EKONOMİ - 06 Mayıs 2022 Cuma 14:27

BUYSAD Başkanı Dönmez: “Olası küresel gıda kıtlığı endişe verici”

A
A
A
BUYSAD Başkanı Dönmez: “Olası küresel gıda kıtlığı endişe verici”

Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Başkanı Coşkun Dönmez, korona virüs salgının hemen arkasından patlak veren Rusya-Ukrayna savaşı başta olmak üzere emtia ve gıda fiyatlarında başlayan anormal artışın kısa ve orta vadede normalleşmesinin beklenmediğini söyledi.

Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Başkanı Coşkun Dönmez, korona virüs salgının hemen arkasından patlak veren Rusya-Ukrayna savaşı başta olmak üzere emtia ve gıda fiyatlarında başlayan anormal artışın kısa ve orta vadede normalleşmesinin beklenmediğini söyledi.


BUYSAD’ın nisan ayı ve son 4 aylık ‘Tencere Enflasyonu’ rakamlarını kamuoyu ile paylaşan BUYSAD Başkan Coşkun Dönmez, BUYSAD’ın verilerine göre nisan ayı tencere enflasyonunun 5.3, son 4 aylık tencere enflasyonunun ise yüzde 50.6 olduğunu söyledi. Başkan Dönmez, TÜİK’in tarafından açıklanan nisan ayı genel enflasyonunun yüzde 7.25, yıllık enflasyonunun ise yüzde 69.97 olduğunu belirterek, “Burada şunu ifade etmemiz gerekiyor, yemek sanayicileri olarak gıda fiyatlarındaki değişimi biz anlık hissediyoruz. Rakamların piyasaya yansıması daha sonra oluyor. Her ayın son günündeki alış fiyatlarımız ile bir önceki ayın son günü arasındaki alış fiyatlarımızı değişime göre maliyetlerimiz hesaplıyoruz” dedi.


Coşkun Dönmez, Dünya Bankası’nın ‘Emtia Piyasalarında Görünüm’ başlığı altında yayınladığı raporla ilgili değerlendirme de yaptı. Başkan Dönmez, raporda savaş nedeniyle gıda ve enerji fiyatlarındaki artışın 2024 yılı sonuna kadar süreceğinin öngörüldüğünü ifade ederek, karamsar bir tablonun ortaya konulduğunu belirtti.


Dünya Bankası’na göre tüm dünyada 1970’lerden sonra en büyük emtia şoku yaşandığını söyleyen Coşkun Dönmez, şunları kaydetti: “Bu yıl buğday fiyatlarının yüzde 40’tan fazla yükseleceği ve tüm zamanların zirvesine çıkacağı bekleniyor. Enerji fiyatlarındaki sert yükselişin gübre maliyetlerini artırabileceği, bu durumun gıda kıtlığına yol açarak, küresel yoksulluğu tetikleyebileceği vurgulanıyor. Arz-talep dengesizliği nedeniyle özellikle gıda fiyatlarında yüksek artışın yaşandığı ülkemiz de, dünyadaki bu olumsuz gelişmelerden kuşkusuz etkilenecektir. Dünya Bankası’nın raporunu iyi okumamız gerekiyor. Tarımsal desteklemeleri artırarak gıda üretimini artırmalı ve dışa bağımlılığımızı azaltmalıyız. Aksi halde, küresel yoksullaşmanın ağır etkilerini bizde yaşamak zorunda kalırız.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Kacır "gıdada israfa" dikkat çekti Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Gıdada israfın önüne geçmeyi, ülkemizin küresel gıda değer zincirindeki rolünü perçinleyecek ve öz yeterliliğimizi güçlendirecek adımlar atmak kadar hayati ve önemli görüyoruz" dedi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası (TÜGİS) tarafından İstanbul’da düzenlenen 10. Sürdürülebilir Gıda Zirvesi’ne katıldı. Zirvede bir konuşma yapan Bakan Kacır, insanlık tarihi boyunca sürdürülebilir gıdaya erişimin, medeniyetlerin inşasında, ilerleyip büyümesinde etkin rol oynadığı gibi kimi zaman ise sürdürülemeyen üretim yöntemlerinin uygarlıkların çöküşüne sebep olduğunu belirtti. "Gıda sanayimizin ülkemizin kalkınma yolculuğunda başat sektörler arasında yer almasını sağlıyoruz" Bu durumun, kaynakların sınırsız olmadığı gerçeğini insanlığa ders niteliğinde bir öğreti olarak bıraktığını söyleyen Bakan Kacır, "Gıda arzı ve güvenliği konusunun geçmişte olduğu gibi bugün de ülkelerin gündeminde önemli bir yer tuttuğuna şahit oluyoruz. İklim krizleri, pandemi, küresel göç ve bölgesel savaşlar; gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun tüm ülkeler için tarım ve gıdayı ikamesi mümkün olmayan sektörler haline getiriyor. Biz de tarım ve gıda sanayi politikalarımızı buna göre şekillendiriyor, sektörün ihtiyaç duyduğu güncellemelere sahip, planlı uygulamaları yürürlüğe alıyoruz. Attığımız uzun soluklu adımlarla tarım ve sanayi sektörlerimiz arasında bağları güçlendiriyoruz. Çiftçilerimiz, müteşebbislerimiz ve emekçilerimiz için ülkemizin yüksek tarım potansiyelinin ekonomik değere dönüşmesini temin ediyoruz. Sağladığımız çok yönlü desteklerle, gıda güvenliği hususunda önemli rol üstlenen gıda sanayimizin ülkemizin kalkınma yolculuğunda başat sektörler arasında yer almasını sağlıyoruz. İşte bu anlayışla, 2002 yılından bugüne kadar gıda ürünleri imalatına yönelik 8 bin 589 yatırıma teşvik belgesi düzenledik. 708 milyar lira sabit yatırımın ve 252 bin nitelikli istihdamın önünü açtık. Gıda sanayimizin üretimini; çevreci, sürdürülebilir ve altyapısı tamamlanmış yatırım sahalarında gerçekleştirmesi için attığımız adımların neticesinde; 11’i ’gıda ihtisas organize sanayi bölgesi’ olmak üzere toplam 203 organize sanayi bölgemizde müteşebbislerimiz gıda ürünleri imalatı gerçekleştiriyor. OSB’lerimizde faaliyet gösteren bu işletmeler 187 bin kişiye istihdam sağlıyor. Gelinen noktada, gıda sanayimizin yalnızca iç talebi karşılamakla kalmadığını aynı zamanda son yıllarda ihracatta kaydedilen gurur tablosunda da büyük pay sahibi olduğunu memnuniyetle ifade etmek isterim" dedi. "Gıda ve tarım teknolojilerinde ülkemizden daha fazla sayıda teknoloji girişiminin filizlenmesini arzu ediyoruz" Geçtiğimiz yıl 18,9 milyar dolar ihracata ulaşan sektörün, önümüzdeki dönemde de yeni başarı hikayeleri yazacağına inancının tam olduğunu ifade eden Bakan Kacır, "Milli Teknoloji Hamlesi vizyonumuz doğrultusunda, gıda sektöründe Ar-Ge odaklı üretimi önceliklendirerek sektörümüzün yenilikçi ve rekabetçi üretim altyapısını adım adım daha da ileriye taşımak öncelikli hedeflerimiz. Gıda sektörümüzün teknoloji ve inovasyon odaklı dönüşümüne öncülük eden 61 Ar-Ge merkezine ve teknoparklarımız bünyesinde bulunan 174 teknoloji girişimine destek sunuyoruz. Türkiye’nin tarım ve gıda sektöründe ihtisaslaşmış ilk teknoparkı Mersin Agropark’ı kurduk. Gıda ve tarım teknolojilerinde ülkemizden daha fazla sayıda teknoloji girişiminin filizlenmesini arzu ediyoruz. Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) destekli en büyük gıda Ar-Ge ve inovasyon projesi; Gıda Sanayisinin Bölgesel Rekabet Edebilirliğin Artırılabilmesi için Araştırma ve Yenilik Tesislerinin Kurulması (INNOFOOD) ile gıda ve içecek sektöründe yer alan tüm paydaşları kapsayacak, iletişim ağı ve kümelenme platformu Türkiye Gıda İnovasyon Platformu’nu (TÜGİP) kurduk. Gıda İnovasyon Merkezi’mizi, gıda ve içecek sektörünün çözüm ortağı olarak Gebze’de TÜBİTAK MAM yerleşkesi bünyesinde faaliyete geçirdik. Gıda sanayinde öncü ve proje paydaşı olan Gaziantep ilimizde pilot ölçekli fıstık üretim tesisini, Şanlıurfa ve Giresun’da ise gıda test ve analiz laboratuvarlarını devreye aldık. Kalkınma Ajanslarımız eliyle gıda sektörüne yönelik yürütülen 773 projeye 2,6 milyar lira destek sağlayarak gıda tedarikimizin sürdürülebilirliğini güçlendirdik. Coğrafyamızın önemli değerlerini gün yüzüne çıkaran ’Anadolu’dakiler’ projemizle de derinlerde saklı hazinemizi hem ülkemiz hem de dünya ile buluşturuyoruz. Topraklarımızın bereketini, mutfak kültürümüzün birikimini, çeşitliliğini ve zenginliğini hak ettiği değere ulaştırıyoruz" diye konuştu. "Yerel değerlerimiz ve yöresel ürünlerimizin, üretildikleri bölge ya da şehirle özdeşleşerek o yerin simgesi haline gelmesini hedefliyoruz" Sosyal fayda, süreklilik ve sürdürülebilirliği esas aldıkları projelerle; tarım ve gıda sektörlerinin, üreticisinin önünü açtıklarını belirten Bakan Kacır, "Yakın dönemde detaylarını kamuoyu ile paylaşacağımız Yerel Kalkınma Hamlesi Teşvik Programı ile de gelecek nesillerin yeterli, güvenli ve besleyici gıdaya erişimini sağlayacak, yerel tarımsal ürünlerimizi değer zincirinde katma değeri yüksek gıda sanayi yatırımlarına dönüştürecek ve refaha katkı sunacak projeleri destekleyeceğiz. Yerel değerlerimiz ve yöresel ürünlerimizin, üretildikleri bölge ve şehirle özdeşleşerek o yerin simgesi haline gelmesini hedefliyoruz. Bin 658 tescilli coğrafi işaretli ürünle büyük bir hazineye sahibiz. Önümüzdeki dönemdeki önceliklerimizden biri de özellikle Avrupa Birliği nezdinde de tescillenen coğrafi işaretli ürünlerimizin, ülkemiz üreticileri ve sanayicileri için daha yüksek katma değer oluşturmasını sağlamaktır. Bunun için kalite zincirini uçtan uca takip edeceğimiz bir mekanizma kurmalıyız. Diğer yandan; gıdada israfın önüne geçmeyi, ülkemizin küresel gıda değer zincirindeki rolünü perçinleyecek ve öz yeterliliğimizi güçlendirecek adımlar atmak kadar hayati ve önemli görüyoruz. Bugün insan tüketimi için üretilen gıdanın beşte biri israf edilirken diğer yandan dünyada her 9 kişiden biri açlıkla mücadele ediyor. Yapılan araştırmalar gıda kaybı ve israfının toplam maliyetinin küresel ekonomi için 1 trilyon dolara ulaştığını ortaya koyuyor. Bu adaletsiz tabloyu değiştirmek adına seferberlik ruhuyla hareket ederek ’Gıdada Sıfır Kayıp’ hedefimiz doğrultusunda gerek ülkemiz sınırları içinde gerekse de uluslararası arenada inisiyatif alıyoruz" ifadelerini kullandı. "Gıda sektörümüzün, yenilikçiliği destekleyen ve gıda israfını önlemeye yönelik her adımını desteklemeye devam edeceğiz" Açlık tehlikesiyle karşı karşıya olan mazlum coğrafyalarda yaşayan milyonlarca insanın da gıdaya ve suya erişimi için örnek kalkınma ve insani yardım projeleri yürüttüklerini kaydeden Bakan Kacır, "Ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasında öncü bir rol üstlenen gıda sektörümüzün, yenilikçiliği destekleyen ve gıda israfını önlemeye yönelik her adımını Türkiye Yüzyılı’nda da desteklemeye devam edeceğiz. Bugünkü birlikteliğimizi de bu doğrultudaki kararlılığımızın bir işareti olarak değerlendirmenizi istiyorum. Gıda sanayi girdileri olan gıda katkı maddeleri, yardımcı maddeler ve ambalajlarda yerli üretim kapasitemizi artırmak, dışa bağımlılığı azaltılmak; tedarik zincirinde lisanslı depoculuk gibi faaliyetleri desteklemek; hedef odaklı tarım ve gıda Ar-Ge-Yenilik programları oluşturulmak; tarım ve gıda sektöründe geleceğin gıdalarına geçiş sürecine katkı sağlamak, yenilikçi gıda ürünlerinin geliştirilmesine yönelik Ar-Ge çalışmalarında bulunmak ve endüstriyel ölçekte prototipleme amaçlı ortak kullanıma açık Ür-Ge merkezlerinin oluşturulmasını tetikleyecek araştırma altyapıları kurmak; depolama ve taşımacılık altyapısını güçlendirmek; tarım ve gıda sanayi makinalarını kaliteli ve yüksek standartlarda yerli imkanlarla üretmek; akıllı tarım, hassas tarım ve tarımda dijital uygulamalarla ilgili teknolojileri yaygınlaştırmak; ve nihayetinde katma değeri yüksek, tanıtım faaliyetleriyle piyasa çeşitliliği ve büyüklüğü sağlanmış, kalite standartları yüksek, pazar altyapısı iyi, devamlılığı sağlanabilen, daha rekabetçi, mukayeseli üstünlüğü olan ürünlerle ihracatımızı artırmak için hep birlikte çalışmaya devam etmeliyiz. Gıda zayiatlarının azaltılması, birincil üretimde şekillenen üretim kayıplarının minimize edilmesi, üretim kapasitesinin kullanılmamasına bağlı kayıplarla depolama ve lojistik aşamalarındaki kayıpların azaltılması; gıda üretim aşamalarında ortaya çıkan yan ürün veya artıkların değerlendirilmesi anlayışıyla; gıdada sıfır atık, sıfır israf hedefiyle gayretlerimizi sürdürmeliyiz" ifadelerini kullandı.
Malatya İnönü Üniversitesi yapay zeka ile geleceğe adım atacak İnönü Üniversitesi bünyesinde mühendislik fakültesinde kurulan dijital altyapı birimi sayesinde üniversitede yapay zeka dönemi başlıyor. Malatya İnönü Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Nusret Akpolat, 6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketi sonrası yeniden yapılanma sürecinde sadece fiziksel altyapılarını değil, aynı zamanda geleceğe yönelik dijital altyapıyı da güçlendirmeye kararlı olduklarını söyledi. Rektör Akpolat, bu kapsamda üniversite bünyesinde oluşturulacak Dijital Dönüşüm Ofisi ile tüm bilgi sistemleri tek bir çatı altında toplanacağını ifade etti. Kağıt devrine son Rektör Prof. Dr. Nusret Akpolat, "Yapay zeka teknolojileri sayesinde üniversitemizdeki tüm bilgileri tek bir merkezde toplayarak iş süreçlerimizi optimize edeceğiz. Öğrencilerimiz, ders kayıtlarını daha kolay yapacak, akademisyenlerimiz araştırmalarına daha fazla odaklanabilecek ve iş yükünü azaltacak. Bu dönüşümle birlikte üniversitemiz, bölgemizin en saygın ve teknolojik üniversitelerinden biri olma yolunda önemli bir adım atmış olacağız" dedi. Tüm bilgiler tek merkezde toplanacak Konu ile ilgili açıklamada bulunan Rektör Akpolat, “Depremin ardından onarım ve tadilat işlemlerimiz devam ederken, projesini hazırladığımız yapay zeka ile üniversitemizde tüm bilgilerin tek bir merkezde toplanmasıyla iş süreçleri hızlanacak ve hataların önüne geçeceğiz. Öğrenci kayıtları, ders seçimi gibi işlemlerin kolaylaşmasıyla öğrenci memnuniyeti artırmış olacağız” şeklinde konuştu. “Dünyada sayılı üniversiteler arasına girmek istiyoruz" Akademik çalışmaların yapay zeka ile tek çatı altında toplanacağını anlatan Rektör Akpolat, "Dijital ofis ile birlikte üniversitemizin tüm verilerinin güvenli bir şekilde saklanması ve analiz edilmesini sağlayacağız. Dijital ofisimizin kurulması ile birlikte üniversitemiz bu dönüşümle birlikte sadece bölgenin değil, ülkemizin de sayılı üniversiteleri arasında yerini alacaktır” diye konuştu.
İstanbul Yenidoğan Çetesi üyeleri savunma yapıyor: “Dolandırıcılık ile suçlanıyorum ama hiçbir menfaatim, kazancım yok” İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine dördüncü gününde devam ediyor. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Funda Özen, “Dolandırıcılık ile suçlanıyorum. Ama hiçbir menfaatim, kazancım yok” dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava dördüncü gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada bir kısım tutuklu ve tutuksuz sanıklar ve avukatları hazır bulundu. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Funda Özen, “Doktor asistanı olarak çalıştım Reyap Hastanesi’nde 3 ay. Sonra 2024 yılının Mayıs ayına kadar medikal muhasebe uzmanı olarak çalışmaya başladım. Yenidoğan birimini fatura ettim. Dolandırıcılık ile suçlanıyorum. Ama hiçbir menfaatim, kazancım yok. Dosyadaki çoğu kişiyi tanımıyorum. 5-6 kişi tanıyorum bunlar da hastanede çalıştığım kişiler. Hiçbir şekilde ek bir gelirim yok. Medikal muhasebede SGK faturalandırma işlemi yapılır. SGK’da tıbbi evraklar ile oynama yapıldığı gerekçesi ile dolandırıcılık suçundan yargılanıyorum. Ama benim tıbbi bilgim yok. Tıbbi bir evrak ile oynama imkanım olamaz. Bu şekilde bir oynama yapmadım. Ben basamak değiştirmenin nasıl mümkün olduğunu bilmiyorum. Ben iddianameyi okuduğumda anladım böyle bir işletme olduğundan bilgim yoktu” dedi. Duruşma sanık savunmaları ile sürüyor.