ÇEVRE - 14 Eylül 2024 Cumartesi 22:20

Bitlis’te ayın doğuşu ve güneşin batışı aynı anda görüntülendi

A
A
A
Bitlis’te ayın doğuşu ve güneşin batışı aynı anda görüntülendi

Bitlis’te gün batımı ve ayın doğuşu, doğa ve uzay gözlemcisi Dr. Cihan Önen tarafından görüntülendi.

Yılın belli zamanlarında meydana gelen bu doğa olayı, gün batımı ve ayın doğuşu arasındaki zaman farkının çok kısa olduğu özel bir durumda gerçekleşiyor. Bitlis’in Tatvan ilçesinde ayın doğuşu ve güneşin batışı aynı anda gözlemlenirken, benzer görüntüler Kayseri’nin Yeşilhisar ilçesi Soğanlı Vadisi’nde de yaşandı. Bu etkileyici an, bölgede doğa ve uzay üzerine gözlemler yapan Dr. Cihan Önen tarafından kayıt altına alındı. Süper telefoto lens ile o anları görüntüleyen Önen, “Özellikle ufuk çizgisinde bu tür doğal olaylar oldukça göz alıcı olabilir. Manzarayı görebilmek için iyi bir konumda olmak ve doğru zamanda gözlem yapmak gerekiyor. Bitlis, doğası, berrak gökyüzü ve yıldızlarıyla hayranlık uyandıran bir il. Doğa ve uzay severler için eşsiz fırsatlar sunuyor” dedi.

Vahit Olcay



Bitlis’te ayın doğuşu ve güneşin batışı aynı anda görüntülendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Başkan Aras’tan Gaziler Günü mesajı Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras 19 Eylül Gaziler Günü için bir mesaj yayımladı. Vatan toprakları için canını hiçe sayan gazilerin fedakarlığın, cesaretin simgesi olduğunu söyleyen Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Başkomutan Atatürk önderliğinde nice zaferler kazanarak bu toprakları vatan yapan ölümsüz kahramanları, Mustafa Kemal’in askerlerini şükran ve rahmetle andığını, yaşayan gazilerin de önünde saygıyla eğildiğini belirtti. Başkan Aras; “Bugün, tarihin bizlere emanet ettiği en değerli miraslardan biri olan Gaziler Günü’nü bir kez daha idrak ediyoruz. 19 Eylül 1921’de Türkiye Büyük Millet Meclisi; Kurtuluş Savaşı’nın kahramanı, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e Gazilik Unvanı ve Mareşallik Rütbesi vererek, ona olan saygımızı ölümsüzleştirmiştir. Bu anlamlı gün, bir anmanın ötesinde bu topraklarda özgürlüğün bedelinin ne denli büyük ve ağır olduğunu hatırlamamız gereken bir dönüm noktasıdır. Gazilerimiz, tarihin sayfalarına destansı öykülerle kazınmış fedakârlığın, cesaretin ve vatan sevgisinin gerçek simgeleridir. Onların mücadelesi bir coğrafyayı savunmanın ötesine geçerek; insanlık onurunu korumanın, bağımsızlık iradesini kuşaktan kuşağa aktarmanın timsalidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir” derken, milletimin karakterinde asırlardır var olan mücadele ruhunu özetlemiştir. Onun ışığında, Cumhuriyetimiz hâlâ mazlumların umudu; çağdaş, demokratik, laik bir ülkenin aslî yoludur. Cumhuriyetimizin geleceği, geçmişin fedakârlıklarıyla yoğrulmuştur. Bu gerçeği unutmadan, Atatürk’ün bize bıraktığı en büyük miras olan Cumhuriyeti korumak, Cumhuriyetimizi daha da ileri taşımak bir ideal değil, bir zorunluluktur. Bu duygu ve düşüncelerle, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm gazilerimizi minnet ve şükranla anıyor; Gaziler Günü’nü yürekten kutluyorum. Onlara, ancak emanet ettikleri bu vatanı koruyarak ve Cumhuriyetin ışığını sonsuza dek yaşatarak layık olabiliriz” dedi.
Ankara Savunma Sanayii Araştırmacısı Küçük: “İsrail bu cihazlar üretilirken ya da üretildikten sonra çok düşük miktarda patlayıcı madde yerleştirdi” Savunma Sanayii Araştırmacısı Fatih Mehmet Küçük, Hizbullah mensuplarının haberleşme amacıyla kullandığı çağrı cihazlarının eş zamanlı patlatılması ile ilgili, "Bir diğer iddia bu cihazların İran üzerinden tedarik edildiği. İran da aynı yöntemle bu cihazları tedarik edecektir. İsrail bunu tespit ettikten sonra bu cihazlar ya üretilirken ya da üretildikten sonra çok düşük miktarda ancak gelişmiş bir patlayıcı madde konuldu" dedi. Lübnan’da Hizbullah mensuplarının haberleşme amacıyla kullandığı çağrı cihazlarının eş zamanlı patlatılması ile şu ana kadar 9 kişinin ölümüne, 2 bin 750 kişinin yaralanmasına yol açan saldırının yankıları sürüyor. Lübnan’da gerçekleşen saldırıda çağrı cihazlarına müdahale edilip patlatılmasına ilişkin İhlas Haber Ajansı muhabirine değerlendirmelerde bulunan Savunma Sanayii Araştırmacısı Fatih Mehmet Küçük, Lübnan’da gerçekleştirilen saldırıda Hizbullah’ın güvenli iletişim aracı olarak gördüğü yaklaşık 95 gram ağırlığında küçük çağrı cihazları kullanıldığını belirterek, “Büyük ihtimalle Hizbullah, kendi ekosistemi içerisindeki insanlarla güvenli haberleşme için kullanıyordu. Kuvvetle muhtemel çağrı cihazına sinyal giden kişi, güvenli iletişim cihazından ulaşması gereken ilgili yere ulaşıyordu. Aslında kendi güvenliğini sağlamak için kullandığı bir yöntemdi, fakat İsrail Hizbullah’ın bunu üçüncü parti tedarik hattından temin ettiğini fark etti. Hizbullah’ın adını vermeden bir alıcı bu tarz cihazları alır ve teslim eder. Bir diğer iddia da bu cihazların İran üzerinden tedarik edildiği. İran da aynı yöntemle bu cihazları tedarik edecektir. İsrail bunu tespit ettikten sonra bu cihazlar ya üretilirken ya da üretildikten sonra çok düşük miktarda ancak gelişmiş bir patlayıcı madde konuldu. Çeşitli uluslararası gazetelerde bunların içine ’20 gramlık gelişmiş patlayıcının entegre edildiği’ bilgileri var ancak doğruluğunu bilemeyiz” dedi. “Saldırı MOSSAD’ın imajını tekrar düzeltmek için büyük bir fırsat oldu” Saldırının etkisinin büyük olduğunu vurgulayan Küçük, Hizbullah’ın otonom hareket edebilme kabiliyetinin zarar görmesinin İran’a olan bağımlılığını artırdığını belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Bu tarz idari ve lojistik taraftaki beyin takımı adamlarını yok ettiğiniz zaman Hizbullah, İran’a daha bağımlı oluyor. Bu aslında görece bakımından İran’ın da işine gelebilecek bir durum. Dolayısıyla İran’dan cihazlar geldi, İran’ın içinde istihbarat zafiyetleri var ya da yok ayrı bir tartışma konusu. MOSSAD’ın 7 Ekim’de ciddi bir yara aldığını biliyoruz. MOSSAD imaj olarak yara aldı. Çünkü yıllarca MOSSAD propagandası yapıldı, ‘MOSSAD düşmanı dünyanın neresinde olursa bulup öldürür, her türlü bilgiyi önceden ele geçirir’ gibi ama burnunun dibindeki saldırıyı görememişti. Bu da büyük bir imaj kaybıydı. Bu saldırı MOSSAD’ın imajını tekrar düzeltmek için büyük bir fırsat oldu.” “Marketten alınan bir üründe böyle bir patlama olması ekonomide yıkıcı etkilere sebep olabilir” Sivil kullanımdaki iletişim cihazlarında böyle bir durumun görülme ihtimalinin düşük olduğunu dile getiren Küçük, “Marketten alınan bir üründe böyle bir patlama olması, devasa markaların çok büyük para kaybetmesine, ekonomide yıkıcı etkilere sebep olabilir. Buna da kimsenin kolay kolay cesaret edebileceğini zannetmiyorum” dedi. Saldırıda patlayan cihazlarda aşırı ısınma yaşanması durumunda güvenlik hattı bulunan lityum bataryalar kullanıldığını dile getiren Küçük, “Batarya ısındığı zaman işlemcinin frekansını kesmek, elektrik akımını kontrol etmek gibi bir önlem oluyor. Bu önlemi kaldırırsanız bataryanın ısınmasını sağlayıp patlayıcıyı da harekete geçirebilirsiniz. Ürünün sağlam halini görmediğimiz için şu an bir yorum yapamıyoruz” dedi. Saldırıda Hizbullah üyelerinin yanı sıra sivil kaybının da yaşandığını belirten Küçük, İsrail doğrudan hastaneyi vurduğunda bile uluslararası kamuoyunun harekete geçildiğini görülmediğini hatırlattı.