EĞİTİM - 06 Ekim 2024 Pazar 09:45

BARÜ ön lisans programları akreditasyon sürecinde

A
A
A
BARÜ ön lisans programları akreditasyon sürecinde

Bartın Üniversitesi (BARÜ) Bartın Meslek Yüksekokulunun iki programı için Mesleki Eğitim Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (MEDEK) tarafından akreditasyon sürecinin saha ziyaretleri başarıyla tamamlandı.


Bartın Üniversitesinde (BARÜ) daha iyiye ulaşmak hedefiyle eğitim-öğretim programlarının akreditasyonu konusunda çalışmalar devam ediyor. Bu kapsamda BARÜ Bartın Meslek Yüksekokulu bünyesindeki iki program, farklı disiplinlerdeki eğitim programları için akreditasyon, değerlendirme ve bilgilendirme çalışmaları yaparak Türkiye’de ön lisans eğitiminin kalitesinin yükseltilmesine katkıda bulunmak amacıyla faaliyet gösteren Mesleki Eğitim Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (MEDEK) tarafından ziyaret edildi.


Takım başkanlığını Prof. Dr. Ferhat Aydın’ın yaptığı; Organik Tarım Programı için Dr. Öğr. Üyesi Keriman Yürüten Özdemir, Dr. Öğr. Üyesi Bahadır Şin, İşletme Yönetimi Programı için ise Öğr. Gör. Faruk Yahşi, Öğr. Gör. Dr. İdil Özkan ile Öğrenci Değerlendirici olarak Elif Toplu’dan oluşan takım, ilgili programların belirlenmiş standartlara, kalite kriterlerine ve performans ölçütlerine uygunluğunu noktasında incelemelerde bulundu. Organik Tarım ile İşletme Yönetimi Programları üç gün boyunca süren saha ziyaretlerinde 9 farklı ölçüt üzerinden değerlendirildi.


Saha ziyaretlerinde takım üyeleri; BARÜ Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, Bartın Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Ayşe Genç Lermi başta olmak üzere program öğretim elemanları ve öğrenciler ile de bir araya gelerek çeşitli görüşmeler gerçekleştirdi.


Görüşmelerde ön lisans programlarının kalite ve akreditasyon süreçleri hakkında değerlendirmede bulunan Rektör Uzun, BARÜ’nün nitelikli eğitimin tescillenmesi için akreditasyon konusunda önemli bir performans gösterdiğini kaydetti.


Kaliteli eğitimin en önemli göstergesinin program akreditasyonu olduğunu belirten Rektör Uzun, “Üniversite olarak lisans programlarımızda olduğu gibi ön lisans program akreditasyonlarına da oldukça önem veriyoruz. Bu amaçla tüm bölüm ve programlarımız, kalite ve akreditasyon çalışmalarına büyük bir özveri ile devam ediyor. Yürüttüğümüz çalışmalar neticesinde Üniversitemizde bugüne kadar 19 lisans programımız akredite olurken, Meslek Yüksekokulu bünyemizdeki programlarımız da ilk kez akreditasyon süreçlerine dâhil oldu. Bu kapsamda akreditasyon çalışmalarıyla önemli bir adım atan Organik Tarım ile İşletme Yönetimi programlarımızı tebrik ediyor, çalışmalarında başarılar diliyorum. Meslek Yüksekokulu Müdürümüz Prof. Dr. Ayşe Genç Lermi, Bölüm Başkanlarımız Dr. Öğr. Üyesi Cevdet Gümüş ile Öğr. Gör. Dr. Hasan Yavuz’a, öğretim elemanlarımıza, öğrencilerimize ve emeği geçen tüm bileşenlerimize teşekkür ediyorum. Saha ziyaretleri ve daha iyiye ulaşma noktasındaki değerli yaklaşımları dolayısıyla MEDEK Değerlendirme Takımı Başkanı Prof. Dr. Sayın Ferhat Aydın ile takım üyelerine teşekkürlerimi iletiyorum. Ayrıca kalite odaklı çalışmalarımızda destekleri için YÖK Başkanımız Prof. Dr. Sayın Erol Özvar’a, YÖK üyelerimize ve Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Başkanımız Prof. Dr. Sayın Ümit Kocabıçak ile YÖKAK üyelerimize şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.



BARÜ ön lisans programları akreditasyon sürecinde

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Başkan Sengel’den AK Parti sıralarına: "Haydi yürüyün beraber gidelim" Selçuk Belediyesi Meclisi Ekim Ayı Meclis Toplantısı’nın ikinci oturumunda Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, dilek ve temenniler kısmında SGK borçları konusunda AK Partili meclis üyelerine çağrı yaptı. Başkan Sengel, “Hükümetin sözcülüğünü değil, Selçuk Belediyesinin, vatandaşın savunuculuğunu yapacağız burada. Haydi, sizin temsilciniz, bizim temsilcimiz SGK’ya birlikte gidelim ve diyelim ki; al kardeşim bitti gitti" dedi. Selçuk Belediyesi Meclisi Ekim Ayı Meclis Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda Selçuk Belediyesinin mali durumu ile ilgili önemli bilgiler paylaşan Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, "Biz bu teminatları bile vermek durumunda değiliz. O da devlet kurumu, biz de devlet kurumuyuz. AK Partili belediyeler de cami yerini bile kabul ediyorlar. Bizden istemedikleri şey kalmıyor. ‘İnşaat yapmaya hazır mı’, ‘sadece tarım arazisi olması yetmez.’ Yer beğendiremiyoruz. ‘Üzerinde hiçbir şey olmasın’, ‘Üzerinde hemen inşaata gidilsin’. Kime verilecekse ne yapılacaksa çok merak ediyoruz” dedi. “5 milyon turistin girdiği bir yere İller Bankasının payı bu olamaz” Selçuk’un İller Bankasından aldığı payın yetersiz olduğunu savunan Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, “38 bin nüfusa göre İller Bankası payının belirlenmesini de esefle kınıyorum. Efes Antik Kenti’nin olduğu, 5 milyon turistin girdiği bir yere İller Bankası’nın payı bu olamaz. Bu yetmiyormuş gibi yeni yapılacak olan otoparkın ihale sözleşmesinde ya da şartnamesinde Selçuk Belediyesinin olmaması ve elinden alınması tehdidi ile uğraşırken yine tek gelirimiz olan Meryem Ana ile ilgili sürüncemede durmak da buna dahil” diye konuştu. "’Efes bizimdir’ ortaklaşmanın işidir" AK Parti sıralarına seslenen Başkan Ceritoğlu Sengel, “Herkesi uyarıyorum şimdi. Geçen dönem Efes bizimdir diye başladığımız iş ortaklaşmanın işidir. Hükümetin sözcülüğünü değil, Selçuk Belediyesinin, vatandaşının savunuculuğunu yapacağız burada. Tekrar söylüyorum, eğer ki Meryem Ana otoparkı giderse, Efes Alt Kapı otoparkı değiştiriyorum mevzusuna giderse, yazalım hep beraber Bakanlar Kurulu’na, kapatsınlar Selçuk Belediyesini. İşte o zaman hepiniz rahat edersiniz. Haydi, sizin temsilciniz, bizim temsilcimiz SGK’ya birlikte gidelim ve diyelim ki; al kardeşim bitti gitti. Varsa gücümüz bunlara kullanacağız. Bir arada hareket edip çözdüğümüz birçok problem sebebiyle geçmiş dönemlerde katkısı olanlarla biraz sohbet etmenizi isterim bu memleket için, bu memleketi temsil etmiş olan meclisi için” dedi.
Ankara Dijital dolandırıcılığa karşı alınabilecek basit önlemler mağdur olmayı engelleyebilir Son yıllarda artan siber dolandırıcılık olayları nedeniyle çoğu vatandaş mağdur olurken, gelişen dolandırıcılık yöntemlerine karşı, kişisel bilgilerin ve varlıkların korunması her geçen gün zorlaşabiliyor. Uygulanabilecek birkaç yöntem sayesinde ise sanal ortam daha güvenli hale gelebiliyor. Teknolojinin gelişmesi ve internet kullanımının artmasıyla birlikte ortaya çıkan yeni suç türü siber dolandırıcılık, her geçen gün büyüyen bir tehdit haline gelerek insanların mağdur olmasına neden oluyor. Sosyal medyadaki aldatıcı reklamlara inanmak, kazanç sağlayacak yatırım önerilerinin olduğu internet sitelerine itibar etmek ya da mesajla gelen bir bağlantı adresine girilmesi, mağdurların çoğu kez farkında olmadan dolandırılmasına yol açabiliyor. Son zamanlarda yapay zeka sistemlerinin de aktif bir şekilde kullanıldığı dijital dolandırıcılığa karşı alınacak basit tedbirlerle ise üzücü durumların yaşanmasının önüne geçebilmek mümkün. "Vatandaşa ait tüm kişisel verilerin çalınıp depolanabiliyor" Ankara Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şubesinde görevli Komiser Volkan Akbudak, dolandırıcıların sıklıkla kullandıkları yöntemlerden bahsederek, "Dijital dolandırıcılıkta mağdur edilmek istenen vatandaşlara yönelik izlenen ve en fazla tercih edilen 2 yöntem var. İlki; kişisel veri hırsızlığı yapmak için kullanılan zararlı yazılımlar. Bu sayede vatandaşa ait tüm kişisel verilerin çalınıp, depolanabiliyor. Farklı amaçlarla kullanıldığı durumlarla da karşılaşabiliyoruz. Bunun dışında, dolandırıcılık maksadıyla oluşturulan ‘Android Paket Kiti’ (APK) adını verdiğimiz uygulamalar üzerinden de kişilerin banka, kredi kartı ya da kripto varlıklarının çalınması olaylarına yoğun şekilde rastlıyoruz" dedi. "Yapay zekayla devlet büyüklerinin ya da kamuda saygınlığı olan kişilerin sesleri taklit edilebiliyor" Dolandırıcıların, yapay zeka yöntemiyle saygın kişilerin seslerini taklit ederek güven ortamı sağlamaya çalıştıklarını dile getiren Akbudak, "Mağdur kişiler, sosyal medya üzerinde gördükleri ve inandırıcılığı artırmak için sayfalara yerleştirilmiş kurum ya da kuruluşların logolarının kullanılması suretiyle, burada yapılan paylaşımlara inanabiliyor. Görüşme sağladıkları şüphelilere ait hesap numaralarına veya dijital cüzdan adreslerine de para transferi yaparak dolandırılabiliyorlar. Bir diğer yöntem ise, son zamanlarda yapay zekayla devlet büyüklerinin ya da kamuda saygınlığı olan kişilerin seslerinin taklit edilmesi. Bu sayede inandırıcılığın artmasından dolayı vatandaşların dolandırıldığını görüyoruz" ifadelerine yer verdi. "Şüpheliler artık fiziki değil, sanal hırsızlık yönelmiş durumda" Artık birçok işlemin dijital yollarla yapıldığı için siber dolandırıcılıkta artış olduğuna değinen Akbudak, "Dijital dolandırıcılığın son yıllarda artmasının sebebi, vatandaşlarımızın bütün birikimlerini, varlıklarını banka hesabında veya kripto cüzdanlarında tuttuklarının bilinmesi. Bu yüzden şüpheliler artık fiziki değil, sanal hırsızlığa yönelmiş durumda" diye konuştu. "Okullarda çeşitli etkinlikler ve seminerler düzenleniyor" Vatandaşların mağdur olmaması için yapılan çalışmalardan bahseden Akbudak, "Siber suçlara karşı, İçişleri Bakanlığının ‘Siberay’ projesi kapsamında, okullarda çeşitli etkinlikler ve seminerler düzenleniyor. Burada, siber zorbalık ve siber saldırılara karşı kendilerini nasıl koruyabilecekleri ve nelere dikkat etmeleri konusunda gençlerimizi bilgilendiriyoruz. Bunun dışında Emniyet Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı ve İl Emniyet Müdürlüklerinin resmi sosyal medya hesapları üzerinden de bu durumlarla ilgili paylaşımlar yapılarak vatandaşların daha bilinçli olması sağlanıyor" ifadelerine yer verdi. "Yatırım vaadi yapan sosyal medya hesaplarına itibar edilmemeli" Mağdur olmamak için alınabilecek bireysel önlemleri dile getiren Akbudak, "Vatandaşlarımızın kaynağını bilmedikleri internet sitelerine kesinlikle itibar etmemeleri gerekiyor. Sosyal medyadan gönderilen ve kaynağı bilinmeyen linklere girmemeleri, bilmedikleri uygulamaları telefonuna yüklememeleri de önlemler arasında sayabilir. Bunun dışında, insanlarımızın yatırım vaadi yapan sosyal medya hesaplarına da inanmamalı ve devletin izin vermiş olduğu, yatırım yapılabilecek kurumları yeteri kadar araştırdıktan sonra bu mecralara girmeli. Yurt dışından arayıp kendisini yatırımcı olarak tanıtan kişilere inanmamalarını da alabilecekleri önlemler arasında sayabiliriz" şeklinde konuştu. "En yakın yere şikayette bulunması gerekiyor" Mağdur olan bir kişinin yapması gerekenleri anlatan Akbudak, “Dolandırıldığı düşünen kişi ilk olarak cep telefonundan sim kartını çıkartmalı ve internet bağlantısını kesmeli. Eğer telefonda zararlı bir yazılım varsa şüpheliler, mağdurun telefonundan uzaktan erişimle işlem yapabilir. Mağdur kişi, müşterisi olduğu bankaya başvurarak bilgilendirme yaptıktan sonra en yakın yere şikayette bulunması gerekiyor“ ifadelerini kullandı. "Yatırım yapıp kazanç sağlamış gibi kendisini tanıtan hiçbir kişiye itibar edilmemeli ve kulak asılmamalı" Özellikle yatırım vaadi yapan sosyal medya hesaplarından uzak durulması gerektiğini söyleyen Akbudak, "Hiçbir kurum, kesinlikle sosyal medya hesabından yatırımı teşvik eden paylaşımlar yapmaz. Sanki o kurumdan yatırım yapıp kazanç sağlamış gibi kendisini tanıtan hiçbir kişiye itibar edilmemeli ve kulak asılmamalı" dedi. "Vatandaşımız detaylı olarak bilgilendiriliyor" Dolandırılma durumlarına yönelik gerçekleştirdikleri çalışmalarla ilgili konuşan Akbudak, şu ifadelere yer verdi: "Dolandırıldığını beyanla ya da savcılık üzerinden yaparak şubemize gelinen bütün durumlarda, öncelikle mağdurla irtibata geçerek hem ifadesinin alınması, hem de konuyla ilgili kendisine bilgi verilerek güvende hissetmesini sağlamaya çalışıyoruz. Bunun dışında vatandaşlar cep telefonuna bir program söylüyorsa, bunun da zararlı bir yazılım olduğu tespit edilirse, şubemizde cihazla ilgili gerekli incelemeleri yapıyoruz. Eğer tedbir alınacaksa vatandaşımız detaylı olarak bilgilendiriliyor. Soruşturmaya ilgiliyse, en hızlı şekilde Cumhuriyet Başsavcılığımızla irtibata geçiyoruz. Banka veya diğer kurumlarla gerekli yazışmaları yapıp, vatandaşın mağduriyetinin giderilmesi ve suçun ortaya çıkarılması için en etkin mücadeleyi veriyoruz."
Ankara Dijital dolandırıcılığa karşı alınabilecek basit önlemler mağdur olmayı engelleyebilir Son yıllarda artan siber dolandırıcılık olayları nedeniyle çoğu vatandaş mağdur olurken, gelişen dolandırıcılık yöntemlerine karşı, kişisel bilgilerin ve varlıkların korunması her geçen gün zorlaşabiliyor. Uygulanabilecek birkaç yöntem sayesinde ise sanal ortam daha güvenli hale gelebiliyor. Teknolojinin gelişmesi ve internet kullanımının artmasıyla birlikte ortaya çıkan yeni suç türü siber dolandırıcılık, her geçen gün büyüyen bir tehdit haline gelerek insanların mağdur olmasına neden oluyor. Sosyal medyadaki aldatıcı reklamlara inanmak, kazanç sağlayacak yatırım önerilerinin olduğu internet sitelerine itibar etmek ya da mesajla gelen bir bağlantı adresine girilmesi, mağdurların çoğu kez farkında olmadan dolandırılmasına yol açabiliyor. Son zamanlarda yapay zeka sistemlerinin de aktif bir şekilde kullanıldığı dijital dolandırıcılığa karşı alınacak basit tedbirlerle ise üzücü durumların yaşanmasının önüne geçebilmek mümkün. “Vatandaşa ait tüm kişisel verilerin çalınıp, depolanabiliyor” Ankara Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şubesinde görevli Komiser Volkan Akbudak, dolandırıcıların sıklıkla kullandıkları yöntemlerden bahsederek, “Dijital dolandırıcılıkta mağdur edilmek istenen vatandaşlara yönelik izlenen ve en fazla tercih edilen 2 yöntem var. İlki; kişisel veri hırsızlığı yapmak için kullanılan zararlı yazılımlar. Bu sayede vatandaşa ait tüm kişisel verilerin çalınıp, depolanabiliyor. Farklı amaçlarla kullanıldığı durumlarla da karşılaşabiliyoruz. Bunun dışında, dolandırıcılık maksadıyla oluşturulan ‘Android Paket Kiti’ (APK) adını verdiğimiz uygulamalar üzerinden de kişilerin banka, kredi kartı ya da kripto varlıklarının çalınması olaylarına yoğun şekilde rastlıyoruz” dedi. “Yapay zekayla devlet büyüklerinin ya da kamuda saygınlığı olan kişilerin sesleri taklit edilebiliyor” Dolandırıcıların, yapay zeka yöntemiyle saygın kişilerin seslerini taklit ederek güven ortamı sağlamaya çalıştıklarını dile getiren Akbudak, “Mağdur kişiler, sosyal medya üzerinde gördükleri ve inandırıcılığı artırmak için sayfalara yerleştirilmiş kurum ya da kuruluşların logolarının kullanılması suretiyle, burada yapılan paylaşımlara inanabiliyor. Görüşme sağladıkları şüphelilere ait hesap numaralarına veya dijital cüzdan adreslerine de para transferi yaparak dolandırılabiliyorlar. Bir diğer yöntem ise, son zamanlarda yapay zekayla devlet büyüklerinin ya da kamuda saygınlığı olan kişilerin seslerinin taklit edilmesi. Bu sayede inandırıcılığın artmasından dalayı vatandaşların dolandırıldığını görüyoruz” ifadelerine yer verdi. “Şüpheliler artık fiziki değil, sanal hırsızlık yönelmiş durumda” Artık birçok işlemin dijital yollarla yapıldığı için siber dolandırıcılıkta artış olduğuna değinen Akbudak, “Dijital dolandırıcılığın son yıllarda artmasının sebebi, vatandaşlarımızın bütün birikimlerini, varlıklarını banka hesabında veya kripto cüzdanlarında tuttuklarının bilinmesi. Bu yüzden şüpheliler artık fiziki değil, sanal hırsızlığa yönelmiş durumda” diye konuştu. “Okullarda çeşitli etkinlikler ve seminerler düzenleniyor” Vatandaşların mağdur olmaması için yapılan çalışmalardan bahseden Akbudak, “Siber suçlara karşı, İçişleri Bakanlığının ‘Siberay’ projesi kapsamında, okullarda çeşitli etkinlikler ve seminerler düzenleniyor. Burada, siber zorbalık ve siber saldırılara karşı kendilerini nasıl koruyabilecekleri ve nelere dikkat etmeleri konusunda gençlerimizi bilgilendiriyoruz. Bunun dışında Emniyet Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı ve İl Emniyet Müdürlüklerinin resmi sosyal medya hesapları üzerinden de bu durumlarla ilgili paylaşımlar yapılarak vatandaşların daha bilinçli olması sağlanıyor” ifadelerine yer verdi. “Yatırım vaadi yapan sosyal medya hesaplarına itibar edilmemeli” Mağdur olmamak için alınabilecek bireysel önlemleri dile getiren Akbudak, “Vatandaşlarımızın kaynağını bilmedikleri internet sitelerine kesinlikle itibar etmemeleri gerekiyor. Sosyal medyadan gönderilen ve kaynağı bilinmeyen linklere girmemeleri, bilmedikleri uygulamaları telefonuna yüklememeleri de önlemler arasında sayabilir. Bunun dışında, insanlarımızın yatırım vaadi yapan sosyal medya hesaplarına da inanmamalı ve devletin izin vermiş olduğu, yatırım yapılabilecek kurumları yeteri kadar araştırdıktan sonra bu mecralara girmeli. Yurtdışından arayıp kendisini yatırımcı olarak tanıtan kişilere inanmamalarını da alabilecekleri önlemler arasında sayabiliriz” şeklinde konuştu. “En yakın yere şikayette bulunması gerekiyor” Mağdur olan bir kişinin yapması gerekenleri anlatan Akbudak, “Dolandırıldığı düşünen kişi ilk olarak cep telefonundan sim kartını çıkartmalı ve internet bağlantısını kesmeli. Eğer telefonda zararlı bir yazılım varsa şüpheliler, mağdurun telefonundan uzaktan erişimle işlem yapabilir. Mağdur kişi, müşterisi olduğu bankaya başvurarak bilgilendirme yaptıktan sonra en yakın yere şikayette bulunması gerekiyor“ ifadelerini kullandı. “Yatırım yapıp kazanç sağlamış gibi kendisini tanıtan hiçbir kişiye itibar edilmemeli ve kulak asılmamalı” Özellikle yatırım vaadi yapan sosyal medya hesaplarından uzak durulması gerektiğini söyleyen Akbudak, “Hiçbir kurum, kesinlikle sosyal medya hesabından yatırımı teşvik eden paylaşımlar yapmaz. Sanki o kurumdan yatırım yapıp kazanç sağlamış gibi kendisini tanıtan hiçbir kişiye itibar edilmemeli ve kulak asılmamalı” dedi. “Vatandaşımız detaylı olarak bilgilendiriliyor” Dolandırılma durumlarına yönelik gerçekleştirdikleri çalışmalarla ilgili konuşan Akbudak, şu ifadelere yer verdi: “Dolandırıldığını beyanla ya da savcılık üzerinden yaparak şubemize gelinen bütün durumlarda, öncelikle mağdurla irtibata geçerek hem ifadesinin alınması, hem de konuyla ilgili kendisine bilgi verilerek güvende hissetmesini sağlamaya çalışıyoruz. Bunun dışında vatandaşlar cep telefonuna bir program söylüyorsa, bunun da zararlı bir yazlım olduğu tespit edilirse, şubemizde cihazla ilgili gerekli incelemeleri yapıyoruz. Eğer tedbir alınacaksa vatandaşımız detaylı olarak bilgilendiriliyor. Soruşturmaya ilgiliyse, en hızlı şekilde Cumhuriyet Başsavcılığımızla irtibata geçiyoruz. Banka veya diğer kurumlarla gerekli yazışmaları yapıp, vatandaşın mağduriyetinin giderilmesi ve suçun ortaya çıkarılması için en etkin mücadeleyi veriyoruz.” (ALİ-