EKONOMİ - 14 Eylül 2021 Salı 13:53

Çanakkale’nin muhtarları, 1915 Çanakkale Köprüsü’nü gezdi

A
A
A
Çanakkale’nin muhtarları, 1915 Çanakkale Köprüsü’nü gezdi

Çanakkale il merkezi ve ilçelerinde görev yapan muhtarlar, Tamamlandığında dünyanın en büyük orta açıklığına sahip asma köprüsü unvanına kavuşacak olan 1915 Çanakkale Köprüsü’nü gezdi.

Çanakkale il merkezi ve ilçelerinde görev yapan muhtarlar, Tamamlandığında dünyanın en büyük orta açıklığına sahip asma köprüsü unvanına kavuşacak olan 1915 Çanakkale Köprüsü’nü gezdi. AK Parti Çanakkale İl Başkanlığı tarafından düzenlenen köprü ziyaretlerine katılan muhtarlar, emeği geçenlere teşekkür etti.


AK Parti Çanakkale İl Başkanı Naim Makas ve il yöneticileri, Çanakkale ve ilçelerindeki görevli muhtarlarla 1915 Çanakkale Köprüsü’ne ziyaretler gerçekleştirdi.


Cumhuriyet tarihinin önemli projeleri arasında yer alan 1915 Çanakkale Köprüsü ile ilgili açıklamalarda bulunan Başkan Makas, “Çanakkale’de siyasi parti ayırtmaksızın herkes bu köprünün nasıl inşa edildiğine şahitlik etsin. Bu köprü, atalarımızdan bizlere emanet olan bu kadim toprakların Asya ve Avrupa’nın bir kez daha karayolu ile bağlandığı kıymetli bir yapıdır. Bu gördüğünüz yapının bitmesine çok kısa bir süre kaldı. Hedef 2023’tü ama güçlü devletimiz ve güçlü hükumetimizin özverili çalışmalarıyla, yılbaşında köprüden karayoluyla ilk araç geçmiş olacak diye ümit ediyoruz ve öyle bilgiler aldık. Görüldüğü üzere son birkaç tabiyesi kaldı. Türkiye’de kriz oluşturmak isteyenlere inat, siyasi krizlere zemin hazırlayanlara inat, Türkiye de işler yolunda gitmiyor diyenlere inat, pandemi dönemine inat, her şeyin bütün faaliyetlerin neredeyse durduğu, işlerimizin aksadığı, ilişkilerimizin zayıfladığı o döneme inat, bu köprüde faaliyetler durmadı. Bu köprü, hükumetimizin nasıl milletine özveriyle hizmet ettiğinin resmi kanıtıdır. Çanakkale’yi başka bir seviyeye, başka bir platforma taşıyacak çok kıymetli bir yatırım olarak görüyoruz. Bununla beraber buradaki şaheser hepimiz ve Çanakkale’miz için çok anlamlı. Bu köprü sadece Lapseki’yi Gelibolu’ya bağlamıyor, Yenice’yi de Ezine’yi de Gelibolu’ya bağlayan bir köprü. Çanakkale, sadece Türkiye’ye değil, dünyaya kapılarını açan bir kent haline gelecek inşallah. Biz bununla gururluyuz” diye konuştu.


AK Parti Çanakkale İl Başkanı Naim Makas’ın açıklamalarının ardından muhtarlarla birlikte köprüde incelemelerde bulunuldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Selçuklu Belediyesi öğrencilere tiyatro aracılığıyla sıfır atık bilinci aşılıyor Konya’nın merkez Selçuklu İlçe Belediyesi, geçtiğimiz yıl başlattığı ve öğrencilere sıfır atık bilincinin kazandırılmasının hedeflendiği “Elden Ne Gelirse” isimli tiyatro oyununu sahnelemeyi sürdürüyor. Sıfır atık bilincini toplumun her kesimine yaymak adına farklı platformlarda çalışma yürüten Selçuklu Belediyesi, İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü ile Belediye Tiyatro Müdürlüğü bünyesindeki Selçuklu Sanat Akademisi iş birliğinde ilçede bulunan İlkokul 3-4. sınıflara “Elden Ne Gelirse” isimli oyunu sahneliyor. Kasım ayında başlayan ve haftada 500 öğrencinin yararlandığı tiyatro etkinliği sanat ve çevre bilincini harmanlayarak öğrencilerin çevre ve sıfır atık farkındalığını artırmaya katkı sağlıyor. “Daha yaşanabilir ve yeşil bir dünyayı öğrencilerimizle inşa edeceğiz” Sıfır atık farkındalığının oluşması için belediye olarak çok ciddi çalışmalar yaptıklarının altını çizen Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, “Temiz çevre ve sıfır atık artık dünyanın en çok konuşulan ve üzerinde çalışma yürütülen konularından bir tanesi haline geldi. Bizler de toplumumuzda çevre, sıfır atık alanında refleks oluşması için çok önemli çalışmalar yürütüyoruz. Geleceğimizi emanet ettiğimiz öğrencilerimizin de temiz çevre ve sıfır atık bilincinde olması gelecek planlamalarımızın temelini oluşturuyor. Bu çerçevede İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğümüz ile Selçuklu Sanat Akademimizin geçtiğimiz yıl başlattığı ‘Elden Ne Gelirse’ isimli oyunu ilçemizde öğrenim gören ilkokul 3. ve 4. sınıf öğrencilerimizle buluşturmayı sürdürüyor. Cuma günü hariç hafta içi her gün okullardan servislerle alarak Selçuklu Kongre Merkezi’ne getirdiğimiz öğrencilerimiz yarım saatlik süreyle günde 2 seans olmak üzere ‘Elden Ne Gelirse’ isimli oyunu izleyerek sıfır atık ile ilgili farkındalık çalışması gerçekleştiriyor. Bu etkinliklerden haftada ortalama 500 öğrencimiz faydalanıyor. Bu çalışmamızdan 2023-2024 eğitim öğretim yılında şu ana kadar 52 okuldan 19 bin 200 öğrencimiz faydalandı. Yıl bitimine kadar ve yeni yılda da binlerce öğrencimiz bu etkinliğimizden faydalanmış olacak. Böylelikle öğrencilerimizde çevre ve sıfır atıkla ilgili bilinç ve refleksin oluşmasına katkı sağlamış olacağız. Ayrıca gerçek geri dönüşüm malzemelerinden ve marangozhane personelimiz tarafından madeni yağ varili ile atölyeden çıkan hurda parçalardan yapılan uçak sıfır atık konusunda öğrencilerin bilinçlenmesine önemli bir katkı sağlıyor. Bu çalışmanın tamamında kendi imkanlarımızı kullanarak böyle bir çalışmaya imza attık ve bundan ayrıca memnuniyet duyuyorum. Bu çalışmada emeği geçen personellerimiz olmak üzere etkinliğimize katılan okullarımıza, öğrencilerimize ve öğretmenlerimize çok teşekkür ediyorum” dedi.
Sakarya Dededen kalan asırlık vasiyet: 109 yıldır vatandaşın unu bu değirmende öğütülüyor Sakarya’nın Hendek ilçesinde 300 yıllık olduğu bilinen su değirmeni, 1915 yılında Yahudilerden satın alındıktan sonra vasiyet üzerine 109 yıldır geleneksel yöntemlerle buğday ve mısır gibi ürünleri öğütüp un haline getirerek vatandaşların ihtiyacını karşılıyor. Bayraktepe Mahallesi’nde bulunan ve 300 yıllık olduğu bilinen su değirmeni tarihe tanıklık etmeye devam ediyor. 1915 yılında Yahudilerden alındıktan sonra işletilen ve vasiyet üzerine de yaklaşık 109 yıldır işletilmeye devam edilen değirmende geleneksel yöntemlerle buğday ve mısır gibi ürünleri öğütüp un haline getirerek vatandaşların ihtiyacını karşılıyor. Gelişen teknolojiye direnen değirmen günümüzde halen dere yatağından akan su ile çalışmaya devam ediyor. Eski görünümünden modernize hale getirilen değirmende taleplere yetişilemiyor. "Sakarya’da sayılı değirmenlerden biridir" Dedesinin vasiyeti üzerine değirmeni işleterek vatandaşın un ihtiyacını karşıladıklarını aktaran 45 yaşındaki Veysel Duyar, "Bu değirmen dededen kalmadır. Yaklaşık 80 yıl dedem çalıştırdı ve bize, ’Sağ olduğunuz sürede çalıştırın, insanların un ihtiyacını karşılayın’ dedi. Biz de rahmetliye söz verdik ve kapatsan olmuyor, bunu insanlar da istemiyor çünkü Sakarya’da sayılı değirmenlerden biridir. En yoğun zaman ise Eylül ile Ekim’den sonraki zamanlardır ve 3’üncü aya kadar devam eder. Burada mısır, buğday, tarhana gibi öğütülebilecek her şeyi un haline getiriyoruz. Elektrikli değirmenler arasında çok fark vardır. Onların taşı 250 kilogram ve makineye bağlı taş hafif olduğu için mısırı attığın zaman 5-6 defa çevirip un haline getiriyor ve taş ürünü yakıyor. Ancak su değirmeni böyle değildir, bu değirmendeki taş 750 kilogramdır. Mısır düştüğü anda un haline gelip dışarı atar, çevirme yapmadığı içinde yakma olmaz. Alttan su vurduğu içinde serinleme yapar. Doğadan gelen bir lezzet, ürünü bozmuyor" dedi. "300 yıllık olduğu söyleniyor" 78 yaşındaki Yılmaz Duyar ise, "300 yıllık olduğu söyleniyor, 1915 yılında Ermeniler buradan gittiklerinde satın alınmış, biz de bu tarihi biliriz. Su değirmeni yavaş döner ve ürünü yakmaz. İstediğimiz gibi un öğütür ve lezzetli bir şekilde yenir ancak makinalar öyle değildir. Hızlı döner, yakar ve tadını kaçırır, ekmeği de iyi olmaz" diye konuştu.
Kars Kars Çıldır Gölü’nde dörtnala atlı kızak keyfi Türkiye’nin doğusunda yer alan ve yüzeyi kısmen buzla kaplanan Kars Çıldır Gölü’nde atlı kızak seferleri başladı. Cam gibi buz üzerinde dörtnala koşan atlar kızaklarda bulunan vatandaşlar unutulmaz anlar yaşıyor. Her mevsim bir başka güzelliğe bürünen Kars, kış mevsiminin masalsı güzelliğiyle yerli ve yabancı turistlerden yoğun ilgi görüyor. Tur operatörleri aracılığıyla Kars’a gelen yerli ve yabancı turistlerin ilk ziyaret ettikleri yer olan Çıldır Gölü oluyor. Doğal güzellikleri eşliğinde buz tutan göl üzerinde yapılan atlı kızak turları ise ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunuyor. Kütahya’dan Kars’a gelen Mustafa Parlak, “Kars’a misafirlerimi getirdim, il durağımız Çıldır Gölü oldu. çok güzel atlı kızaklarla üzerinde tur yaptık. Memleketimizin her yeri güzel, buraların ayrı bir güzelliği var. Buzun üzerinde atlı kızağın tadını çıkarmalarını tavsiye ediyorum” dedi. “Buz üzerinde eşsiz bir deneyim” Kars’ın Arpaçay ilçesine bağlı Taşbaşı köyü bölgesinde bulunan Yunus yeri her yıl olduğu gibi bu yılda yerli ve yabancı turistleri ağırlıyor. Köylülerin geleneksel yöntemlerle sürdüğü atlı kızaklar, atların nal sesleri ve kızakların buz üzerinde süzülüşüyle, buzların çatlama sesi ise ilk kez buz üzerinde atlı kızakla gezenlere adrenalin dolu anlar yaşatıyor. “Turistlerin gözdesi” Çıldır Gölü’ndeki atlı kızak keyfi, özellikle fotoğraf tutkunları ve doğaseverler için cazip bir aktivite. Turistler, göl üzerinde kızakla ilerlerken çevreyi keşfetme fırsatı buluyor. Çıldır Gölü’nde atlı kızak keyfi, sadece bir etkinlik değil, aynı zamanda doğanın gücünü ve insanla olan ahengini hissetme fırsatı sunuyor. Donan göl üzerinde atlı kızak turlarının ardından yerli ve yabancı turistler, Çıldır Gölü’nden ayrılarak Kars’ dönüyor.
Elazığ Arılar yıllar sonra ilk defa kış uykusuna erken yattı Ülke genelinde olduğu gibi Elazığ’da da bu sene karın erken yağması ve buna bağlı olarak sıcaklıkların düşmesi, arıları olumlu yönde etkiledi. Yıllardır kış uykusuna tam anlamında yatamayan arılar, bu sene erkenden salkıma düştü. Bu durum arıcıları sevindirdi. Ülke genelinde olduğu gibi Elazığ’da da küresel ısınmanın sonucu olarak ortalama 5 yıldır sıcaklılar kış ayında mevsim normallerinin üzerinde seyrediyor, kar yağışı ise ocak ayının sonunu buluyordu. Gereken şartların oluşmadığı için kış uykusuna yeteri kadar yatamayan arılarda stres, verimsizlik ve ölümlerle karşı karşıya kalınıyordu. Yıllardır yaşanan durum ise bu sene karın erken yağması ile sona erdi. Karla birlikte sıcaklıkların ortalama 8 derece altına düşmesi, arı kolonilerini kış uykusuna erkenden düşürdü. Kolonilerdeki arı ölümlerinin asgari düzeye düşeceğini dile getiren Elazığ Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Kimyager Fırat Canbay, arıların bahara daha dirençli ve güçlü çıkacağını ifade etti. Sıcaklıkların 8 derece altına düşmesiyle arı kolonilerinin erkenden kış salkımına geçtiğini aktaran Canbay, bu durumun arıcıları sevindirdiğini ifade etti. Arıların kış salkımına geçmediği zaman enerji kaybettiğini dile getiren Başkan Fırat Canbay, “Bu sebepten dolayı bizler aşırı derecede kış kaybı yaşıyorduk. Elazığ bölgesindeki kış kaybı oranı ortalama olarak yüzde 17’di civarlarındaydı. Bu rakam Türkiye ortalamasında ise yüzde 14’tür. Bu rakam da Türkiye ortalamasının üstüne bir rakamdır. Dolayısıyla kış mevsiminin 5 yıldır geç olgunlaşmasından dolayı kış kayıplarımız da tahminimizin üstünde gerçekleşiyordu. Bu sene kış biraz daha erken geldi. Bu da bizim arıcılarımız için olumlu bir gelişme olarak görülmektedir. Çünkü arılar da ekosistemin bir parçasıdır. Kasım ayı itibariyle bu bölgelerde polen ve nektar akışı durur. Bunların durmasıyla beraber arının da kümeleşmesi gerekiyor. Dolayısıyla bu sene kışın erken gelmesi nedeniyle arılar da kümeleşmeye erken geçti. Bu durum eğer çok zayıf koloni değilse kış kayıplarını asgari düzeye düşürmüş olacaktır” diye konuştu. ‘Son 5 yıldır kış şartları oluşmuyordu’ Başkan Canbay, “Arıların kış uykusuna erken yatması, arıların bir sonraki sezona daha dirençli ve enerjili bir şekilde çıkmasına sebebiyet verecek. Özellikle Doğu Anadolu Bölgesinde arıların ortalama 60 ile 90 gün kış salkımında olması, o arıların bahara dirençli ve verimli çıkmasına sebep olmaktadır. Bunları son yıllarda bizler yaşamıyorduk. Son 5 yıldır kış şartlar olgunlaşmıyordu. Sıcaklıkların 0-8 derece arasında seyretmesi, kış salkımı için en ideal sıcaklıktı. Daha önceleri bölgemiz, ocak aynın ortasına kadar 8 derecenin üzerindeki sıcaklıklarla karşı karşıya kalıyordu. Bu sene kasım ayının sonu itibariyle bu bölgede 8 derecenin altına düşen bir sıcaklıkla karşılaşınca arı kolonileri de erken kış salkımına geçti. Bundan dolayı da arılar ilkbahar mevsimine daha verimli ve güçlü çıkması için en önemli faktörlerden birisidir. Bu durum bölge arıcısı için olumlu ve sevindirici bir meteorolojik olaydır” şeklinde konuştu.
İstanbul Zirvede e-ihracatta kazanç fırsatı ve destekler konuşuldu MentorX tarafından düzenlenen zirvede, e-ihracatın işletmecilere sunduğu avantajlar, dijital dönüşüm stratejileri ve devlet destekleri ele alındı. Türkiye’nin ticaret merkezi İSTOÇ, MentorX: E-Ticaret ve E-İhracat Zirvesi ile dijital dönüşüm ve e-ticaret alanında buluşmaya ev sahipliği yaptı. Ticaret Bakanlığı E-İhracat Daire Başkanlığı yetkililerinin de yer aldığı etkinlikte, İSTOÇ esnafına e-ihracat ve devlet destekleriyle ilgili detaylı bilgiler aktarıldı. Yetkililer ayrıca esnafı ziyaret ederek sorularını yanıtladı ve süreçler hakkında rehberlik sağladı. Zirvede konuşma yapan MentorX Kurucusu Emre Koca, e-ihracatın girişimcilere sunduğu kazanç fırsatlarını vurguladı. Koca, yurt içi ve yurt dışı satışlar arasındaki vergi ve teşvik farkını açıkladı. Yurt içindeki pazar yerlerinde satış yapanların yüzde 25 stopaj ödediğini ifade eden Koca, yurt dışındaki pazar yerlerinde satış yapanların ise yüzde 21 devlet hibesi aldığını belirtti. Bu oranların, girişimcilere toplamda yüzde 46’lık bir kazanç avantajı sunduğunu dile getiren Koca, e-ihracatın işletmeler için büyük bir potansiyel taşıdığını söyledi. Etkinlik kapsamında Alibaba, Trendyol, Hepsiburada ve İdefix gibi yerel ve global e-ticaret devleri de deneyimlerini ve stratejilerini katılımcılarla paylaştı. Küresel pazarlara erişim yöntemleri, dijital dönüşümün ticaret üzerindeki etkileri ve inovatif stratejiler detaylı bir şekilde ele alındı. Koca, "İSTOÇ, Türkiye’nin ticaret damarlarından biri. Burada düzenlediğimiz bu zirve, hem girişimcilere hem de esnafa e-ihracatta global fırsatlar hakkında bir yol haritası sundu" dedi. Emre Koca, MentorX olarak girişimcilere her alanda destek vermeye devam edeceklerini de belirtti.