cezası Muş Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ve jandarma ekiplerince yapılan yol emniyet ve kontrol faaliyetlerinde ava kapalı alanda, av belgesiz tavşan avlayan 2 kişiye toplam 52 bin 236 TL para cezası kesildi. Muş Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğünden yapılan açıklamada, av koruma ve denetimlerinin aralıksız sürdürüldüğü belirtilerek, “Bölge Müdürlüğümüze bağlı Muş il Şube Müdürlüğümüzün Alparslan-1 Barajında bulunan 1 Nolu nizamiye önünde jandarma ekipleri ve ekiplerimizle ortak yol emniyet ve kontrol faaliyetleri icra edildi. Kontroller esnasında durdurulan araç içerisinde iki adet ruhsatı bulunmayan av tüfeği ile far avı yapıldığını gösteren 1 adet el feneri ve bir adet ölü halde bulunan yaban tavşanı ele geçirilmiştir. Ruhsatı bulunmayan av tüfeklerine jandarma ekipleri tarafından el konulmuş, araç içerisinde bulunan şahıslar ruhsatı bulunmayan av tüfekleri ile far avcılığı yaptıklarını avcılığın yasak olduğu kapalı avlak (Karacaören) genel avlağı sınırları içerisinde bir adet yaban tavşanı avladıklarını itiraf etmiş. Yapılan incelemede şahısların herhangi bir avlanma belgesi bulunmadığından 4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanununa istinaden şahıslara idari para cezası 49 bin 236 TL ve tazminat cezası 3 bin TL olmak üzere toplamda 52 bin 236 TL para cezası uygulanacaktır” denildi.