GÜNDEM - 22 Nisan 2025 Salı 14:05

Ahlat’ta ‘Su Sporları Merkezi’nin temeli atıldı

A
A
A
Ahlat’ta ‘Su Sporları Merkezi’nin temeli atıldı

Bitlis’in Ahlat Belediyesi tarafından hayata geçirilen proje kapsamında ‘Su Sporları Merkezi’nin temeli atıldı.


Ahlat Özel İdare Şantiyesi Bakımevi önünde yapımına başlanılan merkezin temel atma töreni, İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra bir konuşma yapan Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, tesisin Ahlat’a ve Bitlis’e hayırlı olmasını dileyerek, "Van Gölü olarak adlandırdığımız gölümüz tarihte Bahri Ahlat olarak geçiyor ve bu güzel gölün yaklaşık 430 kilometrelik kıyı şeridinin 230 kilometresi hatta 240 kilometresi Bitlis il sınırlarında bulunmaktadır. Kubbet-ül İslam şehrimiz Ahlat adeta bir çeşm-i cihan olarak göl kenarında, Süphan Dağı eteklerinde, çok güzel bir coğrafyada kadim medeniyetimizin ilk ev sahipliğini yapmış şehir olarak en güzel şekilde burada duruyor. Tabi şehirlere ve insanlara hizmet etmek gerekiyor. Bu çerçevede çok değerli belediye başkanımız bize bu güzel projeyle geldiğinde çok ciddi heyecan duyduk. Projenin hayata geçmesi için Gençlik ve Spor Bakanlığımızla çok ciddi çalışmalar yapıldı. Başkanımıza, vekilimize ve il başkanımıza da teşekkür ediyorum. Bu projenin kabul edilmesi, burada bu projenin aplike edilmesi noktasında il özel idaremizin de çok emeği geçti. İl Genel Meclisi Başkanımız ve üyelerine teşekkür ediyorum. Tabi biz gençlerimizin sadece derslerinde başarılı olmasıyla yetinemeyiz. Gençlerimizin sporda da başarılı olması, onların özgüvenli bir şekilde yetişmesini çok fazla önemsiyoruz. İşte böyle bir sahil kentinde, Kubbet-ül İslam şehri Ahlat’ta, Bahri Ahlat’ta, Ahlat denizinin kenarında gençlerimizin, tabi ki bütün vatandaşlarımızın spor, ama başta su sporları olmak üzere bu sporlarla birlikte yetişmesi milletimizin, vatandaşımızın, gençlerimizin denizciliğe özendirilmesi anlamında çok kıymetli. Ben bu güzel tesisin kısa bir süre içinde tamamlanmasını temenni ediyorum. Bölgenin en güzel ilçelerinden başında gelen Ahlat’ımıza ayrı bir değer katacağına yürekten inanıyorum. Bütün vatandaşlarımızın şimdiden burayı en güzel şekilde değerlendireceğini ifade ediyorum. Emeği geçenlerin her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Ahlat’a, Bitlis’e hayırlı uğurlu olsun" dedi.


Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez ise açılışa katılan herkese teşekkür ederek, 3 etaptan oluşan projelerinin temel atma töreninde bir arada olmaktan duyduğu sevinci dile getirdi. Başkan Gülmez, projenin detayları da ilgili bilgiler paylaşarak, "Birlikteliğimizin memleketimiz ve ülkemiz için hayırlar getirmesini niyaz ediyorum. Milletimize karşı görevlerimizi hakkıyla yerine getirmenin çabası içerisinde olduk. İşte bu vesileyle büyük bir aşkla giriştiğimiz ve Ahlat’ı bir cazibe merkezi haline getirecek projelerden biri olan su sporları merkezinin temel atma töreni için bir aradayız. Yaklaşık 20 bin metrekare alan üzerine inşa edeceğimiz projemizde 3 katlı 988 metrekare inşaat alanına sahip binamızda kayıkhane, revir, bay bayan mescit, duş ve giyinme kabinleri, kafeterya ve teras ile halkımızın hizmetinde olacağız" dedi.


Yapılan konuşmaların ardından kurban kesilerek ilk harç Vali Karakaya ve protokol tarafından kürekle atıldı. Bir süre alanda gezi ve incelemelerde bulunan Vali Karakaya, toplu hatıra fotoğrafıyla birlikte alandan ayrıldı. Temel atma törenine Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, il ve ilçe protokolü, siyasi parti temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı.



Ahlat’ta ‘Su Sporları Merkezi’nin temeli atıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.