ASAYİŞ - 27 Ocak 2025 Pazartesi 15:05

Facia oteline ilişkin yeni ifadeler ortaya çıktı

A
A
A
Facia oteline ilişkin yeni ifadeler ortaya çıktı

Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki otel yangınına ilişkin tutuklanan Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun ve itfaiye personeli İrfan Acar’ın ifadeleri ortaya çıktı.


Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca 21 Ocak’ta Grand Kartal Otel’de çıkan yangına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 19 kişi tutuklanmıştı. Tutuklular arasında bulunan Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener (44), İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun (44) ve itfaiye personeli İrfan Acar’ın (35) nöbetçi sulh ceza hakimliğindeki ifadeleri ortaya çıktı.


Suçlamaları reddeden Sedat Gülener, "Tarafıma isnat edilen bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma suçunu anlamamaktayım ve 25 yıldır devlet memuru olarak görevimi başarılı olarak yerine getirmekteyim. Ayrıca evimde arama dahi yapıldı. Gerek belediye gerekse sorumlu olduğum birimler tarafından dosyaya tüm belgeler sunuldu. Tüm deliller toplandı. Delil karatma şüphem bulunamamaktadır. Bununla birlikte yakın zamanda akciğerimde pıhtı atma da dahil birçok önemli rahatsızlıktan dolayı tedavi görmekteyim. Buna dair e-nabız çıktısı sunuyorum. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmayı talep ederim" dedi.



"İhbarın yapılmasını zorunlu kılan herhangi bir yasal zorunluluğumuz da bulunmamaktadır"


Sedat Gülener’in avukatı Aydan Özdemir, müvekkilinin ifadelerine katıldığını belirtti. 4483 sayılı kanun gereği soruşturma izni yapılmadan uygulanan gözaltı soruşturma ve adli süreçlerin hukuka aykırı olduğunu ifade eden Özdemir, "Müvekkilin beyanlarını özetleyecek olursam, Grand Kartal Otel için tarafımıza 12 Aralık 2024’de 3224 metrekare için başvuru yapılmış, akabinde de deneti elemanı tarafından 16 Aralık 2024’de denetime gidilmiştir. Olumsuz tutulan rapor sonrası ise 15 günlük yasal süre verilmiş. İkinci denetime gidilmeden yani 15 günlük süre bitmeden başvurucu dilekçesini geri çekmiştir. Söz konusu işlemin müvekkilim tarafından yerine getirilerek imzalanması da takdir edersiniz ki rutin bir işlem olup, idari bir işlemdir. Akabinde ise 24 Aralık 2024’e yine Mudurnu Enerji tarafından sadece 70 metrekarelik alan için uygunluk raporu talep edilmiş. Bu talepte yine denetim elamanı tarafından 28 Aralık 2024’de denetime gidilmiş, 2 Ocak 2025’de ise bu 70 metrekarelik alan uygunluk yazısı ile itfaiye müdürümüz tarafından AKOS üzerinden imzaya sunulmuştur. Yine aynı şekilde müvekkilimde rutin işlemi gereği görevini yerine getirmiştir. Yine bizim yapmış olduğumuz bu denetimler olumsuz sonuçlandıktan sonra düzeltme için verdiğimiz 15 günlük yasal süre dolmadan talep çekildiği için herhangi bir uygun ya da uygun değil belgesi düzenlenmemiş olup, yapılan denetim neticeye ulaşmadığından zaten bildirim yapabilecek bir aşamada değildir ve ihbarın yapılmasını zorunlu kılan herhangi bir yasal zorunluluğumuzda bulunmamaktadır" ifadelerini kullandı.



"Hukuka aykırıdır"


Özdemir, savunmasına şöyle devam etti:


"Özetle, tarafımıza isnat edilen suçlamaya ilişkin bilirkişi raporu ve akabinde bir kusur bulunmadığından neyle suçlandığımızı bilmek bizim açımızdan mümkün değildir. Bu nedenle bu aşamada yapılan işlemler hukuka aykırıdır. Yine suç vasfı ortaya çıktığı takdirde beyanımız her zaman alınabilir. Kamu görevlisiyiz, yerimiz yurdumuz bellidir"



Coşkun: "Onlarca insanımızın da kurtarılmasına vesile olduk"


Kenan Coşkun ise "Olay yerine vardık. Tüm ekip olarak üzerimize düşen kurtarma eylemlerinde bulunduk. Onlarca insanımızın da kurtarılmasına vesile olduk. Üzerimize atılı olan bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçunu kabul etmiyorum. Zira buna dair somut bir delil ibrazı tarafıma yapılmamıştır. Bu aşamada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmamı talep ederim" diye konuştu.



"Yalnızca talep edene bildirilmesi sorumluluğumuz vardır"


Kenan Coşkun’un avukatı Kübra Özcan, "Meydana gelen yangında tarafımızca yapılan herhangi bir eylemin etkisi olup olmadığını, yani yangın ile yaptığımız işlemlerin illiyet bağının olup olmadığını henüz bilemiyoruz. Bunun dışında da müvekkilimiz devlet memuru olduğundan 4483 kapsamında eğer görevi ile alakalı bir kusur kendisine atfedilecek ise bu durumun soruşturma izni kapsamında olduğu açıktır. Bu süreçte tarafımıza tebliğ edilen bir soruşturma izni de olmadığından gerek 4 gündür süren gözaltı, gerekse ifade hukuka ve usule aykırıdır. Her ne kadar denetim sonunda ortaya çıkan olumsuz görüş formunun bildirilmesi zorunluluğu tarafımıza sorulmuş olsa da, düzenlenen son görüşün yalnızca talep edene bildirilmesi sorumluluğumuz vardır. Bunu talep eden ilgili idareye bildirme zorunluluğumuz yoktur. Olayda hali hazırda düzenlenen bir olumsuz görüş raporu da bulunmamaktadır" dedi.


"Yangın meydana gelen alanda ruhsatı veren il özel idaresidir" diyen Özcan, "Bu alan belediye mücavir alan dışındadır. Yangın meydana gelen otel turizm işletme onayı alan bir oteldir. Bu nedenle de Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlıdır. Turizm Yatırım ve İşletme ve Kuruluşlarının Denetimi Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesi uyarınca da bu otelin denetimi Turizm Bakanlığına verilmiştir. Başkaca bir denetim yetkilisi yoktur. Kaldı ki, yangın meydana gelen otel, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 15 Aralık 2024 tarihinde denetlenmiştir" ifadelerini kullandı.



Acar: "Bakmakla yükümlü olduğum çocuklarım var"


Savcılıktaki ifadesini tekrarladığını belirten İrfan Acar da, "Ben bana görev tevdi edildiğinde yanlış hatırlamıyorsam 13 katlı bir binanın bütün eksikliklerini kalem kalem tespit ederek ilgili birime bildirdim. Bana bu şekilde suç isnadını kabul etmiyorum. Zira benim herhangi bir şekilde görevimi savsaklamak gibi bir durumum olmamıştır. Bakmakla yükümlü olduğum, tutuklanmam halinde telafisi imkansız zararlara uğrayacak 8 aylık bir bebeğim ile 1. sınıfa başlamış bir evladım vardır. Ailem ve eşimin yanında olmam gerekmektedir. Üzerime atılı suçlamaları reddediyorum. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmamı talep ederim" şeklinde konuştu.


İrfan Acar’ın avukatı Ahmet Fırat Burkucu ise müvekkilinin itfaiye eri olarak görev yaptığını, inceleme ve denetleme kontrol formu düzenleme haricinde bir görevi bulunmadığını aktardı. Burkucu, "16 Aralık 2024’de otel denetimi sonucunda otelin tüm eksikliklerini ayrıntılı bir şekilde tek başına bildirmiştir ve gerekli formu düzenlemiştir. Formu da işyeri otel yetkililerine tebliğ ederek, 9207 yönetmeliğin 13. ve 23. maddesine göre 15 gün içinde eksikliklerin giderilmesini belirtmiştir. Dilekçe ile işlemin iptal edildiği kendisine belirtilmiş, bu sebeple 2. denetime gitmemiştir. Kendisinin denetim haricinde yazışma, evrak alma, evrak verme gibi bir görevi yoktur. Daha sonra şirketin farklı yetkilisi, farklı kafe için inceleme ve denetleme kontrol formu kapsamında gitmiş. 70 metrekare olan kafenin incelenmesini yapmıştır. Müvekkil itfaiye eri olarak görevini yerine getiriş. Yapmış olduğu ilk denetimde tüm eksikleri bildirmiştir" dedi.



Facia oteline ilişkin yeni ifadeler ortaya çıktı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Silahlı kavgada arada kalan tekerlekli sandalyedeki şahsın öldüğü olayda 2 tutuklama Kocaeli’de iki grup arasında çıkan silahlı kavgada 2 kişinin yaralanmasına, arada kalan ve hayatını tekerlekli sandalyede sürdüren yürüme engelli şahsın ölümüne sebep olan 7 şüpheli yakalandı. Şüphelilerden 5’i adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, 2’si tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay, 29 Ocak tarihinde Darıca ilçesi Nene Hatun Mahallesi İbni Sina Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, sabah saatlerinde tartışan iki grup, akşam saat 21.00 sıralarında İbni Sina Caddesi üzerinde tekrar karşı karşıya geldi. Her iki tarafın da silahla ateş ettiği kavgada G.K. ve S.İ. yaralanırken, bölgede esnaflık yapan ve hayatını tekerlekli sandalyede sürdüren Metin Hacıoğlu (40) da arada kalarak boynundan ağır şekilde yaralandı. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Hastaneye kaldırılan yaralılardan Metin Hacıoğlu kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Olayla ilgili çalışma başlatan polis ekipleri, kavgaya karışan G.K., B.O., E.M.O., O.K., M.A., E.E. ve S.E. isimli şüphelileri yakaladı. Gözaltına alınan 7 şüpheli, ifadelerinin alınması sonrasında bugün adliyeye sevk edildi. Savcı karşısına çıkarılan G.K., B.O., M.A., E.E. ve S.E. isimli 5 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, E.M.O. ile O.K. tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Antalya Antalya’da 150 yıllık tarihi ev alev alev yandı, mahalleli sokağa döküldü Antalya’nın surlar dışındaki ilk yerleşim alanı olan ve geçmişi 500 yıla dayanan Balbey Mahallesi’de tarihi tescilli 43 evden 150 yıllık tarihe sahip olan 2 katlı ev, çıkan yangında küle döndü. Yangın mahalle sakinlerini sokağa dökerken, itfaiyenin zamanında müdahalesi ile bitişiğindeki binalara sıçramadan söndürüldü. Muratpaşa ilçesi Balbey Mahallesi 426 Sokak üzerinde bulunan ve mahalledeki tescilli 43 yapıdan birisi olan 150 yıllık tarihe sahip bina, çıkan yangında kullanılamaz hale geldi. Henüz belirlenemeyen bir nedenle tarihi yapıdan dumanların çıktığını gören vatandaşlar durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbarla olay yerine çok sayıda itfaiye ve polis ekibi sevk edilirken, ahşap yapısı nedeniyle tarihi bina kısa sürede alevlere teslim oldu. Sokakların dar olması ve yol üzerine park eden araçlar nedeniyle itfaiye ekipleri sokağa girmekte zorluk çekti. Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı’na bağlı ekipler alevlerin bitişikteki diğer ikametlere sıçramaması için yoğun çaba sarf etti. Mahalledeki 43 tescilli binadan birisi Yaklaşık bir saatlik söndürme çalışmasının ardından tarihi binada çıkan yangın kontrol altına alındı. Yangın nedeniyle mahalle sakinleri büyük korku yaşarken, vatandaşlar ekiplerin söndürme çalışmasını endişeli gözlerle izledi. Balbey Mahalle Muhtarı Abdullah Uyaroğlu, "Geçtiğimiz seneye kadar oturanlar vardı. Satın alındı. Sahibiyle iyi bir diyalog kuramadık, içeri giren çıkanın belli olmadığını söyledik. Her an böyle bir kötü bir şey başımıza gelebilir dedik, neticede geldi. Tarihi bir yapı, ortalama 100-150 senelik var. 43 tane tescilli binalardan bir tanesiydi. Güzel bir mimarisi vardı" dedi. Yangının çıktığı tarihi yapının hemen bitişiğinde bulunan ikamettin balkonundaki kuş, dumandan etkilenmemesi için sahibi tarafından kurtarıldı. Tarihi yapıyı saran alevler nedeniyle hemen yan binanın panjurlarının eridiği görüldü.
Ankara AFAD: "Ege Denizi’nde, 28 Ocak tarihinden itibaren yoğunlaşmaya başlayan depremlerin sayısı an itibarıyla 400’ün üzerine çıkmıştır" Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından, "Ege Denizi’nde, 28 Ocak tarihinden itibaren yoğunlaşmaya başlayan depremlerin sayısı an itibarıyla 400’ün üzerine çıkmıştır. Deprem fırtınası şeklinde gelişen bu aktivite sonucunda şu ana kadar kaydedilen en büyük deprem 4.8 Mw büyüklüğündedir" denildi. AFAD’ın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, "Ege Denizi’nde, 28 Ocak tarihinden itibaren yoğunlaşmaya başlayan depremlerin sayısı an itibarıyla 400’ün üzerine çıkmıştır. Deprem fırtınası şeklinde gelişen bu aktivite sonucunda şu ana kadar kaydedilen en büyük deprem 4.8 Mw büyüklüğündedir. Depremler, Santorini Adası’nın yaklaşık 25 km kuzeydoğusunda artış göstermekte olup derinlikleri 5 - 25 km arasında değişmektedir. Ülkemiz kıyılarına en yakın deprem 140 km mesafede gerçekleşmiştir. 2011-2012 yıllarında da aynı bölgede benzer bir yoğun sismik aktivite yaşanmış, 14 ay boyunca süren bu aktivite herhangi bir volkanik hareketliliğe yol açmamıştır" ifadelerine yer verildi. Türkiye’deki bilim insanları ve araştırmacıların sismik hareketliliği AFAD ile koordineli şekilde değerlendirdikleri söylenen paylaşımda, "Ülkemizdeki bilim insanları ve araştırmacılar söz konusu sismik hareketliliği AFAD ile koordineli şekilde ve farklı açılardan deprem, volkanik aktivite, tsunami vb. değerlendirmektedir. Vatandaşlarımızın sosyal medyada oluşabilecek dezenformasyon içerikli paylaşımlara itibar etmemeleri, doğru bilgi için resmî kaynakları takip etmeleri rica olunur. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz" açıklamasında bulunuldu.
Şanlıurfa Birecik’teki feci kazada ölenlerden 2’sinin kimliği belirlendi Şanlıurfa’nın Birecik ilçesinde freni boşalan kamyonun önüne kattığı araçlarla köprüden uçması sonucu meydana gelen trafik kazasında ölen 3 kişiden ikisinin kimliği belirlendi. Edinilen bilgiye göre kaza, gece saat 21.30 sıralarında Şanlıurfa’nın Birecik ilçesinde yaşandı. İddiaya göre freni boşalan seyir halindeki 63 EE 815 plakalı kamyon, yaklaşık bir kilometrelik yolda 27 ACT 802, 27 ANS 490, 63 L 2449, 42 YP 898 ve 27 AKC 044 plakalı araçlara çarptıktan sonra önüne kattığı 34 BFG 356 plakalı araçlarla birlikte Fırat Nehri’nin üzerindeki köprüden yola uçtu. Kazada 26 kişi yararlanırken 3 kişi ise hayatını kaybetti. Kazada ölen 3 kişiden 2’sinin kimliği belirlendi. Ölenlerden birinin Ahmet Casım, diğerinin ise Müslüm Çakmak olduğu öğrenildi. Ölen son kişinin ise bir kadın olduğu ve henüz kimliğinin belirlenemediği belirtildi. Valilikten açıklama geldi Şanlıurfa Valiliği yaşanan feci kazayla ilgili açıklama yaptı. Valiliğin yazılı açıklamasında, "02.02.2025 Pazar günü saat 22.00 sularında Birecik ilçemizde Birecik Köprüsü üzerinde meydana gelen 4 aracın karıştığı trafik kazasında ilk belirlemelere göre maalesef 3 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 22 vatandaşımız da yaralanmıştır. Büyük üzüntü duyduğumuz kazaya trafik, sağlık ve itfaiye ekiplerimiz tarafından en hızlı şekilde müdahale edilmiştir. Bu elim kazada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Yüce Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz" ifadelerine yer verildi. Kazayla ilgili soruşturma sürüyor.