GÜNDEM - 23 Ocak 2025 Perşembe 13:34

Emekli ikili ev ev gezerek yaşlılara ve yalnızlara moral oluyor

A
A
A
Emekli ikili ev ev gezerek yaşlılara ve yalnızlara moral oluyor

Burdur’un Gölhisar ilçesinde yaşayan emekli eğitimci Mehmet Ermumcu ve emekli sağlıkçı Mehmet Kara, yaklaşık bir buçuk yıldır ilçedeki ve çevre köylerdeki yaşlı ve hasta vatandaşları ziyaret ederek hem moral veriyor hem de dayanışma kültürünü canlandırıyor. Yaklaşık 200 kişiye ulaşan ikili, yaptıkları anlamlı ziyaretlerle gönüllere dokunuyor.


Burdur’un Gölhisar ilçesinde yaşayan emekli Mehmet Ermumcu (72) ve Mehmet Kara (52), emeklilik günlerini anlamlı hale getirmek için başlattıkları ziyaret programıyla hem gönüllere dokunuyor hem de dayanışma kültürünü yeniden hatırlatıyor. Yaklaşık bir buçuk yıldır ilçe merkezi ve çevre köylerde yaşayan yaşlı ve hasta vatandaşları düzenli olarak ziyaret eden ikili, şimdiye kadar yaklaşık 200 kişiye ulaştı. Yaptıkları ziyaretlerle yalnızlıkları paylaşıp moral olan emekliler, topluma örnek bir dayanışma sergiliyor. Alınan duaları en büyük kazanç olarak gören Mehmet Ermumcu ve Mehmet Kara, bu anlamlı çalışmayla hem kendi hayatlarını zenginleştiriyor hem de toplumda farkındalık oluşturuyor.


Yaptıkları ziyaretler çerçevesinde ihtiyaç sahiplerini gerekli kurumlara bildirerek ihtiyaçlarının kısa sürede karşılanmasını sağladıklarını dile getiren Mehmet Ermumcu, "Babamdan gördüğüm bir faaliyet vardı; o da yaşlıları, hastaları önemle ziyaret etmekti. Bu Gölhisar’da unutulmaya yüz tutmuş bir geleneğimiz göreneğimizdi. Biz de bunu Mehmet Kara kardeşimle devam ettirme kararı aldık. Şu anda biz herhangi bir hastayı, bir yaşlıyı ziyaret edemediğimizde bir eksiklik hissediyoruz. Çevrede kimi ziyaret edebiliriz diye sürekli araştırma yapıyoruz. Sosyal medya üzerinden ziyaretlerimizi paylaşarak daha çok kişiye ulaşmaya çalışıyoruz. Bu paylaşımları görenler de bize destek veriyor. Bu ziyaretlerde bazı yaşlılarımızdan kimsenin bilmediği bilgileri öğrenerek gün yüzüne çıkardığımız zamanlarda olmaya başladı. Bugün ayağından ameliyat olan bir ablamızı ziyarete geldik. O da bize eskiden beri kendi yazdığı atasözlerinin olduğu defterlerini bize gösterdi. Biz bu ziyaretlerimizde konuştuğumuz yaşlıların bilgilerini Kaymakamlığımıza ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne de bildiriyoruz. Bir ihtiyaç durumunda onlar da kolaylıkla yaşlılarımıza ulaşıyorlar” ifadelerini kullandı.


Yaptıkları bu sosyal sorumluluk projesinde aldıkları duaların kendilerini mutlu ettiğini dile getiren Mehmet Kara, "Emekliliğimle birlikte, Mehmet Ermumcu ağabeyimin rehberliğinde başladığımız bu ziyaretlerle, yeni nesil ile eski nesli bir araya getirip büyüklerimizi ve hastalarımızı yalnız bırakmamaya özen gösteriyoruz. Yaklaşık bir yıl önce başladığımız ziyaretlerimizde bazen güldük bazen hüzünlendik bazen eski günlerden konuştuk bazen de hastalarımızla dertleştik. Alınan dualar, bizim heyecanımızı her zaman zirvede tuttu" dedi.



Farklı tepkilerle karşılaşıyorlar


Kara, ziyaretlerde farklı tepkilerle karşılaştıklarını belirterek, "Bize neden gelmediniz diye sitem edenler de oldu, şakayla karışık gelmeyin diyenler de. Çok iyi yapıyorsunuz diyerek bizi destekleyenler de çıktı, fotoğraf ve röportaj istemeyenler de. Ziyaretlerimizle hatıraları canlandırdık, yalnızlıkları azalttık. Bazı misafirlerimiz ‘Bu sayılmaz, tekrar gelin’ diyerek bizi tekrar görmek istedi. Biz hep şu sözle hareket ettik: ‘Bir insan acı duyarsa canlıdır. Başkasının acısını duyarsa insandır.’ Bu söz bizim rehberimiz oldu ve aldığımız dualar her şeyin karşılığını fazlasıyla verdi" şeklinde konuştu.


İkilinin ziyaretinden çok memnun olduğunu dile getiren Yıldız Okatan (81), “Ameliyat olduğum için artık pek evden çıkamıyordum. Sizlerin ziyaretinden çok mutlu oldum. Acımı unuttum gelişinizle. Ben eskiden beri aklıma gelen atasözlerini defterime yazardım. Ama şimdiye kadar kimseye söylememiştim. Hatta bunu kitap haline getirip eşe dosta dağıtmak istiyordum. Sizi Allah gönderdi. İnşallah sizin de desteğinizle bu hayalimi gerçekleştireceğim” dedi.


Mehmet Ermumcu ve Mehmet Kara da Okatan’ın bu hayalini yazar bir arkadaşlarının desteğiyle gerçekleştireceklerinin sözünü verdi.



Toplumda farkındalık oluşturuyorlar


Mehmet Ermumcu ve Mehmet Kara, düzenli olarak gerçekleştirdikleri ziyaretlerle ilçede dayanışma ve yardımlaşma kültürüne katkıda bulunmayı hedefliyor.


Her hafta yeni bir evi ziyaret eden ikili, unutulmaya yüz tutmuş komşuluk ilişkilerini yeniden hatırlatarak örnek bir davranış sergiliyor.



Emekli ikili ev ev gezerek yaşlılara ve yalnızlara moral oluyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Profesörden salonda şok eden sözler, "Ben biraz gerçekleri konuşacağım, ne olur üzerinize alının ve bana kızın" Marmara Belediyeler Birliğinin kuruluşunun 50. yıl etkinliklerinin ilki olan "50 Yıldır Marmara Denizi için Birlikte" programı Bursa Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde Merinos Atatürk Kültür Kongre Merkezi’nde yapıldı. Programda konuşan Marmara Denizi Eylem Planı Bilim ve Teknik Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, "Denizde Müsilaj Görmek Ne Demek?" oturumunda "Marmara Denizi ve müsilaj" konulu sunumuyla katılımcıları bilgilendirdi. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi de olan Sarı, mevcut durumun Marmara Denizi açısından çok iyi görünmediğine dikkati çekerek, "Ben biraz gerçekleri konuşacağım, bu esnada ne olur üstünüze alının ve bana kızın" dedi. Müsilajın, soluduğumuz havanın oksijenin en az yarısını üreten, denizdeki minik bitkiciklerin, biyolojik üretimin ilk basamağı olan bitkisel planktonun kirlilik, su sıcaklığı, durağanlık gibi etkilerin tetiklemesiyle aşırı çoğalması sonucu deniz suyuna salgıladıkları sümüksü, şeffaf, yapışkan bir organik madde olduğunu anlatan Sarı, şu anda Marmara Denizi’nde yüzeyden 30 metre derinliğe kadarki kısımda yoğun görüldüğünü söyledi. Müsilaj için 100’den fazla neden sayılabileceğini dile getiren Sarı, şöyle konuşu: "Bu yapışkan madde yüzeye çıkana kadar varlığına kimse inanmaz. Çok az kısmı yüzeye çıkar. Aslında yüzeye çıkanlar da müsilajla ölen mikroorganizma parçacıklarıdır aslında. Gündüz 12 civarında yapılan dalışta diplerde karanlıkta kalıyoruz. Neden? Çünkü müsilaj gelen ışığı kesiyor. Deniz çevresini bozan ne varsa müsilajı oluşturur. Deniz yüzeyinin ortalamadan sıcak olması, denizin durağan olması, fazla besin elementi yani kirliliğin, azot fosforun ortalamadan fazla olması Bu üçü bir araya geldiğinde felaket boyutunda müsilaj otaya çıkar." Marmara’da deniz suyu sıcaklığı 10,5 derece Marmara Denizi’ndeki sıcaklıkların ortalamaların 2,5 derece üzerinde olduğunu vurgulayan sarı, Marmara’da deniz suyu sıcaklığının şu anda 8 civarında olması gerekirken 10,5 derecelere ulaştığını söyledi. Denizlerin ısınmaya devam ettiğini aktaran Sarı, "2021’den sonra daha hızlı ısınıyor. Deniz şartlarında 40-50 yıllık rekorlar kırılıyor. Birinci şartı kontrol edemiyoruz denizi soğutamıyoruz. İkinci durum olan durağanlığa çare üretemiyoruz. Üçüncüsü kirlilik. Bunu önleyebiliriz" dedi. 1980’li yıllardan bu yana belediye başkanları, partiler, valiler, bürokratlar ve hükümetlerin değiştiğini ancak Marmara Denizi’ne gönderilen atıkların değişmediğini belirten Sarı, şunları kaydetti: "Sonuç maalesef müsilaj. Marmara Denizi astımlı çocuk gibidir. İki tarafta dar boğazlarla nefes almaya çalışıyor. Işık geçirgenliği düşmüş azot fosfor dengesi bozulmuş bir Marmara Denizi’miz var. Evsel atıklarda ileri biyolojik arıtmadan geçirilen oran yüzde 51,7. Bandırma’nın arıtma tesisi yok pompalama tesisi var. Marmara Denizi’ne bu tesisle derin deşarj yapılıyor. Denize kıyısı olan belediyelerin birbirinden farkı yok, atıkları pompalarla basıyorlar. Sanıyorlar ki akıntıyla Karadeniz’e gidiyor. Akıntı körfezlere uğramıyor. Durağanlık bu işte. Gönderdiğiniz atıklar Marmara’da kalıyor." Saros Körfezi’ni bile sardı Sarı, 2021’deki eylem planı içinde yer alan en önemli madde olan atık yükünün azaltılması konusunda ciddi bir ilerleme kaydedilemediğini vurgulayarak, "2021’deki eylem planı uygulayabilseydik bugün müsilajla karşılaşmayacaktık. Kuzey Ege’nin akvaryumu Saros Körfezi’ni bile sardı müsilaj." diye konuştu. Müsilaj nedeniyle deniz çayırlarının, mercanların ve diğer canlıların öldüğünü belirten Sarı, "Midye çiftlikleri var. Yüzde 30 civarında kayıp yaşanıyor. Deniz suyunu filtre eden midyelerde de ciddi kayıplar var. Turizm etkileniyor. Kimse müsilajla kaplı yere gelmeyecek. Nisandan itibaren müsilaj yüzeye çıkacak. Balıkçılık zarar görüyor. Balıkçı tekneleri çalışamaz duruma geldi. Küçük balıkçılar gerçekten perişan" ifadesini kullandı. Sarı, Marmara’nın kirlilik yükünün azaltılması gerektiğine dikkati çekerek, "Çırçır balığının müsilaja rağmen denizden umudu var bizim niye olmasın. Geç kalmadan harekete geçmeliyiz. Yapılması gerekenler belli. Marmara Denizi’ni bu kötü durumundan kurtarmalıyız" dedi.