ASAYİŞ - 28 Mart 2025 Cuma 16:10

Bingöl’de trafik kazası: Aynı aileden 5 kişi yaralandı

A
A
A
Bingöl’de trafik kazası: Aynı aileden 5 kişi yaralandı

Bingöl’ün Genç ilçesinde, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği otomobil bariyerlere çarparak durabildi. Kazada 5 kişi yaralandı.


Kaza Genç köprü girişinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, 06 CEY 285 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu bariyerlere çarptı. Kazada aynı aileden 5 kişi yaralandı. Haber verilmesi üzerine olay yerine 112 acil sağlık ve güvenlik güçleri sevk edildi. Yaralılar kaldırıldıkları Genç İlçe Devlet Hastanesindeki ilk müdahalelerinin ardından Bingöl Devlet Hastanesine nakledildi.


Kazayla ilgili inceleme başlatıldı.



Bingöl’de trafik kazası: Aynı aileden 5 kişi yaralandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Elektrik direğinin tepesindeki yuva, leylek ailesine 22 yıldır ev sahipliği yapıyor Baharın müjdecisi kabul edilen leylekler, yuvalarına dönüşleriyle köy ahalisini yeniden sevindirdi. Erzincan’ın Mertekli köyünde 22 yıldır aynı elektrik direğinin üzerine yuva yapan leylek ailesinden anne leylek kuluçkaya yattı. Erzincan’ın Mertekli köyü sakinleri, 22 yıldır aynı elektrik direğine yuva yapıp kuluçkaya yatan leyleklerin gönüllü koruyuculuğunu yapıyor. Gelişleriyle baharı müjdeleyen, gidişleriyle kışın habercisi olan ve atasözlerine, deyimlere dahi konu olan leylekler, şubat ayından itibaren Avrupa’dan yola çıkıp Anadolu topraklarına varıyor. Sürüler halinde göçen leylekler, kendileri için belirledikleri uygun noktalarda, ilkbahar ve yaz aylarında konaklayarak yavruluyor. Mertekli köyünde 22 yıldır aynı yere yuva yapan leylekler, bu yıl da yine eski muhtar Mehmet Fırat’ın evinin önündeki elektrik direğine yuva kurdu. Baharın müjdecisi kabul edilen leylekler, yuvalarına dönüşleriyle köy ahalisini yeniden sevindirdi. Mahallelinin gözü gibi baktığı yuvalarında sırayla kuluçkaya yatan leylekler, zaman zaman Karasu Nehri’nde besin bulmak için kanat çırpıyor. Köy sakinlerinden Songül Aydın, "Yıllardır bu leylekler köyümüzde yaşıyorlar. Kışın gidip baharda geri geliyorlar. Vefalı leyleklerimiz. Bizde onları seviyoruz" dedi. Köylülerden Hüseyin Fırat da eskiden bölgede çok sayıda leyleğin bulunduğunu belirterek, sayılarının azaldığını söyledi. Leylekler köylerine gelmediğinde üzüldüklerini dile getiren Fırat, "Bir yıl maalesef leyleğimizin 4 yavrusu elektrik direğine takılarak ölmüştü ve çok üzülmüştük. Biz onları gerçekten çok seviyoruz. Maalesef leyleklerimizden sadece 1-2 tane kaldı. Bizler elimizden geldiği kadarıyla onlara sahip çıkmaya çalışıyoruz. Ben her sabah kalktığımda onları izliyorum. Leyleklerin yavrularına ve eşlerine karşı olan saygısı ve sadakati çok yüksek. Onlara sahip çıkmaya çalışıyoruz" diye konuştu.
Erzincan Doğadan toplanan mantarlara dikkat Doğada kendiliğinden yetişen mantarları bilinçsizce tüketenlerin yaşadığı zehirlenmelere dikkat çeken uzmanlar, "Bilinçsiz mantar tüketimi öldürüyor" dedi. İlkbahar ayıyla birlikte yaygınlaşan zehirli mantara dikkat çeken uzmanlar, "Doğada yetişenler yerine, marketlerde bakanlık onaylı taze kültür mantarları tüketilmelidir" uyarısında bulundu. Erzincan’da baharla birlikte doğada yetişmeye başlayan mantarlara ilginin çok olduğunu kaydeden uzmanlar, şu açıklamada bulundu: "Türkiye’de doğada yetişen yaklaşık 40 farklı yenilebilir mantar türü var. Ülkemizde yaklaşık 100 kadar zehirli mantar türü de vardır. Bunların birkaç tanesi şiddetli zehirlenme sonucu ölüme neden olma ihtimali yüksek mantarlardır. Zehirsiz ve zehirli mantarların kesin ayırıcı özellikleri yoktur. Zehirli ve zehirsiz mantarlar arasındaki farklar sadece dış görünüşle belirlenemez. Birbirine çok benzeyen mantar çeşitlerinden biri zehirli iken diğeri yenebilir olabilir. Mantardan kaynaklı zehirlenmeler özellikle yağışların bol olduğu mevsimlerde daha çok görülüyor. Mantar zehirlenmeleri özellikle nemli ve yağışlı bölgelerde bahçe ve açık alanlardan toplanıp kolayca tüketilmesi nedeniyle belli dönemlerde sık rastlanılmaktadır. Mantarların özellikle yabani türlerinin tüketilmesi halinde başta gastrointestinal sistem olmak üzere merkezi sinir sistemi (MSS) karaciğer ve böbrekler üzerinde toksik etkilerin oluşabilmektedir. Doğal alanlarda yetişen ve yapısında zehirli madde bulunan şapkalı mantarların, taze kurutulmuş veya konserve olarak çiğ ve pişirilerek yenmesi sonucunda gelişen ve ölümle de sonuçlanabilen ciddi zehirlenmelerdir. Mantar zehirlenmelerinin çok basit bir şekilde önlenebilecek bir zehirlenme tipi olup zehirlenmenin engellenmesindeki tek çare de doğal alanlarda yetişen mantarların kesinlikle yenmemesi. Bunun yerine kültür mantarları tercih edilebilir" Mantar yedikten sonra belirtilerden bir veya birkaçının görülmesi durumunda mutlaka zaman kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak gerektiğine değinen uzmanlar, "Mantar zehirlenmelerini tedavi etmek için uygulanabilecek genel bir tedavi yöntemi yoktur. Mantarın türü, yenen mantar miktarı, pişirme şekli, yeme şekli, mantarın toplandığı yer ve mantarı yiyen kişinin fiziksel özelliklerine göre zehirlenme derecesi değişmektedir. Zehirlenme belirtilerine sebep olan mantarların yenmesi durumunda, sersemlik, uykuya meyil, tansiyon düşüklüğü, bulanık görme, yüz ve boyunda kızarma, nabızda artış, ağızda metal tadı, bulantı ve kusma, terleme görülebilir. Mantarda bulunan zehirli maddenin özelliğine göre, yendikten 6 saat sonra gelişebilen zehirlenme belirtileri ise bulantı, kusma, ishal, ateş, nabız atışıyla daha sonra karaciğer ve böbrek bozukluklarıyla bu organların bozukluklarına bağlı belirtiler şeklindedir. Sonuçta koma ve ölüm de söz konusu olabilmektedir" ifadelerini kullandı.
Erzincan Çiçek açan ağaçların görselliği mest etti Erzincan’da havaların ısınmaya başlamasıyla birlikte meyve ağaçları da çiçeklerini açtı. Çiçek açan meyve ağaçları kartpostallık görüntüler ortaya çıkardı. Erzincan’da ağaçlar rengarenk çiçek açtı. Filizlenen tomurcuklar, ağaç dallarında açan çiçekler renk cümbüşü oluştururken, ortaya kartpostallık görüntüler çıktı. Hava sıcaklığında yaşanan artışla ağaçlarda açan çiçekler ilde bahar havasını yansıttı. Dallarındaki tomurcukları henüz filizlenmeyen diğer ağaçların da önümüzdeki günlerde çiçek açmasıyla, ilçedeki bahar havasına eşlik etmesi bekleniyor. "Erzincan’da kayısı ağaçları renk cümbüşü yaşatıyor" Kayısı üretiminde Erzincan’da önemli bir yere sahip olan Üzümlü ilçesinde ağaçlardaki tomurcukların çiçek açmasıyla adeta renk cümbüşü yaşanıyor. İklimi ve coğrafi konumu nedeniyle 6 bin dekarda yıllık yaklaşık 10 bin ton kayısı üretiminin yapıldığı Erzincan’da çiçek açan kayısı ağaçları rengarenk görüntüleri ile dikkat çekiyor. Kartpostal gibi görüntüler oluşturan ağaçlar kayısı meyvesine dönüşerek dünyanın dört bir yanına yolculuğa çıkıyor. Erzincan’da her yıl Nisan ayı başlarından itibaren kayısı ağaçları çiçek açmaya başlıyor. Binlerce kayısı ağacının çiçek açması ise muazzam görüntüler ortaya çıkartıyor. Türkiye’de yaklaşık 17 milyon kayısı ağacı bulunurken bunun yaklaşık olarak 380 bini ise Erzincan’da bulunuyor.
Erzincan 60 bin TL maaşla çoban bulamayınca çözümü nöbetleşmekte buldular Erzincan’da büyükbaş hayvan sahipleri çoban bulmakta zorlanıyor. Aylık 60 bin TL teklif edilmesine rağmen çoban bulamayan köylüler, 200 ineği sırayla yaylıma çıkarıyor. Son yılların en fazla kazandıran meslekleri arasında yer alan çobanlık mesleği yok olma noktasına geldi. Dolgun maaşa rağmen, çoban olmak isteyeni bulmak zorlaştı. Aylık 60 bin TL teklif edilse de çoban bulmak imkânsız hale geldi. Erzincan’da çoban bulamayan köylüler nöbet sırası oluşturarak köyde bulunan hayvanları yaylıma çıkarıyor. Tercan’a bağlı köylerde yaşayan büyükbaş hayvan sahipleri hayvanlarını otlatacak çoban bulamayınca kendileri yaylıma çıkarmaya kara verdi. Kendi aralarında sıra sistemi kuran köylüler, hayvanlarını meralarda otlatıyor. "Çoban bulunmuyor, sırası gelen yaylıma çıkıyor" Çobanlık sırası gelen Şinasi Ceylan, "Sığır güdüyoruz, çoban bulunmuyor. Sırası gelen yaylıma çıkıyor. 2 ineği olan 1 gün, 4 ineği olan 2 gün yayıyor. Toplam 200 tane ineğimiz var. Çoban bulamadığımız için köylüler olarak sıraya dizdik. 60 bin TL maaş ödeyelim dedik çoban bulamadık." dedi. "Eskiden çobanlık için yalvarıyorlardı, şimdi kimse yüzüne bakmıyor" Asım Genç isimli vatandaş ise, "2010 yılından bu yana çoban bulamıyoruz. Köyün malı sırayla yayılıyor. Bunları hiç kimse yapmıyor. Eskiden çobanlık veya bekçilik için yalvarıyorlardı. Şimdi ise yapmak istemiyorlar. Çok yüksekte paralar veriliyor. Bu hayvanları 1 buçuk teneke buğdaya yayıyorlardı. Şimdi ise kimse yüzüne bakmıyor" diye konuştu.