Kütüphaneyi andıran evinde 5 tırı rahatça doldurabilecek 100 bin civarında kitaba sahip olan Aktaş, bu sefer kitaplarıyla evine sığmayınca kendini cadde ve sokaklara attı. Bayburt’un en işlek caddesi olan Cumhuriyet Caddesi’nde sergi açan Aktaş, hava koşullarının uygun olması durumunda, birkaç gün daha ziyaretçileriyle bir araya geleceğini, kitapları okuyucularla buluşturacağını bildirdi.
4 yıl önce aldığı minibüsü karavana dönüştüren Aktaş, Anadolu’da Türkçe şiirin öncüsü, halk şairi olarak bilinen Yunus Emre’nin ’Kul Padişahsız Olmaz’ eserinde geçen "Padişahı kim bildi, kul etmese yort savul" dizesinden esinlenerek Yort Savul Akademisini kurduğunu belirtti. Aktaş, ’Yoldan kaç, yoldan çekil’ anlamına gelen Yort Savul Akademi ismiyle dönüştürdüğü karavanın içine kitaplarını doldurarak Bayburt Cumhuriyet Caddesi’nde yerini aldı. Burada ziyaretçileriyle bir araya gelen Aktaş, kitaplarını imzaladıktan sonra ziyaretçilerine çay ikramında bulunup, kültür-sanat, tarih ve edebiyat üzerine sohbetler gerçekleştiriyor.
İnsanları kitapla buluşturmak için 78 il gezdi
63 tane yayınlanmış kitabı, yüzün üzerinde ulusal ve uluslararası makaleleri bulunan Aktaş, Türkiye’nin çeşitli illerinde, ilçelerinde ve köylerinde mola vererek, açtığı stantla insanları kitapla buluşturuyor. İnsanları okumaya teşvik etmek amacıyla fırsat buldukça eşi Bedriye Aktaş ile il il gezerek kilometrelerce yol kateden Aktaş çifti, şimdiye kadar 78 il gezdi.
"Bir cümle hayat kurtarır felsefesiyle öğrencilerimin hazırladığı ödevleri insanlara dağıtıyorum"
Bilginin dolaşımını çok önemli bulduğunu, bu dolaşımın da ancak kitaplarla mümkün olacağını savunan Aktaş, "İnsanları kitapla buluşturmanın peşindeyim, daha doğrusu bilginin dolaşıma girmesi peşindeyim. Bilginin dolaşıma girmesi de ancak kitapla olur, başka bir şeyle olmaz. Ben, insanlar bilgiye ulaşsınlar diye öğrencilerimin yaptığı ödevleri dağıtıyorum. ’Bir Cümle Hayat Kurtarır’ felsefesiyle öğrencilerimin yazdığı fişleri insanlara dağıtıyorum. İnsanlar oradan bir cümle öğrenirler, bir cümle öğrenemezlerse bir kelime öğrenirler diye düşünüyorum. Ben, sadece Bayburt’ta 5 bin tane fiş dağıttım. 5 bin tane fişten insanlar bir cümle öğrenmedilerse muhakkak bir kelime öğrenmişlerdir. Bu da 5 bin kelime yapar. 5 bin kelime öğrenmedilerse, 500 kelime öğrenmişlerdir. Bu da 500 kelimenin Bayburt’ta dolaşıma girmesi demektir. 500 kelime ise çeyrek lügat eder. Bilginin dolaşımı çok çok önemlidir. İnsanlar hangi dünyaya kulak kesilmişlerse, hangi dünyanın içerisinde yaşıyorlarsa çeşitli dünyaları da farklı kelimelerle keşfedeceklerdir. Farklı kelimeler olmadan, farklı söylem olmadan, farklı dil olmadan, farklı üslup olmadan bizim yeni bir şey keşfetmemiz mümkün değildir. Bizim veya bir başkalarının bildiği şeyler, bir şey ifade etmez. Tekrar ediyorum, bilginin dolaşıma girmesi lazım, o da kitapla olur. Ben, o yüzden şehir merkezinde kitap sergileri açıyor, imza günleri gerçekleştiriyorum" ifadelerini kullandı.
"İnsanları kitapla buluşturmaya devam edeceğim, benim eylemim budur!"
Ziyaretçileriyle kitaplar üzerine sohbetler gerçekleştirdiğini, zaman zaman dertleştiklerini kaydeden Aktaş, "İnsanlarla sohbet ediyor, dertlerini dinliyorum. Herkesi sükunetle dinliyorum, elimden bir şeyler gelirse yardımcı olmaya, yönlendirmeye çalışıyorum. Bilgi eylemdir, bizi öznel kılan bu bilgilerdir. Bu nedenle bilginin dolaşıma girmesini çok çok önemsiyorum. Hatta bu konuda ’Bilginin Dolaşımı Teorisi’ diye bir teori kitabı da hazırlıyorum, yıllardan beri emek veriyorum, bir gün bitecektir, umuyorum. İnsanları şehir meydanında kitapla buluşturmaya devam edeceğim, Türkiye’nin her yerini hemen hemen gezdim, gitmediğim yerlere de gitmeye çalışıyorum. 1-2 gün, 3-5 gün, 1 hafta 10 gün şeklinde programlarla gidemediğim yerlere gideceğim. Oralarda da kitap sergileri, imza günleri yapacağım. Benim eylemim budur" diyerek konuştu.
Öznur Demir