EKONOMİ - 14 Eylül 2021 Salı 13:53

Çanakkale’nin muhtarları, 1915 Çanakkale Köprüsü’nü gezdi

A
A
A
Çanakkale’nin muhtarları, 1915 Çanakkale Köprüsü’nü gezdi

Çanakkale il merkezi ve ilçelerinde görev yapan muhtarlar, Tamamlandığında dünyanın en büyük orta açıklığına sahip asma köprüsü unvanına kavuşacak olan 1915 Çanakkale Köprüsü’nü gezdi.

Çanakkale il merkezi ve ilçelerinde görev yapan muhtarlar, Tamamlandığında dünyanın en büyük orta açıklığına sahip asma köprüsü unvanına kavuşacak olan 1915 Çanakkale Köprüsü’nü gezdi. AK Parti Çanakkale İl Başkanlığı tarafından düzenlenen köprü ziyaretlerine katılan muhtarlar, emeği geçenlere teşekkür etti.


AK Parti Çanakkale İl Başkanı Naim Makas ve il yöneticileri, Çanakkale ve ilçelerindeki görevli muhtarlarla 1915 Çanakkale Köprüsü’ne ziyaretler gerçekleştirdi.


Cumhuriyet tarihinin önemli projeleri arasında yer alan 1915 Çanakkale Köprüsü ile ilgili açıklamalarda bulunan Başkan Makas, “Çanakkale’de siyasi parti ayırtmaksızın herkes bu köprünün nasıl inşa edildiğine şahitlik etsin. Bu köprü, atalarımızdan bizlere emanet olan bu kadim toprakların Asya ve Avrupa’nın bir kez daha karayolu ile bağlandığı kıymetli bir yapıdır. Bu gördüğünüz yapının bitmesine çok kısa bir süre kaldı. Hedef 2023’tü ama güçlü devletimiz ve güçlü hükumetimizin özverili çalışmalarıyla, yılbaşında köprüden karayoluyla ilk araç geçmiş olacak diye ümit ediyoruz ve öyle bilgiler aldık. Görüldüğü üzere son birkaç tabiyesi kaldı. Türkiye’de kriz oluşturmak isteyenlere inat, siyasi krizlere zemin hazırlayanlara inat, Türkiye de işler yolunda gitmiyor diyenlere inat, pandemi dönemine inat, her şeyin bütün faaliyetlerin neredeyse durduğu, işlerimizin aksadığı, ilişkilerimizin zayıfladığı o döneme inat, bu köprüde faaliyetler durmadı. Bu köprü, hükumetimizin nasıl milletine özveriyle hizmet ettiğinin resmi kanıtıdır. Çanakkale’yi başka bir seviyeye, başka bir platforma taşıyacak çok kıymetli bir yatırım olarak görüyoruz. Bununla beraber buradaki şaheser hepimiz ve Çanakkale’miz için çok anlamlı. Bu köprü sadece Lapseki’yi Gelibolu’ya bağlamıyor, Yenice’yi de Ezine’yi de Gelibolu’ya bağlayan bir köprü. Çanakkale, sadece Türkiye’ye değil, dünyaya kapılarını açan bir kent haline gelecek inşallah. Biz bununla gururluyuz” diye konuştu.


AK Parti Çanakkale İl Başkanı Naim Makas’ın açıklamalarının ardından muhtarlarla birlikte köprüde incelemelerde bulunuldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Suriye’de en zor dönem geride kaldı" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Suriye’de 61 yıldır kan ve gözyaşıyla süren kötülük, artık son bulmuştur. inşallah bu ülkede en zor dönem pazar günü itibariyle geride kalmıştır. Türkiye, Gazze’deki kan deryasının artık son bulması için değil elini, tüm vücudunu taşın altına koymaya hazırdır" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15’inci Büyükelçiler Konferansı’nda konuştu. Geçtiğimiz yıl Büyükelçiler Konferansı’nı Cumhuriyetin kuruluşunun 100’üncü Hariciye Teşkilatının temellerinin atılışının 500’üncü senesinde yine aynı salonda gerçekleştirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "15’inci Büyükelçiler Konferansı’nda Dışişleri Bakanlığımız başta olmak üzere devletimiz, kurumlarımız, yurt dışındaki vatandaşlarımız ve gönül coğrafyamız için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Artık geleneksel hale gelen büyükelçiler konferanslarımızın devletimizin yurt dışındaki çalışmalarına önemli katkılar yaptığını müşahede ediyorum. Farklı kıtalarda kain, 261 diplomatik ve konsüller misyonla dünyanın en geniş üçüncü temsil ağına sahip olan Dışişleri Bakanlığımıza bundan sonraki çalışmalarında başarılar diliyorum" dedi. Bakanlık mensuplarının deruhte ettikleri vazife ve taşıdıkları sorumluluk bilinciyle milli ve bağımsız dış politikanın mihmandarlığını gururla, fedakarlıkla ve başarı çıtasını sürekli yükselterek yapacaklarına yürekten inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve ekibini organizasyonu başarıyla tertip ettikleri için tebrik etti. Bugün aynı zamanda eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca yürütülen Anadolu’dakiler Projesi’nin sergisini de yine aynı salonda icra ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: "Kalkınma ajanslarımız ve bölgeye kalkınma idarelerimiz aracılığıyla 81 ilimizde hayata geçirilen Anadolu’dakiler Projesi ülkemizin coğrafi, kültürel ve Geleneksel zenginliklerini koruyup tanıtmayı amaçlıyor. Proje ile 3B yani bereket, birikim ve beceri temaları altında yöresel ürünlerimiz ve zanaat eserlerimiz, dijital platforma taşın mahalli üreticilerimizin desteklenmesi, kültür hazinemizin geleceğe aktarılması hedefleniyor. Projemizin uygulanmasına katkı verenleri de tebrik ediyor projenin çok daha geniş kitlelere ulaşmasını yöresel ürünlerimizin ve kültür değerlerimizin korunmasında öncü bir rol oynamasını temenni ediyorum." "Bu topraklardaki son devletimiz olan ay yıldızlı al bayrağın altında huzur bulduğumuz Türkiye Cumhuriyeti geçtiğimiz yıl 100’üncü yaşını geride bıraktı" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu vesileyle devlet ve millet olarak 85 milyon hep birlikte Cumhuriyetimizin bir asırlık kazanımlarını muhafaza edip birbirimize daha da kenetlendik yepyeni bir ruhla Türkiye Yüzyılına hem de güçlü bir şekilde adım attık" diye konuştu. Bölgemizde ve dünyada barışın, huzurun, refah ve istikrarın tesisi için ortaya koydukları Türkiye Yüzyılı hedeflerinin küresel ölçekte hayata geçirilmesinde Dışişleri Bakanlığına önemli görevler düştüğünün altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şunu sizler de çok yakından görüyorsunuz. Küresel sistemin çıkmaza girdiği, uluslararası toplumun reflekslerini yitirdiği, çok taraflı yönetişim mekanizmalarının çözüm üretmekte yetersiz kaldığı zorlu bir dönemden geçmekteyiz. Barış ve güvenliği sağlamakla görevli uluslararası kurum ve kuruluşlar savaş ve ihtilafları engellemek bir yana sergiledikleri atıl tavırla, yeni problemlere, yeni çatışmalara zemin hazırlıyor. Bu olumsuz ortamda dış politika paradigmamızı daha etkin, daha dinamik ve sürdürülebilir bir zemine kavuşturmak ülkemizin geleceği adına büyük önem taşımaktadır” değerlendirmesini yaptı. Karşı karşıya olunan tehdit ve sınamaları ortak akılla çözüme ulaştırmak için değerlendirme ve istişare kültürüne bugün her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dış politikamızın stratejik bir yaklaşımla ve tüm yönleriyle ele alındığı Büyükelçiler Konferansımız bu bakımdan çok kıymetli bir platformdur. Burada şu noktaya dikkatinizi çekmek isterim. Uluslararası ilişkilerde çok kutupluluk eğilimi ve bölgeselleşme hareketleri giderek daha da belirgin bir hal alıyor. Küresel düzlemde ağırlık merkezi Batı’dan Asya’ya doğru kayarken bu fay hattında yaşanan kırılmanın etkilerini hepimiz hissediyoruz” dedi. Avrasya ve Ortadoğu’da ortaya çıkan kriz ve çatışmaların küresel barış ve istikrarı çok ağır bir şekilde tehdit ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta yakın coğrafyadakiler olmak üzere katliamların durdurulması ve istikrarsızlığın giderilmesi için Türk Hariciyesine ve mensuplarına tarihi bir sorumluluk düştüğünü kaydetti. "Mevcut İsrail yönetimi bölgedeki sorunları daha çetrefil hale getirerek saldırılarına her gün bir yenisini ekliyor" Gazze’de ve işgal altındaki Filistin topraklarında 14 aydır devam eden yüzde 70’i çocuk ve kadın olmak üzere 50 bini aşkın Filistinlinin hayatını kaybettiği katliamın önüne bir türlü geçilemediğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mevcut İsrail yönetimi bölgedeki sorunları daha çetrefil hale getirerek saldırılarına her gün bir yenisini ekliyor. Uluslararası toplumun bu katliamlar karşısındaki kayıtsızlığı, sistemi ayakta tutan temel hukuki ilkelerin, değerlerin her geçen gün daha da aşınmasına, örselenmesine, yok olmasına sebebiyet vermektedir. Buna mutlaka bir dur denilmelidir” açıklamasını yaptı. Daha fazla kan dökerek, masum sivillerin tepesine daha fazla bomba yağdırarak güvenlik sağlanamayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: "İsrail hükümetinin ısrarla ve inatla gittiği yol açık söylüyorum yol değildir. Bu durum Gazze ve Filistin için olduğu kadar Suriye için de geçerlidir. Türkiye olarak 14 aydır kalıcı ateşkesin tesisine ve barışa fırsat tanınması gerektiğini vurguluyoruz. Bölgemizde değişen dinamikler bunun için hiç olmadığı kadar elverişlidir. Türkiye Gazze’deki kan deryasının artık son için değil elini, tüm vücudunu taşın altına koymaya hazırdır. İsrail hükümeti üzerinde etki sahibi küresel güçlerin Gazze’de de barış penceresinin açılması için artık inisiyatif alması gerek inanıyoruz. Şayet oyalama taktikleri yerine gerçekten samimi bir irade gösterilirse elbette netice alınacaktır.” Suriye’nin son 10 günde büyük bir değişime sahne olduğunu, Esed rejiminin arkasında katliamlarla, yıkımlarla, barbarlıkla dolu büyük bir enkaz bırakarak Suriye’den firar ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Zalimler kaybetmiş, zelil olmuş, mazlumlar bir kez daha kazanmıştır. Suriye’de 61 yıldır kan ve gözyaşıyla süren kötülük, artık son bulmuştur. inşallah bu ülkede en zor dönem pazar günü itibariyle geride kalmıştır. Türkiye Suriye ihtilafının ilk gününden beri daima hakkı, adaleti, kuşatıcı ve kapsayıcı bir sistemin inşasını savunmuş, katliamlar başladığında da Suriyeli kardeşlerine hem kapısını hem de gönlünü sonuna kadar açmıştır. Hükümetimizin tüm engellemelere, haksız eleştirilere ve itibar suikastlerine rağmen 13 yıldır kararlılıkla sürdürdüğü insani politikasının haklılığı çok net biçimde tescillenmiştir. Atalarımızın dediği gibi doğru duvar yıkılmamış. Türkiye ne kendi vatandaşlarına, ne de Suriyeli kardeşlerine mahcup olmamıştır" dedi. "Eli kanlı zalim bir rejime karşı savaşı kazanan Suriyeli kardeşlerimizin zaferi de kazanacağına yürekten inanıyoruz" Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Muhalefetin ve içimizdeki ırkçı çevrelerin ülkemize yeni bir Boraltan Köprüsü faciası, utancı yaşatma girişimlerini boşa çıkardık. Suriye hapishanelerinden yansıyan vahşet görüntüleri ve trajik insan hikayeleri, Suriye halkının neden evlerini terk etmek zorunda kaldığını, Esed’in sözde af ilanlarına neden itibar etmediklerini, ülkelerine dönmekte neden istekli olmadıklarını ortaya koyuyor. Hapishane denilen yerlerin, affınıza sığınarak söylüyorum, esasen birer insan mezbahanesi olduğunu gördük. Elbette Suriye’de her şey bitmiş değildir. Suriyeli kardeşlerimiz bundan sonra ülkenin yeniden imarı ve ihyası başta olmak üzere pek çok meydan okumayla karşı karşıdır. Sürecin bugüne kadar başarıyla yönetildiğine şahit oluyoruz. Eli kanlı zalim bir rejime karşı savaşı kazanan Suriyeli kardeşlerimizin zaferi de kazanacağına yürekten inanıyoruz" değerlendirmesini yaptı. Yeni yönetimin Suriye halkının tüm kesimlerini kuşatan ve kucaklayan bir anlayışla yoluna devam etmesini temenni ettiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye olarak inşallah yeni dönemde de Suriye halkının yanında olmayı sürdüreceğiz. İhtiyaç duydukları her konuda Suriyeli kardeşlerimize gereken her türlü desteği vereceğiz. Aynı şekilde Irak’ta yaşanan her gelişmenin de ülkemize ve bölgemize yansımaları olmaktadır. Tıpkı Suriye gibi Irak’ın toprak bütünlüğü ve egemenliğinin muhafazası da bizim için çok ama çok önemlidir. Kalkınma Yolu Projemizle bu ülkeyi ulaşım yollarının yeni güzergahı yapmak için paydaşlarımızla yakın çalışıyoruz.Her iki ülkenin güvenlik ve bekasına kasteden PKK terör örgütüyle ortak mücadelemiz tavizsiz bir şekilde sürecektir. Önümüzdeki şubat ayında 4. yılına girecek olan Rusya-Ukrayna savaşıyla dünyada taşlar yerinden oynamıştır" açıklamasını yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bu savaşta da dengeli bir politika izleyerek önceliğini adil barışın sağlanmasına verdiğini, ateşe benzin dökmenin değil, yangını söndürmenin gayretinde olunduğunu belirterek, "Bu çizgimizi önümüzdeki dönemde de koruyacağız. AGİT Genel Sekreterliği’ne 57 üye ülkenin oy birliğiyle tecrübeli bir Türk büyükelçinin Sayın Feridun Sinirlioğlu’nun atanması barış çabalarımızda işimizi kolaylaştıracaktır. Karabağ’ın işgalden kurtulmasıyla yakalanan tarihi fırsatın Azerbaycan ile Ermenistan arasında bir barış anlaşmasıyla taçlanmasını arzu ediyoruz. Görüldüğü üzere çevremizde adeta bir ateş çemberi, istikrarsızlık yumağı hüküm sürüyor" diye konuştu. "Türk diplomasisinin değişen şartlara ayak uydurabildiğini, milli menfaatlerimizi merkeze alarak barış odaklı faaliyetlerini başarıyla sürdürebildiğini görüyoruz" "Tam da bu noktada beş asra uzanan engin tecrübesiyle Türk diplomasisinin değişen şartlara ayak uydurabildiğini, milli menfaatlerimizi merkeze alarak barış odaklı faaliyetlerini başarıyla sürdürebildiğini görüyoruz" diyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Hariciye teşkilatımızın bölgemizin barış huzur ve güvenliğine dönük çalışmalarını bundan sonra da başarıyla ifa edeceğine inanıyorum. Kıymetli büyükelçiler, son dönemde güvenlik konseptlerinde köklü değişimler yaşanıyor. İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan ittifaklar ve güvenlik anlaşmaları sorgulanırken, savunma harcamaları çarpıcı bir şekilde artıyor. Bu hassas dönemin bir başka özelliği de farklı alanlarda baş gösteren yeni tehditler sebebiyle milli güvenlik kavramının kapsamının genişlemesidir. Tabii düzensiz göç gibi yabancı karşıtlığı ve İslam düşmanlığı gibi sorunlar da artık milli güvenlik kavramı çerçevesinde tartışılıyor. Türkiye tüm bu tehditlerle, sınamalarla mücadelede hamdolsun güçlü bir müktesebata sahiptir. Bununla birlikte karşımızdaki tehditlerin sayısı, büyüklüğü ve değişen yapısı teyakkuzda olmamızı ve hızlı çözümler üretmemizi elzem kılıyor." Türkiye’nin oyun kurucu bir aktör olarak müessir güç konumunu günden güne pekiştirmekte olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çeşitli ülkelerden pek çok muhatabımız da bu gerçeği artık teslim ediyor. Hedeflerimiz ve ideallerimiz büyük olsa da bunları hayata geçirecek diplomatik kapasiteye de stratejik hareket kabiliyetine de sahibiz. Ancak bu kapasite ve kabiliyeti sürekli geliştirmemiz, daha ileri noktalara taşımamız şart. Küresel ve bölgesel gelişmelerin seyri Dışişleri Bakanlığımızı daha geniş bir insan kaynağıyla takviye etmemiz gerektiğini bizlere gösteriyor. Aynı şekilde yeni ve çığır açan teknolojileri dış politika stratejimize bir an önce dahil edip çağa herkesten önce ayak uydurmamız gereklidir. Böyle bir ortamda devletimizin ve milletimizin Dışişleri Bakanlığımızdan beklentisi her zaman olduğu gibi yüksektir. Köklü bir geleneği temsil eden Hariciye teşkilatımızın bu beklentileri ziyadesiyle karşılayacağına inancım tamdır" dedi. "Savunma sanayi ürünlerimizdeki yerlilik oranını yüzde 80 seviyesinin üzerine çıkardık" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dışişleri Bakanlığı’nın, teröristler tarafından en fazla hedef alınan kurumlar arasında yer aldığını belirterek görevi başında şehit edilen tüm diplomatlara bir kez daha Allah’tan rahmet dileğinde bulundu. Erdoğan, "Diplomatlarımız bugün de dünyanın en zor coğrafyalarında kimi zaman canları pahasına vazifelerini ifa etmektedir. Bu noktada büyükelçilerimizin yakından takip etmelerini beklediğim birtakım gelişmeler ve eğilimlere dikkat çekmek istiyorum. Yakın tarihimize baktığımızda Türkiye gerek savunma ihtiyaçlarının giderilmesinde gerekse 40 yıllık terörle mücadelesinde, müttefiklerinden beklediği desteği maalesef göremedi. Tam aksine çoğu zaman yaptırımlara ve ambargolara maruz kaldık. Bu nedenle özellikle savunma sanayinde kendi kendimize yeterli olma yolunda devrim niteliğinde adımlar attık. Bilhassa son yıllarda yakaladığımız ivmeyle savunma sanayi ürünlerimizdeki yerlilik oranını yüzde 80 seviyesinin üzerine çıkardık. Sizlerden ülkemize yönelik gizli açık yaptırımların ve ambargoların zamanlıca bertaraf edilmesi hususunda ön alıcı ve aktif hareket etmenizi bekliyorum” dedi. "Diğer yandan uluslararası ortaklarımızla iş birliğimizin derinleştirilmesi hususunda hepinize önemli görevler düşüyor" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milli teknoloji ürünlerimizin dost ve kardeş ülkelerin barış ve güvenliğine katkı yapması, müttefiklerimizin istifadesine sunulması büyükelçilerimizin çabalarıyla daha da kolaylaşacaktır. Aynı şekilde dijital çağın imkanlarından azami ölçüde istifade etmeniz yeni teknolojilerin sunduğu fırsatlardan yararlanmanız dış politikadaki manevra kabiliyetimize müspet bir etkide bulunacaktır. Bu teknolojilerin muhasım ellere geçme tehlikesini daima göz önünde bulundurmalı, hibrit, tehditlere karşı müteyakkız olmalısınız. Bir diğer önemli husus Batı ülkelerini esir alan kültürel ırkçılığın ve İslam düşmanı akımların eylemleridir. Mukaddes kitabımızın ve kutsal değerlerimizin pervasızca hedef alındığı pek çok saldırıya tanıklık ediyoruz. Bir arada yaşama kültürünü zedeleyen ve toplumsal birlikteliğin altını oyan bu saldırılarla etkin şekilde mücadele etmemiz mühimdir" şeklinde konuştu. Bu saldırıların kayıt altına alınmasının, yargılama süreçlerinin titizlikle takip edilmesi ve farkındalık çalışmalarının yapılmasının herkes için önem taşıdığını ifade eden Erdoğan, "Diğer taraftan küresel ticaretteki korumacı eğilimlerin arttığı bu dönemde yurt dışındaki iş insanlarımız ve yatırımcılarımızla daha yoğun bir iş birliği içinde olmanızı bekliyorum. Büyükelçilerimizin Türk dünyasının birlik, beraberlik ve entegrasyonunu güçlendirmeye, bütün bunlara yönelik adımlara öncülük etmesi kritik önemdedir. Afrika başta olmak üzere görev yaptıkları tüm coğrafyalarda büyükelçilerimizin milletimizle o bölge halkları arasında kurulan gönül köprülerini daha da sağlamlaştıracağına inanıyorum" açıklamasını yaptı.
İstanbul İbrahim Hatipoğlu: "Fenerbahçe’nin algı başkanı algılarına devam ediyor" Galatasaray Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi ve Sportif AŞ Başkan Vekili İbrahim Hatipoğlu, Fenerbahçe Kulübü Asbaşkanı Acun Ilıcalı’nın açıklamalarına ilişkin, "Fenerbahçe’nin algı başkanı algılarına devam ediyor maalesef. Bu konuda insanlara ders vermek ve ahlak kurallarından bahsetmek onların işi değil" dedi. Turkuvaz Medya Spor Zirvesi, Turkuvaz Medya Merkezi’nde yapıldı. Zirveye Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek ile Galatasaray Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi ve Sportif AŞ Başkan Vekili İbrahim Hatipoğlu da katıldı. İbrahim Hatipoğlu, organizasyonun ardından basın mensuplarına gündeme dair açıklamalarda bulundu. Sivasspor maçında Barış Alper Yılmaz’ın sakatlığının ardından sarı-kırmızılı kulübün ikinci başkanı Metin Öztürk’ün yaptığı açıklamalara Acun Ilıcalı’nın verdiği cevabı değerlendiren Hatipoğlu, "Fenerbahçe’nin algı başkanı algılarına devam ediyor maalesef. Bugün suçladıkları konularda 2 maç önce teknik direktörlerinin neler söylediklerini unutmadık. Bu konularda insanlara ders vermek ve ahlak kurallarından bahsetmek onların işi değil. Söylemiş oldukları kelimeleri telaffuz etmek ve o seviyeye inmek istemiyorum. Sporun ruhuna aykırı beyanlardan uzak durmaya çalışıyoruz. Sivas’ta yaşananları tüm Türkiye gördü. Canımız yandı. Açıklamalarımızı yaptık. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı’ndan bizzat gelen tepkilerle Galatasaray’ın haksızlığa uğradığı tescil edildi. Buradan algı yapmanın hiçbir faydası yok" ifadelerini kullandı. "TFF Başkanı’nın yaptığı açıklamalarla tarafsızlığını yitirdiğini düşünüyoruz" TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun yaptığı açıklamalarla tarafsızlığını yitirdiğini düşündüklerini aktaran Hatipoğlu, "Barış’ın başına gelenler futbolun içinde olan bir pozisyondan kaynaklanmadı. Bizim için ’Geçmiş olsun’ mesajı yayımlayan herkese teşekkür ediyoruz. TFF’ye karşı tavrımız çok net. Bu federasyonun istifa etmesi gerektiğini ve TFF Başkanı’nın yaptığı açıklamalarla tarafsızlığını yitirdiğini düşünüyoruz. TFF ile bu mücadelemiz devam edecek. Özür ile güven probleminin çözülmesi mümkün değil" şeklinde konuştu. İbrahim Hatipoğlu, UEFA Avrupa Ligi’nin 6. haftasında 12 Aralık Perşembe günü İsveç ekibi Malmö ile deplasmanda yapacakları maçtan güzel bir oyunla galip geleceklerine inandığını dile getirerek, "Galatasaray 11 kişiyle çıktığı hiçbir maçta eksik değildir. Bu hafta 4 tane Türk takımı Avrupa’da mücadele edecek. Hepsine yürekten başarılar diliyorum" diyerek sözlerini noktaladı.
İstanbul Dursun Özbek: "MHK’nın tavrı ve tutumu Galatasaray açısından kabul edilemez" Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Merkez Hakem Kurulu’nun (MHK) görevini yapamadığını belirterek, "Merkez Hakem Kurulu’nun tavrı ve tutumu Galatasaray açısından kabul edilemez" dedi. Turkuvaz Medya Spor Zirvesi, Turkuvaz Medya Merkezi’nde yapıldı. Zirveye Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek ile Galatasaray Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi ve Sportif AŞ Başkan Vekili İbrahim Hatipoğlu da katıldı. Başkan Özbek, organizasyonun ardından basın mensuplarına gündeme dair açıklamalarda bulundu. "MHK’nın tavrı ve tutumu Galatasaray açısından kabul edilemez" Sivasspor maçında Rey Manaj’ın, sarı-kırmızılı futbolcu Barış Alper Yılmaz’a yaptığı sert faulün ardından yaşananlara ilişkin konuşan Dursun Özbek, "Neticede bir milli sporcu. TFF’nin ’Geçmiş olsun’ mesajı yeterli mi? Elbette insani olarak bu mesajı yayımlamak lazım. Bu olayın nasıl oluştuğuna dikkat çekmek istiyorum. Özellikle gece geç saatlerde maçtan sonra yapılan açıklamalar ve MHK Başkanı’nın yaptığı açıklamalar dikkate değer. Bir şey dikkatinize geldi diye düşünüyorum. Bütün Türkiye’nin kabul ettiği herkesin mutabık olduğu bir faul sonrası, maksatlı olarak yapılan bir hareket ifade ederken MHK saçma sapan açıklamalar yaptı. Sen burada gördüğünü net olarak açıklamak zorundasın. Böyle eğilip bükülüp işi sulandırması bizim hoşumuza gitmedi. Daha önceki açıklamalarımızda da ifade ettiğimiz gibi Merkez Hakem Kurulu görevini yapamıyor. Sadece Galatasaray-Sivasspor maçı değil, işin bütününe girdiğiniz zaman orada çok net olarak görürsünüz. Bir hakem fiyaskosu. Merkez Hakem Kurulu’nun tavrı ve tutumu Galatasaray açısından kabul edilemez" ifadelerini kullandı. "Yayıncı kuruluşa mesajım şu; adil olun, ticari kaygıyla görüntülerle oynamayın" Yayıncı kuruluşa da sert eleştirilerde bulunan Özbek, "Burada yayıncı kuruluşa da bir şey söylemek istiyorum. Yayıncı kuruluş da bütün maçlarda aleyhimize olan hareketleri farklı bir boyutta gösteriyor farklı açılardan gösteriyor, lehimize olan hareketleri başka açılardan göstererek bir eyyamın peşinde. Bunu ticari kaygıyla mı yapıyorlar, nasıl yapıyorlar? Bilmiyorum. Bu konuda arkadaşlarım çalışıyor. Yayıncı kuruluşa çok kısa sürede bu yaptıklarının nasıl bir büyük bir hata içerdiğini ifade edecek şekilde bir dosya hazırlıyoruz. Kendilerine vereceğiz. Yayıncı kuruluşun bundan sonraki hareketlerinde de çok dikkatli olması lazım. Çünkü VAR’a gönderilen görüntüler onlar tarafından gönderiliyor, bizim seyrettiğimiz görüntüler de onlar tarafından. İş işten geçtikten sonra, hareketten 10 dakika geçtikten sonra onu göstermenin bir manası yok. Kamuoyunun bilgi sahibi olması için zamanında, anında, tarafsız bir şekilde görüntülerin yayınlanması lazım. Buradan yayıncı kuruluşa mesajım şu; adil olun, ticari kaygıyla görüntülerle oynamayın" diye konuştu. "Rakip takıma bir şey söylüyoruz, cevap TFF Başkanı’ndan geliyor" Dursun Özbek, Fenerbahçe Kulübü Asbaşkanı Acun Ilıcalı’nın, Barış Alper Yılmaz’ın sakatlığının ardından sarı-kırmızılı kulübün ikinci başkanı Metin Öztürk’ün yaptığı açıklamalara verdiği yanıtla ilgili, "Seviyesi ve konuşma tarzı itibarıyla Galatasaray Kulübü’nün ikinci başkanına, Fenerbahçe Kulübü’nün asbaşkanının böyle şeyler söylemesi kabul edilemez. Haddine değil. Türk futbolu olarak tuhaf bir duruma geldik. Rakip takıma bir şey söylüyoruz, cevap TFF Başkanı’ndan geliyor. TFF Başkanı savunmaya çalışıyor. Bugün Galatasaray’ın gündeminde yapılan hakem hataları ve federasyon başkanının şahsımı tehdit etmesi var. Bir bakıyorsunuz rakip takım ortaya çıkıyor. Gündemi değiştirmek için çeşitli söylemlerde bulunuyor. İkinci başkanıma laf ediyor. Bunlar kabul edilemez" cümlelerine yer verdi. "TFF Başkanı’nın, MHK Başkanı’yla ilgili söylemden çok eyleme geçmesi lazım" MHK’nin yanlış yönetildiğini söyleyen Özbek, "Bir bakıyorsunuz TFF Başkanı çıkıyor ve ’Hakemler bana komplo kuruyor ve operasyon çekiyor’ diye yayın yapıyor. Sen başkan değil misin? Sen yönetiyorsun. Senin Merkez Hakem Kurulun. Sayın Başkan, gereğini yapman lazım. Öyle komplo kuruyorlar gibi söylemlerle gündemi değiştirmeye çalışmayalım. Yapılan hareketlerin Türk futboluna etkisi çok büyük. Herkes bundan etkileniyor. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanın, kendisine komplo kurduğunu iddia ettiği Merkez Hakem Kurulu Başkanıyla ilgili söylemden çok eyleme geçmesi lazım. ’Gerekeni yapması lazım’ diye düşünüyorum" dedi. "Türkiye Futbol Federasyonu, şahsımı bir kamu televizyonunda tehdit etmiştir" TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun kendisini televizyon yayınında tehdit ettiğini ve Kulüpler Birliği Vakfı’nın bu duruma sessiz kaldığının altını çizen Dursun Özbek, "Türkiye Futbol Federasyonu şahsımı bir kamu televizyonunda tehdit etmiştir. 85 milyon kişi bunu dinledi, gördü. Bir arkadaşım hariç başka kimseden ses yok. Galatasaray da Kulüpler Birliği Vakfının önemli bir üyesi. Galatasaray’ın Kulüpler Birliği Vakfındaki katkıları tartışılmaz. Orada başkanlık yapmış bir kişiyim. Ne Kulüpler Birliği Vakfı ne de üyeleri şahsımı arayıp bir ’Geçmiş olsun’ mesajında bulunmadı. Peki geçmişte ne oldu? Hatırlarsanız Ankara’da bir futbol hakemimiz, bir başkan tarafından yumruklandı ve çenesi kırıldı. Yine aynı vakıfta aynı yönetim varken yumruk atan sayın başkana (Faruk Koca) ’Geçmiş olsun ziyaretine gidelim.’ dendi. Mani olduk. ’Arkadaşlar biz ne yapıyoruz? Bir hakem yumruk yemiş. Geçmiş olsuna gideceksek ona gitmemiz lazım.’ diye engelledim de biz ondan sonra doğrusunu bulduk. Önce hakeme gittik. Sonra da Faruk Başkanı ziyarete. Şimdi böyle bir yönetimin içindeyiz. Bu mesajımda da artık bu birliğin gerektiği şekilde yönetilmesi, gerektiği şekilde Türk futboluna fayda üretmesinin artık zamanı gelmiştir diye düşünüyorum" şeklinde konuştu. Başkan Özbek, sözlerini şöyle tamamladı: "Artık lafın bittiği yerdeyiz. Federasyon ne yapacaksa yapsın. Sadece söylemle değil kafasında ne varsa yapsın. ’Hakemler bana operasyon çekti’ diyor. Gereğini yap kardeşim. Kulüpler Birliği Vakfı’na mı devredilecek? Merkez Hakem Kurulu’nu, devret kardeşim. Onun için artık sözün sonuna geldik. Bundan sonra artık konuşmak yerine eylemde bulunmakta fayda var."