ASAYİŞ - 21 Nisan 2025 Pazartesi 14:00

Burdur’da arabasının önünü kesip halasının oğlunu öldüren genç ve eşi için ağırlaştırılmış müebbet ceza talebi

A
A
A
Burdur’da arabasının önünü kesip halasının oğlunu öldüren genç ve eşi için ağırlaştırılmış müebbet ceza talebi

Burdur’un Bucak ilçesinde, halasının oğlunun aracının önünü kesip tüfekle öldüren, araçta bulunan diğer 2 kişiyi de yaralayan şahıs ile eşi hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi. Onur A. ifadesinde, o gün Beytullah Soylu’nun önce kendi aracının önünü kestiğini, olay yerinden ayrıldıktan sonra çadıra giderek tüfeği aldığını ve Beytullah’ın aracının önünü kesip korkutmak amacıyla ateş ettiğini, öldürme kastı bulunmadığını ve pişman olduğunu iddia etti. Olayla ilgili tutuklu yargılanan iki sanık hakkında "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "olası kasıtla yaralama" suçundan ise ayrı ayrı 1,5 ile 4,5 yıl arası hapis cezası; tutuksuz yargılanan iki sanık hakkında ise "suçluyu kayırma" suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.


Bir evde saklanırken yakalandı


Cinayetin ardından kaçan Onur A., polis ekipleri tarafından yapılan çalışmalar sonucunda suç aleti tüfek ile birlikte bir evde saklanırken yakalandı. Olayla ilgili yürütülen soruşturmada, suç delillerini gizlediği ve Onur A.’nın saklanmasına yardım ettiği belirlenen babası Yaşar A. (48), eşi Şerife A. (21), arkadaşları Beytullah T. (34) ve Erkan A. (32) gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından Bucak Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edilen şahıslardan Onur A. ve eşi Şerife A., Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklanırken; arkadaşları Beytullah T. ve Erkan A. adli kontrol şartıyla, babası Yaşar A. ise serbest bırakıldı.


"Korkutmak istemiştim, öldürme kastım yoktu"


Katil zanlısı Onur A.’nın iddianamede yer alan savunmasında; "Olay günü arkadaşlarımla alkol aldık. Sonra Şerife’yle buluşacaktım. Yolda giderken Özcan Soylu ve Özkan A. aracımla önüm kesti, kaldırıma çıkıp oradan uzaklaştım. Adliyeye kadar beni takip ettiler, sonra peşimi bıraktılar. Yanımdaki arkadaşlarımdan İbrahim’i eski İmam Hatip civarında, diğerlerini ise bir benzinlik yakınında bıraktım. Şerife’yi arayıp buluşmak istedim. Aynı zamanda Erkan A.’yı da aradım. Ona "Kuzenlerim beni sıkıştırdı, aracıma çarpmaya çalıştılar" dedim. Erkan da Şerife’yi Turbo yoluna getirdi, orada aracıma aldım. Erkan’a alkol alması için para verdim. Sonra Şehitler Mezarlığı üst tarafına gittik, birlikte alkol aldık. Tuvalet ihtiyacım için Şerife’yle arabaya binip Hacı Sarılar Mezarlığı yanındaki camiye gittik. Camiden çıktıktan sonra Özcan Soylu’nun babasını arayıp, oğlunun yaptıklarını anlatmak ve uzlaşmak istedim. Tam o sırada Beytullah Soylu’nun arabası tekrar yanımıza geldi, ben de hızlıca uzaklaştım. Çadıra gittim. Orada babama ait silahı aldım. Babam beni durdurmaya çalıştı ama dinlemedim. Yolda Beytullah’ın kullandığı aracı görünce, korkutmak için Şerife’nin yanındaki koltukta duran silahı kendim aldım ve aracın içinden, hedef gözetmeden iki el ateş ettim. Kafam eğikti, sadece korkutmak istedim. Silahı Şerife vermedi, ben kendim aldım. Toplamda beş mermi vardı, sadece iki kez ateş ettim, sonra devam etmedim. Daha sonra Şerife’yle birlikte çadıra döndük, Erkan da oradaydı. O bana "Ne oldu?" dedi, ben de "Vurdum herhalde" dedim. Silahı saklamaya çalıştım ama babam izin vermedi. Erkan, kendi aracını gösterip "bin arabaya" dedi. O sırada olaydan haberi yoktu. Erkan ve Şerife beni okulun yanına bıraktı. Sonra tekrar Erkan’ın evine gittim. Erkan’dan beni Beytullah T.’nin evine bırakmasını istedim, beni bıraktılar. Oradan montumu alıp tekrar okula döndüm, orada alkol içtim. Sonra yine Erkan’ın evine geçtim, Şerife de oradaydı. Şerife "kaçalım" dedi ama ben "teslim olalım" dedim. Tam kapıdan çıkarken polisler geldi, ben de teslim oldum. Şerife’nin dediği gibi Beytullah’tan bizi saklamasını istemedim. Kimseyi özellikle hedef almadım. Olay anlattığım gibi oldu, çok pişmanım. Bu insanların bana düşmanlığı, eşim Şerife’nin geçmişte Durmuş’la olan ilişkisi ve benim onları işledikleri bir suçtan ihbar etmem yüzündendi." dedi.


Şerife A.: "Silahı ben verdim, sık dedim"


Tutuklu yargılanan şüphelilerden Şerife A.’da iddianamedeki ifadesinde; "Ben Onur A.’nın eşiyim, aramızda boşanma davası var. Bir süre Erkan A.’nın yanında kalıyordum. Olay günü Onur’la görüşmek istedim, Erkan’la birlikte yanına gittik. Onur takip edildiğini söyleyip buluşmak istemedi ama ben ısrar ettim, onu takip ettik. Tepelik bir yerde Onur durdu, Erkan alkol aldı. Sonra Onur tuvalet ihtiyacı için camiye gitti, çıktıktan sonra üç kişiyle karşılaştık. Onur babasını arayıp takip edildiğini söyledi. Çadıra geçtik, Onur babasından silah istedi, vermeyince zorla aldı. Yolda giderken Beytullah Soylu’nun aracını gördük. Ben Onur’a "sık" dedim, silahı verdim, o da araca iki el ateş etti. Olay yerinden uzaklaştık. Daha sonra Erkan beni aldı. Onur da bizimleydi. Beytullah T., Onur’u sakladı. Bize de olayla alakamız yokmuş gibi davranmamızı söyledi. Polisler bizi aradı, ifademizi verdik. Onur’un vurduğu kişinin öldüğünü orada öğrendim. Sonrasında Onur’a durumu söyledim, ardından polis gelip Onur’u aldı." beyanında bulundu.


Diğer sanıklar suçlamaları reddetti


Tutuksuz yargılanan sanıklardan Erkan A., olaydan sonra Onur A. ile görüştüğünü ancak onun birini vurduğunu bilmediğini, polis çağırdıktan sonra olaydan haberdar olduğunu ve suçlamaları kabul etmediğini belirtti. Diğer tutuksuz sanık Beytullah T. ise Onur’un evine gelip kısa süre kaldığını, cinayete dair bir şey söylemediğini ve Onur’u evinde saklamadığını beyan etti.


Ağır ceza talepleri


İddianamede, tutuklu sanıklar Onur A. ve eşi Şerife A. hakkında Beytullah Soylu’ya yönelik eylemlerinden "kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası", Bekir Ö. ve Özcan S.’ye yönelik eylemlerinden dolayı da ayrı ayrı "olası kasıtla silahla yaralama" suçundan 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Tutuksuz yargılanan sanıklar Erkan A. ve Beytullah T. hakkında ise "suçluyu kayırma" suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası isteniyor.


Sanıklar, önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak.


Olay geçmişi


22 Eylül 2024 tarihinde saat 20.00 sıralarında Burdur’un Bucak ilçesi Yunus Emre Mahallesi Yıldırım Caddesi ile 811 Sokak kesişiminde, aralarında daha önceden husumet bulunan halasının oğlu Beytullah Soylu’nun (24) kullandığı ve Durmuş S., Özcan S. (20) ile Bekir Ö.’nün (18) yolcu olarak bulunduğu 15 ACV 879 plakalı otomobilin önü, Onur A. (24) tarafından 07 AFZ 189 plakalı otomobil ile kesildi. Araç içerisinde oturduğu yerden Beytullah Soylu’nun aracına doğru tüfekle 2 el ateş eden Onur A., olay yerinden uzaklaştı. Açılan ateş sonucu göğsünden vurulan Beytullah Soylu bilincini kaybetti. Yokuş aşağı kayan otomobil, park halindeki başka bir araca çarparak durabildi. Araçta bulunan Bekir Ö. ve Özcan S. ise vücutlarının çeşitli yerlerine isabet eden saçmalarla yaralandı. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralılar Bucak Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Durumu ağır olan Beytullah Soylu, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla’da Hz. Mevlana 752. Vuslat Yıldönümünde anıldı Muğla’da Hz. Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin vefatının 752. yıldönümü dolayısıyla ’Şeb-i Arus’ programı düzenlendi. Muğla’da faaliyet gösteren Konya Karamanlılar Derneği’nin organizasyonuyla Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen anma töreninde protokol üyeleri ve sayıda vatandaş bir araya geldi. Gecede, Mevlana’nın öğretileri ve insanlığa mirası üzerine önemli vurgular yapıldı. Programın açılış konuşmasını yapan Konya Karamanlılar Derneği Başkanı Erol Kütahyalı, Mevlana’nın sadece söz söyleyen değil, söylediklerini bizzat hayatına tatbik eden bir şahsiyet olduğunu vurguladı. Kütahyalı konuşmasında, "İnsan, bildiği için değil, bildiğini yaşadığı zaman insandır. Hz. Mevlana’nın asırlardır gönüllerde diri kalmasının asıl sebebi budur. O, sadece süslü sözler söyleyen biri değil, öğütlerini bizzat yaşayan bir kişi olduğu için hala aramızdadır. Geçmişte olduğu gibi, önümüzdeki asırlarda da hoşgörü timsali Hz. Mevlana’yı anmaya ve onun felsefesini içimizde yaşatmaya devam edeceğiz" dedi. Törene katılan Muğla Vali Yardımcısı İsmail Soykan ise Mevlana’nın evrensel değerlerine dikkat çekti. Soykan, Mevlana’nın 1207 yılında Belh şehrinde doğup 17 Aralık 1273’te Konya’da vuslata erdiğini hatırlatarak şunları söyledi: "Mevlana’nın insan anlayışının temelinde; nefsini arındırarak ilahi aşka ulaşmak vardır. Bu yolun temel taşları aşk, sabır, tevazu ve hoşgörüdür. Bu özellikler o dönemde olduğu gibi bugün de toplum olarak en çok ihtiyaç duyduğumuz değerlerdir. Bu felsefeyi ve Hz. Mevlana’nın ruhunu yaşatan bu güzel geceyi organize eden Konya Karamanlılar Derneği Başkanı’na ve üyelerine teşekkür ediyorum." Konuşmaların ardından programın finalinde gerçekleştirilen ve manevi atmosferin doruğa çıktığı semazen gösterisi, katılımcılar tarafından büyük bir ilgi ve beğeniyle izlendi.