ÇEVRE - 25 Aralık 2024 Çarşamba 10:03

Bitmeyen tünel çevreyi kirletiyor

A
A
A

Erzurum-Bayburt sınırında Bayburt Group İnşaat firması tarafından 12 yıl önce yapımına başlanan Kop Tüneli’nde çalışmalar bir türlü bitmezken, şantiyenin hemen altında bulunan Kop köyünden geçen Kop Deresi’nin suyu, şantiyeden gelen atık suyla kirleniyor. Yıllardır ’çalışma var’ denilerek kirletilen su, hem halk sağlığını hem de hayvan sağlığını tehdit ediyor. Köyde yaşayan vatandaşlar yetkililere çağrıda bulunarak, çevre katliamının son bulmasını istedi.

2012 yılında temeli atılan ve 3 yıl içerisinde tamamlanarak hizmete açılacağı vaadinde bulunulan, yapım işi de Bayburt Group tarafından sürdürülen tünelde sözde çalışmalar sürerken, Kop köyü sakinleri şantiyeden gelen kirli, asitli suyun dereye karıştığı iddiasında bulundular. Derede birçok balık çeşidinin yaşadığını, şantiyeden gelen sularla bu balıkların artık barınmadığını savunan köylüler, tarımsal faaliyet yapamadıklarını ifade ettiler.

Bitmeyen tünel çevreyi kirletiyor

"İnsanları, köyü hiçe saydılar"

Bayburt Group’un yaptığı su arıtma kuyularının yetersiz olduğunu söyleyen Erkan Tokay isimli vatandaş, "Bayburt Group’un yaptığı su arıtmalarına bakar mısınız? Bunun daha büyüğünü yapabilirdiler. Maliyetten dolayı 3 tane kanalizasyon kuyusu yapmışlar buraya, bunlarla bu suyu arıtmaya çalışıyorlar. Su zaten havuzun dibine çökmeden geçiyor, dereye karışıyor. Bunun daha büyüğünü, daha sistemlisi gerçekten yapılabilirdi. Bu imkansız bir şey değil. İnsanları, köyü hiçe sayarak maliyeti düşürerek bunu yapmışlar. Bunun gibi 10 tane, 20 yapsınlar ama bize zarar vermesinler. Bizim hayvanlarımız yaz boyunca bu suyu içiyor. Her sene bizim burada 3 tane, 5 tane hayvanımız telef oluyor ama kimse bunla ilgilenmiyor çünkü çiftçi gariban" diyerek konuştu.

Bitmeyen tünel çevreyi kirletiyor

"Ne fasulye ekebiliyoruz ne tarlamızı sulayabiliyoruz"

Tarımsal faaliyet yapamadıklarını dile getiren Tokay, Bayburt Group İnşaat firmasını vurdumduymazlıkla suçlayarak, "Bizim hayvanlarımız direkt bu zehri, bu çamuru içiyor. Bu suya sika, çimento atık gibi birçok şey karışıyor. O yüzden biz de bu işten zarar görüyoruz. Ne fasulye ekebiliyoruz ne tarla sulayabiliyoruz. Vatandaş çeşme suyuyla, içme suyuyla bahçesini suluyor. O da vatandaşa yetmiyor" dedi. "Biz Bayburt Group’un çalışmasına engel değiliz" diyerek konuşmasını sürdüren Tokay, "Milyonlarca balık vardı, havuzdan artan balık, kaçan balık, alabalık çokça vardı bu suyun içinde ama zehirli sudan ötürü maalesef buradan aşağı sinek bile yaşamıyor. Biz Bayburt Group’un çalışmasına engel değiliz, bizler için yapılıyor bu yollar, bu tüneller ama bunun önlemini almak gerekiyor. Önlemini alacak, kimseye zarar vermeden herkes işini yapacak" ifadelerini kullandı.

Bitmeyen tünel çevreyi kirletiyor

"Tarımsal faaliyet yapamıyoruz, hayvanlarımız telef oldu"

Yaz aylarında derenin suyundan içen hayvanların telef olduğu iddiasında bulunan Öztürk Aktaş, "Bu derenin suyu önceden temiz akardı. Kırmızı benekli alabalıklarımız vardı. Bayburt Group geldikten sonra buraya karışan sudan dolayı bir tane balığımız kalmadı. Tarımsal faaliyet yapamıyoruz. Hayvanlarımız telef oldu ama hiçbir önlem alınmadı" şeklinde konuştu.

Bitmeyen tünel çevreyi kirletiyor

"Bayburt Group’a gücümüz yetmiyor"

Habip Arık ise, "Bayburt’un Group’un tünel şantiyesinden akan asitli su ve tünelin kirli suyu bizim suyumuzu kirletiyor ve balık yetiştirmemize engel oluyor. Bu sebebiyetten elimizden geldiğince bir şeyler yapsak da Bayburt Group’a gücümüze yetmiyor, bir şey yapamıyoruz. Şu an bir şeyleri paylaşıp suyumuzu kurtartma derdindeyiz. Biz yetkililerden şunu istiyoruz bizi biraz duyun, görün, şu su işini çözün. Arıtma yapıyorlar, arıtmanın arkasındaki havuzun 2-3 günde temizlenmesi gerekirken 2 senedir temizlenmiyor. Kirli su, atık su bizim suyumuza karışıyor. Balık yetiştiremiyoruz, alabalık tesisine yemeğe gidemiyoruz. Aksine biz suçluymuşuz gibi davranıyorlar. Bayburt Group için yapılması gereken ne varsa yapılmasını arz ediyoruz" diye konuştu.

Öznur Demir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Saadet Partisi Genel Başkanı Arıkan, TÜRK-İŞ Başkanı Atalay’ı ziyaret etti Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay’ı ziyaret etti. Ziyaret öncesinde esnafla bir araya gelen Arıkan, sıkıntılarını dinledi. Ardından TÜRK-İŞ Genel Merkezi’nde yaptığı açıklamada, asgari ücret zammı ve emekçilerin ekonomik durumuna dair değerlendirmelerde bulundu. Arıkan, hükümetin açıklanan asgari ücret rakamını ‘insanca yaşama’ şartlarına uygun bulmadığını belirterek, Arıkan, “Gönül isterdi ki bugün burada yaptığımız ziyarette, dün açıklanan rakamdan dolayı hükümete teşekkür edebilelim, hayırlı olsun diyebilelim ama açıklanan rakama hayırlı olsun dememiz söz konusu değil. Doğru bir rakam olmadığı için, insanca yaşama tekabül edecek bir rakam çalışanlarımıza reva görülmediği için maalesef teşekkür edemiyoruz” dedi. "Bunun adı zulümdür. Emekçiye yapılan, emeğe yapılan zulümdür” Arıkan, açıklanan yeni asgari ücretin emekçilere yönelik büyük bir adaletsizlik olduğunu belirterek, “Bunun adı zulümdür. Emekçiye yapılan zulümdür. Emeğe yapılan zulümdür. Alın terine yapılan zulümdür. Kiraların yüzde 60 arttığı, mutfak enflasyonunun yüzde 100’den fazla arttığı bir dönemde çalışanlara yüzde 30 zammı reva görmek, o çalışana, emekçilerimize zulmetmektir. Biz bu rakamın da, bu anlayışın da Saadet Partisi olarak karşısındayız. Çalışanlarımıza insanca yaşam ücreti talep ediyoruz” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçmişte yaptığı “Evin kirasını kim ödeyecek?” çağrısına atıfta bulunarak, aynı soruları bugünkü ücret üzerinden yineleyen Arıkan, “Sayın Cumhurbaşkanımız yıllar önce bir asgari ücret görüşmesi bittiğinde şöyle bir çağrıda bulunmuştu: ‘Evin kirasını kim ödeyecek? Elektrik faturasını kim ödeyecek? Su faturasını kim ödeyecek? Çoluğun çocuğun okul masraflarını kim ödeyecek? Bunların peşinden nasıl gideceksiniz?’ demişti. Ben de bugün Saadet Partisi’nin Genel Başkanı olarak, Sayın Cumhurbaşkanımızın o gün söylediği cümleleri tekrar ediyorum. Bu ücretle evin kirasını kim ödeyecek? Bu ücretle elektrik faturasını kim ödeyecek? Bu ücretle su faturasını kim ödeyecek? Bu ücretle çoluğun çocuğun giderlerini kim ödeyecek? Bu ücretle çarşıya, pazara nasıl çıkılacak? Milletimizin kabul etmediği, kabul edemeyeceği bu ücreti bizler de kabul etmiyoruz. 2025’te de bu işin takipçisi olacağımızı bir kez daha ifade ediyorum” ifadelerini kullandı. “Survivor’a asgari ücretli aileleri davet edin, bir ay boyunca 22 bin 104 lira maaşla hayatta kalabilen ailelere ödül verin” Arıkan, asgari ücretin yetersizliğine dikkat çekerek ünlü televizyon yapımcısı Acun Ilıcalı’ya ilginç bir çağrıda bulundu. Arıkan, “Survivor 2025’te asgari ücretle geçinen aileleri davet edin. Bir ay boyunca 22 bin 104 lira maaşla hayatta kalabilmeye çalışan ailelere ödül verin” dedi. Arıkan, sözlerini Saadet Partisi olarak 29 Aralık Cuma günü Türkiye genelinde meydanlarda olacaklarını duyurarak tamamladı. “Asgari ücretli çalışanlarımızı meydanlarda yapacağımız çalışmaya davet ediyorum” diyen Arıkan, ev sahipliği için TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay’a teşekkür etti.