EKONOMİ - 20 Aralık 2024 Cuma 09:15

’İhracatın Öncüleri Ödülü’ MAY Tohum’un oldu

A
A
A
’İhracatın Öncüleri Ödülü’ MAY Tohum’un oldu

MAY Tohum, 2023 yılında gerçekleştirdiği ayçiçeği ve mısır tohumu ihracat verilerine göre ’İhracatın Öncüleri Ödülü’nün sahibi oldu.


İstanbul Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) düzenlediği ’Lezzeti Dünya’ya Taşıyanlar: 2023 İhracat Öncüleri’ ödül töreninde, bitkisel yağlar-yağlı tohumlar ve hububat-bakliyat-baharat ürünleri kategorisinde iki platin ödül alan MAY Tohum Türkiye’nin en çok ihracat yapan tohum firmalarından birisi olarak başarısını gösterdi.


"Türkiye tohum ihracatının yüzde 10’undan fazlasını MAY Tohum gerçekleştiriyor"


MAY markası ile ihracata 2005 yılında başladıklarını, bugün gelinen noktada cironun yüzde 35’ısının ihracat ve lisans gelirlerinin oluşturduğunu söyleyen MAY Tohum Yurtdışı Pazarlama ve Satış Direktörü Ersin Güneş, gelecek 5 yıllık sürede rakamı yüzde 50’ye çıkartmayı hedeflediklerinin bilgisini verdi. Ersin Güneş,” 2023 yılında ihracat rakamlarımızı bir önceki yıla göre yüzde 70 arttırarak, hedeflerimizin üzerinde bir gerçekleşme sağladık. Geliştirdiğimiz çeşitleri Avrupa Birliği, Karadeniz Kuşağı, Orta Doğu, Orta Asya, Afrika ve ABD’ye kadar olan coğrafyada en etkili şekilde tanıtarak, pazarlama ve satış faaliyetlerini gerçekleştiriyoruz. Gerçekleştirdiğimiz pazarlama satış faaliyetleri sonucunda, bugünMAY markası altında yer alan 200’den fazla uluslararası tescilli ticari çeşitlerimizi, 45’i aşkın ülkeye ihraç ederek, Türkiye tohum ihracatının yüzde10’undan fazlasını MAY Tohum olarak biz gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.


MAY Tohum, gelecek dönem hedeflerinde sadece ihracat oranlarını artırmakla kalmayıp, yenilikçi ürün portföyünü genişleterek sürdürülebilir tarımsal çözümler sunmayı da amaçladığını ifade eden Güneş, "Bu hedef doğrultusunda araştırma ve geliştirme faaliyetlerine büyük yatırımlar yaparak, dünya çapında rekabetçi bir marka olmayı sürdürüyoruz. 2019 yılı itibariyle hibrit mısır ve pamuk türünde, Türkiye’deki Ar-Ge Merkezlerinde ıslahını gerçekleştirdikleri çeşitleriyle ABD GDO’suz tohum pazarında, yer almaya başladık. Hibrit mısır ve pamuk türünde dünyanın en rekabetçi pazarlarından biri olan ABD GDO’suz tohum pazarına, rekabet gücü yüksek çeşitlerimizle giriş yaptık. Çeşitlerimiz adaptasyon kabiliyetleri ve verim potansiyelleri ile müşterilerimizin beğenisini kazandı. Islahını ve üretimini Türkiye’de gerçekleştirdiğimiz nitelikli tohum çeşitlerimizle ABD GDO’suz pazarında büyümemize hızla devam ediyoruz” dedi.


2005 yılında, MAY markası altında tohum ve lisans ihracatına başlayan MAY Tohum, dünya çapında stratejik öneme sahip, Hibrit Ayçiçeği, Hibrit Mısır, Pamuk, Tatlı Mısır ve Fasulye türlerinde, gerçekleştirdiği pazarlama ve satış faaliyetleri ile global pazarlardaki istikrarlı büyümesini sürdürmeye devam ediyor.



’İhracatın Öncüleri Ödülü’ MAY Tohum’un oldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya RTÜK Başkanı Şahin: "Doğruya rağbet belki de azaldı" Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, Konya’da İklim Yayıncılığı Forumu’na katıldı. RTÜK Başkanı Şahin, "Özellikle sosyal medyadaki yalan gerçeklik ve algı yönetimi bence 40 kat daha fazla. Doğruya rağbet belki de azaldı" dedi. Çeşitli programlara katılmak için Konya’ya RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin ilk olarak Taş Bina Kültür ve Sanat Merkezinde düzenlenen İklim Yayıncılığı Forumu’na katıldı. Burada konuşan RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, "RTÜK olarak biz özellikle medya okuryazarlığı altında, okuryazarlıklara önem veriyoruz. Dezenformasyona uğramamak için elimizden geleni yapıyoruz. Belki buradaki pek çok genç arkadaşımızın zihinlerinde RTÜK, sadece ve sadece ceza veren, bunun yanında düzenleyici tedbir almayan sadece işin ceza boyutunda olan bir kurum olarak algılanır ama onun aksine ben 6 yıldır görev süremde yapılan faaliyetlerde tedbirler ve farkındalık eğitimleri hep ön planda olmuştur" diye konuştu. "Doğruya rağbet belki de azaldı" Başkan Şahin, “Özellikle sosyal medyadaki yalan gerçeklik ve algı yönetimi bence 40 kat daha fazla. Doğruya rağbet belki de azaldı. Doğru yapılana rağbet azaldı. Yalan yanlış dezenformasyona getirmiş olduğu algı yönetimindeki algı arttı. Paylaşılma, görülme ve beğenilme isteği kötü de olsa artık prim yapmakta. Aslında belki de ne yapabiliriz diye konuşmamız lazım” şeklinde konuştu. "İklim değişikliğinin zararları düşündüğümüzden çok daha fazla hayatımızı olumsuz etkilemeye başladı" Programın ev sahibi aynı zamanda konuşmacı olan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ise "Belediyecilik ve şehir çok yoğun bir gündem ama şuna emin olabilirsiniz ki belediyelerin en önemli 2 gündem maddesi var. Birincisi iklim değişikliği, diğeri de göç. Bütün şehirler bunlardan ciddi manada etkileniyor. Dünyada belediyecilik bu yöne doğru ilerliyor. Bizim hep ifade ettiğimiz, bu konuların biz tarafı değiliz, yani karar verme mekanizmasının bir parçası değiliz. Biz şehirler olarak bu durumlardan etkilenen kurumların yöneticileriyiz. İklim değişikliğinin zararları düşündüğümüzden çok daha fazla hayatımızı olumsuz etkilemeye başladı” ifadelerini kullandı.
İstanbul Down sendromlu çocuklardan dünya barışına çağrı İstanbul Aydın Üniversitesi Saç Bakım ve Güzellik Hizmetleri Bölümü ‘Yeni Yılda Fantastik Saç ve Makyaj Show’ adında defile düzenledi. Düzenlenen defilede, yüz öğrenci tarafından hazırlanan 42 özgün saç ve makyaj tasarımları sergilendi. Düzenlenen defileye down sendromlu çocuklar damga vurdu. İstanbul Aydın Üniversitesi Saç Bakım ve Güzellik Hizmetleri Bölümü tarafından düzenlenen ‘Yeni Yılda Fantastik Saç ve Makyaj Show’ izleyicilere unutulmaz bir deneyim sundu. Bu yıl gelenekselleşen etkinlikte, 100 öğrenci tarafından hazırlanan ve hayal gücüyle tasarlanan 42 özgün saç ve makyaj modeli sergilendi. Özellikle down sendromlu gençlerin de sahnede yer almasıyla farkındalık oluşturan defile, izleyicilerden tam not aldı. Öğrenciler sahneye ‘Şiddetin Her Türlüsüne Hayır’ yazılı pankartlarla çıkarak anlamlı bir mesaj verdi. Saç ve makyajda hayal gücünü zorlayan tasarımlar Etkinlikte, Saç Bakım ve Güzellik Hizmetleri Bölümü öğrencileri iki yıllık bir emeğin ürünü olan özgün tasarımlarını sergiledi. Üretkenlikleri ortaya koyan öğrenciler, sahnede birbirinden dikkat çekici fantastik saç ve makyaj modelleriyle adeta birer profesyonel defileye imza attı. "Geleceğin güzellik mimarlarını yetiştiriyoruz" Etkinliğin açılışında bir konuşma yapan Saç Bakım ve Güzellik Hizmetleri Bölüm Başkanı Öğretim Görevlisi Leyla Cesaret Ergül, öğrencilerini ‘geleceğin güzellik mimarları’ olarak tanımladı. Ergül, şu ifadeleri kullandı: “Yaptığımız saç ve makyajlar, gündelik hayatta karşılaştığımız modeller değil. Bu tasarımlar, öğrencilerimizin yarınlarına ışık tutan çalışmalar. Bu tarz etkinlikler, öğrencilerimizin hem mesleklerine olan sevgilerini arttırıyor hem de profesyonel kariyerlerinde bir adım öne çıkmalarına destek oluyor. Bu yıl bir fark oluşturmak istedik ve down sendromlu dört genci de defilemizin parçası haline getirdik. Bu, bizi ‘artı bir fark’la daha ileriye taşıdı.” Down sendromlu gençlerden dokunaklı mesajlar Etkinlikte sahne alan down sendromlu Şevval Arapoğlu, duygu dolu açıklamalarda bulundu. Arapoğlu, üniversitede öğrenci olmanın en büyük hayali olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: “Hayalim üniversitede bir öğrenci olmaktı ve bu hayalimi İstanbul Aydın Üniversitesi sayesinde gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyorum. Bu hayalimi gerçekleştirme sürecinde bana destek olan herkese, başta AKEV Başkan Yardımcısı Elif Aydın olmak üzere herkese teşekkür ederim. Bir diğer hayalim ise şefkat dolu bir dünyada yaşamak. Savaşların olmadığı, çocukların ve kimsenin ölmediği bir dünyanın hayalini kuruyorum.” İzleyicilerden tam not İstanbul Aydın Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen defile, izleyicilerden tam not aldı. Katılımcılar, öğrencilerin tasarımlarını ve sahnede sergiledikleri başarıyı takdir ederken down sendromlu gençlerin etkinlikte yer almasıyla öne çıkan farkındalık mesajı büyük beğeni topladı.
Tokat Çivi kullanılmadan inşa edilen 942 yıllık cami tarihe tanıklık ediyor Tokat’ın Erbaa ilçesindeki 942 yıllık Silahtar Ömer Paşa Camii, çivi kullanılmadan inşa edilen ahşap yapısıyla tarihe tanıklık ediyor. Tokat merkeze 94, Erbaa ilçesine ise 14 kilometre uzaklıkta yer alan Akça köyündeki Silahtar Ömer Paşa Camii, 942 yıllık geçmişiyle mimarinin eşsiz bir örneğini sunuyor. Osmanlı ve Selçuklu mimari estetiğini bir araya getiren cami, ahşap ve taşın ustalıkla harmanlandığı çandı tekniğiyle çivi kullanılmadan inşa edildi. Caminin kesin yapım tarihi net olarak bilinmese de camideki ceylan derisi levhada yer alan H.1087-M.1676 tarihine göre yapının 17. yüzyıl Osmanlı eseri olduğu ile 1082 yılında Selçuklu mimarisiyle inşa edildiği yönünde iki farklı görüş öne çıkıyor. Sade dış tasarımına rağmen iç mekânda ahşap süslemeleri, geometrik desenlerle bezeli tavanı, Selçuklu motiflerini taşıyan mihrap ve minberiyle görenleri hayran bırakan cami, depremlere dayanıklılığıyla da dikkat çekiyor. 1939 ve 1942 yıllarındaki büyük depremlerde hasar görmeden ayakta kalmayı başaran Silahtar Ömer Paşa Camii, tarih ve estetiğin harmanlandığı bir miras olarak ziyaretçilerini bekliyor. Caminin 20 Aralık 1942’de saat 17.05’te meydana gelen ve 3 bin kişinin hayatını kaybettiği 7 büyüklüğündeki Niksar-Erbaa depreminde sadece minaresinin zarar gördüğünü söyleyen Sadık Demirdağ, “Selçuklular zamanında İpek Yolu üzerine bu cami kurulmuş. Sahipleri Niksarlı. Camimiz çivisiz. Hep ağaç geçmeli yapılmış. Kesinlikle demir diye bir şey yok. İpek Yolu üzeri olduğundan dolayı kervan buraya gelirmiş ve hanlarda konaklarlarmış. 1942 depremlerinden önce minaremiz çok yüksekmiş. Minare devrilmiş, hiç kimse zarar görmemiş. Onda da minare tamir görmüş. Yani camimiz depreme dayanıklı. Hiçbir şey olmamış” dedi.