KÜLTÜR SANAT - 10 Temmuz 2023 Pazartesi 14:02

Doğayı teknolojiyle harmanlayan sergi

A
A
A
Doğayı teknolojiyle harmanlayan sergi

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edildikten sonra güncel sanat galerisi olarak kapılarını sanatseverlere açan Zindankapı, doğanın tüm güzelliklerinin teknolojiyle harmanlandığı, ‘doğanın algoritmaları’ sergisine ev sahipliği yapılıyor.


Bursalı sanatseverleri daha çok konsept sergilerle buluşturan Zindankapı Güncel Sanat Galerisi’de açılan altıncı sergi, medya sanatçısı Leo Işıkdoğan’a ait ‘Doğanın algoritmaları’ sergisi oldu. Bursa Anadolu Lisesi mezunu olan ve Kaliforniya’da yaşayan sanatçı Leo Işıkdoğan’ın “doğanın algoritmaları” başlıklı sergisi, yedi özel çalışmadan oluşuyor. Eserler, özel kodlanmış bir yapay zekâ ve yapıcı algoritmalarla tasarlandı. Doğal dünyanın tahmin edilemeyen güzelliği ile matematiksel denklemlerin düzenli yapısı arasındaki ilişki, sergide ortaya koyuldu.


Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da, Zindankapı’nın hücrelerinde demir parmaklıklar ardındaki muhteşem sergiyi gezdi. Kodlama ve yapay zekanın kaynaşmasıyla ortaya çıkan çalışmanın, gerçek hayattaki doğal oluşumları hatırlatan üretken manzaraları ve algoritmik kalıpları sergileyen ilgi çekici bir görsel deneyim alanı olduğunu belirten Başkan Aktaş, serginin 17 Eylül’e kadar pazartesi hariç her gün ücretsiz ziyaret edilebileceğini hatırlatıp, tüm sanatseverleri bu görsel şölene davet etti.


Doğayı teknolojiyle harmanlayan sergi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Isınma faturalarında tasarruf ettiren öneriler Hava sıcaklıklarının düşmesi ve kış mevsiminin yaklaşması konutlardaki en ekonomik ısınma yönteminin hangisi olduğu sorusunu da akıllara getiriyor. Yaşar Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arif Hepbaşlı, doğalgaz, elektrik gibi kaynakların hangisinin kullanılması gerektiğinden önce yalıtımın, bilinçli tüketim ile enerji verimliğinin ısıtma harcamalarında en büyük tasarruf etme yöntemi ve güvenilir bir kaynak olduğunu vurguladı. Enerji alanındaki çalışmalarıyla dünyanın ve ülkemizin sayılı bilim insanları arasında yer alan Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Asli Üyesi Prof. Dr. Arif Hepbaşlı, Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığı nedeniyle her yıl 10 milyarca dolar kaynak harcadığını hatırlattı. Prof. Dr. Hepbaşlı, enerjide tasarruf için alışkanlıklarımızın mutlaka değişmesi gerektiğini vurgulayarak elektrik, doğalgaz ya da kömür, kullanılan yakıt türü ne olursa olsun konutlarda ısı tasarrufunu sağlamak için öncelikle yalıtımın sağlanması gerektiğinin de vurguladı. Bilinçli kullanımda yüzde 30’a kadar tasarruf mümkün Yaşar Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arif Hepbaşlı, “Ülkemizde, enerjinin yaklaşık yüzde 40’ı konutlarda kullanılıyor ve bunun da yüzde 85’i ısıtma ve soğutma harcamalarına gidiyor. Yalıtımsız binalarda ısıtma ve soğutma yaparken yalıtımlı binalara göre iki kat enerji harcıyoruz. En temiz, ucuz, yerli ve milli enerji; israf edilmeyen, verimli kullanılan enerjidir. Çok küçük detaylara dikkat ederek, bazı alışkanlıklardan vazgeçerek, binalarımıza ısı yalıtımı yaparak, doğru cihazları kullanarak ciddi tasarruf elde etmemiz mümkün. Yakıt ya da elektrik tüketimleri düşük, verimliliği yüksek ve düşük emisyona sahip çevreci cihazlar tercih edilmeli. Cihazların enerji tasarruf özelliği olmalı, 1 saatteki yakıt tüketimi en az olan tercih edilmeli. Yapılan hesaplamalar; tüm bunlara gereken önemi gösterdiğimiz takdirde enerji harcamalarımızda en az yüzde 20-30 oranında tasarruf olacağını gösteriyor” dedi. Klime, elektrikli ısıtıcılara oranla üçte iki tasarruf sağlıyor Elektrikli cihazlarla ısınmanın, vatandaşlar için ekonomik olmasa da zahmetsiz olması nedeniyle bazı bölgelerde sıklıkla tercih edildiğini vurgulayan Prof. Dr. Arif Hepbaşlı, “Elektrikli soba diye bilinen ısıtıcılar, kullandığı her 1 kW elektrik gücü için ısıtılacak alana 1 saatte en fazla 1 kWh enerji verir. Bu cihazların kullanımı hem bütçemiz hem de enerji verimliliği açısından hiç iyi değildir. Klimalar veya ısı pompalarıyla ısınma tercih ediliyorsa mutlaka alacağınız cihazın, etki katsayısı olarak adlandırdığımız COP değerine bakmanız gerek. COP değeri, bize o cihazın 1 birim enerjiyle kaç birim ısı değeri ürettiğini ifade eder. A sınıfı klimalarda, COP değeri 3,60 ve üzeridir. Yani klimanız daha az elektrik harcayacak ve daha çok ısıtma sağlayacak demektir. A sınıfı klimalarla kıyaslayınca, elektrikli ısıtıcıların aynı miktardaki ısı enerjisini elde etmek için yaklaşık 3 kat daha fazla elektrik enerjisine ihtiyaç duyacakları ortada. Klima ilk başta pahalı gibi görünebilir, ancak ödeyeceğiniz faturayı düşündüğünüzde uzun sürede elektrikli ısıtıcıya göre hem kendini amorti edecektir hem de elektriğinin büyük bir kısmını ithal kaynaklarla üreten ülkemizde, enerji verimliliği için önemlidir” diye konuştu. Isı tasarrufu için bazı öneriler - Binanın mantolanması ve duvarların yalıtımı yapılmalı, çatı uygun şekilde yalıtılmalı. - Antre, koridor, merdiven holü, bodrum ve kullanılmayan odalardaki radyatörler iptal edilmeli, oda termostatı kullanılmalı ya da her radyatöre termostatik vana monte edilerek uygun sıcaklıkta ayarlanmalı. - Odalarda masa, sandalye ve yatakları dış duvarlardan uzak tutmalı. - Güney cephesi pencerelerden gündüzleri güneş girmesini sağlamalı. - Gece, gündüz ısınan evleri yüzde 50-55 oranında nemlendirmeli. Çünkü nemli hava, sıcaklığı daha iyi tuttuğundan buharlaşma azalacak; vücut daha az ısı kaybedecektir. -Pencereler çift camlı olmalı ve yalıtım yapılmalı. Pencere ve kapıların hava sızdırmazlığı kontrol edilmeli. - Radyatörlerden taşınım ve ışınım yoluyla çıkan ısı radyatörün arkasındaki duvarı ısıtır. Dışarı olan ısı kaybını önlemek için alüminyum folyo kaplı ısı yalıtım levhaları yerleştirilmeli. - Isıtılmayan bölgelerden geçen sıcak su boruları yalıtılmalı. - Kombi, klima, kalorifer, ısı merkezlerinin yıllık bakımları mutlaka yaptırılmalı. - Kat kaloriferinde ve merkezi kazanlarda cihazın yalıtımı iyi olmalı, malzemelerin seçimi, mühendislik büroları ve yetkili servis-teknik uzmanlar tarafından yapılmalı.
İstanbul “Annelik estetiğiyle ideal görünüme yeniden kavuşmak mümkün” Birçok kadın hamilelik ve doğum sürecinden sonra göğüsler, karın, bel, kalça ve genital bölge başta olmak üzere vücutlarında bir takım değişiklikler ve deformasyonlar fark eder. “Annelik estetiğiyle ideal görünümünüze yeniden kavuşmak mümkün” diyen Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ali Kaan Memiş, annelik estetiği hakkında açıklamalarda bulundu. Annelik estetiği genel olarak kombine ameliyatlar şeklinde tek veya birkaç aşamada gerçekleştirilebilmektedir. Bunların meme büyütme, küçültme ve eş zamanlı dikleştirme başta olmak üzere karın germe, yağ alma, kalça şekillendirme veya büyütme, bacak inceltme, labioplasti ve vajinoplasti ameliyatlarından oluştuğunu belirten Medicana Ataköy Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ali Kaan Memiş, “Tüm estetik ameliyatlar gibi bu prosedürler de kişinin yalnızca kendisini daha iyi hissetmesi için yapılmalı, toplum baskısı veya ideal imaja ulaşmak için yaptırılmamalıdır. Kişinin genel sağlık durumunun iyi olması, ideal vücut ağırlığında olması, sürece dair olumlu bakış açısına ve gerçekçi beklentilere sahip olması oldukça önemlidir” açıklaması yaptı. Doktorun ve sağlık kuruluşunun yetkinliği sorgulanmalı Ameliyat kararından önce ön görüşme ve muayene esnasında mevcut taleplerin olabildiğince açık ve net bir şekilde ifade edilmesi gerektiğini vurgulayan Op. Dr. Ali Kaan Memiş sürece dair dikkat edilmesi gerekenleri şu şekilde aktardı: “Fizik muayeneniz esnasında deformasyonlar, cilt kaliteniz, cilt kalınlığı doktorunuz tarafından değerlendirilip, gerekirse fotoğrafar üzerinden karşılıklı ortak karara varılmalıdır. Doktorunuzun sizi iyi anlaması, taleplerinizin ne kadar karşılanabileceğine dair gerçekçi bilgiler vermesi, uygulanacak cerrahi yöntem, ameliyat izlerinin yeri, muhtemel komplikasyonlar, revizyon ihtimali gibi tüm konular ameliyat öncesinde detaylıca konuşulmalıdır. Muayene esnasında kişinin tıbbi durumu, ilaç alerjileri veya devam eden tedavileri, vitamin veya bitkisel takviye kullanımı, alkol, sigara ve madde kullanımı varsa, ilgili doktor mutlaka bilgilendirilmelidir. Doktorun bu ameliyatları gerçekleştirme yetkisine ve yetkinliğine sahip olmasından, ameliyatın gerçekleştirileceği sağlık kuruluşunun tam donanımlı bir merkez olduğundan emin olmak faydalı olacaktır.” Ameliyat öncesi doktorun; ameliyatla alakalı prosedürleri, riskleri veya muhtemel komplikasyonları ayrıntılı olarak açıkladığını belirten Op. Dr. Ali Kaan Memiş, “Her cerrahi müdahalede olduğu gibi bu uygulamalar da kendi içinde bir takım muhtemel riskleri barındırmaktadır. Kanama, enfeksiyon, kesilerin geç iyileşmesi, hematom veya seroma denen kan veya serum birikmesi, meme ucu duyusunun kaybı, emzirememe, meme protezine bağlı komplikasyonlar, kötü iyileşmiş yara izi, tekrarlayan cilt gevşekliği, emboli ve kalp / akciğer komplikasyonları ve anestezi riskleri muhtemel durumlar arasında sayılabilir” dedi. Her hastaya özel detaylı değerlendirmeler yapılmaktadır Ameliyata hazırlık aşamasında bir dizi laboratuvar testi yapıldığını ve kişilerin detaylı bir tıbbi değerlendirmeden geçtiğini belirten Op. Dr. Ali Kaan Memiş, “Ameliyattan önce eğer kullanılıyorsa sigara bırakılmalı, kanamayı artıracağından aspirin, ağrı kesici ilaçlar ve bitkisel takviyelerin kullanımı kesilmelidir. Ameliyat genel anestezi altında ameliyathane şartlarında yapılmaktadır. Hastanede ortalama yatış süresi, yapılmış olan işlemlere göre değişmektedir. Dikişler üzerinde genellikle steril bantlar ve pansumanlarla hastanın yara yeri takip edilir. Elastik bandaj, korse veya cerrahi sütyen gibi kompresyon giysileri şişliği en aza indirecek, karnı, göğüsleri ve kalçayı destekleyecektir. Genellikle ameliyat sonrası 3-4 hafta bu ekipmanların kullanılması önerilmektedir” ifadelerini kullandı. Ameliyatın sonuçları 1-2 ayda görülmeye başlar Annelik estetiği olarak tanımlanan ameliyatların iyileşme süreci hakkında da önemli açıklamalarda bulunan Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ali Kaan Memiş sözlerine şu şekilde devam etti: “Ameliyattan sonra hastane yatışı sırasında gerekli medikal tedavi damar yolundan yapılmakta ve hasta eve çıktıktan sonra reçete edilen ilaçların ağızdan alınmaya devam edilmesi gerekmektedir. Ameliyat bölgesinin bakımının nasıl yapılacağı taburculuk öncesinde gösterilmekte, rutin kontroller, ne zaman duş alınabileceği, ne zaman egzersize başlanabileceği ile ilgili detaylar konusunda bilgilendirmeler yapılmaktadır. Ameliyatlara bağlı olarak genelde 3-6 hafta ağır egzersizden kaçınılması önerilmektedir. Annelik estetiği ameliyatının nihai sonuçlarını görmek birkaç ay sürebilir. Zamanla ödemler gerilemekte, implantlar oturmakta ve yara izleri olgunlaşmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki, yara izleri tamamen kaybolmamaktadır. Bu izler ameliyattan sonra oluşacak özgüven artışıyla karşılaştırıldığında tolere edilir olmaktadır. Bu aşamada doktorun talimatlarına uymak, ameliyatın başarısının anahtarıdır. İyileşme sırasında cerrahi kesilerin aşırı kuvvete ve harekete maruz kalmaması da önemli hususlar arasındadır.”