GÜNDEM - 22 Nisan 2025 Salı 09:55

Başkan Şadi Özdemir makamını çocuklara devretti

A
A
A
Başkan Şadi Özdemir makamını çocuklara devretti

Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle Başkanlık makamını sembolik olarak Cavit Çağlar Ortaokulu 7’nci sınıf öğrencisi Celal Aras Erten’a bıraktı. Erten, okullardaki eksikliklerin giderilmesi ve temiz çevre için hassas olunması talimatları verdi.


23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramlarının bir geleneği olan, yöneticilerin makamlarını çocuklara devretmesi Nilüfer’de de güzel anlara sahne oldu. Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir de makamını ortaokul öğrencisi Celal Aras Erten’e devretti.


Nilüfer Cavit Çağlar Ortaokulu 7’nci sınıf öğrencileri Celal Aras Erten, arkadaşları Zeynep Nehir Kesen ve Hüsnü Mete Özcan, Müdür Yardımcısı Ali Zafer Şencan, Türkçe Öğretmeni Deniz Dilek Toroslu ile birlikte Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’i Halk Evi’ndeki makamında ziyaret ettiler. Başkan Şadi Özdemir, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle temsili olarak koltuğunu Celal Aras Erten’e devretti. Makama geçen çocuk Başkan, bazı konularda talimatlar verdi.


Nilüfer’deki bazı okullarda eksiklikler olduğunu söyleyen Erten, bunların giderilmesi gerektiğini kaydetti. Eğitim gördüğü okulda birçok öğrencinin TUBITAK 4006 Projesi’ne katıldığını belirten küçük Başkan, onlar için 17 tane çadır verilmesini istedi. Nilüfer’in daha temiz olması için çöp kutularının artırılması ve toplumun bilinçlendirilmesi talimatı veren Erten, okulların daha estetik ve güzel görünmesi için ağaç budamalarının yapılması gerektiğini kaydetti. Nilüfer’de yaşamaktan memnun olduğunu dile getiren Erten, "Huzurlu bir şekilde, güvenle sokaklarda yürümemiz çok önemli. Bunu gerçekleştirdiğiniz için tekrardan teşekkür ediyorum. Beni buraya kabul ettiğiniz ve bizi burada ağırladığınız ve bana bu deneyimi yaşattığınız için size çok teşekkür ederim" dedi.


Nilüfer’de çocukların yüzlerinin gülmesini istediklerini vurgulayan Başkan Şadi Özdemir, onların sağlıklı beslenmesi, büyümesi ve iyi eğitim almaları için çalıştıklarını kaydetti. Çocukların bilinçli yetişmesi için çabaladıklarını anlatan Başkan Şadi Özdemir, "Çocuklarımız, Cumhuriyetçi olsunlar. Mustafa Kemal Atatürkümüzün değerlerine sahip çıksınlar. Çünkü, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, dünyada çocuklara armağan edilen tek bayramdır. Bunu iyi görmek lazım. Atatürk, ulusal egemenliği aslında çocuklara armağan ediyor. Yeni gelen kuşak olan sizlerden umutlarımız çok yüksek" diye konuştu.


Çocuk Başkanın talimatlarının kayda geçtiğini belirten Başkan Şadi Özdemir, bunların yerine getirileceğini söyledi. Çevreyi temiz tutmanın önemine vurgu yapan Başkan Şadi Özdemir, bu konudaki bilincin de yükselmesi için çalıştıklarını ekledi.


Ziyaretin sonunda öğretmenler ve öğrenciler, Başkan Şadi Özdemir’e çiçek takdim ederken, Başkan Şadi Özdemir de konuklara günün anısına armağanlar verdi.



Başkan Şadi Özdemir makamını çocuklara devretti

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Burdur Yaşlı adam son birikimi olan 10 Cumhuriyet altınını jandarmaya bağışladı Burdur’da yaşayan 93 yaşındaki yaşlı adam, son birikimi olan 10 Cumhuriyet altınını Jandarma Asayiş Vakfı’na bağışladı. Burdur’un Gölhisar ilçesinde doğan 93 yaşındaki Mehmet Özcan, askerlik dönüşü kendi işini kurduktan sonra hayır işlerine yöneldi. Camilere yardım yapan Özcan, köyüne arkadaşları birlikte bir cami yaptırdı. Köyünde anaokulu olmadığı için de bir anaokulu yaptıran Özcan, şimdi ise son birikimi olan 10 Cumhuriyet altınını Jandarma Asayiş Vakfı’na bağışladı. Jandarma Asayiş Vakfı’na yapılan bağış, Burdur’da devlet-millet dayanışmasının dikkat çeken örneklerinden biri olurken gönüllülük esasına dayalı bu destek, vatandaşların kamu düzenine sahip çıkma iradesini bir kez daha ortaya koydu. Jandarma teşkilatının yürüttüğü huzur ve güvenlik hizmetlerine katkı sağlamak amacıyla yapılan bağış, mevzuata uygun ve şeffaf şekilde değerlendirilecek. Bu ayni yardımın, yeniden Burdur ili genelinde yürütülen hizmet ve faaliyetlerde kullanılacağı öğrenildi. "Ekonomim düzeldikçe hayır işlerine yöneldim" Gölhisar’da 21 yaşıma kadar baba mesleği olan çiftçiliğe devam ettiğini anlatan Mehmet Özcan, "Babamın yanında çalıştım. 1955 yılında askere gittim, 1957 yılında da askerden geri geldim. Daha sonrasında da babam ‘hadi kendi yuvanızı kurun’ diyerek izin verdi. Hiçbir şeyim yoktu, sıfırdan başladım. Ben de havuç ticareti yapmaya karar verdim. Hem üretimini hem de ticaretini yaptım. 1963 yılında ise Gölhisar ilçesine bir kırtasiye dükkanı açtım. 4 sene bu işe Gölhisar’da devam ettikten sonra 1967 yılında Burdur merkeze taşındım. 1980 yılına kadar ekonomim biraz sıkıntılı geçti. Ekonomim düzeldikçe hayır işlerine yöneldim. Camilere yardım yaptım daha sonrasında köyüme cami, anaokulu yaptırdım" dedi. "Askerimiz bizim için çok kıymetli" Canını bizleri korumak için ortaya koyan jandarmayı çok sevdiğini belirten Mehmet Özcan, "Jandarmamız bizim için canını ortaya koyarak 7 gün 24 saat bizim can ve mal güvenliğimiz için çalışmaktadır. Tabii jandarmamıza yardımcı olmayacağız da kime yardımcı olacağız. Jandarmamıza son birikim olan 10 Cumhuriyet altını bağışladım. Bu bağışı yaparken de çok gururlandım. Askerimiz bizim için çok kıymetli, daha çok yardım etmek istedim ama elimden bu kadar geldi" şeklinde konuştu.
İzmir Boşanma davası sürerken çekilen samimi fotoğraflar davanın reddine yol açtı İzmir’de Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen bir boşanma davasında, davalı kocanın mahkemeye sunduğu samimi fotoğraflar, tarafların barış niyetini gösteren delil sayılarak davanın reddedilmesine yol açtı. Avukat Yasin Ulu, "Mahkemeler, tarafların beyanlarından ziyade, somut hayattaki barışçıl eylemlerini esas alarak evlilik birliğini koruma yoluna gidebilmektedir" dedi. İzmir’de bir kadın, evlilik birliğinin sarsıldığı iddiasıyla eşine boşanma davası açtı. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yargılama süreci devam ederken, davalı koca eşini evliliği sürdürmeye ikna etti. Bu süreçte çiftin birlikte geçirdiği zamanlar fotoğraflara yansıdı. Davalı koca, eşinin kendisini affettiği ve evliliğin devam ettiği iddiasıyla mahkemeye samimi fotoğrafları ve özel anlara ait görüntüleri sundu. Mahkeme, dosyaya giren fotoğrafları ve çiftin aynı evde yaşamaya devam etmesini inceleyerek karar verdi. Kararda, eşlerin sadece barışmak amacıyla görüşmesinin affetme anlamına gelmeyeceği belirtilirken, sunulan fotoğraflar ve uzun süreli birlikteliğin "barış müzakerelerini aşan" bir durum oluşturduğu vurgulandı. Mahkeme, fotoğraflarla belgelenen karı-koca ilişkisinin devam etmesinin, boşanmaya yol açan geçmiş olayların hoşgörü ile karşılandığını gösterdiğine hükmetti. Hukuken affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olayların artık boşanma gerekçesi olamayacağına karar veren mahkeme, davacı kadının boşanma talebini reddetti. Samimi fotoğraf davayı reddettirdi Avukat Yasin Ulu, boşanma davalarında tarafların sadece iddia ve savunmalarının değil, dava sürecindeki davranışlarının da hukuki sonuç doğurduğuna dikkat çekti. Türk Medeni Kanunu’ndaki "af" olgusuna vurgu yapan Ulu, "Müvekkilim aleyhine açılan davada, tarafların dava açıldıktan sonra bir araya geldiklerini, samimi fotoğraflar ve tanık beyanlarıyla ispatladık. Mahkeme, dava sürerken devam eden bu yakınlığı ’af’ olarak değerlendirdi ve taraflar boşanmak istediklerini beyan etseler dahi, evlilik birliğini sarsan olayların af kapsamına girmesi sebebiyle davanın reddine karar verdi" dedi. Dava sürerken görüşmek "Af" sayılıyor Af olgusunun, geçmişteki kusurlu olayları yok saymadığını ancak bu olayların artık bir boşanma gerekçesi olarak sunulmasını engellediğini belirten Ulu, "Dava süresince eşlerin ayrı evlerde yaşamasına rağmen bir araya gelmeye devam etmeleri ve karı-koca ilişkisini sürdürmeleri, hukuken evliliğin devamı yönünde bir irade beyanıdır. Bu karar bize gösteriyor ki; dava açıldıktan sonra sergilenen her tutum davanın seyrini değiştirebilir. Mahkemeler, tarafların beyanlarından ziyade, somut hayattaki barışçıl eylemlerini esas alarak evlilik birliğini koruma yoluna gidebilmektedir" ifadelerini kullandı.