YEREL HABERLER - 03 Nisan 2012 Salı 18:08

YURT DIŞINDA GÖREV YAPAN BİLİM ADAMLARINDAN ÇORUM HİTİT ÜNİVERSİTESİNE YOОUN İLGİ

A
A
A
YURT DIŞINDA GÖREV YAPAN BİLİM ADAMLARINDAN ÇORUM HİTİT ÜNİVERSİTESİNE YOОUN İLGİ

Çorum Hitit Üniversitesi, son aylarda yoğun olarak gerçekleştirdiği tanıtım faaliyetleri ile birlikte yurt dışında görev yapan Türk bilim adamlarının ilgi odağı haline geldi.
Başta Amerika olmak üzere İngiltere, Fransa ve Belçika gibi dünyanın çeşitli ülkelerinde görev yapan akademisyenler Hitit Üniversitesi`nde görev yapmak için üniversiteye başvurdu.
Prof. Dr. Reha Metin Alkan`ın göreve gelmesiyle değişim rüzgarlarının estiği üniversite, "dünya üniversitesi olma" sloganıyla yola çıkan Hitit Üniversitesini son aylarda yurt içinde ve yurt dışında yaptığı tanıtımlarla cazibe merkezi haline geldi.
Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan, Hitit Üniversitesinin artık taşrada bir Anadolu üniversitesi değil, herkesin tercih ettiği, gelmek istediği örnek bir yüksek öğretim kurumu olduğunu söyledi.
Gelinen noktada elde edilen başarının sadece kendilerine ait olmadığının altını çizen Rektör Alkan, bunda başta siyasiler, valilik, belediye, sivil toplum kuruluşları ve toplumun tüm katmanlarının katkısının bulunduğunu vurguladı. Üniversiteye verilen destek ve gösterilen ilginin kendilerini mutlu ettiğini dile getiren Prof. Dr. Alkan, kendilerine duyulan güveni boşa çıkartmamak için çalıştıklarını ifade etti.
Çorum`un yüksek öğretim serüvenin 36 yıl önce kurulan meslek yüksek okulu ile başladığına dikkat çeken Alkan, "Kimse üniversiteyi bilmiyorken bizde yüksek okul varmış. 36 yıllık geçmişe sahip bir eğitim kurumuyuz. Biz 6 yıllık bir üniversite değiliz. Bunun farkına varmamız gerekiyor. 1976`dan sonra kaç tane üniversite kurulmuştur. Çoğu yeni kuruldu. Şehirde bir yüksek okulu bulunmaktaydı. Gönül isterdi ki daha hızlı bir oluşumla, daha hızlı bir üniversite yapısına çok daha önceleri kavuşsaydık. 10-15 yıl öncesinde Çorumun bir çok bölgesinde arazi daha çok ucuzdu. O zamanlar kampüs sorunu çözülseydi biz şuan bunlarla uğraşmazdık. 2012 yılında 36 yıl sonunda kampus sorunu ile uğraşan bir rektörüm. Bunun çok zorlu tarafları var ancak keyifli tarafları da var" dedi.
Tüm dünyayı paydaş olarak gören öğretim elemanları ve mezunlarla "dünya üniversitesi olma" hedefi ile yola çıktıklarını dile getiren Alkan, bu hedefin bir gecede veya para verilerek gerçekleşmeyeceğini, herkesin kavraması aynı zamanda görmesi gerektiğini belirtti.
Bunun bir gönül işi olduğunu, `büyüyoruz" diyerek `büyünmediğini` herkesin buna inanması ve gönül vermesi gerektiğini anlatan Alkan, "Herkese düşen pay var. Herkes buna destek verirse burada gelişen Çorum olacaktır. Caddede insanların çevirin sorun, `yurt dışından üç üniversite ismi söyleyin` diye sorsanız ilk olarak Oxford Üniversitesini söylerler. Oxford üniversitesinin olduğu şehir 150-200 bin nüfuslu bir şehir. Öyle bir üniversite ki şehrini tüm dünyaya tanıtabiliyor. Üniversitenin faydasını anlarsak bu Çorum için üniversitemiz için dünyaya açılan muazzam bir kapı olduğunu, önümüzün açılmasında ciddi bir faktör olduğunu rahatlıkla görebileceğiz" diye konuştu.
Mayıs ayı içerisinde Fen Edebiyat Fakültesi yerleşkesinde bahar şenlikleri düzenleyeceklerini açıklayan Rektör Alkan, şenliklerle üniversitedeki bölümlerde görev yapan öğretim elemanlarının etkinliğe katılacak olan lise öğrencilerine hem üniversiteyi hem de bölümleri tanıtacaklarını bildirdi. Alkan, Çorum özelinde uygulanacak bu programla gençlerin üniversite havasını Hitit üniversitesi ile soluyacağını dile getirdi.
108 tane lisede özel tanıtım faaliyetinde bulunduklarını anlatan Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan, "İstanbul, Ankara, Antalya, İzmir olmak üzere çok sayıda ilimizde binlerce öğrencimize ulaştık. Tanıtım faaliyetlerinde `hangi vakıfa ait üniversitesiniz, ücretleriniz ne kadar` yönünde sorular yöneltildi. Bu şaşırtıcı bir durum. Üniversitemizin yeteri kadar tanıtımının olmadığını düşünüyoruz ve bunun için çalışıyoruz. İkinci olarak yaptığımız etkinliklerin profesyonelliği önemli. Tanıtımlara bende katılıyorum. Bu tür etkinliklere bir rektörün katılması alışılagelmiş bir durum değil. Bir çok algıya göre `rektör, görünmez, konuşulmaz, ulaşılmaz` gibi bir şablon var. Biz bu durumun aksine öğrencilerimizin karşısına çıkıyoruz. Bu faaliyetler sonunda Türkiye`nin her bölgesinden başarılı öğrencileri üniversitemize kazandırma amacındayız. Üniversiteye gidecek öğrencilerin bizi tercih etmeleri, üniversitemizdeki öğrencilerimizin de yüksek lisans yapmaları için belli bir alt yapıyı hazırlamamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Öğrencilerin zor şartlarda öğrenim hayatını sürdürmeye çalıştığının farkında olduklarını dile getiren Alkan, öğrencilerin hayatını kolaylaştıracak her türlü tedbiri almaya çalıştıklarını söyledi. Üniversitelerdeki en önemli varlıklardan birisinin kütüphane olduğuna vurgu yapan Alkan, üniversite kütüphanesine elektronik kaynaklar alarak 7 gün 24 saat ulaşılmasını sağladıklarını bildirdi.
Kampusle ilgili Belediye Başkanı Muzaffer Külcü öncülüğünde güzel bir çalışmanın devam ettiğini kaydeden Alkan, üniversitenin fiziki mekan olarak ta her türlü eksiğini gidereceklerini belirtti.
Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül`ün Üniversite rektörleri ile yaptığı toplantı hakkında da izlenimlerini aktaran Rektör Alkan, "Cumhurbaşkanımız, beş yıldızlı otel görünümünde binalar yapılmış olması güzel olabilir ancak sizden istediğim onun içerisinde ne tür faaliyetler yapıldığı, ne kadar bilimsel faaliyetlerin yapıldığı çok daha önemli" dedi.
Bu kampus önemli değil demek değildir. Elbette önemli ama bunun içerisinde öğrencilerin gelmesi için sebeplerin olması gerekiyor. Onun için yeni, güncel bölümler olması gerekiyor. Bu yüzden tüm dünyayı yakından takip eden, dünya vatandaşı olmak gibi büyük bir vizyonu olan öğretim görevlilerine sahip olmamız gerekiyor. Ben gururla söylüyorum şuanda sahip olduğumuz akademik kadronun tümü canla başla ellerinden geldiği kadar hem eğitsel hem de araştırma faaliyetleri yürütmeye çalışan arkadaşlardan oluşuyor. Her geçen günde yeni arkadaşlarımızı tercih ediyoruz. Yurt dışından bilim adamlarını tercih ediyoruz. Yakın zamanda Amerika`dan iki arkadaşımız gelecek. Kanada`dan bir arkadaşımız gelecek. İngiltere`de doktora yapmış iki araştırma görevlisi görevlerine başladı. Belçika`da görüştüğümüz bir akademisyenimiz var. 8 tane dil biliyor. Kendisi gelmek için başvuruda bulundu. Fransa`dan bir arkadaşımız bize gelmek istiyor. Amerika`da yine doktora yapan birisini bünyemize kazandırmayı planlıyoruz" şeklinde açıklamada bulundu.
Dünyayı yakından takip eden, vizyonu olan akademik kadrolarına yine bu özelliklere sahip başka bilim adamlarını katarak daha genç daha dinamik ve büyük projelere imza atan bir üniversite modelini tasarladıklarını anlatan Rektör Prof. Dr. Reha Metin Alkan, "Daha önce öğretim elemanı olmadığı için öğrenci alamadığımız matematik bölümü kısa süre önce öğrenci aldık. Açılmış olan bölümleri faaliyete geçirmek için öğretim elemanlarını temin yoluna gittik. Çok ciddi yol kat ettik. Çorum bir sanayi şehri, kentte Meteoroloji Malzeme Mühendisliğinin önemli bir yere sahip olduğunu düşündük. Bu çerçevede Meteoroloji Malzeme Mühendisliğine öğretim elemanı bulduk. Şuanda Amerika`da bir öğretim görevlisi gelerek yakında görevine başlayacak. YÖK`e bu bölüme öğrenci alımı için başvuruda bulunduk. Yeni bölümler açıyoruz. Elektrik-Elektronik Mühendisliği, Antropoloji bölümlerini açtık. Eski Çağ Kültürleri ve diller ile ilgili çalışmalarımız başladı. Sanat tarihi ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Batı dillerine öğretim elemanı için başvuruda bulunduk. Kısa sürede oraya da öğretim elemanı alabilecek minimum sayıya ulaşabileceğiz. Her geçen gün sayıları artıyor. Yüksek lisans, doktora yapmak için belirli öğretim üyesi sayısına ulaşmak gerekiyor. Hemen hemen her birimde yüksek lisans ve doktora yapılması için çalışmalar devam ediyor" diye konuştu.
Üniversitenin öğrenci projelerine verdiği destekler hakkında bilgi veren Prof. Dr. Reha Metin Alkan, 2010 yılında öğrenci projelerine 110 bin TL tutarında bir destek verilirken, göreve geldikleri günden bugüne kadar öğrencileri projelerine yaklaşık 650 bin TL tutarında katkı sağladıklarını açıkladı.
Üniversite öğrencilerinin önümüzdeki günlerde Türkiye çapında bir etkinliğe imza atmaya hazırlandığını kaydeden Alkan, "Hititlerin başkenti Hattuşa`da yapılacak olan bu etkinlikle bölgenin tanıtımına da katkı sunacağız. Öğrencilerimizin etkinliklerinin yanı sıra ilin sahip olduğu kültürel ve tarihi değerleri de misafirlere tanıtıyoruz. Bunları üst üste koyduğumuz zaman öğrenci bulmakta, öğretim görevlisi bulmakta sıkıntı çekmiyoruz. İskilip Meslek Yüksek Okulunda bir kişilik kadro açtık 54 başvuru oldu. 5 kişilik İngilizce okutman için açılan başvuruya 122 başvuru yapıldı. Bu inanılmaz bir rakam" diyerek sözlerini tamamladı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Seydikemer’de yüksek kesimler beyaza büründü Seydikemer’in yüksek kesimlerinde uzun süren kuraklık sonrası yağan kar, yaylaları beyaza bürüdü. Kar yağdığını duyan vatandaşlar yaylalara çıkarak, hem karın keyfini çıkardı, hem de bereket için şükretti. Seydikemer ilçesinde gece boyunca etkili olan kar yağışı, bölgeyi beyaza bürüdü. Fethiye-Antalya karayolunun 1300 rakımlı Karabel mevkii ve çevresindeki yayla köyleri, sabah saatlerinde yaklaşık 20 santimetreyi bulan kar örtüsüyle karşılaştı. İlçenin Karabel Mevkii başta olmak üzere yayla mahallelerinde yolların kapanma riskine karşı ekipler yoğun bir şekilde yol temizleme çalışmalarını sürdürdü. Kar yağışını hasretle bekleyen bölge halkı, bu durumu sevinçle karşıladı. Kuraklık tehdidi nedeniyle uzun süredir endişe yaşayan vatandaşlar, yağışların bereket getirmesi temennisinde bulundu. Kar haberi, çevre ilçelerden de vatandaşları Karabel mevkiine çekti. Fethiye ve Seydikemer’den gelen birçok aile, kar oynayıp keyifli vakit geçirdi. Meteoroloji ekipleri, kar yağışının aralıklarla devam edeceğini bildirdi. Kar yağışını değerlendiren Salih Bülbül, “Çok güzel olmuş, ben Bekçiler’den geliyorum. Orada 15-20 santimetre kar yağmış. Hatta sular bile gözükmeye başlamış. Bu durum gerçekten güzel çünkü uzun süredir böyle bir yağışa ihtiyaç vardı. Uzun zamandır kuraklık yaşanıyordu, millet artık ne yapacağını bilemez hale gelmişti. Elbette kuraklık bir sorun, yağmurun hiç yağmaması başka bir sorun. Ancak Cenab-ı Hak ne verirse ona razı olmalıyız” ifadelerini kullandı. “Çok heyecanlı ve mutluyuz” Çocuğu ile beraber kar oynamaya gelen Ramazan Buhuroğlu ise "Karın yağdığını duyunca hemen geldik. Amacımız biraz kar oynamak, çocuğu gezdirmek ve ona bu güzel deneyimi yaşatmaktı. Zaten o da ilk defa kar görüyor, bu yüzden çok heyecanlı ve mutluyuz” dedi. “Kar yağsın ki sularımız çoğalsın” Elif Kanyılmaz, kar yağışını bereket olarak gördüğünü belirterek, “Kar yağınca çok sevindik. Allah’ım çokça versin. Kar yağsın ki sularımız çoğalsın” şeklinde konuştu. Erdinç Eryılmaz isimli vatandaş, “Uzun bir aradan sonra her yeri bembeyaz görmek çok güzel bir duygu. Allah devamını getirir inşallah,” diyerek mutluluğunu dile getirdi.
Manisa Manisa jandarması cinayeti engelledi Diyarbakır’da 2011 yılında iki aile arasında çıkan husumet sonrası hasımlarının Manisa’nın Saruhanlı ilçesinde olduğunu öğrenen şahsın Diyarbakır’dan Manisa’ya geldiğini ve aileyi araştırdığını tespit eden jandarma ekipleri, şahsı ruhsatsız tabanca ile yakaladı. Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde 2011 yılında iki aile arasında 2 kişinin öldüğü, 5 kişinin ise yaralandığı olaylar sonrası başlayan husumet Manisa’ya taşındı. Olaya karışan ailelerden birinin yaşanan husumet nedeniyle 2013 yılında Manisa’nın Saruhanlı ilçesine taşındı. Olayların ardından 12 yıl 9 ay 10 gün hapis cezasına çarptırılan Saruhanlı’daki aileden M.H. isimli şahıs 30 Kasım 2024 tarihinde, yine aynı cezayı alan aynı aileden M.Ç.H. ise 5 Aralık 2024 günü Jandarma Suç Araştırma Timleri tarafından yakalanarak cezaevine gönderildi. Hasım aile fertlerinin yakalandığını öğrenen M.L.Ö. isimli şahıs ise 22 Aralık 2024 günü Diyarbakır‘dan Manisa’ya gelerek kan davalısı olduğu ailenin adreslerini araştırmaya başladı. Konu hakkında bilgi sahibi olan Saruhanlı İlçe Jandarma Komutanlığı, Manisa JASAT’ın da desteği ile M.L.Ö. isimli şahsı 24 Aralık 2024 günü üzerinde ruhsatsız tabanca ile şapkalı ve yüzü maskeli şekilde bir aracın içinde yakalandı. Jandarmadaki işlemlerinin ardından M.L.Ö. isimli şahıs, Saruhanlı Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanarak Manisa T-Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna teslim edildi.
Ankara TÜRK-İŞ Başkanı Atalay: “Adil bir düzenleme yapılmadığı sürece TÜRK-İŞ olarak asgari ücret komisyonuna katılmayacağız” Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Genel Başkanı Ergün Atalay, “Bu komisyon adil değil, antidemokratik yapısı var. Bu saatten sonra adil bir düzenleme yapılmadığı sürece TÜRK-İŞ olarak komisyona katılmayacağız” dedi. TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, asgari ücretin belirlenmesinin ardından konfederasyon genel merkezinde açıklamalarda bulundu. Atalay, 22 bin 104 lira olarak belirlenen asgari ücretin kabul edilebilir olmadığını savunarak, Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarına katılmama kararı aldıklarını açıkladı. Hükümet ve işverenin birlikte belirlediği 2025 yılı asgari ücretine ilişkin görüşmelerde örgütsüz işçiler adına masada olduklarını hatırlatan Atalay, “Sendikanın olduğu yerde asgari ücret olmaz. İkramiye olur, yol olur, yemek parası olur. Olmadığı yerde ise bunların hiçbiri olmaz. Ülkemizde 8 milyon asgari ücretli var. Son 5 yıldır özellikle asgari ücret geçim ücreti oldu. O yüzden bu masada asgari ücretliler olsun dedik. Hiç müdahale etmeden arkadaşlarımız masada oldu. Geçen hafta bir toplantı yaptık, taleplerini kamuoyuna açıkladık. Arkadaşlarımız ’29 bin 583 lira istiyoruz’ dedi. Üç toplantı oldu, üç toplantıda da taraflar bizim önümüze bir rakam getirmedi. Talebimiz neydi? Anayasa’da yer alan geçim şartlarına öncelikle uyulmasını, asgari ücret belirlenirken bilimsel kalıpların esas alınmasını, pazarlık konusu yapılmamasını ifade ettik. Asgari ücret teşviki sendikalı olan yerlere verilmeli dedik” açıklamasında bulundu. “Toplantıya katılmama kararı aldık, rakamdan haberimiz yok” Atalay, 24 Aralık’ta gerçekleştirilen Asgari Ücret Tespit Komisyonu dördüncü toplantısının kendilerine son dakikada haber verildiğini söyleyerek, “Dün aradılar, toplantıdan bir saat öncesinde arkadaşlarımızın biri Gerede’de, diğeri başka yerde. Böyle apar topar olmaz dedik. Biz de yönetim kurulumuzu topladık. Daha sonra katılmama kararı aldık. Rakamdan haberimiz yok, bilgimiz yok, o yüzden burada olmamızın da bir anlamı yok. 15 kişi katılıyoruz toplantıya ancak işveren ve hükümet birlikte oluyor istediği kararı çıkarıyor. 50 yıldır bu komisyon yapılıyor. 6 kere oy birliği ile karar alındı. 22 kere biz bu toplantıya katılmadık” dedi. “Sendikaları ve işçiyi yıpratmanın anlamı yok” Asgari ücret tespiti sürecinde TÜRK-İŞ’e yönelik eleştirilerin olduğunu da dile getiren Atalay, “Belli okumuş arkadaşlar yazıyor; 29 bin 583 lirayı belli ettiniz, neden gittiniz diyor. Biz oraya gitmedik, katılmadık. Engin Bingöl diye bir tır şoförü beni arıyor toplantıya katılmadan önce. ‘Sizi duruşunuzdan dolayı tebrik ediyorum’ diyor. Bu tır şoförü asgari ücretin nasıl belirlendiğini biliyor da sosyal medyada TÜRK-İŞ kabul etti diyenler, okumuş adamlar neler diyor. Sendikacıları, işçileri hırpalamanın, yıpratmanın bir anlamı yok. Biz bu konuları Türkiye’nin bütün vilayetlerinde anlattık. Sendikacılar yasama, yürütme, yargı değil. Şu anda asgari ücretlilerin yüzde 99’u bizim üyemiz değil. Ama komşumuz, arkadaşımız. Bunların ücretini nasıl artırırız diye düşünüyoruz. 29 bin 583 lira olması gerektiğini kapı kapı anlattık” diye konuştu. “Ülke büyüyorsa asgari ücretli de büyümeli” Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ekonominin iyiye gittiğine yönelik sözlerini hatırlatan Atalay, “Vergi ile ilgili, staj ile ilgili, taşeron ile ilgili bir yanıt bekliyoruz. Sayın Şimşek ‘Ülke iyiye gidiyor, ülke büyüyor, finans kuruluşları Türkiye’yi övüyor’ dedi. Bu ülke büyüyorsa asgari ücretlinin de ekonomik durumdan büyümesi gerekiyor. Kamu işçisinin de, emeklinin büyümesi gerekiyor. ‘Enflasyona ezdirmeyeceğiz’ diyorlar. Bu zammı kabul etmek mümkün değil. Biz zordayız, geçinemiyoruz” şeklinde konuştu. “Adil bir düzenleme yapılmadığı sürece TÜRK-İŞ olarak komisyona katılmayacağız” Atalay, TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu’nun artık Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na katılmama kararı aldığını dile getirerek, “Bu komisyon adil değil, antidemokratik yapısı var. Adil olmayan bir komisyonda 50 yıl durduk. Bu saatten sonra adil bir düzenleme yapılmadığı sürece TÜRK-İŞ olarak komisyona katılmayacağız” dedi.