YEREL HABERLER - 14 Nisan 2012 Cumartesi 13:26

BAKSI MÜZESİ YEREL ÜRÜNLER ÜRETECEK

A
A
A
BAKSI MÜZESİ YEREL ÜRÜNLER ÜRETECEK

2012 yılı sergi ve atölye çalışmalarının temasını "Mesafe ve Temas" olarak belirleyen Prof. Dr. Hüsamettin Koçan`ın kurduğu Bayburt`taki Baksı Müzesi, sanat, tasarım, moda ve yemek kültürü olarak belirlediği dört düzlemin endüstriyel tasarım çalışmaları başladı. Endüstriyel tasarım çalışmalarını Prof. Dr. Hüsamettin Koçan, tasarımcı Faruk Malhan, seramik sanatçısı Oya Koçan, koleksiyoncu Zeynep Koloğlu ve Mimar Sinan, Okan, İTÜ, Yeditepe, Kadir Has, Doğuş, Marmara üniversitelerinden 16 öğrencinin katıldığı 20 kişilik grup gerçekleştirecek
Çağdaş sanat ve geleneksel el sanatlarına bir arada yer veren müze bu yıl tasarım alanındaki atölye çalışmalarını tasarımcı Faruk Malhan öncülüğünde yürütüyor.
Bayburt`ta var olan altyapı, malzeme ve imkânların neler olduğu konusunda kalıplar çıkaracak olan ekibin nihai hedefi Bayburt`a özgü ortaya çıkacak yeni ve özgün ürünlerin pazarlanması için altyapı kurulmasına dayanıyor.
Öncelikle Baksı Müzesi`ni, müzedeki kilim ve ehram atölyelerini gezerek bilgi alan ekip 15 Nisan Pazar gününe kadar endüstriyel tasarım üzerine fikir üretecek.
BAKSI MÜZESİ`NDE İNSANLAR ÜRETSİNLER İSTİYORUZ
Başlayan çalışmalar üzerine bir değerlendirme yapan Baksı Müzesi kurucusu Prof. Dr. Hüsamettin Koçan, Baksı Müzesi hakkında üniversite öğrencilerine bilgiler aktardı. Baksı`nın destansı öğeler barındırdığı ve göçü önlemek için adanmışlık içerisinde Baksı Müzesi`ni kurduğunu hatırlatan Koçan, " Bayburt`ta insanların en büyük özlemleri, köydekilerin kente, kenttekilerin büyük kentlere gitmesidir. Bunun yanında Bayburt insanı bu dünyada sizin çok önemli bir insan olduğunuzu size hatırlatacak kadar cömerttir. Ben Baksı Müzesi`ni kurmakla çok iyi bir adım attığıma inanıyorum. Bizim derdimiz burada çok iyi bir kurumsallaşma sağlamak. Burada insanlar üretsinler istiyoruz. Bu köyden burada 35 tane kadın çalışıyor. Kadının biraz daha üretime katılmasını istiyoruz. Onu çok destekliyoruz. Burada yapılacak her şey, her adım, her öneri bizim bazen içinde kaybolduğumuzu zannetiğimiz büyük bir projenin ideali olan şeyler. Burada insani bir yolculuk yapmak için yola çıktık. Sizin buraya gelmeniz bizim için büyük katkı. Umuyorum ki yapacağınız tasarımlar burada yaşar ve yaşatılırlar diye düşünüyorum. Böylece ben de düşünürüm ki bir genç kuşak bizim projemizin, bizim hayalimizin, bizim bir düşümüzün bir parçası oldu. Bu bir paylaşmadır diye düşünüyorum. O açıdan son derece mutluyum. Burası her zaman gençlere açık olmalı diye düşünüyorum. Faruk Bey`in sizlerle bu işi yapmaya karar vermesi beni çok memnun etti doğrusu. Burası gençlerle yaşamak zorunda olan bir şey. Gençlerle bir gelecek yolcuğu yapmak zorunda olan bir yer diye düşünüyorum. Gençlerin hayalleri burayla bir projeye girerse, bir üretime girerse buranın ve gençlerin geleceğinin çok daha umutlu olacağını düşünüyorum."
Koçan, öğrencilere müzeyi gezdirirken de adanmışlık, riske girme, yaratıcılık, kişisel üretimler, gelenekle modernin birleştirilmesi, kültürel değerlere saygı, yaşamın sanatsal ve sosyal anlamı gibi çeşitli konularda görüşlerini aktardı.
Endüstriyel tasarımcı Faruk Malhan ise çok az bir sürede derslerden bu geziye bu yola süre ayırdıkları için öğrencilere teşekkür ederek müzenin hoş bir mekân olduğunu kaydetti.
VAZİFENİZ OLAYIN İÇİNDEKİNİ GÖRÜP ÇIKARMANIZ
Yoldan çıkmanın, bir takım şeyleri yapmanın ve bir takım şeylere zaman ayırmanın iyi tarafları olduğunu belirten Malhan, " Bizler buraya tasarım yapmak için geldik. Alınan eğitimlerle hep beraber burada bir şeyler çıkarmak istedik. Burada çıkacak işi bir artistik sanat performansı olarak düşünmedim. Bizim ilkelerimizde de bu böyle yazmaz. Burada Bayburt Konağı`nda rafine bir çörek yiyerek bunun güzel bir örneğini yaşadık. Ona neler katılabilir diye ben orada sizlere bir şeyler söyledim. Bir şey yaparken onu bir de görmemiz lazım. Sizin vazifenin olayın içindekini görmeniz, çıkarmanız. Buradaki konu coğrafyayla bir sanatı, sanatçılığı ve hatta devrimciliği bir araya getirmek. Burada kalkıp böyle bir iş yapmak yoldan çıkmış bir davranıştır. Bizim de bu temada burada neler yapabilirizi getiriyor aklımıza bu durum."dedi.
Müzede ciddi bir kadın işgücü olduğundan da bahseden Malhan, " Kadınlar burada yemek ve bebekten sonra kalan zamanlarını değerlendiriyorlar. Burada neler yapabiliriz? Bu mekân ve buranın felsefesi bizlere çok şey söylüyor. Bazı düşüncelerimizin yapılması için bir üretim teşkilatlanmasına gerek var. Gösterilecek şeyler hemen not alın. Çörek güzel bir örnekti. Onu sıkışmış yerinden çıkarabilir bir şeyler ekleyerek bir yerlere taşıyabilirsiniz. Buradaki kilimlerin içerisinde o kadar büyük zenginlikler var ki bu zenginliklerin içerisinden bir kaç tane küçük parçayı ayıklayıp bunu bir ayrı noktaya getirdiğimiz zaman çok şey ortaya çıkıyor."diye konuştu.
SANATIN İÇİNDEKİ EBEDİ KISMI YAKALARSANIZ BİR ŞEY GETİREBİLİRSİNİZ
Sanatın içinde ebedilik kısmı bir de coğrafyasına, zamanına, sanatına bağlı bir kısım olduğuna değinen Malhan, " Eğer siz ebedi kısmını yakalayabilirseniz o zaman bir şey getirebilirsiniz. Bu gözle bakın. Renk konusuna gelince buradaki iplikler boyanabiliyor. Renk bu işin önemli bir parçasıdır. Biz tasarlanan ürünlerin üretilmesine karar verirsek bunlar zaten baştan satılmış olacak. Yapılacak işin bir pazar olduğunu da düşünmemiz gerekiyor. Ehram doku var burada bir de. Bunlardan elbise yapmak kolay bir iş değil. Onlara kullanım yeri verilmezse fazla yapılacak bir şey olmaz. Çünkü o yavaş ilerleyen bir iş. İçinde emek var. Ben isterim ki biz buradan bir şeyler çıkaralım ve üretim siparişi verebilelim.
Tasarımın üretici ile kullanıcı arasında yeni bir aktör olduğunu belirten Malhan, Baksı Müzesi`nde yapılabilecek fantastik veya kullanılabilir, yenilikçi şeylerin ise İstanbul Bienali`ne de taşınabileceğini vurguladı.
Seramik sanatçısı Oya Koçan ise Müze`de yapılan iplik boyama, kilim dokuma, ehram gibi konularda öğrencilere bilgi verdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Yaş mama sektöründe ithalatı ortadan kaldıracak proje: Dünyanın merkezi global pazarda yerini alacak Çorum Belediyesi, OKA desteğiyle yıllık 5 milyon kutu kedi ve köpek yaş maması üretim kapasitesine sahip tesis için 37,4 milyon TL bütçeli sözleşme imzaladı. Yaş mama sektöründe ithalatı azaltacak proje sayesinde Çorum’un global pazarda yerini alması hedefleniyor. Çorum Belediyesi, Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) Güdümlü Proje Desteği kapsamında yerli üretime katkı sağlayacak önemli bir projeye imza attı. Belediye iştiraki Çorum Beltaş A.Ş. tarafından hayata geçirilecek olan proje, Çorum Halk Et Kombinası’nda oluşan mezbahane atıklarını değerlendirerek kedi ve köpek yaş mama üretimi gerçekleştirecek. Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, Belediye Başkan Yardımcısı ve Beltaş A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Lemzi Çöplü ile OKA Genel Sekreteri Mehlika Dicle’nin imzaladığı sözleşme ile proje resmiyet kazandı. Yaklaşık bin metrekare alana kurulacak olan tesis, yıllık 2 bin ton üretim kapasitesine sahip olacak. Proje, Türkiye’nin ithalata bağımlı olduğu yaş mama sektörüne yerli üretimle çözüm sunmayı amaçlıyor. Aynı zamanda sürdürülebilir üretim ve döngüsel ekonomi ilkeleriyle çevresel kirliliği önlemeyi hedefliyor. Mezbahane atıklarının değerlendirilmesiyle hem çevreye zarar veren atıklar azaltılacak hem de yerli kaynaklardan değer üretilmiş olacak. Ulusal ölçekte ihtiyaçları karşılamayı hedefleyen bu girişim, uzun vadede ihracat potansiyeliyle global pazarda Türkiye’yi temsil etmeyi amaçlıyor. Projenin, Çorum’dan başlayarak ulusal ve uluslararası ölçekte bir başarı hikayesine dönüşmesi bekleniyor. Endüstriyel simbiyoz ilkesiyle hayata geçirilecek tesis, Türkiye’de örnek bir model oluşturacak. Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, projenin detaylarını paylaşarak, günlük 250 büyükbaş ve 500 küçükbaş kesim kapasitesine sahip olan Çorum Halk Et Kombinası’nın atıklarını değerlendireceklerini ve proje kapsamında yapılacak bu tesisin yerli üretimle ithalata bağımlılığı azaltacağını vurguladı. "Günlük 250 büyükbaş ve 500 küçükbaş kesim kapasitesine sahip" Sıfır atık yaklaşımıyla hazırlanan proje kapsamında uluslararası standartlara uygun gıda güvenlik belgelerinin alınacağını ve hijyenik bir üretim ortamı için soğuk hava deposu ile küçük ölçekli inşaatların yapılacağını ifade eden Aşgın, "Günlük 250 büyükbaş ve 500 küçükbaş kesim kapasitesine sahip Çorum Halk Et Kombinası’nın kesimhane atıklarını değerlendirerek kedi ve köpek yaş mama üretim tesisi kurmak amaçlanmaktadır. Yeni istihdam fırsatları sağlayacak bu projeyle, ithalata bağımlı olduğumuz bu sektörde yerli üretimi artırmak ve ihracatla ülke ekonomisine katkı sağlamak hedeflenmektedir. Sıfır atık yaklaşımıyla hazırlanan bu proje, bölgesel ve ulusal çapta ürün teminine de katkı sunacaktır" dedi. "5 milyon adet kutu mama üretimi planlanmaktadır" Başkan Aşgın, "Proje kapsamında yaş mama üretimine yönelik makine ekipmanları alınacak, uygun saklama şartlarını temin etmeye yönelik soğuk hava deposu kurulacak ve hijyenik üretim ortamını oluşturmak için küçük ölçekli inşaat işleri yapılacaktır. Ayrıca, yaş mama üretimine yönelik uluslararası standartlara uygun gıda güvenlik belgeleri alınacaktır. Proje ile oluşturulacak tesiste, tek vardiya esas alınarak farklı ağırlıklarda yıllık 5 milyon adet kutu mama üretimi planlanmaktadır. Bu da yaklaşık olarak Türkiye’de bulunan hayvan barınaklarının ihtiyacının tamamına yakını karşılayabilecek kapasitede üretime denk gelmektedir" diye konuştu. "16,4 milyon TL’si ajansımız tarafından destekleniyor" OKA Genel Sekreteri Mehlika Dicle ise OKA’nın Çorum’da desteklediği üçüncü güdümlü proje olduğuna dikkat çekti. Dicle, "Evcil Hayvanlar için Yaş Mama Üretimi (Bir Endüstriyel Simbiyoz Uygulaması) Projesi, OKA’nın fikir aşamasından fizibilitesine ve projelendirme sürecine kadar içerisinde aktif olarak yer aldığı Çorum’a kazandırılan üçüncü güdümlü projedir. Toplam bütçesi 37,4 milyon TL olan bu projenin 16,4 milyon TL’si ajansımız tarafından destekleniyor. Bu anlamlı projeyi hayata geçirmemizi sağlayan başta Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü olmak üzere, Çorum Belediyesi iştiraki Çorum Beltaş A.Ş., Çorum Belediyesi ve proje iştirakçileri Çorum Sahipsiz Hayvanları Koruma Birliği, Çorum İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Hitit Üniversitesi’ne teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu. "Ülkemize hayırlı olsun" Çorum’un kalkınma sürecine önemli katkı sunduklarını anlatan Dicle, "İş birliğimizin bu denli somut ve güçlü bir proje ile sonuçlanması, yerel kalkınmada hepimize ilham olacaktır. Bu iş birliğiyle, Çorum’un kalkınma sürecine önemli bir katkı sunduğumuz gibi, ülkemizin gelecekteki çevre ve ekonomi odaklı projelerine de örnek teşkil edeceğiz. Başarılı bir proje uygulama süreci diliyorum. Çorum’a, bölgemize ve ülkemize hayırlı olsun" değerlendirmesini yaptı.
İstanbul Güngören’de İSKİ’nin çalışması sırasında aynı yol ikinci kez çöktü İstanbul Güngören’de 1 ay önce çöken yol, İstanbul Su ve Kanalizasyon (İSKİ) ekiplerinin çalışması sırasında tekrar çöktü. Çalışma sırasında İSKİ aracının tekeri yola saplanırken o anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Olay, dün öğle saatlerinde İstanbul Güngören Sanayi Mahallesi Atatürk Caddesi üzerinde meydana geldi. Cadde üzerinde yaklaşık 1 ay önce çöken yol, İSKİ ekiplerinin çalışma yaptığı sırada yeniden çöktü. Geçtiğimiz günlerde yağışın etkisiyle kanalizasyon borularının tıkanması sonucunda sular yukarı doğru yükselmeye başladı. Önceden çöken kısım için olay yerine gelen İSKİ ekiplerinin çalışmaları sırasında, kanal temizleme aracı yolun üstünden geçerken tekeri yola saplandı. Yapılan çalışmalar sebebiyle yol bir süre trafiğe kapatılırken cadde üzerindeki bazı dükkanların bodrum katları kanalizasyon suyu ile doldu. Çöken yolun bir kısmı kumlar ile kapatıldı. Yolun tekrar düzenlenme çalışmaları sebebiyle cadde ise araç trafiğine kapatıldı. Yaşanan çökme anı ise çevredeki bir iş yerinin güvenlik kamerasıyla kaydedildi. Aynı yol 26 Kasım’da da çökmüş, İSKİ aracı çöken alana düşmüş, yoldan geçen kamyon da zarar görmüştü. Konu ile ilgili konuşan esnaf Fuat Eser, "Asfalt çöktü. Bir ay önce de yapılmıştı zaten. Geçen cumartesi günü asfalt çökmüştü. Biz İSKİ’yi aradık. Yetkililere çöktüğünü belirttik. İSKİ aracı geldi. Kanalizasyon kapağını açıp baktılar. Kapatıp geri gittiler. Pazar günü yoğun bir yağış oldu. Pazartesi iş yerimize geldik. Yine yolda çökme olmuştu. Tekrar aradık. Baktılar, gittiler. Dün çöken yere kapanır diye mıcır döktüler. Sonra kanalizasyon aracı geldi. Geldiği gibi tekrardan çöktü. Arkadaşlar gelip kazı yaptılar ama bir sonuç bulamadılar. Kapatıp geri gittiler. Sonra bugün de geldiler. Uğraştılar, kazdılar yine bir sonuç alamadılar. Kapatıp gittiler. Kapattıktan sonra iş yerlerimizi olduğu gibi kimyasal su bastı. Kendi imkanlarımızla boşaltmaya çalıştık. Dalgıç motoru ve komşularımızın yardımıyla, kum çuvalları doldurduk. Bildiğiniz kimyasal suların altında kaldık. Koku acayip. Buna nasıl bir önlem alacaklar? İSKİ ve Güngören Belediyesi’ni aradık. İSKİ’den sulara takviye için herhangi bir araç da gelmedi. Kendi imkanlarımızla suları boşalttık. Çökme olayında da mıcır dökülen yerin üstünden geçtiği gibi kanalizasyon aracı çöktü. Zaten çökeceği belliydi. İki sene önce de çökmüştü. Bir ay sonra yapıldı yeniden çöktü. Bildiğimiz kadarıyla komple kazacaklarmış. 3-4 günü bulabilir diyorlar. Burada sonuçta ticaret yapıyoruz. Arabalar gelip gidiyor. Nasıl bir çözüm bulacaklar biz de merak ediyoruz. Bir an önce bu konunun çözülmesini istiyoruz” dedi.