GENEL - 01 Aralık 2011 Perşembe 10:32

(ÖZEL HABER) ÜSTÜ CAMİ, ALTI OKUL

A
A
A
(ÖZEL HABER) ÜSTÜ CAMİ, ALTI OKUL

Çorum’un Sungurlu ilçesinde okullarının heyelan nedeniyle kapatılmasıyla çocuklarının taşımalı eğitim görmemesini isteyen köylüler cami altındaki boş katı okula çevirdi.
2000 yılında Sungurlu ilçesine 20 kilometre uzaktaki 80 haneli Karakocalı köyünde heyelan meydana geldi. Heyelan sonucu köydeki ilköğretim okulu zarar görerek kullanılamaz hale geldi. Yaşanan afetin ardından Sungurlu İlçe Müdürlüğü okulu eğitime kapatırken, burada eğitim gören öğrencileri de Kaledere Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’na (YİBO) nakletti.
2009 yılına kadar Karakocalı öğrenciler Kaledere’de eğitim gördü. Kaledere YİBO’da taşımalı eğitim gören öğrencilerin kış mevsiminde yaşadığı zorlukları gören aileler, öğrencilerin daha fazla mağdur olmaması için çalışma başlattı.
Hayırseverlerin katkılarıyla 2 yıl önce köye cami yaptıran köylüler, caminin alt katının boş olduğunu görünce burayı eğitim yuvasına çevirmeye karar verdiler. Muhtar Ramazan Kirazlı ve köylülerin Valilik nezdinde yaptıkları girişimler sonunda kendi katkıları ve kamudan ayrılan ödenekle caminin alt katını 2 derslikli okula çevirdi. Üst tarafı ibadethane, alt tarafı okul olan yerde 2 öğretmen ve 35 öğrenci iki yıldır eğitim görüyor.
Bundan 11 yıl önce köylerinde oluşan heyelan nedeniyle okullarının kapandığını söyleyen köy muhtarı Ramazan Kirazlı, 2009 yılına kadar öğrencilerin Kaledere YİBO’ya taşımalı olarak gidip geldiklerini söyledi. 7-8 yaşlarındaki çocuklarının yollarda perişan olmaması ve kendi köylerinde okumalarını sağlamak için dönemin Çorum Valisi Mustafa Toprak’a başvurduklarını söyleyen Muhtar Kirazlı, "Köyümüz kuruldu kurulalı heyelan tehlikesi var. Eski okul binası ve evlerimizin çoğunda heyelan nedeniyle çatlaklar
bulunuyor. Camimiz yeni yapıldı ve alt katı boş olduğundan dolayı Sayın Valimize caminin alt katını okula çevirmek istediğimizi söyledik. O da buna sıcak baktı ve gerekli ödenekleri çıkartarak burayı okula çevirdik. Çocuklarımız iki yıldır tahsis ettiğimiz bu dersliklerde ders görüyorlar" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Atatürk Üniversitesi “En iyi üniversiteler” arasında yer almaya devam ediyor University Ranking by Academic Performance Laboratuvarı (URAP), 2024-2025 dönemine ilişkin Türkiye’nin en iyi üniversiteleri sıralamasını açıkladı. Buna göre Atatürk Üniversitesi; Devlet Üniversitelerinin yer aldığı sıralamada 9, vakıf üniversitelerinin bulunduğu sıralamada ise 11. sırada yer alarak “En İyi Üniversiteler” arasında yer almaya devam ediyor. URAP, Türkiye’nin en iyi üniversitelerini belirlerken Clarivate Analytics/InCites ile Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) yayımladığı verileri temel aldı. Sıralamada öğretim üyesi başına düşen makale ve atıf sayıları, toplam bilimsel dokümanlar, uluslararası ve yurt içi ortak makaleler, TÜBİTAK’tan alınan proje sayıları ile doktora öğrenci oranı gibi kriterler dikkate alındı. “Elde edilen başarılarla gururlanmaya devam ediyoruz” 2024-2025 URAP Türkiye Sıralamasını değerlendiren Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, başarı grafiğinin yükselerek devam ettiğini belirterek “Araştırma üniversitesi ünvanı ile çalışmalarımızı sürdürdüğümüz bu süreçte, elde edilen başarılar ile de gururlanmaya devam ediyoruz. Araştırma çıktılarımızın hem nitelik hem de niceliğini arttırmak üzere attığımız adımların sonuçlarını; toplam yayın ve proje sayımız, atıf sayımız, doktora mezun sayılarımızdaki artışlarda ve çeşitli kuruluşlar tarafından yapılan değerlendirme raporlarında görmeye başladık. Atatürk Üniversitesi olarak araştırma performansımızla yakaladığımız ivmeyi sürdüreceğimize ve daha üst sıralarda yer alabileceğimize inanıyorum” diye konuştu. “Üniversitemizi dünyada adından söz ettiren bir konuma taşımayı sürdürüyoruz” Modern altyapısı ve nitelikli akademik kadrosuyla dünya ile rekabet edecek düzeyde olduklarının altını çizen Rektör Hacımüftüoğlu: “Çağın gereklerine uygun nitelikli eğitim anlayışımız, kalite güvencesini önceleyen bakış açımız ve oluşturduğumuz araştırma kültürü ile Üniversitemizi dünyada adından söz ettiren bir konuma adım adım taşımaya gayret ediyoruz. Kuruluşundan itibaren Atatürk Üniversitesini hak ettiği yere taşımak adına var gücümüzle çalıştık, çalışmaya da devam ediyoruz. Akademik, idari çalışanlarımız ve öğrencilerimizle birlikte gösterdiğimiz çaba, bizleri daha başarılı bir geleceğe taşıyacaktır. Bu süreçte katkı veren herkese teşekkür ediyorum” dedi.
İstanbul Başakşehir’de haraç alamadığı kuzeninin iş yerini ateşe verdi İstanbul Başakşehir’de bir şahıs haraç alamadığı kuzeninin iş yerini ateşe verdi. Yaşanan o anlar saniye saniye güvenlik kamerasına yansıdı. İş yeri sahibi Efe Aydın, "Şahıstan 1 aydır tehdit alıyorduk. Sonunda da böyle bir eylem gerçekleştirdi. Şahıs kendisi akrabam olur" dedi. Olay, saat 00.00 sıralarında Başakşehir İkitelli Atatürk Oto Sanayi Sitesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, bir kişi yedek parça oto alım satım yapan iş yerinin önüne gelerek, önündeki otomobili ateşe verdi. Şüpheli daha sonra olay yerinden kaçtı. İhbar üzerine olay yerine polis ve itfaiye ekipleri sek edildi. İtfaiye ekipleri yangını söndürürken, polis ekipleri de iş yeri güvenlik kameralarını inceledi. Öte yandan şüphelinin iş yeri sahibinin halasının oğlu olduğu ve haraç alamadığı için yaptığı öğrenildi. İş yeri sahibi Efe Aydın, “Tek şanslı yönümüz itfaiyenin yakın olması. İtfaiye müdahale etti zaten araba kül oldu. Yan komşumuzun da dükkanında birkaç parçası yandı. Şahıstan 1 aydır tehdit alıyorduk. Böyle bir şey bekliyorduk. Güvenlik görevlilerine de bildirdik. Vardiyaları daha çok atın diye. Şahsın zaten 35 tane suç dosyası var. 3 dosyadan da firar geziyormuş. Haraç istendi bir kısım verdik ama sonu gelmedi. Sonu gelmedi bir türlü. Ters yaptığımız zamanda elemanımızı arayıp tehdit etti. Abimi tehdit etti. sonunda da böyle bir eylem gerçekleştirdi. Şahıs kendisi akrabam olur. Şahıs halamın oğlu oluyor. Canımla da beni tehdit ediyor. İsterken haraç diye değil de ihtiyacım var diye istiyordu. 10 verdik, 20 oldu sonra 30’a çıktı" dedi.
İstanbul LC Waikiki’nin yurtdışındaki 15. Yılı Yurtdışında mağazalaşmaya başlamalarının bu yıl 15’inci yılını kutlayan LC Waikiki, LC Waikiki’nin Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük, LC Waikiki Mağazacılık Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Berna Akyüz Öğüt’le birlikte Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da bir basın toplantısı düzenledi. Toplantının açılış konuşmasını yapan LC Waikiki Mağazacılık Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Berna Akyüz Öğüt, "Bugün altmıştan fazla ülke beş kıtada ’Made in Türkiye’ dedirtmeyi ve bu yoldaki hızımızı, sayımızı arttırmaya devam ediyoruz" dedi. 1998’de alınan Waikiki lisansı LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük, yurt dışına açılmalarının 15. yılı olduğunu belirterek, "Zeytinburnu’nda küçük bir atölyede bodrum katında ihracata yönelik fason üretime yönelik bir şirket olarak kurulduk, iki yıl sonra Waikiki’yle yollarımız kesişti. LC Waikiki’ye üretim yaparken bir taraftan da onların talepleri doğrultusunda fabrika yatırımlarına başladık. Konfeksiyon fabrikası; baskı, nakış, boyahane, örme, triko Ne talep edildiyse, ne yaptıramıyorsak o alanda yatırım yapmaya başladık. 1990 yılı geldiğimizde marka yatırımı yapmaya başlama kararı aldık. O zaman da LC Waikiki’yi bir taklit furyası vardı. Hangi yere gitsen LC Waikiki’nin taklidini görüyorsun. Ben bayramda Malatya’daki köyüme gittim; o zaman gençlerin %99’unda Waikiki tişörtü vardı, ama taklit. Sultanahmet’e gidiyorsun, tüm hanlar Waikiki’nin taklidini satıyorlar. Ve bundan Fransa, Waikiki rahatsız oldu. Biz de dedik ki gerçeği olmazsa insanlar taklide döner, sen bize Türkiye lisansını ver, biz burada markalaştıralım. Böylece taklit kendinden yok olur. Fazla üstelemediler ve bize 1990 yılında Waikiki lisansını verdiler. Ve bizim üretimin yanı sıra marka yatırım serüvenimiz böylelikle başlamış oldu" ifadelerini kullandı. Kendi mağazasıyla yola devam kararı 1998’e geldiğinde işlerin ters gittiğini görmeye başladıklarını belirten Küçük, Amerikalı bir danışmanın “Ben üretimle markayı, perakendeyi aynı anda başarılı olan pek firma görmedim. Ya üretimde başarılı olmuşlar. Ya markada perakende başarılı olmuşlar” ifadesinin kendilerine ilham kaynağı olduğunu, 98 yılında üretimle perakendenin tamamını ayırdıklarını ve bu kararın 2001 yılında kendilerine can suyu olduğunu belirterek, " Eğer o kararı vermeseydik bizim fabrikalar bize üretim yapar durumda olacaklardı. Döviz girdisi olmayacaktı, ihracat olmayacaktı. 2001 krizinde yara aldık ama gemiyi batırmadan karaya çıkmamıza vesile oldu. 2001 krizinde yine bir karar vermemiz gerekiyordu. Bayilik kanalından vazgeçelim Artık biz kendi mağazalarımızı açmaya başlayalım. Tabii zor bir karar. Bu kararı verdiğimizde 800 bayinin 700 tanesi bizden ürün almayacak. Rakam verecek olursam 80 milyon dolarlık gelir 10-15 milyona düşecek, yapı komple değişecek yeni bir organizasyon yapısı oluşturacaksın ve farklı bir iş alanına geçmiş olacaksın. Ben biraz daha duygusalım, kardeşim Mustafa Bey, biraz daha realist. Onun realistliği bu kararı aldırttı bize ve biz bayilikten vazgeçtik. Kendi mağazalarımızı açmaya karar verdik" dedi. Alışveriş merkezleri olmasaydı Türk perakendesi bu durumda olamazdı 2001’de mağazalaşmaya başladıklarını belirten Küçük, "Bizim karar vermemiz tam alışveriş merkezlerinin yatırımıyla denk geldi. Yani her alışveriş merkezine LC Waikiki açma şansını yakaladık. Malum neredeyse her yıl 15-20 alışveriş merkezi yapılıyor, belki daha fazla yapılıyor. Tabii cadde fiyatları makul fiyata inmeye başladı. Alışveriş merkezleri bana göre Türkiye perakendesine büyük bir katkı sağlayarak markalaşma konusunda önemli bir yol kat etti. Aksi takdirde alışveriş merkezleri yatırımı olmasaydı Türk perakendesi bugün bu durumda olamazdı, olmazdı. O zaman katlaya katlaya büyüme yapıyorduk. Yılda iki kat, üç kat büyüme yaparak gittik” İlk mağaza Romanya’ya Yurt dışına açılma kararları ile ilgili olarak Küçük, “2009 yılında Romanya’da bir mağaza denk geldi. İlk mağazamızı Romanya’da açarak yurt dışı serüvenimiz başladı. Ondan sonra ardı ardına Kazakistan, Irak, Fas, Balkanlar ve burada da yine Türkiye’deki tecrübemizi yurt dışında kullanarak gelişmiş ülkelere gitme yerine daha bakir ülkeleri tercih ettik. Çünkü gelişmiş ülkeler doymuştu. Bugün gitmekle beş yıl, on yıl sonra gitmenin farkı yoktu ama bizler bu bakir ülkelere gitmediğimiz takdirde yarın buralarda da iyi lokasyonlar tutulacak ve buralara girmek de zor hale gelecek diye Türkiye’nin 10-15 yıl gerisinde olan ülkeleri tercih ettik. Mısır, Fas, Balkanlar, Rusya, Gürcistan, Cezayir, Tunus vesaire. Ve o günkü verdiğimiz karar bizi şu anda globalde yirmi üç ülkede sektör lideri yaptı. Bugün 61 ülkede beş kıtada 1300 mağazayla faaliyet gösteriyoruz 2 milyon metrekare satış alanımız var" dedi. Mağazalardaki ürünlerin menşei Mağazalardaki ithal ve yerli ürünlerle ilgili bilgi veren Küçük, Türkiye’deki mağazalarında ithal ürünlerin yüzde 10 civarında olduğunu, Türkiye’de satıştaki ürünlerin yaklaşık yüzde 90’ının Türkiye’de üretildiğini söyledi. Yurt dışında ise bu oranın değiştiği bilgisini paylaşan Küçük, zaman zaman yüzde 50 ithal, yüzde 50 yerli olduğunu belirterek, ’Ama bu aralar yurt dışı üretimleri biraz daha artmış durumda. Bu durum döviz kurundan kaynaklı olabilir. Bizim yurt dışında yaklaşık 20-25 yıldan beri çok ciddi bir tedarik deneyimimiz var. Mısır’da, Çin’de mesela. Endonezya’da ve Myanmar’da alım yaptığımız firmalar var.’ diye konuştu. Gelirlerinin yüzde 60’ı Türkiye’den, yüzde 40’ı yurt dışından Küçük, gelirlerinin yüzde 60’ının Türkiye’den, yüzde 40’ının yurt dışından olduğunu ifade ederek, yurt dışının her geçen gün makası kapattığını, bu oranın 1-2 yılda yurt dışı lehine yüzde 50’ye ulaşabileceğini söyledi. 2024’te yüzde 55 büyüme 207 milyar lira ciro LC Waikiki’nin, 2024’te yüzde 55 büyüme kaydederek 207 milyar lira ciro elde ettiği bilgisini veren Küçük, Markalı ihracat rakamını 1,2 milyar dolara yükselttiklerini 23 ülkede pazar lideri konumuna ulaştıklarını, haftada 17 milyon misafiri mağazalarında ağırladıklarını, yıl boyunca tüm dünyada 600 milyon ürünü müşterileriyle buluşturduklarını söyledi. 2025 yılında yüzde 40 büyüme hedefiyle cirosunu 290 milyar liraya çıkarmayı hedeflediklerini belirten Küçük, " 2023’ü 144 milyar TL ile kapattık. 2024’te 207 milyar TL ile büyük bir ciro yakalayacağız. 2023’te 1,1 milyar dolarlık marka ihracatımızı bu sene 1,2 milyar dolara çıkartıyoruz. Bu da yine iftihar edeceğimiz bir konu. Bu sadece bir ürün değil, aslında konsept ihraç ediyoruz. LC Waikiki geçen sene 16,3 milyar TL vergi ödemiş. Bankaları ve devlet kurumlarını çıkarttığımızda özel sektörde ilk üçte; bankayı ve devlet kurumlarını çıkarttığında en fazla vergi veren üçüncü firma. İnşallah bu sene 25 milyar TL’yi bulur. Bugün 35 bini kadın 55 bin kişiye direkt iş veriyoruz, bordromuzda 55 bin kişi var. Üretim firmalarımızı saydığımızda bize fason üretenleri de saydığımızda tedarikçilerimiz sayılırsa bu 1 milyon kişiye yaklaşıyor. 120 bin metrekare daha mağaza açarak 2 milyon 120 metrekareye ulaşacağız. 2025’te yüzde 40 büyüme hedefiyle 290 milyar TL’yi bulacağız. 1,4 milyar dolar marka ihracatı yapma hedefi koyacağız. E-ticarette yüzde 70 büyüyerek 15 milyar TL ciro yapmayı hedefledik. 2025’te dolar olarak baktığımızda 6,5 milyar dolar eşiğini geçmiş olacağız. İki yıl önce pazaryerlerinden çıktık ve kendi pazaryerimizi oluşturduk. 250’den fazla işletmeyle 400’den fazla markayla faaliyet gösteriyoruz. Oran ne derseniz yüzde 10’unu alıyoruz şu anda. LC Waikiki toplam Türkiye satışının yüzde 10’unu e-ticaretten sağlıyoruz. Diğer markalar da e-ticaretin yüzde 15’ini buldu. Yeni olan pazaryeri oluşumumuz hızlı büyüyor. O tarafta yatırımlarımız büyüyerek devam edecek. 2025’te yine, lojistik yatırımları devam edecek, Yalova’da Aksaray’da. Mağazalaşma yatırımımız devam edecek, ömrünü zaman açısında doldurmuş bazı mağazalar yenileniyor, yeni mağazalar açılıyor. Teknoloji yatırımları devam ediyor, bilişim sektöründe. 2025’te yaklaşık 5 milyar TL - 130 milyon dolar gibi yatırım öngörüyoruz" ifadelerini kullandı. Suriye’de ortalık durulursa Vahap Küçük Suriye’de mağaza açmayı düşünüp düşünmedikleri sorusuna "Suriye, daha yeni bir olay, biz de bekliyoruz. İnşallah kısa zamanda düzen oturur. Savaştan önce Suriye’de bizim mağazamız vardı ve orada hızlı mağazalaşma konusunda gayretlerimiz vardı, kendimiz şirket kurmuştuk. Bu aralar bize, ’Bayilik verir misiniz, franchise verir misiniz?’ diye talepler gelmeye başladı ama kendimizin iyi bildiği bir coğrafya orası, yakın bir coğrafya. Eğer düzen olursa, ortalık durulursa oraya kendimiz gideriz. Atölye kurulup kurulmayacağını da zaman gösterecek" dedi.