YEREL HABERLER - 01 Mart 2012 Perşembe 15:50

"BAŞBAKANIN TAHMİNİ DOĞRU ÇIKIYOR"

A
A
A
"BAŞBAKANIN TAHMİNİ DOĞRU ÇIKIYOR"

Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) Koordinatör Başkanı Şenol Şankaya, "UİB olarak, yeni yılın ikinci ayında geçen yıla göre yüzde 2’lik bir artışla ihracatımız 1 milyar 770 milyon 917 bin dolar olarak gerçekleşti. UİB ihracatı yıllık bazda da yüzde 14 artış gösterdi ve 21 milyar 504 milyon 841 bin dolar oldu" dedi.
Şubat ayında artış hızının yavaşlamasına karşın yükseliş geleneğinin bozulmadığına vurgu yapan Koordinatör Başkan Şankaya, ihracata ilişkin pozitif görünümün sürdüğünü söyledi. Şankaya’nın verdiği bilgilere göre UİB, 2012 Ocak ayındaki yüzde 6’lık artışın ardından Şubat’ta da yükseliş trendine devam etti. Son 14 aydır sürekli yükselişin kaydedildiği UİB’de, Şubat ihracatı da yüzde 2 artarak 1 milyar 770 milyon 917 bin dolar oldu. 2012 yılının ilk 2 ayını kapsayan 01 Ocak - 29 Şubat tarihleri arasındaki ihracat ise geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 4’lük artışla 3 milyar 416 milyon 246 bin dolar olarak gerçekleşti.
UİB’e bağlı 5 ihracatçı birlik tarafından 1 Mart 2011 ve 29 Şubat 2012 dönemindeki bir yıllık ihracat ise, bir önceki döneme oranla yüzde 14 artarak, 21 milyar 504 milyon 841 bin dolara ulaştı.
2012 yılı Şubat ayı ihracat rakamlarını açıklayan UİB Koordinatör Başkanı Şenol Şankaya, ay sonunda Moody’s, Fitch ve Standart and Poor’s gibi uluslararası derecelendirme kuruluşlarından Avrupa’ya birbiri ardına gelen kredi notlarının düşürüldüğüne ilişkin kötü haberler gelmesinin, gelecek birkaç çeyrekte finansmanda devam edecek belirsizliği ve bunun kredibiliteye etkisini yansıttığını bildirdi. Brüksel’de 14 saat süren zirveden iflasın eşiğindeki Yunanistan’a nefes aldıran bir karar çıkmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendiren Şankaya, "Tarihte ilk kez bir ülkenin borcu 100 milyar Euro kadar azaltıldı. AB Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası ve IMF’nin ikinci kurtarma paketi ile birlikte Yunanistan ekonomisinin sürdürülebilir büyüme yönüne dönmesi hepimiz için önemli" diye konuştu.
Avrupa’nın zayıf ekonomik görünümünün ve kırılgan piyasalardaki baskının sürmesine karşın dünya ekonomisinde ’baharın gelişi’ beklentisinin kuvvetli olduğuna vurgu yapan Şankaya, "Yunanistan’a sağlanacak yeni yardım paketine ilişkin belirsizliğin sona ermesi, gelişmekte olan ülke para birimlerine ilgiyi artırdı ve dolar 1,74’ün altına inerek 2 Eylül 2011’den beri en düşük seviyesini gördü. TL bazen gelişmekte olan ülkelere göre olumlu yönde ayrışıyor. Bugün için bakarsak olumlu ya da olumsuz büyük bir farklılık yok ancak yılbaşından bugüne bakarsak bunu daha iyi görebiliriz" dedi.
"BAŞBAKANIN TAHMİNİ DOĞRU ÇIKIYOR"
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın, Ocak ayında 4 milyar dolar gibi ezber bozacak bir cari açık rakamı beklediği açıklamalarına da vurgu yapan Şankaya, şunları söyledi:
"Dolayısıyla Türkiye’nin ’yumuşak karnı’ olarak nitelendirilen cari açıkta belli bir düzelmenin başladığını söylemek mümkün. Bu anlamda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hükümet kurulurken Haziran ayında söylediği "Siz merak etmeyin. Son çeyrekte cari açık belirgin bir şekilde azalacak" tahmini doğru çıkıyor. Hükümetin bu yılki cari açık tahmini 65.4 milyar dolar düzeyinde. Bunun da beklenen milli gelire oranı yüzde 8’e denk geliyor. Tahminim milli gelirde daha iyi bir rakam yakalanabilir ve cari açık yüzde 7.5 dolayına dahi inebilir. Miktar ve oran olarak en kötüsü geride kalan cari açığın finansman tarafında da 2012’de bazı iyileşmeler görülebilir. En azından doğrudan yatırımlar tahmin edildiği gibi 15 milyar dolara çıkarılabilirse açığın finansman kalitesi artar. Ortaya konulacak yeni teşvik sisteminin doğrudan yatırımları çekmede belli bir katkısı olabilir."
Merkez Bankası’ nın "2012 yılında TL değerlenecek" iddiasını da değinen Şankaya, şöyle devam etti:
"TL’nin değerlenmesi demek, Türkiye’ye gelen yabancı portföy yatırımları için 2011 de olmayan bir kazanç anlamına geliyor. Bu da kurun düşüşünden elde edilecek kazançtır. Eğer TL’nin daha fazla değer kaybetmeyeceğine inanılırsa bu durum yabancı portföy yatırımlarını da artırıcı etki yapabilir. Portföy yatırımlarındaki artışın bizzat kendisi TL’nin değerlenmesine veya kurun gevşemesine yol açabilir. Böyle bir olumlu döngü de yaşanabilir. TL değerlenecekse bunun en olumlu etkisi enflasyon tarafında ortaya çıkabilir. Bu durum 2012 yılında enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara indirme ihtimalini güçlendirir. Enflasyonda iyileşmeyi de cari açıktaki daralmanın yanına koyarsak geçen yıla göre 2012 yılında ekonomide iki net kazancımız olabilir. Büyüme hızı fazla düşmezse bu yılki ekonomik görünüm geçen yıldan daha iyi bile olabilir."
DIŞ TİCARET AÇIĞI DARALIYOR
Öte yandan Türkiye’nin 2012 yılı ocak ayında ihracatının, 2011 yılının aynı ayına göre yüzde 8,6 artarak 10 milyar 374 milyon dolar, ithalatının ise yüzde 2,8 artarak 17 milyar 383 milyon dolar olarak gerçekleşmesini olumlu bir gelişme olarak değerlendiren Şankaya, "Dış ticaret açığı bu dönemde yüzde 4,7 azalarak 7 milyar 354 milyon dolardan 7 milyar 9 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 56,5’ten yüzde 59,7’ye yükseldi. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2012 yılı Ocak ayında önceki yılın aynı ayına göre ihracatın değişim oranı yüzde 8,6, ithalatın değişim oranı ise yüzde -1,2 oldu. Kısacası ihracattaki artış tam gaz sürerken ithalattaki artış hızı düşmeye başladı" diye konuştu.
Koordinatör Başkan Şenol Şankaya’nın verdiği bilgilere göre Türkiye’nin 59 ilinde toplam 6 bin 500 aktif üyesi bulunan UİB’e bağlı birliklerin Şubat ayındaki ve yıllık bazdaki ihracatı ise şöyle gerçekleşti:
UİB bünyesinde faaliyet gösteren birlikler arasında toplam ihracatın yüzde 83’ünü karşılayan Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB), 1 milyar 474 milyon 884 bin dolarla şubat ayında yüzde 1’lik düşüş sergiledi.
OİB’in 2012 ilk 2 ayındaki toplam ihracatı ise yüzde 1 artarak 2 milyar 865 milyon 435 bin dolar oldu. 1 Mart 2011’den bu yana yıllık toplam ihracat da yüzde 15’lik artışla 18 milyar 312 milyon 300 bin dolara ulaştı.
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) ise diğer birlikler içinde şubat ayında ihracatını artıran tek birlik oldu. UTİB, yüzde 17’lik bir artışla 101 milyon 636 bin dolarlık bir ihracat gerçekleştirdi.
2012 Ocak ayındaki yüzde 2’lik artışın ardından, Şubat’ta da ihracatını bir önceki yıla oranla yüzde 17 oranında artıran UTİB’in yılın ilk 2 ayındaki ihracatı ise yüzde 10 yükselerek 190 milyon 343 bin dolara çıktı. Yıllık bazdaki artış oranı da yüzde 18 oldu ve yıllık bazda UTİB’in ihracatı, 1 milyar 130 milyon 614 bin dolara yükseldi.
Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) Şubat ayı ihracatı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13’lük bir düşüş gösterdi. UHKİB ihracatı bu azalış oranı ile 40 milyon 257 bin dolar oldu.
Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği (UMSMİB), Şubat ayı ihracatında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16’lık gerileme gerçekleşti ve 13 milyon 525 bin dolar rakamına gelindi.
Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB) ihracatı da, 2012 Ocak ayında gerçekleşen yüzde 9’luk artışın ardından şubat ayında geçtiğimiz yılın aynı ayına oranla yüzde 32’lik kayıpla 4 milyon 807 bin dolar seviyesine geriledi.
UİB Genel Sekreterliği üzerinden ihracat kaydı yapılan ve "diğer" başlığı altında listelenen sektörlerin toplam ihracatı ise 2012 yılı Şubat ayında yüzde 65’lik bir artışla 135 milyon 806 bin dolar olarak gerçekleşti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Ücretsiz Basketbol Kursları çocuklara hem spor hem gelecek sunuyor Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından yıl boyunca sürdürülen ücretsiz basketbol kursları, çocuklar ve gençlerden yoğun ilgi görüyor. Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanlığı koordinesinde gerçekleştirilen kurslar, çocuklara hem spor alışkanlığı kazandırıyor hem de fırsat eşitliği sağlıyor. Haftanın 4 günü Servet Tazegül Spor Salonu ile Seyfi Alanya Spor Salonunda düzenlenen basketbol antrenmanlarına, kentin farklı noktalarından toplam 150 kursiyer katılıyor. 2011-2017 yılları arasında doğan çocukların yararlanabildiği kurslarda temel basketbol eğitiminin yanı sıra takım ruhu, disiplin ve özgüven kazandırılması hedefleniyor. Ücretsiz olarak sunulan kurslar, çocukların fiziksel gelişimlerini desteklemenin yanı sıra sosyalleşmelerine de katkı sağlarken, ailelerden de büyük ilgi görüyor. Basketbol kursuna kayıtlar, Macit Özcan Spor Tesisleri içerisinde yer alan Gençlik ve Spor Hizmetleri Şube Müdürlüğü’nde yapılıyor. "Çocuklarımızı kötü alışkanlıklardan uzak tutmayı amaçlıyoruz" Mersin Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanlığında görev yapan Basketbol Antrenörü İhsan Keskin, kursların yıl boyunca devam ettiğini belirterek, "Cumartesi ve pazar günleri Servet Tazegül Spor Salonunda, pazartesi ve salı günleri ise Seyfi Alanya Spor Salonunda antrenman yapıyoruz. Çocuklarımız burada sadece basketbol öğrenmiyor, aynı zamanda takım olmayı, paylaşmayı ve yardımlaşmayı da öğreniyor" dedi. Kursların ücretsiz olmasının fırsat eşitliği sağladığını vurgulayan Keskin, "Yetenekli erkek sporcuları Mersin Spor Kulübünün, kız sporcuları ise Çukurova Spor Kulübünün altyapısına yönlendiriyoruz. Amacımız çocuklara spor yapma alışkanlığı kazandırmak ve onları kötü alışkanlıklardan uzak tutmak" diye konuştu. Velilerden kurslara tam not Dördüz çocuklarını Büyükşehir Belediyesinin spor kurslarına yazdıran Tuğba Uyanık, ücretsiz kurslardan memnun olduklarını belirterek, "Çocuklarım 2 yıldır Büyükşehir Belediyesinin kurslarına katılıyor. Belediyemiz bu konuda bize büyük destek oluyor" ifadelerini kullandı. Velilerden Aysel Bozkurt ise "Basketbol kursundan çok memnun kaldık. Eğitmenler özveriyle çalışıyor. Herkes gönül rahatlığıyla çocuklarını bu kurslara yazdırabilir" dedi. Çocuklar spordan ve sosyalleşmeden mutlu Kursa katılan öğrencilerden Toprak Su Eroğlu, basketbolu çok sevdiğini belirterek, "Burada hem basketbol oynuyoruz hem de arkadaş çevremiz genişliyor. İleride profesyonel olarak bu sporu yapmak istiyorum" dedi. Hira Kaplan ise "Buraya gelmek çok güzel hissettiriyor. Hem eğleniyorum hem de enerjimi atıyorum. Basketbolu çok seviyorum" ifadelerini kullandı.
Gaziantep Gaziantep’te Fransız zulmünün 104 yıllık izi: Sivil halka atılan top mermisi hala duvarda duruyor İşgalci Fransız askerlerinin Gaziantep Savunması döneminde tarihi Boyacı Camii cemaatine attığı top mermisi patlamamış şekilde 104 yıldır cami karşısındaki evin duvarında duruyor. Kurtuluş Savaşı döneminde, sömürgeci Fransa’ya karşı iman ruhuyla direnen, İslam ile yoğrulmuş bu toprakların işgal edilmesine ve İslam düşmanlarının eline geçmesine izin vermeyen Gaziantep halkı, kentin düşman işgalinden kurtuluşunun 104’üncü yılını kutluyor. İşgalci Fransız askerlerinin Gaziantep Savunması döneminde işlediği zulüm ve acımasızlıklarının izleri, aradan geçen 104 yıla rağmen kentte bulunan birçok asırlık camide halen duruyor. Gaziantep’i işgal etmeye gelen Fransızların ilk icraatı, kentteki hastaneleri, okulları ve camileri bombalamak oldu. Kentteki onlarca cami Fransız askerleri tarafından bombalandı İşgalci Fransız birlikleri Gaziantep’te ilk olarak Abdülhamid Han tarafından yapılan Hamidiye Guraba Hastanesi’ni bombaladı. Kentin tek hastanesi olan hastanenin yıkılması sonucu savunmada yaralanan siviller, Şeyh Fetullah Camii’nde tedavi edilmeye başlandı. İşgalciler, bu camiyi de içinde yaralı siviller olmasına rağmen defalarca topçu bataryalarıyla vurdu. Şeyh Fetullah Camii’nin yanı sıra Kozanlı, Hacı Nasır, Ferhadiye, Musullu Şeyh, Başıkesik, Handan Bey, Çınarlı, Karatarla, Tekke ve Ömeriye Camii başta olmak üzere kentteki onlarca cami Fransız askerleri tarafından bombalandı. 104 yıl önce attığı top mermisi halen saplandığı yerde duruyor Bu camilerden bazıları tamamen yıkılırken, birçok cami de harabeye döndü. Kentteki birçok camide ve camilerin civarındaki evlerde halen top mermilerinin izleri duruyor. Fransız işgal kuvvetlerinin 104 yıl önce, Gaziantep Savunması sırasında cami cemaatine attığı ve cami karşısındaki bir evin duvarına saplanıp kalan top mermisi halen saplandığı yerde duruyor. Duvardaki top mermisi tarihin kanlı dönemine ve zulmüne şahitlik etmeye devam ediyor Evin çatısının altında duvara saplanan ve patlamayan top mermisi tarihin kanlı dönemine ve zulümde sınır tanımayan işgalci Fransa’nın zulmüne ve zulüm dolu barbarlığına şahitlik etmeye devam ediyor. Fransızların İslam düşmanlığına da tanıklık eden top mermisi 104 yıldır saplandığı yerde duruyor. 104 yıl önce camiye atılan ve caminin karşısındaki evin duvarına isabet eden top mermisini görenler ise şaşkınlıklarını gizleyemiyor. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Gazikültür A.Ş. Genel Müdürü Prof. Dr. Halil İbrahim Yakar, kentteki birçok tarihi camide ve cami çevresindeki birçok yapıda Antep Savunmasının o dehşetli günlerinden kalan mermi ve şarapnel parçalarının izlerini görmenin mümkün olduğunu söyledi. Yakar, Fransızların tarihi Gaziantep Kalesi civarında bulunan camilere saldırması, işgal esnasında ve sonrasında yaşanan vahşetin izlerinin kentin birçok noktasında hala durduğunu belirtti. "104 yıl geçmesine rağmen 15,5’luk top mermisi patlamamış olarak duruyor" Birinci Dünya Savaşı’nda Gaziantep’i işgal eden, önlerine gelen canlı ve cansız her şeye zarar veren işgalci Fransız askerlerinin yaptıkları katliamlar ve acımasızlıkların izlerinin kentteki asırlık camilerde halen durduğunu belirten Yakar, "20’inci yüzyılın en önemli şehir savunmalarından birine sahne olan Antep Savunması’nın her anı yaşandığı andan günümüze kadar ibretlik olaylarla ve vesikalarla doludur. Fransız askerleri Çıksorut ve Hacıbaba gibi şehrin değişik çevrelerindeki tepelere yerleştiler ve şehri bombardımana başladılar. O kadar büyük bir tesadüftü ki 23 Nisan 1920’de Ankara’da Büyük Millet Meclisi kurulurken aynı tarihte 23 Nisan 1920’de de Samsaktepe’den, Çıksorut’tan, Cünüt Dağları’ndan atılan Fransız topları şehirdeki camileri, sivil mimarileri, yaşam alanlarını hedef alarak Gazianteplileri teslimiyete zorluyorlardı. Fransız askerlerinin cami cemaatine attığı ancak bir Antep evinin duvarına saplanıp kalan 15,5’luk top mermisi patlamamış olarak duruyor. Bu top mermisi 23 Nisan 1920’den günümüze kadar Antep Savunması’nın nasıl bir haleti ruh içerisinde geçirildiğini gösteren çok önemli bir kayıttır. Buraya yakın Mağarabaşı var. 26 Nisan’da Fransızların Mağarabaşı’ya taarruzları söz konusu ve o taarruzlarda da büyük bir fedakarlık gösteren Antepliler düşmanı şehrin içine sokmamışlardır. Buradaki savunmalar çok önemliydi. 30 Mayıs-18 Haziran tarihleri arasında bir mütareke söz konusudur. İçinde bulunduğumuz Antep evinin çatısında bulunan patlamamış 15,5’luk Fransız top mermisi tarihten günümüze kadar bir ibret vesikası olarak durmaktadır" dedi. "26 tane tarihi camide Fransızların attığı bomba izlerini ve mermi izlerini görüyoruz" Camiler başta olmak üzere Gaziantep’teki tarihi binaların Fransız zulmünün şahitliğini yaptığını ifade eden Yakar, "Gaziantep’te bulunan 26 tane tarihi camimizin minarelerinde, Gaziantep Savunması döneminde Fransızların attığı bomba izlerini ve mermi izlerini görüyoruz. Fransızlar maneviyat tanımadıkları için, insanı tanımadıkları için şehri ele geçirmek amacıyla sivil halkın üzerine atmış olduğu bombalardan camilerde nasibini almışlardır. 23 Nisan 1920’deki bombardımanın bir amacı da camileri hedef alarak insanların moralini bozmak ve o moral bozukluğuyla beraber şehre hakim olmaktı. Aynen şu an Gazze’de yapıldığı gibi 105 yıl önce de bu şehirde bugün Gazze’de yapıldığı gibi camileri, mescitleri, hastaneleri bombaladılar. Şeyh Fethullah Camii’nin minaresine Kızılay bayrağı asılmış olmasına rağmen Fransızlar ne maneviyat tanıdılar ne hastaları ne insan hakları tanıdılar. Sırf şehri ele geçirmek amacıyla sivillerin, hastanelerin ve camilerin üzerine bombalarını yağdırdılar" diye konuştu.