POLİTİKA - 28 Aralık 2024 Cumartesi 18:51

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan tekstil ve mobilya sektörüne destek müjdesi

A
A
A

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tekstil, konfeksiyon, mobilya ve deri sektöründe 2025 yılında da istihdamı koruyan KOBİ’lere çalışan başına 2 bin 500 lira destek ödemesi yapacakları müjdesini verdi.

Bursa Ticaret Sanayi Odası’nın "Ekonomiye değer katanlar ödül törenine" katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Teknosab’da faaliyete başlayan 15 fabrikanın da açılışın gerçekleştirdi.

İşadamlarına seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gündeminde ekonomi ve muhalefete yönelik eleştiriler vardı.

Recep Tayyip Erdoğan, "Marifetin iltifata tabi olduğu gerçeğini bize hatırlatan odamıza teşekkür ediyorum. 135 yıllık köklü tarihi ile Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, 57 bin üye firmasıyla Bursa’nın yanı sıra Türkiye ekonomisine çok önemli katkılar yapıyor. BTSO öncülüğünde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı destekleriyle TEKNOSAB’ta üretime başlayan 15 firmanın açılışını da gerçekleştiriyoruz. Bu firmalarımızın sahipleri ve çalışanlarını tebrik ediyor, Türkiye’nin kalkınması ve büyümesine verecekleri destekler için teşekkürlerimi iletiyorum. Bugüne kadar 25 milyar lira yatırım yapılan TEKNOSAB, Türkiye’nin yüksek teknolojili üretime geçişinin simgelerinden biri olacaktır. Kısa süre önce Türkiye’yi bu hedefe daha hızlı götürecek programı açıkladık. 5 ayda elektrikli araç, güneş hücresi, pil hücresi ve rüzgar tribünü gibi 7 milyar doları aşan yatırımları Türkiye’ye kazandırma noktasına geldik. İnşallah daha güzel sonuçlar elde edeceğiz" dedi.

Yapay zeka Teknolojisi ve insansız sistemlerle birlikte dünya farklı bir yere gittiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2024 Nobel kimya ödülünün verildiği çalışmayı konunun ehli isimler çığır açan devrim niteliğinde bir proje olarak değerlendiriyor. 200 milyon proteinin neredeyse tamamının yapısını tahmin eden bir yapay zeka modelinden bahsediyoruz. Bilim insanları normal şartlarda çözümü 50 yıl sorunu bu modeli kullanarak kısa sürede neticeye kavuşturabiliyor. Bunun gibi dünya nereye gidiyor, bizi nasıl bir gelecek bekliyor sorusunu sorduğumuz nice baş döndürücü gelişmeye şahit oluyoruz. Ya hızlı davranıp süreci yakalayacağız. Ya da ekonomide asimetrik güç çarpanından mahrum kalacağız. Yapay zeka ve insansız sistemler meselesinin ülkemizde halen yeterince anlaşılmadığını düşünüyorum. Hükümet olarak gerek teknokentler, gerek teknofestler, gerek arge yatırımları gerekse farklı teşvik ve destek paketleriyle yeni dünyaya Türkiye’yi hazırlamaya çalışıyoruz. Bursa’da olduğu gibi sanayi ticaret odalarımızla kritik süreci sahipleniyor. Kendi alanlarında özgün projeler üretmeye gayret ediyoruz. Geleceğin teknolojisine bugünden yapılan her yatırımı hayati önemde görüp destekliyoruz. TEKNOSAB bünyesindeki her adım kıymetlidir. Üretimin lokomotif şehri Bursa, teknoloji alanında diğer illerimize örnek olacaktır" diye konuştu.

"Muhalefet 3 hafta geçmesine rağmen meseleyi kavrayamadı"

Hükümette sanayide ve akademide olan yüksek bilinç düzeyine ne yazık ki muhalefet tarafında rastlanmadığını belirten Erdoğan, "Muhalefette vizyon merak ve iştiyak bulunmuyor. İşin magazin yönünü aşamadılar. 14-28 mayıs seçimleri döneminde ileri teknoloji hamlesi diye aylarca reklamını yaptıkları proje çıka çıka Amerika’dan bir ekonomistin canlı bağlantı ile uzaktan bunlara nutuk atması oldu. Maalesef daha sonra gelenler de bu seviyenin bir tık üzerine çıkamadılar. İç iktidar kavgasına kendilerini öyle kaptırdılar ki dünyada ve bölgemizde ne olup bittiğini takip bile edemiyorlar. Aynı umut kırıcı tablo dış politikadan bölgesel konulara ekonomiden çalışma hayatına her alanda geçerli. Belli ezberleri ve ideolojik saplantıları var onların dışına çıkamıyorlar. Kendilerini güncelleme ve yenileme noktasında sadece isteksiz değiller, aynı zamanda kabiliyet de yok. Suriye krizinde eski rejimin devrilmesinin üzerinden 3 hafta geçti. Bunlar meseleyi tam olarak kavrayamadılar. Gün aşırı konuşuyorlar. Cümlelerinde derinlik ve tutarlılık yok. Amerika’da başkanlık seçimleri sonrasında yeni yönetim şekilleniyor. Yine muhalefet Türkiye’ye dair kurulan her müspet cümleye iç siyaset zaviyesinden yaklaşıyor. Rakipleri dahil tüm dünya Türkiye’nin jeopolitik gücü ve etkisinin farkında fakat bunu bizim muhalefete bir türlü anlatamıyorlar. Rusya Ukrayna savaşından Gazze krizine kadar her meselede benzer umursamazlık ve tembellik söz konusu. Bu tablo siyasi iktidar açısandan avantajlı gibi gözükse de esasen sorunlu bir durumdur" şeklinde konuştu.

"Türkiye uçurumun kenarından döndü"

Hiç bir zaman ülkeyi yönetirken popülist davranmadıklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hayatın her alanında olduğu gibi siyasette de ülke yönetiminde de gelişmenin ilerlemenin sırrı budur. Yani sürekli daha büyük başarılar hedefler peşinde koşmaktır. Biz 22 yıllık iktidarlarımız süresince Türkiye’nin sorunlarını, sıkıntılarını, krizlerini küçülerek değil büyüyerek aşabileceğine inandık. Ekonomiden savunmaya; dış politikadan, ticarete uzanan geniş alanda bu büyümeyi sağlayacak politikalar uyguladık. Biz ekonomide sabun köpüğü misali gelip geçici başarılarla avunmak istemiyoruz. Kısa vadeli hesaplar peşinde asla değiliz. Ayaklarımızı yere sağlam basıyor adımlarımızı sağlam atıyoruz. Kendi iktidar dönemini hesaplayan tek hedefi seçim olan hükümetler geçici iyileşmelerle halkın gözünü boyadılar ama millete ağır faturalar ödettiler. Türk ekonomisinin kaldırabileceğinden daha ağır vaatlerle gelenler hesap kitap yapmadan bol keseden söz verenler arkalarında telafisi zor enkazlar bırakarak siyasetten silindiler. Millete dimyata pirinç silolarını vaat edenler gün sonunda vatandaşı elindeki bulgurdan da ettiler. Yakın tarihimizde bunu biz de yaşadık. İş dünyamızda yaşadık. 14-28 Mayıs seçimleriyle ülkemiz sadece uçurumun kenarından dönmedi aynı zamanda her biri hazine değerinde 5 sene kazandı. Biz de bu 5 yılı en iyi ve en verimli şekilde değerlendirmek arzusundayız. Yerel seçimlerde muhalefet ile popülist vaat yarışına girmeyerek kararlılığımızı ortaya koyduk. Bundan dolayı siyasi olarak bedel de ödedik ama milletimize ve ülkemize bedel ödettirecek yanlışın içinde olmadık. Ekonomi programımıza güvenimiz ve desteğimiz tam. 2024 yılında seçimlere ve bölgemizde nükseden yeni krizlere rağmen belirlediğimiz hedeflere önemli ölçüde ulaştık. Ülkemize uluslararası sermaye girişi hızlandı. Rezervlerimiz güçlendi. Kur oynaklığı azaldı. Finansman şartları iyileşti. Ülkemizin kredi risk primi de ciddi şekilde düştü. Dünyadaki üç kredi derecelendirme kuruluşunun not artırdığı tek ülke Türkiye oldu. 2025 bütçesinde de gerçekçi adımlarla ve ortak bir gelecek vizyonu ile hareket ettik. Bu sene yatırımlar için 1 trilyon 569 milyar lira kaynak ayırdık. Deprem bölgesinin yeniden inşası yanında, sulama yatırımlarına, organize sanayi bölgeleriyle limanları demiryoluyla birbirine bağlayacak yatırımlara ve sanayi altyapısını hızla tamamlayarak yatırımlara öncelik tanıdık. En güncel tartışma asgari ücret konusunda dolar bazında nereden nereye geldik. Vatandaşımızın her söylediğinin başımızın üzerinde yeri vardır. 22 yıl boyunca vatandaşımızı enflasyona ezdirmeme hassasiyeti malumdur. Ücret artışlarını her zaman enflasyonun üzerinde tutarak halkımızın alım gücünün korunmasını temin ettik. 2002-2025 arası dönemde asgari ücrette reel artış yüzde 290 olmuştur. Son birkaç yıla bakıldığında 2022’de enflasyon yüzde 64,3 iken asgari ücret yüzde 94,6 artmıştır. 2023’te enflasyon yüzde 64,8 iken asgari ücret yüzde 107,3 arttı. 2024’te yıl sonu enflasyon beklentisi yaklaşık yüzde 45 iken asgari ücret yüzde 49,1 arttı. 2025’te yıl sonu enflasyon beklentisinin üzerinde oranla asgari ücret 22 bin 104 lira olarak belirlendi. Bu rakam taban ücrettir. İşverenlerimiz çalışanına daha fazla ücret ödemek isterse buna kimsenin itirazı olmaz. Çalışanlarımızın milli gelirden aldığı pay son 26 ayın en yüksek seviyesine ulaştı. İşgücü ödemelerinin gayri safi hasıla içinde bu yılın 3.çeyreğinde yükseldi. Büyümeden çalışanlar da pay aldı. Türkiye ekonomisi yüzde 5,3 büyürken asgari ücretteki reel artış yıllık ortalama yüzde 5,6 ile büyümenin üzerinde oldu. Bugün 630 doları bulan asgari ücretimiz gelişmekte olan pek çok ülkeden daha yüksek seviyede. Enflasyon hedeflerimiz tek tek gerçekleştikçe vatandaşlarımız alım güçlerindeki artışı daha net görebilecek. 2025 yılı için bu konuda da umutluyuz" ifadelerini kullandı

Tekstil ve mobilya sektörüne müjde

Bir müjdeyi de paylaşan Erdoğan, "Son kabinedeki paketi bugün kamuoyumuzla paylaşmak istiyorum. Yıllık 37 milyar dolar ihracatımız olan 1 milyon 200 binden fazla çalışana istihdam sağlayan konfeksiyon tekstil deri mobilya sektörlerinde rekabet gücümüzü sürdürmeyi önemsiyoruz. Üretim ve istihdamı korumak için ocak ayından KOSGEB eliyle istihdamı koruma programı başlatıyoruz. Bu sektörlerde 2024 son aylarındaki istihdam düzeyini 2025 yılında koruyan Kobi’lere çalışan başına aylık 2500 liraya kadar destek ödemesi gerçekleştirmeyi planlıyoruz" diye konuştu.

Abdullah Bozkurt-Serkan Bozkurt-Emirhan Erzurum

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Artvin Artvin’in Bıçakçılar köyünde kış zorluklarla geçiyor: Kar kalınlığı 3 metreyi aştı Artvin’in Yusufeli ilçesine bağlı bin 900 rakımlı Bıçakçılar köyü, kar yağışının yoğun olduğu kış aylarında doğanın zorlu şartlarıyla mücadele ediyor. Bu yıl kar kalınlığının 3 metreyi bulduğu köyde yollar kapanırken, elektrik ve telefon hatlarındaki kesintiler de hayatı olumsuz etkiliyor. Köyde yaşayanlar, çatılarında biriken tonlarca karı temizlemek ve yolları açmak için büyük çaba harcıyor. Ancak dış dünyayla bağlantının kesildiği dönemlerde yaşam, daha da zorlaşıyor. “Sıcak evlerimizde kışı geçiriyoruz” Yöre halkından Havva Gedik, köydeki yaşamlarını şu sözlerle anlattı: “Yılın 12 ayı burada yaşıyorum. Buraya dönem dönem kar yağar. Son yağışlarda kar kalınlığı 3 metreyi geçti. Evlerimiz kışa uygun, sobamız yanıyor, sıcak evlerimizde yaşıyoruz. Sonbaharda her türlü önlemimizi alıyoruz. Ama elektrik ve telefon kesintileri zaman zaman sıkıntıya neden oluyor.” “Oğlum askerde, haberleşemiyoruz” Mehmet Ulubat ise telefon kesintilerinin kendilerini çok etkilediğini dile getirerek, “12 ay bu köydeyiz. Şu an kar kalınlığı 3 metreyi aştı. Elektrik ve telefon hatları sık sık kesiliyor. Oğlum askere gitti, ne biz ondan haber alabiliyoruz ne de o bizden. Köyde az sayıda kişi yaşıyoruz, çoğu yaşlı. Bu şartlarda hayat devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Gümüşhane Gümüşhane’de 152 genç kar altında tarihi kaleyi keşfetti Gümüşhane’de Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün düzenlediği yürüyüş etkinliğinde 152 üniversite öğrencisi Esenyurt Köyü’nden Doğu Karadeniz’in en görkemli kalelerinden biri olan Kov Kalesi’ne kar altında yürüdü. Araçlarla Esenyurt köyüne ulaşan gençler Orta Mahalleden başladıkları yürüyüşü kale önüne kadar sürdürdü. Burada kurulan çadırlarda çay ve köy muhtarının yemek ikramının ardından kaleyi gezen gençler eşsiz bir doğa ve tarih yolculuğu yaşadı. Yürüyüşün ardından kaleyi keşfe çıkan gençler, tarihi atmosferde unutulmaz anlar yaşadı. Günün sonunda horon oynayıp halay çeken öğrenciler, kar topu savaşlarıyla eğlenceye doydu. Kış mevsiminin büyüleyici atmosferinde hem spor yapma hem de tarihi bir mekânı keşfetme fırsatı bulan gençlerden Gümüşhane Üniversitesi öğrencisi Işılsu Canpolat, “Bugün Kov Kalesi’ne geldik. Yaklaşık 6-7 kilometre kar eşliğinde yürüdük ve kartopu oynadık. Çok eğlendik. İkramlar oldu, yemekler yedik, çaylarımızı içtik. Müzik eşliğinde çok eğlendik. Teşekkür ederiz” dedi. Öğrencilerden Fatih Bedir ise, “Kov Kalesi’ndeki bu etkinlik için Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne çok teşekkür ediyoruz. Etkinlikte horonlar oynadık, halay çektik, arkadaşlarla çok güzel vakit geçirdik. Herkesin gelmesini bekliyoruz. Ortalama 6-7 kilometre yürüyüş yaptık. Çok güzeldi. Kale de çok güzeldi. Manzarası ve yapılış biçimi gerçekten çok güzel. Devasa bir yapı çok beğendim” ifadelerini kullandı. Doğu Karadeniz’in ayakta kalmış en ihtişamlı yapılarından biri olan Kov Kalesinde Kızılay’ın çay aracıyla ikramlarda bulunduğu etkinlikte öğrencilere pide ikram eden Esenyurt Köyü Muhtarı Turan Koç da “Her sene böyle bir şenlik düzenlenmesini istiyoruz. Gelen bütün üniversite öğrencileri ve diğer arkadaşlarla çok güzel oldu. Devamını yine isteriz. Allah nasip ederse yazın Mayıs ayında yine bir şenliğimiz var. Kov kalesine çok ziyareti geliyor. Bazı noksanlarımız var. O nedenle biraz pasif kalıyor. İnşallah bunun noksanlarını biz gidereceğiz ve daha güzel olacak. Cumartesi, Pazar bilhassa çok gelenler oluyor. Memur kısmı, yabancılar da geliyor. Kendi köylülerimiz de geliyor. İnşallah daha çok gelecekler. Şu anda kar yağıyor. Daha güzel manzaramız” diye konuştu. Merkeze bağlı Esenyurt köyü sınırlarında bulunan ve Doğu Karadeniz’in en görkemli kalelerinden birisi olarak bilinen yaklaşık 700 yıllık Kov Kalesi, tarihi dokusu ve stratejik konumuyla dikkat çekiyor. İl merkezine 25 kilometre mesafede bulunan ve Gümüşhane-Kelkit karayolundan 6,5 kilometrelik mesafede ulaşılabilen kale 1361 yılında III. Alexios tarafından Bayburt bölgesinden gelen akınlara karşı koymak amacıyla yapıldı. Yüksekliği nedeniyle doğu, kuzey ve güney yönlerinden ulaşma imkanı bulunmayan kale denizden bin 760 metre yükseklikte yer alıyor. 130 metre yüksekliğindeki devasa bir kaya kütlesinin üzerine kurulan kalenin kale 2007 yılında restore edilmiş ve son yıllarda da çevresinde sosyal tesisleri yapılmıştı.
İzmir Yeni yıl öncesi değiş-tokuş ile eşlere iki yeni "hayat" İzmir’de yaşayan Aylin Özsakallı Özen ve Manisa’da yaşayan Hülya İnce, böbrek yetmezliği nedeniyle sürekli diyalize giren eşleri için gönüllü verici oldu, uyumlu olmadıkları tespit edilince çapraz nakil devreye alındı. İki çiftin eşleri, gerçekleşen önemli değiş-tokuş böbrek nakliyle sağlıklarına kavuştu, eşler yeni yıl öncesi yeni bir “hayat” hediyesi aldı. İzmirli Aylin Özsakallı Özen (47) ve Manisalı Hülya İnce (57), böbrek yetmezliği nedeniyle diyalize bağımlı yaşam süren eşleri için gönüllü verici oldu. Tetkikler yapıldı ancak eşler için uygun olmadıkları tespit edildi. Diyalize bağlı olan iki hasta için böbrek değiş tokuşu çare oldu. Acıbadem Kent Hastanesinde yolları kesişen Aylin Özsakallı ve Andaç Özen (53) çifti ile Hülya ve Ramazan İnce (59) çiftinin çapraz nakil operasyonu, Uzman Dr. Işık Özgü başkanlığında; Uzman Dr. Uğur Saraçoğlu, Prof. Dr. Hüseyin Töz, Doç. Dr. Ebru Sevinç Ok, Doç. Dr. Mert Akan, Uzman Dr. Alihan Pirim, Uzman Dr. Özgür Bolat, Uzman Dr. Gökhan Ekin’den oluşan Acıbadem Kent Hastanesi böbrek nakli ekibi tarafından gerçekleştirildi. Yeni yıl öncesi eşlere "hayat" hediyesi İkisi de iki çocuk annesi olan İzmirli Aylin Özsakallı Özen ve Manisalı Hülya İnce, yeni yıl öncesinde eşlerine çapraz böbrek nakliyle "hayat hediyesi" verdi ve diyalizden kurtardı. Aylin Özsakallı Özen, 2,5 aydır diyaliz sürecinde olduklarını ifade ederek, "Nakil ile çok şanlıyız; çünkü çok daha fazla vakit kaybetmeden, donörlerimizi bulduk. Eşime böbrek vermek istedim ama olmadı. Sonra çapraz nakile başvurduk. O ara nasip olmadı ama ondan sonra çok hızlı bir şekilde yapılan işlemler aracılığıyla, kendimizi burada bulduk. Son ana kadar tanışmadık ama sanki birbirimizi tanıyormuşuz hissine kapıldık. Artık biz birbirimizle sürekli iletişim halinde olacağız" ifadelerine yer verdi. Aylin Özsakkallı Özen’in eşi Andaç Özen de, "Önce bir şok oldum; yani çok hızlı bir süreç gelişti. 2015’ten beri aslında böbrek hastasıydım ama bu kadar hızlı ilerlemedi. Son 1 yıldır bir anda arttı; önce bir diyaliz olayı yaşadık, sonra böbrek nakliyle ilgili bir korku oluştu. Hocalarımız çok büyük destek oldular ve onların sayesinde süreç gelişti. Birkaç gün ameliyatın sıkıntısını yaşadık ama onun dışında bir şeyimiz yok ve şu an gayet iyiyiz" diye konuştu. Mutluluk gözyaşları döktü: "Çok zorluklar yaşadık" Eşinin 12 senedir böbrek hastası olduğunu ifade eden Hülya İnce de, mutluluk gözyaşları döktü. Hülya İnce, "Çok zorluklar yaşadık; bağış için bekliyorsunuz, kadavradan bekliyorsunuz ve iki defa çağrıldık, olmadı. Sonra çapraz nakile başvurduk ve donör olduğunu öğrendik. İçimiz içimize sığmıyor. 36 yıldır evliyim eşimle ve yeni yıl öncesi çok mutlu olduk. Eşim çok hastalandı, çok hastanelerde yattı, çok zor süreçler geçirdik; hep kötü sonuçlar geliyordu. İnsan, ister istemez bağlanıyor; artık kan bağımız da oldu. İkinci baharı yaşayacağız. Biz tatillere gidemiyorduk, denize gidemiyorduk ve artık bundan sonra gideceğiz. Yeni yıla mutlu giriyoruz. Ben Andaç Özen beye böbreğimi verdim, Aylin Hhnım da benim eşime böbreğini verdi; yani çapraz nakil” diye konuştu. Son olarak Ramazan İnce ise şunları söyledi: “Çok uzun bir süreçten geçtik, anlatılacak gibi değil ve şu anda çok mutluyum. Türkiye’de kadavra bağışı pek yapılmıyor; aslında yapılması gerekiyor. Herkesin organlarını bağışlamasını isterim çünkü bayağı böbrek hastası var.” "Benzer durumdaki çiftlerle kan gruplarını uydurarak çapraz nakiller yapıyoruz" Uzman Dr. Işık Özgü de, hastaların durumlarının iyi olduğunu söyledi. Işık Özgü, “Her şey istediğimiz gibi gidiyor. Her iki vericiyi de taburcu ediyoruz. Eğer herhangi bir problem yaşanmazsa, ameliyattan sonraki 6 ve 7. günde alan kişileri taburcu edeceğiz. Böbrek bekleyen çok hasta var ve bu sayı her geçen gün artıyor ama böbrek kaynağı az maalesef. Organ bağışı istediğimiz düzeyde değil. Dolayısıyla, canlıdan vericilere başvurmak zorunda kalıyoruz. Böbrek alıp verecek kişilerin bazen kan grupları uymuyor. Böyle olduğu zaman, benzer durumdaki çiftlerle kan gruplarını uydurarak çapraz nakiller yapıyoruz. Bu hastalarımızda böyle yaptığımız hastalarımız. Hastalar bize başvurduğu zaman, bütün özelliklerine bakıyoruz, tetkiklerini yapıyoruz. Çapraz nakilleri yaparken, mümkün olduğunca özellikleri benzer olan hastaları seçmeye çalışıyoruz. Bu gibi hastaların kayıtları var ve uygun çiftleri belirlediğimiz zaman tanıştırıyoruz kendilerini. Uygun görürlerse yolumuza devam ediyoruz. Dikkat etmeleri gereken noktalar var; ilaçlarını kullanacaklar, kendilerini enfeksiyondan koruyacaklar ve kontrollerine zamanında gelecekler” ifadelerine yer verdi.