GENEL - 24 Nisan 2019 Çarşamba 11:12

Elfi Gayrimenkul üst üste 3. kez Türkiye şampiyonu

A
A
A
Elfi Gayrimenkul üst üste 3. kez Türkiye şampiyonu

Gayrimenkul sektörünün güvenilir markası Realty World’ün, Türkiye genelinde faaliyet gösteren 130 emlak ofisinin katıldığı ödül törenine, 13 ödül ile Elfi Gayrimenkul damga vurdu.

Gayrimenkul sektörünün güvenilir markası Realty World’ün, Türkiye genelinde faaliyet gösteren 130 emlak ofisinin katıldığı ödül törenine, 13 ödül ile Elfi Gayrimenkul damga vurdu. Elfi Gayrimenkul, 2016 ve 2017’den sonra 3. yılında da Türkiye şampiyonluğunu kazandı.


Kıbrıs Kaya Artemis Oteli’de düzenlenen ödül gecesinde, 2018 Marmara Bölgesi Ciro birinciliği ve Türkiye Şampiyonluğu ödüllerini kazanan Elfi Gayrimenkul Bursa ofisi ile birlikte, Elfi’nin Balıkesir Karesi ilçesinde faaliyet gösteren 2. şubesi de Marmara Bölgesi Ciro 3’üncülüğüyle birlikte büyük başarı gösterip Türkiye 3’üncülük ödülünü kazanmayı başardı. Elfi Gayrimenkul gecede, Türkiye Ofis 1’inciliği, Marmara Bölgesi Ofis 1’inciliği Doğan Sarı ile Türkiye Danışman 3’üncülüğü, Murat Ayaz ile Türkiye Danışman 4’üncülüğü, Kübra Kılıç ile Türkiye Danışman 7’inciliği, Marmara Bölgesi Danışman 2’inciliği, Marmara Bölgesi Danışman 3’üncülüğü ödüllerinin yanında en iyi sosyal medya tanıtımı ve Türkiye geneli en çok portföyü olan ofisler ödüllerinin de sahibi oldu. Balıkesir Elfi Gayrimenkul de, Türkiye geneli ofisler arasında Türkiye ofis 3’üncülüğü, Marmara Bölgesi 3’üncülüğü, Cihan Koçer ile Türkiye Danışman 5’inciliği ile 2. yılında da önemli başarılara imza attı. Oylum Talu’nun sunuculunu yaptığı ve Fatih Ürek’in sahne aldığı gecede, Elfi Gayrimenkul Broker’ı Özkan Aydemir, Türkiye şampiyonluk kupasını Realty World Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Tuna’dan, Türkiye ciro 3’üncülük kupasını da Realty World Türkiye Genel Müdürü Sinan Şerifoğlu’nun elinden aldı.


İzmir ofisinin hazırlıkları devam ediyor


Elfi Gayrimenkul Brokeri Özkan Aydemir, kupaların gerçek sahiplerinin ekip arkadaşları olduğunu belirterek, amaçlarının tüm ekibi bir arada tutmak ve onların daha da başarılı olmasını sağlamak olduğunu söyledi. 2020’de daha büyük başarılara imza atmak için çalışmalarına devam ettiklerini açıklayan Aydemir, “Sektörün toparlanmaya çalıştığı bu dönemde İzmir Elfi Gayrimenkul’ün hazırlıklarını hızlandırmak istiyoruz. Geride kalan 6 yılda çok dikkatli, eğitimlerle ve araştırmalar sonucunda son 3 yılın Türkiye şampiyonluğunu kazanan ekibimle gurur duyuyorum. Bu başarılarda ailelerimizin de desteklerini göz ardı edemeyiz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Karacabey’de ramazan dolu dolu geçecek Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı, Ramazan ayının tüm İslam alemine hayırlar getirmesini diledi. Belediye ayrıca Ramazan ayı boyunca Kent Lokantası’nda halk iftarları, Aşevi vasıtasıyla haftada 7 gün bin kişilik evlere sıcak yemek ve Ramazan erzak kolisi yardımları gerçekleştirecek. Yanı sıra Kültür İşleri Müdürlüğü de Ramazan’ın belirli günlerinde Ergün Koç Kültür Merkezi’nde çeşitli etkinlikler düzenleyecek. Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı, 1 Mart 2025 tarihinde Cumartesi günü başlayacak olan mübarek Ramazan ayı dolayısıyla anlamlı bir mesaj yayımladı. Ramazan ayının tüm İslam alemine barış, huzur ve bereket getirmesini temenni eden Karabatı, "Bu mübarek ayda, hep birlikte dayanışma ve yardımlaşma ruhunu en güzel şekilde yaşamak dileğiyle tüm vatandaşlarımıza sağlıklı, huzurlu ve bereketli bir Ramazan dilerim." dedi. Öte yandan Belediye öncülüğünde Ramazan ayı boyunca Kent Lokantası’nda her akşam verilecek halk iftarlarının yanı sıra, Kültür İşleri Müdürlüğü de belirlenen günlerde dolu dolu etkinlikler düzenleyecek. 11 Ayın Sultanı Ramazan’ın başlaması dolayısıyla huzur ve mutluluğu bir arada yaşadıklarını belirten Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı, Ramazan ayının bolluk, bereket, sağlık ve mutluluk içinde geçmesi temennisinde bulundu. Başkan Karabatı, mesajında şu ifadelere yer verdi: "Bereketin, bolluğun ve paylaşımın yoğun şekilde yaşandığı ve özlemle beklediğimiz başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluş olan 11 ayın sultanı Ramazan ayına erişmenin huzur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Ramazan ayı, oruç ibadetinin yanı sıra yardımlaşma ve dayanışmanın ön plana çıktığı, inananların kendi içerisinde muhasebe yaptığı, nefsini terbiye ettiği ve sonunda da bayrama eriştiği önemli bir aydır. Bu mübarek ayda bizlere düşen görev yardımlaşmanın ve dayanışmanın güzelliğini en güzel şekilde yaşayıp yaşatmaktır.Bu duygu ve düşüncelerle içinde bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi’ni bulunduran Ramazan ayının başta Karacabey’imiz olmak üzere Bursa’mıza, ülkemize ve tüm İslam alemine hayırlar getirmesini Yüce Allah’tan niyaz ediyorum." Öte yandan Karacabey Belediyesi öncülüğünde, mübarek Ramazan ayının başlamasıyla birlikte her akşam Kent Lokantası’nda halk iftarları verilecek. Yanı sıra, Aşevi vasıtasıyla haftada 7 gün bin kişilik evlere sıcak yemek ve Ramazan erzak kolisi yardımları da gerçekleştirilecek. Belediye Kültür İşleri Müdürlüğü de Ramazan ayı içinde belirli günlerde çeşitli etkinlikler düzenleyecek. Ergün Koç Kültür Merkezi’nde saat 21.00’de başlayacak etkinlikler öncesinde saat 20.30’da Belediye önünden ücrtesiz araç kaldırılacak. Etkinliklerde ayrıca vatandaşlara sürpriz ikramlar da sunulacak.
Samsun 56. Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Bölge Yarışması’nı kazanan öğrencilerin sevinç gözyaşları Samsun’da düzenlenen “56. Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Bölge Yarışması”nda kazananlar belli oldu. Yarışmada derece kazanan öğrenciler gözyaşlarını tutamadı. Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) ev sahipliğinde düzenlen TÜBİTAK BİDEB Samsun Bölge Koordinatörlüğü tarafından organize edilen "Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Bölge Yarışması" sona erdi. Samsun, Sinop, Kastamonu, Çorum, Tokat, Amasya, Ordu ve Giresun illerinden başvuran 2 binin üzerindeki proje arasından seçilen 100 proje 3 gün boyunca projelerini sergiledi. Sergi sonunda 18 proje Ankara’da düzenlenen finalleri gitmeye hak kazandı. Öğrencilere ödüllerini OMÜ Rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın ve milli eğitim müdürleri verdi. "Evlatlarınızı hayranlıkla izledik" Ödül töreni OMÜ Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlendi. Açılış konuşmasını yapan TÜBİTAK Proje Yarışmaları Samsun Bölge Koordinatörü Prof. Dr. Yıldıray Topcu, "Yarışmanın 56. yılında, bölgemizde 12 farklı alanda 2 bin 294; Türkiye genelinde ise toplam 22 bin 586 proje başvurusu yapılmıştır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda bölge sergisi aşamasına geçmeye hak kazanan 100 proje, Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin ev sahipliğinde geçtiğimiz 3 gün boyunca sergilenmiştir. Sergimiz, zorlu hava koşullarına rağmen gerek ziyaretçiler, gerek yerel ve ulusal basınımız tarafından büyük bir ilgi görmüştür. Projelerin şu ana kadar tamamlanmış bulunan ön inceleme, ön değerlendirme ve bölge değerlendirmesi aşamalarında 29 farklı üniversiteden, 136 akademisyen görev almıştır. 26 Şubat yani dün itibarıyla tamamlanan bölge sergisi sonucu jüri üyeleri tarafından finalist olarak seçilen 18 proje, Mayıs ayı içinde Ankara’da yapılması planlanan Türkiye finali yarışmasında bölgemizi temsil edecektir" dedi. Ödüller sahibini buldu Yarışma sonuçlarına göre Samsun 3 birincilik, 2 ikincilik, 3 üçüncülük ödülü, Giresun 5 birincilik, 1 ikincilik, 2 üçüncülük ödülü, Ordu 1 birincilik, 5 ikincilik, 2 üçüncülük ödülü, Sinop 1 birincilik, 1 üçüncülük ödülü, Kastamonu 2 birincilik, 1 üçüncülük ödülü, Amasya 2 birincilik, 3 ikincilik, 1 üçüncülük, Çorum 2 birincilik, 1 üçüncülük, Tokat 2 birincilik, 1 ikincilik ve 1 üçüncülük ödülü aldı. (FAU-
Samsun Lise öğrencileri yüzyıl çözülememiş matematik problemini dijital oyun haline getirdi Samsun Atakum Bilim ve Sanat Merkezi öğrencileri yaklaşık yüz yıl çözülememiş problemler listesinde yer alan ve 2015 yılında çözülen, yüksek matematik konuları içeren problemi, dijital oyun olarak tasarlayıp eğitim materyali olarak geliştirdi. Yakın zamana kadar çözülememiş problemler listesinde yer alan tutarsızlık problemi eğitsel dijital oyun haline geldi. Samsun Atakum Bilim ve Sanat Merkezi öğrencilerinden Bilge Yağmur Yılmaz, Nisa Nur Yılmaz ve Abdullah Öztürk matematik alanında "Erdös’ün Tutarsızlık Probleminin İncelenmesi ve Oyunlaştırılması" ismini verdikleri proje yaptı. Proje çerçevesinde öğrenciler, yaklaşık yüz yıl çözülememiş problemler listesinde yer alan ve 2015 yılında çözülen, yüksek matematik konuları içeren problemi dijital oyun olarak tasarlayıp eğitim materyali geliştirdiler. Proje hakkında bilgi veren Bilge Yağmur Yılmaz, "Projemizde matematik dünyasının en üretken isimlerinden biri olan Paul Erdös’ün 1930 yılında ortaya attığı ve çocuk yaşta Erdös ile matematik sohbeti yapabilme şansı yakalamış olan Terence Tao tarafından 2015 yılında çözüme kavuşan Tutarsızlık Problemi, yenilikçi bir yaklaşımla ele alındı. Yapılan çalışmada, bu karmaşık matematiksel problem hem akademik açıdan incelendi hem de öğrencilerin daha kolay anlamasını sağlamak amacıyla mBlock programında kodlanarak eğitsel dijital oyun haline getirildi. Tutarlılık kavramı, sadece +1 ve -1 elemanlarından oluşan, olabildiğince elemanların eşit şekilde dağılmasını istediğiniz bir diziyi tüm adımlarda ve adımların katlarında ne kadar dengeli hale getirebileceğiniz ile ilgilidir. Bu oyun, Erdös’ün Tutarsızlık Problemi’ni temel alarak, dizi elemanlarının dengeli dağılımını analiz eden bir yazılım kullanır" dedi. "Oyun matematiksel kavramların anlaşılmasını kolaylaştırdığını ve eğlenceli hale getirdiğini gösterdi" Oyunun küçük yaştaki öğrenciler dahil yüksek matematik konusunu öğrenebileceklerini ifade eden Yılmaz, "Blok tabanlı kodlar ile sanal dünyada harekete geçirdiğimiz oyunu Werbach Piramidi oyunlaştırma modeline göre tasarladık. ’mBlock’ platformu kullanılarak geliştirilen bu eğitsel oyun, Bilim ve Sanat Merkezleri’nde (BİLSEM) eğitim gören 7. ve 8. sınıf özel yetenekli öğrencilere uygulandı. 30 öğrencinin katılımıyla gerçekleştirilen etkinlik, öğrencilerin bu soyut matematiksel problemi oyun ile somutlaştırarak daha kolay kavramalarına yardımcı oldu. Araştırmada tasarım tabanlı yöntem kullanılarak etkinlik sonrası öğrencilerden hem nicel hem de nitel veri toplandı. Öğrencilere Tutarsızlık Problemi ile ilgili bir test uygulanırken, yarı yapılandırılmış görüşmelerle katılımcıların düşünceleri ve öğrenme süreçleri analiz edildi. Elde edilen bulgular, oyunlaştırmanın karmaşık matematiksel kavramların anlaşılmasını kolaylaştırdığını ve eğlenceli hale getirdiğini gösterdi. Sergi alanında projemiz çok ilgi görmektedir. Oyunu deneyerek tutarlı dizi yazabilenlere ’Tutarlı Öğrenci’ rozeti takdim etmekteyiz" diye konuştu. Projenin özgünlüğü hakkında bilgi veren Danışman Öğretmen Esra İnan ise "Sevgili öğrencilerim genç araştırmacıların geliştirdiği eğitsel dijital oyunu, eğitime katkı sunması için EBA da açık kaynak kodlu şekilde paylaşacağız. Matematik alanında konular üst düzey düşünme becerilerini öğrenmeyi sağlayan birer araç görevindedir. Bu sebeple geliştirilen dijital oyun yüksek matematik konularında hazırlanmış özgün ve nadir bir oyundur" şeklinde konuştu. Geliştirilen bu oyun 56. Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Bölge Yarışması’nda ikincilik ödülü aldı.
Erzurum Gastronomi festivali ve aşçılık yarışması bölge finaline yapıldı Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen MEB Uluslararası Gastronomi Festivali ve Aşçılık Yarışması Bölge Finali Aziziye Ilıca Çok Programlı Anadolu Lisesi’nde gerçekleştirildi. MEB Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü İdari ve Mali İşler Daire Başkanı Murat Gülşen, İl Milli Eğitim Müdürü Yakup Yıldız, Aziziye İlçe Milli Eğitim Müdürü Nurullah Yavilioğlu, İl Milli Eğitim Şube Müdürü Bünyamin Pehlivan, okul müdürleri, öğretmen ve öğrencilerin katılımlarıyla Aziziye Ilıca Çok Programlı Anadolu Lisesi’nde gerçekleştirilen Gastronomi Festivali ve Aşçılık Yarışması Bölge Finalinde öğrencilerin yaptığı yemekler, her biri alanında uzman 4 kişilik jüri tarafından değerlendirildi. Bölge yarışmasına 12 okul katıldı Yarışmaya Erzurum’dan 5, Erzincan’dan 2, Bingöl’den 1, Muş’tan 2, Kars’tan 1 ve Ardahan’dan 1 olmak üzere toplam 12 okul katılım sağladı. Öğrenciler, hazırladıkları yemekler ile hem geleneksel tarifleri hem de modern gastronomi tekniklerini bir araya getirerek jüri üyelerinin beğenisine sundular. Her biri alanında uzman 4 kişilik jüri üyeleri, yarışmacıların sunumlarını titizlikle inceleyerek lezzet, hijyen, teknik beceri gibi kriterler üzerinden değerlendirme yaptı. Yapılan değerlendirme sonucunda; birinciliği Erzurum/Aziziye Ilıca Çok Programlı Anadolu Lisesi, ikinciliği Erzincan/Hürriyet Turizm ve Meslekî Teknik Anadolu Lisesi üçüncülüğü ise Erzurum/ Yakutiye Hamidiye Kız Meslekî ve Teknik Anadolu Lisesi Millî Eğitim Bakanlığı Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen yarışma ile Türk Millî Eğitiminin genel amaç ve temel ilkeleri doğrultusunda Yiyecek İçecek Alanındaki öğretmen ve öğrencilerin yetkinliklerini ortaya koymaları ve kültürel mutfak mirasımıza katkı sunmaları amaçlanıyor. 15 gastronomi bölgesinde gerçekleştirilecek Bölge Yarışmaları ve ardından 15-22 Nisan 2025 tarihleri arasında düzenlenecek Final Yarışmaları ile Türkiye’nin dört bir yanından öğrencilerin katılımına sahne olacak. Yarışmada başarılı olan öğrenciler, Final Yarışmalarına katılmaya hak kazanarak Türkiye’nin en iyi genç şefleri arasına adını yazdırma fırsatını elde edecekler. İl Millî Eğitim Müdürümüz Yakup Yıldız yaptığı açıklamada "Erzurum olarak böyle bir yarışmaya ev sahipliği yapmaktan dolayı gurur duyduk. Yarışma sonucunda bölge birinciliğini elde eden Aziziye Ilıca Çok Programlı Anadolu Lisemizin değerli idareci, öğretmen ve öğrencilerini tebrik ediyor; öğrencilerimize Türkiye finalinde de başarılar diliyorum" dedi.
Kastamonu Kastamonu İl Sağlık Müdürü Derdiyok: Kastamonu Üniversitesi’nde düzenlenen konferansta konuşan Kastamonu İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Çağdaş Derdiyok, "Önlem alınmazsa 2050’de antimikrobiyal dirençten kaynaklı bir yılda vefat edecek insan sayısı 10 milyonu bulacak" dedi. Kastamonu Üniversitesi ev sahipliğinde, Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen, Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) çerçevesinde desteklenen Hayvancılık ve Yaban Hayatı Topluluğu’nun projesi çerçevesinde "Sağlıklı Hayattaki Kilit Rolümüz" konulu konferans düzenlendi. Konferansa, Kastamonu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Atalan, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Konferans, sağlık profesyonelleri ve öğrencilerin yoğun katılımıyla gerçekleştirildi. Konferans, İhsangazi Belediyesi Düğün Salonu ve Devrekani TOBB Meslek Yüksekokulu’nda gerçekleştirilen oturumlarla başladı. Son olarak konferans, Kastamonu Üniversitesi Merkez Kütüphanesi Sezai Karakoç Salonu’nda tamamlandı. Konferansın açılışında konuşan İhsangazi Meslek Yüksekokulu (MYO) Müdürü Doç. Dr. Osman Topacoğlu, sağlıklı bir yaşam için disiplinler arası çalışmaların önemini vurgulayarak, bu tür organizasyonların bilimsel farkındalık oluşturmadaki rolüne dikkat çekti. Kastamonu Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Gençlik Hizmetleri Müdürü Efgan Dağlı ise gençlerin sağlık ve sürdürülebilirlik konularında bilinçlenmesi gerektiğini belirterek, ÜNİDES programı kapsamında bu tür etkinliklerin artarak devam edeceğini ifade etti. Proje Koordinatörü ve İhsangazi MYO Veterinerlik Bölümü Öğretim Görevlisi Abdullah Şimşek’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen konferansta, alanında uzman akademisyenler ve sağlık profesyonelleri tarafından önemli sunumlar yapıldı. "Ahırlarda oluşan mantarlar, hem insanlara hem hayvanlara bulaşabilen hastalık oluşturan türlerdir" Kastamonu Üniversitesi İhsangazi MYO Müdür Yardımcısı ve Veterinerlik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Gülay Giray, hayvancılık sektöründe önemli bir sorun olan ahırlardaki mikrofungal kontaminasyonun hem hayvan sağlığı hem de insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini ele aldı. Mikrofungusların sporlarını havaya yayarak solunum yoluyla veya deri temasıyla insan ve hayvan vücuduna girebildiğini söyleyen Gülay, "Mikrofungal kontaminasyon, özellikle hayvanlarla yakın temasta bulunan hayvan sahipleri ve meslek grupları için ciddi sağlık riskleri oluşturur. Veterinerler, ahır çalışanları ve çiftçiler, mantar sporlarının yoğun olduğu ortamlarda çalıştıkları için bu risklere karşı daha savunmasızdır" dedi. 2019 yılında yapılan çalışmada dünyada yılda 1.5 milyon insanın fungal hastalıklar nedeni ile öldüğünü ve bu sayınında gittikçe arttığını söyleyen Gülay, "Araştırıcılar ayrıca klinik olarak etkili antifungal ajanların eksikliği, çoklu ilaç direnci halk sağlığı için tehdit oluşturmuştur. Mikrofungal kontaminasyon aynı zamanda iş performansında düşüşe, üretim kalitesinde azalmaya ve ekonomik kayıplara yol açabilir. Mikrofungus kaynaklı hastalıkların tedavi maliyetleri ve iş gücü kaybı gibi sonuçlar, özellikle hayvancılık sektöründe ciddi ekonomik yükler oluşturabilir. Bu nedenle, ahır gibi ortamlarda mikrofungus kontaminasyonunun belirlenmesi, önlenmesi ve kontrol altına alınması hem hayvan sağlığını korumak hem de çalışanların güvenliğini sağlamak açısından kritik öneme sahiptir" diye konuştu. "2050’de antimikrobiyal dirençten kaynaklı bir yılda vefat edecek insan sayısı 10 milyonu bulacak" Kastamonu İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Çağdaş Derdiyok ise, "Tek Tıp, Tek Sağlık Konseptinden Antimikrobiyal Direnç ve Halk Sağlığı" konulu sunumunda, halk sağlığını tehdit eden önemli bir sorun olan antimikrobiyal direncin arttığını ve bunun, doğru kullanımla önlenebilecek bir durum olduğunu belirtti. Derdiyok, sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için sadece hijyen ve beslenme gibi faktörlerin değil, aynı zamanda bilinçli ilaç kullanımı ve toplumda farkındalık oluşturmalarının da kritik olduğunu vurguladı. Antimikrobiyal dirençle mücadelede toplumun rolüne dair önemli önerilerde bulunan Derdiyok, bireylerin sağlıklı yaşam için bilinçli adımlar atmalarının gerekliliğine dikkat çekti. 1900’lü yıllarda ölümlerin büyük kısmının enfeksiyon yani salgın hastalıklardan kaynaklandığını belirten Derdiyok, "O dönemde insanların yaşam süresi 40 yaşına kadar. Şu anda ise insanların yaşam süresi ortalama 70 yaşına yükselmiştir. 2023 yılında ise TÜİK verilerine göre dolaşım sistemindeki hastalıklar ön plana çıkıyor. Ölümlerin yüzde 33,4’ünü oluşturuyor. İyi huylu ve kötü huylu tümörler yüzde 15, solunum sistemindeki hastalıklar yüzde 13,2 ölümleri oluşturuyor" şeklinde konuştu. Şarbon, tüberküloz, bruselloz, salmonellozis, Kırım Kongo (KKKA), kuduz, Hepatit-B hastalıklarının çiftçi, kasap, veteriner, sağlık çalışanları, besiciler ve sütçüde görüldüğünü söyleyen Derdiyok, "Tarım ilacı adı altında satılan ürünlerin içeriğindeki aktif maddelerin büyük kısmı özünde zehirdir. Genel olarak kalıcı, biyobirikimli ve toksik etkileri olan bu maddeler insan sağlığı üzerine akut ve uzun süreli etkilere neden olabilmektedir. Bu da meme, testis, prostat ve erkek üreme sistemi gibi hormona bağlı kanserlerin görülme sıklığının artması, hormon bozucularla ilişkilendirilmiştir. Parkinson hastalığı, Alzheimer hastalığı, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu (DEHB), duygulanım bozuklukları, anksiyete, depresyon, zeka geriliği ve gecikmiş zihinsel gelişim gibi çeşitli nörolojik bozuklukları içerir. Pestisit kullanımı bakımından yüksek riskli bölgelerde yaşayan erkek bebeklerde, düşük riskli bölgelerde yaşayanlara göre hipospadias, kriptorşidizm ve mikropenis anlamlı olarak daha yüksek tespit edilmiş, ayrıca düşük doğum ağırlığı ve düşükler daha fazla görülmüştür. Özellikle tarım işçilerinin doğrudan solunum sistemine girebilecek aerosoller üretir.Tarım işçilerinde yapılan çalışmalar öksürük, faranjit, bronşit, astım, solunum yetmezliği, pnömoni, nefes darlığı, nezle, sinüzit, burun tahrişi (kuruluk, hapşırma ve salgılar), oküler tahriş, kutanöz kaşıntı ve kontakt dermatit gibi dermo-solunum semptomlarında artışlar olduğunu göstermektedir" ifadelerini kullandı. "2050’de antimikrobiyal dirençten kaynaklı bir yılda vefat edecek insan sayısı 10 milyonu bulacak" Tarımda kullanılan antibiyotiklerin insanı etkilediğini belirten Derdiyok, "Zoonoz hastalıklardan kaynaklanan yıllık ölüm oranı dünyada 2 milyonun üzerinde. İnsan ölümleri hastalıklar bazında düşünüldüğünde yüzde 25’inin enfeksiyonlardan kaynaklandığı ve bu enfeksiyonların da yüzde 60’tan fazlasının zoonotik olduğu ifade edilir. Dolayısıyla veteriner hekimlerin bu noktadaki çalışmaları toplum sağlığı açısından son derece önemlidir. Kovid-19’da 4-5 yıllık süre içerisinde yaklaşık 6 milyon insan öldü. Önlem alınmazsa 2050’de antimikrobiyal dirençten kaynaklı bir yılda vefat edecek insan sayısı 10 milyonu bulacak. Dolayısıyla antibiyotiklerin bilinçli kullanılması gerekiyor. Antibiyotikler veteriner hekimlikte de beşeri hekimlikte de kullanılır. Ülkemizde antibiyotikler, en çok kullanılan ilaçlar içerisinde ve ne yazık ki bunların önemli bir kısmı gereksiz ya da yanlış kullanılıyor. Bilinçsiz antibiyotik kullanmak çocukların gelecekteki hastalıklarında tedavi imkanlarını bugünden ellerinden almak demektir. Antibiyotik tüketim seviyesine bakıldığında antibiyotik kullanımı en fazla ülke Türkiye’dir" dedi. Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden Prof. Dr. Zafer Gönülalan da sürdürülebilirliğin veteriner hekimlik uygulamalarındaki rolüne dikkat çeken bir sunum gerçekleştirdi. Modern veterinerlik uygulamalarında çevresel faktörlerin dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Gönülalan, sürdürülebilir yaklaşımların veteriner tıbbındaki önemini katılımcılarla paylaştı. Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden Prof. Dr. Nurhan Ertaş Onmaz ise gıda güvenliğinin sağlıklı yaşam için en kritik unsurlardan biri olduğunu ifade ederek, gıdanın üretim aşamasından tüketiciye ulaşana kadar geçirdiği süreçlerde hijyen ve kalite standartlarının nasıl korunması gerektiğini anlattı.