GÜNDEM - 15 Ekim 2024 Salı 09:09

Bayburt’ta koleksiyonerlerin kurumlaşması toplantısının ilki yapıldı

A
A
A
Bayburt’ta koleksiyonerlerin kurumlaşması toplantısının ilki yapıldı

Bayburt’ta bulunan koleksiyonerlerin kurumsallaşması amacıyla, Bayburt Bilgi Paylaşımı ve Proje Üretim Derneği(BAYPROJE) tarafından ’Bayburt ve köylerindeki koleksiyonerler ve işlevleri’ adıyla bir toplantı organize edildi.


BAYPROJE matematik atölyesinde yapılan toplantıda geçmişteki yaşanmışlıkların, maddi kültürün bugüne taşınmasına ve yeniden hatırlanmasına katkıda bulunan koleksiyonerler, bu işe nasıl başladıklarını ve kişisel koleksiyon oluşturma süreçlerini söz alarak anlattılar. Ardından, akademik uzmanların, bürokrasiden gelen uzmanların, pratik deneyim sahibi girişimcilerin görüş ve önerileri dinlendi. Bayburt özelinde, söz konusu girişimlerin uzun vadede yaşamasına, araştırmalarda ve eğitimde kaynak özelliklerinin etkin kullanılmasına destek vermek maksadıyla gerçekleştirilen toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunuldu, yapılması planlanan, hayata geçirilmesi öngörülen çalışmalar hakkında istişareler yapıldı. Dilek ve temennilerle son bulan toplantıda ikinci bir toplantının daha yapılarak, daha somut adımların atılacağı belirtildi. Toplantıya, BAYPROJE Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Rıfat Yıldız, BAYPROJE Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Akın Bayrak, BAYPROJE Yönetim Kurulu Üyesi Ekrem Hatipoğlu, Başkan Mete Memiş, Rektör Prof. Dr. Mutlu Türkmen, Prof. Dr. Şükrü Nişancı, Doç. Dr. Nermin Çakmak, emekli hekim Serhat Perk, yazar Ahmet Aker, yazar Dr. Erdem Saka, emekli öğretmen Süleyman Burç, emekli Kemal Yüce, Kenan Yavuz Etnografya Müzesi kurucusu Kenan Yavuz, koleksiyoner Nusret Battal, koleksiyoner Arif Köprücü, koleksiyoner Turgut Bayramoğlu, koleksiyoner Hasan Hatipoğlu, koleksiyoner Ömer Keleş, koleksiyoner Nurullah Korkut, koleksiyoner Zühtü Yıldırım ve eşi Rahime Yıldırım katıldı.



Bayburt’ta koleksiyonerlerin kurumlaşması toplantısının ilki yapıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Çininin başkenti Kütahya’da ’Çini söküm ihalesi’ tartışması alevlendi Kütahya’da 6 yıldır ibadete kapalı olan Çinili Camii’nin ’tarihi eser’ niteliğindeki çinilerinin sökülmeye başlaması, beraberinde tartışmaları da getirdi. Çininin başkenti Kütahya’da söküm işinin Ankaralı bir firmaya verilmesi şehirde gündem oldu. Caminin iç ve dış çinilerinin söküm işi, DPÜ Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanlığı tarafından Ankaralı Abat Merkez İnşaat Mimarlık firmasına 13 milyon 479 bin 359 TL’ye ihale edilmişti ve firma da faaliyetlerine başlamıştı. Kütahyalılar bu durumu tepki gösterdi. Vatandaşların tepkisi; Emel Kara, "Yıkmaya gelince yık, yapmaya gelince yok. Önce eskisinden daha güzelini yapında sonra yıkın bari. İşiniz gücünüz yıkıp dökmek. Okullarda da aynı sorun var. Yıkılacak deyip sonunda yenisini yapmadan yıkıyorlar. Yıkılan okulda okuyan öğrencilerin mağduriyeti hiç düşünülmüyor. Kendimi bildim bileli bu böyle. Hiç bir olumlu gelişme olmuyor maalesef" diye tepkisini belirtti. Ali Şahin, "13 milyon lira sadece söküm işine para verileceğinden hiç sökülmeseydi caminin etrafı komple 15 santimlik 20 santimlik fore kazık sistemleri ile güçlendirilip orijinal halinde tutulabilirdi. 13 milyon lira çok büyük bir rakam, az bir rakam değil. Dolayısıyla üzüldüm. Çinliler zaten sökülürken de bir çoğu yüzde 90’ı kırılır diye düşünüyorum. İnşallah kırılmaz ne diyelim biz o kadar söyledik o kadar konuştuk ama bizi neredeyse vatan haini ilan edeceklerdi. Biz tarihe ihanet etmiyoruz sanata ihanet etmiyoruz ve sanat eserlerine saygı duyuyoruz. Korunmasını istiyoruz. Tek istediğimiz bu onun dışında hiç kimseyle karşılıklı veya uzaktan yakından hiçbir kusurumiyetimiz olmaz. Hiç kimse bizim hedefimiz değildir. Hedefimiz Kütahya’nın tarihi ve kültürel eserlerini korumaktır bu eserleri korumak Kütahya’nın kültürünü korumaktı. Bu eserlerle Kütahya’nın kültürünün korunması demek. Kütahya’nın varlığının korunması demektir eğer anlayabilene" şeklinde düşüncesini dile getirdi. Seniha Ebegil Tahmaz, "’Almak öğren, satmak öğren kesenden, katmak öğren. Bizim memlekette yapılan bu. Yıkıp yok etmeyi çok seviyoruz.30 Ağustos İlkokulu da böyle yok edildi.Müze yapılabilirdi. Üzgünüm hiç değerlerimizi koruyamadık" diye vurguladı.
İstanbul Büyükçekmece’de dakikalar içerisinde milyonluk oyun konsolu hırsızlığı kamerada İstanbul Büyükçekmece’de sabah karşı oyun konsolu ve aksesuarları satılan iş yerine giren yüzleri kapalı şahıslar, piyasada değeri 1 milyon lirayı aşkın malzemeyi çuvallara doldurup kaçtı. Yaşanan anlar güvenlik kamerası tarafından kaydedilirken polis kaçan şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı. Olay, saat 05.30 sıralarında Büyükçekmece’de yaşandı. Edinilen bilgilere göre biri kadın toplam 3 hırsız, oyun konsolu ve aksesuarları satışı yapan iş yerine geldi. Kepengi kırıp içeri giren hırsızlar, iş yeri içerisinde bulunan piyasa değeri 1 milyon lirayı aşkın, oyun konsolu, oyun CD’leri ve kollarını yanlarında getirdikleri çuvallara doldurup kaçtı. Olayı gören çevredeki vatandaşlara polise ve iş yeri sahibine haber verdi. Şüpheli şahısları yakalamaya yönelik polis ekipleri çalışmalara başladı. İş yeri sahibi şikayetçi oldu. Yaşanan olay anını anlatan iş yeri sahibi Berk Kırdar, “Gece saat 05.40 sıralarında beyaz bir araç geliyor 3 kişiler. Birisinin kadın olduğunu görmüşler 2 erkek 1 kadın. İlk önce kepengi söküyorlar. Daha sonra satışta buluna vitrin camlarını kırıp oyun konsollarını, aksesuarlarını, oyunları, kolları çalıp 7-8 dakika içinde kaçıyorlar. Komşular fark ediyor ışıkları açıp kapatıyorlar, ses yapıyorlar. Ellerinde çuvallarla gelmiş hırsızlar. Muhtemelen komşularda korktukları için bir şey yapamıyorlar. 7-8 dakika içinde kaçıp gitmişler. Şu anda tam tespit yapamadık ama 1 buçuk milyon liranın üzerinde mal zararımız var. Şikayetçi olduk. Polisler de geldi. İfademizi verdik bekliyoruz” dedi. Yaşanan anlar güvenlik kamerasında Yaşanan hırsızlık anları ise iş yerinin güvenlik kameraları tarafından kaydedildi. Görüntülerde, şahısların iş yerine girmeleri, çaldıkları malzemeleri çuvallara doldurmaları ve kaçmaları yer aldı.
İzmir İzmir’den Türkiye’ye ‘yeşil enerji’ atağı Dünya genelinde artan nüfus ve küresel ısınmanın etkisiyle enerji kaynaklarındaki daralma, iklimlerde yaşanan büyük değişimler ve yeşil dönüşüm projelerine duyulan ihtiyaç, İzmir Ekonomi Üniversitesi’ni (İEÜ) harekete geçirdi. Küresel çaptaki bu sorunlara çözüm üretmeyi, ulusal ve uluslararası alanda dikkat çekici projeler geliştirmeyi hedefleyen İEÜ, örnek bir adım atarak Sürdürülebilir Enerji ve İklim Politikaları Araştırma Merkezi’ni (SENLAB) kurdu. Merkezin müdürlüğüne ise, şimdiye dek 15 uluslararası projede yer alan, en prestijli dergilerde 40’ı aşkın yayın yapan ve başarılı çalışmalarıyla 2020 yılında TÜBİTAK Teşvik Ödülü’ne layık görülen Prof. Dr. Mehmet Efe Biresselioğlu getirildi. Düşük karbonlu ekonomi 10 kişilik ekibin görev yapacağı merkez; enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve düşük karbonlu ekonomilere geçiş konularına odaklanacak. Hukuk, siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler, tıp, iletişim ve mühendislik gibi farklı dallardan öğretim üyelerinin görev aldığı SENLAB, sosyal eşitsizliğin ve enerji dağılımındaki sorunların giderilmesi noktasında da özel çalışmalar yapacak. ‘Sürdürülebilir bir dünya için dönüştürücü ve yaratıcı çözümler üreten üniversite’ vizyonuyla hareket eden İEÜ, kurduğu yeni merkezle bu alandaki projelerini bir üst boyuta taşıyacak. "Hepimizin sorumluluğu var" Merkeze ilişkin bilgiler veren SENLAB Müdürü Prof. Dr. Biresselioğlu, iklim politikalarının küresel, bölgesel ve ulusal düzeylerdeki etkilerinin doğru değerlendirilmesi ve uygun stratejiler üretilmesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Biresselioğlu, “İklim değişikliği, enerji güvenliği, sürdürülebilir ve dayanıklı enerji sistemlerine yönelik yeşil dönüşüme duyulan ihtiyaç, her geçen gün artıyor. Buna kayıtsız kalamayız. Dünya nüfusu sürekli artarken, küresel ısınma her geçen gün hayatımıza daha fazla etki ederken; dünya üzerindeki enerji kaynakları ise tam tersine azalıyor. Dünyayı daha yaşanabilir noktaya getirmek için hepimize sorumluluklar düşüyor. İşte SENLAB da bu bilinç ve bakış açısıyla kuruldu. Enerji ve iklim politikaları alanlarında yenilikçi, çözüm odaklı ve disiplinler arası çalışmalar yürüten bir merkez olarak, ülkemizde bu alanda yapılan çalışmalara katkı sağlamalıyız. Bu konuda başarılı işler yapmanın inancıyla yola çıktık” diye konuştu. ‘Toplumsal farkındalık’ vurgusu Enerji konusunda kişisel farkındalığın ve toplumsal bilincin artması gerektiğini belirten Prof. Dr. Biresselioğlu, “Enerji ve iklim çözümlerini toplumsal gelişime dönüştürme hedefiyle yola açtık. Enerji verimliliğini artırarak, temiz teknolojilerin gelişimine ve yayılımına katkı sunarak, enerji bağımsızlığını güçlendirerek yeşil dönüşümü desteklemeyi hedefliyoruz. Bu doğrultuda projeler üreteceğiz ve iş birliği geliştireceğiz. Farklı alanlarda uzmanlaşan, oldukça deneyimli ve güçlü bir ekibimiz var. Ekibimiz; Avrupa Birliği Ufuk 2020, Norveç Araştırma Konseyi ve Ufuk Avrupa tarafından desteklenen araştırma projelerinde aktif rol alıyor. Sürdürülebilir enerji, iklim politikaları ve yeşil geçiş konularında yeni içgörüler üretiyor. Akademide ve sektörler arasında güçlü ortaklıklar kurma konusunda kararlıyız. Sürdürülebilir, düşük karbonlu bir geleceğe yönelik küresel değişim çabalarına katkı sağlayacağız” ifadelerini kullandı.
İstanbul Tuzla’da palyatif bakım servisindeki hasta ve yakınları için etkinlik düzenlendi Tuzla Devlet Hastanesi’nde palyatif bakım merkezinde yatan hasta ve hasta yakınları, Dünya Palyatif Günü kapsamında düzenlenen müzikli ve ikramlı etkinlik ile moral buldu. Tuzla Devlet Hastanesi’nde palyatif bakım merkezinde yatan hasta ve hasta yakınları için, Dünya Palyatif Günü kapsamında etkinlik düzenlendi. Başhekim Uzm. Dr. Selçuk Bozhalil ve palyatif bakım servis sorumlusu Uzm. Dr. Mehmet Metin’in konuşmalarının ardından etkinlikte ‘Kafkas Kartalları’ müzisyen ekibi sahne aldı. Ayrıca katılımcılara yiyecek içecek ikramı da yapıldı. Palyatif bakım merkezindeki hasta ve yakınları, etkinlik ile hem moral buldu hem keyifli vakit geçirdi. “Yaşam süresini uzatmıyoruz, mevcut yaşam süresinin daha kaliteli hale gelmesini sağlıyoruz” Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı ve Palyatif Bakım Servisi Sorumlu Hekimi Mehmet Metin, “Palyatif bakım dünyada çok yeni bir kavram. Ülkemizde de 2015’lerden sonra gündeme gelen bir kavram. Daha çok yaşamı tehdit eden ağır hastalıklarda, hastaların psikolojik, sosyal, fiziksel sıkıntılarını gidermek ve azaltmak için ortaya çıkmış bir kavram. Aynı zamanda hasta yakınlarını sosyal ve psikolojik olarak destekliyoruz. Biz yaşam süresini uzatmıyoruz, mevcut yaşam süresinin daha kaliteli hale gelmesini sağlıyoruz. Tuzla Devlet Hastanesi’ndeki palyatif bakım servisinde 94 yatağımız var, 5’i uzman olmak üzere 15 hekimimiz var, 50’nin üstünde de profesyonel sağlık çalışanımız var. Etkinlik çok güzeldi. Uzun süredir burada kalan hastalar var, onlar için. Müzik ve ikramla birlikte kendi sıkıntılarını bir nebze olsun unuttular, gündelik yaşama döndüler. Hastalar ve hasta sahipleri mutlular” dedi.